Türk dili üzerinde- ki çalışmalar. İbrahim Necmi Dilmen varılan ne- ticeleri etraflıca izah ediyor. İstanbul — Dil cemiyeti genel sekreteri İbrahim Necmi Dilmen Türk dili üzerindeki çalışmaların vardığı neticeler hakkında şunları söylemiştir: — Bu seferki kurultay eski kurultaylardan tamamile fark- lıdır.. Denebilir ki birinci ku- rultay bir tesis toplantısı idi. Orada herkes birçok bilgisini döktü. Fakat hedef dil kuru- munu kurmak ve ona çalışma cephelerini tayin — etmekten ibaretti. İkinci kurultay daha çok ameli olarak ortaya çıkarılmış dil — mahsullerinin — teşhirine mahsus bir toplantı idi. Bu üçüncü dil kurultayında Tür dil kurumu, emsali dünya dil kurumlarına nasib - olma- mış diyebileceğim bir hariyete eriyor. O da bütün dillerin ilk ana kaynağına aid bir Türk teorisinin ortaya konması ve bunun yalnız yurd- daşlara değil kurultayda misa- | fir bulunacak yabancı dil bilginlerinin vasıtasile bütün dünyaya yayılmasıdır. Bu suretle bu kurultayda arsıulusal müstakbel kongrenin tohumunu ekiyoruz. — Arsıulusal müstakbel dil koöngresinin ne zaman olaca- ğını tahmin edersiniz.? — Biz ümid ederiz ki belki gelecek kurultayda bu olabilir. Çünkü teoride çok ilerledik. Önümüzdeki seneler zarfında daha çok sarfederek Türk dil tamamlıyan büyük isbatlar bulacağımızı ve mesai tezini tezimizi itiraz götürmez bir şe- kilde tesbit edeceğimizi çok ümid ediyoruz. — Bu kurultayda edilecek tezlerin mevzuu ne- dir? — Umumi içtimada verile- cek tezlerin hemen hepsi güneş - dil teorisine aiddir. Sonra güneş dil teorisi usu- lile çalışmaların vermiş oldu- ğu ehemmiyetli neticeleri şöyle hulâsa etti: — Hind Avrupai zümresi diye anılan diller var. Sonra Hami, Sami dil zümresi var. Lisan âlimleri bu iki zümre için müşterek bir dil kaynağı bulunması lüzumunda mütte- | fiktirler. Bu kaynağı aradılar. Fakat bir dılar. Güneş dil nazariyesi bu Mmeçhulü halletmiştir. Her iki Zümreye mensub dillerin ana kaynağı Türkçedir. Bu tezin €en kuvvetli deli- lini orta Asya'nın tarihinde buluruz. Tarih gösteriyor ki, Türkler orta Asyada insan Medeniyetinin — ncolitik Verilen bir devresini kurmuş- lardır. - Malümdur. ki, umumiyetle Tnsanların ilk içtimat inkişg- nda evvelâ paleolitik, sonra hîolilik denilen devrelere tesa "İ_cdîlir. Bunların birincisin- * ihsanlar havvan gibi ma- #aralarda yaşarlar. Taş par- annı hiç cilâlamadan, tabii inde ölet diye kullanırlar. tlarında söz dili yoktur. Cak ya işaretlerle veya yarı Vanca sadalarla birbirlerile rlar, neticeye varama- ismi maz- | | falı) Tür tetkik | Yakut dili diye bir dil Şifabhi bir dil halinde kalmış, Tam manâsile insanlık me- deniyeti, — taşlar - cilâlanarak maksada göre türlü türlü âlet- ler haline konulduğu, hayvan- lar ehlileştirildiği, söz dili ku- rulduğu, — iptidai vücuda getirildiği zaman baş- lar. İnsanlığın tekâmülüne bu mühim merhaleyi sokan me- iyet devresine neolitik is- mi verilir. Orta Asya kurakları tabit ş:—kıîde! i, Orta Asya'da iz medeniyeti yurdlarında tekâ- meskenler neotilik dedi; kuran — Türk'ler kalır orada inkişaf ve müle devam ederlerdi Fakat araya Orta Asya'nın kurak- hıkları girdi. Yeni medeniyet safhası sayesinde miktarları, daha iptidat seviyedeki yaşa- yışlarda görülmemiş bir dere- cede çoğalan Türk'ler, dünya- nın dört tarafına yayıldılar ve varlıkları yüksek medeniyet seviyesini ve ilerlettikleri söz dilini de yazdılar. Türk'lerin neolitik mede- niyetini ne suretle dünyaya yaydıkları, geriye kalan eser- ler ve bunlarla bir arada bu- lunan kafa tasları ianesile ta- kib ve tesbit edilmiştir. Her taraftaki ilk neolitik eserlerle beraber bulunan kafa tasları, bir isefal (Yani an- | ü ile geniş ka- | aid kafa İçi lere trepalc tas- larıdır. Dünden kalan diller Bu eserleri yayan Türk'lerin ayni — medeniyet devresinde tekâmül ettirdikleri söz dilini de yaydıklarının en canlı de- lilini, şurada burada büyük medeniyet cereyanlarından uzak kalarak ilk iptidaf ma- hiyetini muhafaza eden dillerde Meselâ Sibirya'da var. buluruz. yazısı Yok: Hâlâ Rus — harfle- rile yazılıyor. Sonra Ural Vol- ga nehirleri arasında, Üren- burg ve Ula taraflarındaki Ço- vaş İehçesini zikredebiliriz. Amerika'da da İspanyol tesi rinden azâde kalmış, dikkale | değer eski diller var: Meksi- ka'nın cenubunda Maya dili, Pecruda Geşua z Kuş Sonra Avrupa'da da Bask dili Vat ki”kalâ buğün 'bile ler menşelni arayıp duruyarlar. Sonra yeni yeni keşfedilen Sümer, Eti ve Elam dillerine aid mahkük eserler (filân gibi | dil yadigârları var. Bütün bu gibi iptidai unsur mahafaza eden — diller tetkik edilince ve bahsettiğim eski dillere aid yadigârlarla muka- yese olununca derhal görülü- yar ki bütün bu dillerde bir ana dilinin izleri yaşıyor. Ge- rek tarih malümatı ve gerek dil mukayeseleri bu ana dilin, ilk taş cilâlıyan, tunç yapan, maden işliyen kavn ol ması - lTözimgelece; yor gösteri- Kökler hep Türkçe Hindi Avrupai” denilen dil zümresinin köklerini araştır- mayı iş edinmiş -âlimler var- dır ki bunların en — marufu, Holois Valde isminde bir Al- man âlimidir. Bu zat koca | Ortamektebi Ş Hava postaları Rir gecede üç yan- Tren Fazası gın oldu. Hangar inşasına başlandı. İzmir - İstanbul ve Ankara arasında muntazam hava pos- taları tayyarelerinin inip ha- valanmaları i Halkapınar sahasında hazırlanmakta olan istasyon yakında tamamlana- caktır. Hava postaları tayya- releri için bir de hangar in- şasına başlanmışlır. Haber al- dığımıza göre bu hava istas- yonunun açılma merasimi 9 eylül kurtuluş bayramı yapılacaktır, O günden itiba- ren muntazam seferlere de başlanacaktır. Lise ve Ortamektep İhtiyacı fazladır.. İzmir'deki Liselerle Orta mekteplere, Kız Enstitüsü ve Ticaret lisesine kayıt ve ka- bul muamelesine devam edil- mektedir. Kültür bakanlığı Kültür Kurulu azasından Hik- met'in, bugünlerde şehrimize gelerek Ortamektepler - vazi- yetini tetkik edeceği haber alınmıştır. Bu sene İlkmektep- lerden mezun talebe, Orta mekteplere girmek üzere mü- racaat —etmiş olduklarından Ortamekteplerde talebe vazi- yeti çok sıkışıktır. Şehrimiz Kültür direktörlüğü, bu vazi- yete karşı tedbirler almakta- diır. İzmir'de Ortamektep için müracaat cden hiçbir çocuk açıkta kalmıyacak ve hepsi ekteplere — yerleştirilecektir. Karataş Ortamektebinin Kız haline konması çok muhtemeldir. Suiüstimal Bazı suiistimaller yüzünden tevkif edilmiş olan muhasebei hususiye Basmahane maliye tahsil şubesi tebliğ memurla- yından Şükrü'nün elinin işten çektirilmasi takarrür etmiştir. günü İcra memuru İcra memurluğu imtihanında muvaffak — olan icra kâtiple- rinden Bekir Sıtkı Karslı oğlu terfian icra memurluğuna ta: yin edilmiş ve emri gelmiştir: 'Bu çalışkan memuru takdir ederiz. ki ciltlik bir kitap yazmış, muhtelif lisanlar arasında müş- terek olan ana kökleri ve bunların her lisanda aldığı şekilleri tesbit etmiştir. Kitaptaki kökler hakkında araşlırmalar yaptık. Bunların büyük kismı ayni manâda ve | ya pek yakın bir manâda Türkçe'de canlı kelime o! yaşıyor. Meselâ fiylosofi keli- mesinin birinci unsuru olan Fil, i ele alahım. Valde'nin kitabında bunun muhtelif li sanlardaki şekli dahil kökü esbit olunmuştur. Alman âliminin buna verdiği manâ tanış, dost, aşina gibi şeyler- dir. Türkçe, bilmek mastarı- ile nın “Bil, kökü de bu değil | midir ? Sanskrit te dahil ol- duğu halde bu kökler hiç bir lisanda muayyen bir manâ ifade etmiyor. Halbuki bizim hâlâ konuştuğumuz lisanda canlı olarak mevcuttur. Güneş - Dil Maziden bugüne doğru ta- | riht usüllerle intikal ede - cde bu neticeye vardıktan sonra ilk Türk söz dilinin başlangıcı hakkında ortaya bir faraziye Evelki gece şehrimiğde üç yangın olmuştur. Karşıyaka'da Mitatpaşa caddesinde - oturan eletrikçi Haşmet karısı Naci- ye'nin evinde yangın - çıkmış- sa da etrafa sirayetine mey- dan verilmeden söndürülmüş- tür. Yapılan tahkikatla yangı- | nın yemek pişirilmek üzere yakılan mangaldan rüzgâr te- sirile sıçrıyan kıvılcımdan çık- tığı anlaşılmıştır. Ev sigorta- sızdı. İkinci yangın Gazi bulva- rında 32 numaralı Ali'nin ga- rajında çıkmıştır. Garajda ça- lşan Muharrem oğlu Yakub orada bulunan bir otomobilin makinesini temizlerken elinde bulunan demiri yere düşürmüş ve almak istediği sırada ma- bir heyet geldi Trakya paviyonu hazırlıkları | için -Trakya umumi liği iktısad Kasaboğlunun riyasetinde bir mülettiş- müşaviri heyet şehrimize gelmiştir. He- yet, Tekirdağ ticaret odası başkâtibi Fehmi, Çanakkale ticaret odası başkâtibi Mus- tafa, Edirne ziraat memuru Hâşim ve Trakya köy bürosu memuru Lütfullah'tan — müte- şekkildir. Heyet, beraberinde im miktarda Trakya ma- mahsulâtından ge- mül mulât ve tirmiştir. Foto Kenan da İstanbul'dan gelmiş ve İzmir'in asâratika- sile muhtelif güzel manzara- larını ve limanımızda bulunan donanmayı filme — çekmeğe başlamıştır. Vilâyet idare heyeti Vilâyet idare heyeti, dün öğleden sonra vali muavini Cavid Ünver'in riyasetinde toplanmış, memurin muhake- matına âid bazı evrak üzerinde kararlar vermiştir. konulmuştur. Faraziyeye şöyle- ce varılmıştır: İplidaî insanlar bazı ecrama ve eşyaya mu- kaddes gözüyle bakıyorlardı. Mukaddes görüp - tanıdıkları şeylere tatem deniliyor. Gerek tarihi devirlere ve gerek tarih- ten evvelki devirlere ait elde mevcut malümat, bu devirler- deki insanların en büyük to- tem, yani mabudu güneş ol- duğunu gösteriyor. Bu insan- larca hayatın en büyük kay- nağı güneş addedildiğini Sov- Şükrü | yet âlimi Meşeanihof'ta teyit | ediyor. Buna dair delillerini Kurultaya bildirecektir. İptidai insanın, bu kadar kiymet verdiği güneşi ifade için kullandığı hecanın, söz dilinin ilk unsuru olduğu hak- kiyle farzedilebilir. Bu ilk hecayı hareket nok- tası olarak alırsak bir taraftan dilde hecanın tekâmülünü, di- ğer taraftan bu güneş fikrinin genişliyerek birçok — umumi mefhumlara yayılışını takibede- | rsek bütün dillerin bir asıldan kaynaşıp sonradan biribirinden ayrıldıklarını kolaylıkla istidlâl edebiliriz. —Sonu yarın— Fakat üçü de bastırıldı ve hiçbir zarar vermedi. kineye yakın bir yerde içinde yanm kilo kadar benzin bulu nan tenekeyi devirmiş ve hu- süle gelen kontaktan benzin parlıyarak yangın - çıkmıştır. Üzerine çuval atılmak suretile yangın söndürülmüş Üçüncü yangın Keçeciler caddesinde Cemal'in kira ile fırında polisler, İt- faiye henüz gelmeden yangını söndürmüşlerdir. Yangın ba- cada birikmiş olan kurumların ateş — almasından çıkmıştır. Fırın — sigortasızdı. bacadaki kurumları temizletmemek gu- retile yangına sebebiyet vermek suçundan fırıncı Cemal hak- kında takibata başlanmıştır. tuttuğu 57 nü çıkmıştır. Yetişe Trakya'dan İzmir'e| Trak 'yadan seyyah geliyor. Trakya'dan yakında İzmire 150 kişilik bir seyyah kafile- sinin geleceği haber alınmış- tır. Trakyalılar, Efez ve Ber- | gama harabelerine de - gide- rek-oradaki âsarıatikayı. geze- ceklerdir. Yeni maliye teş- kilâtında açıkta kalacak memurlar Defterdarlıkta yeni maliye teşkilâtı için hazırlıklara devam edilmektedir. Varidat müdür- lüğü kadrosu da gelmiştir. Evvelce İzmir'de ( 12 ) tane maliye tahsil şubesi vardı. Bina | ve arazi vergileri memurlarının, Muhasebei hususiye müdürlü- | ğüne devrinden sonra'" delter- | darlık emrindeki tahsil şube- lerinin miktarı sekize indiril miştir. Halbu ki evvelce 12 şubede de kazanç ve muamele vergileri memur ve kâtipleri vardı. Şimdiki şubeler teşki- lâtına göre bu Mmemurlar ih- tiyaçtan fazla görülmektedir. Onun için kazanç vergisi ile diğer vergiler memur ve kâ- tiplerinden fazla olanların bu ay başında tatbike başlanacak yeni teşkilât kanunile açığa çıkarılmaları muhtemel görül- mektedir. Vali—F._Ğüleç Vali Fazlı Güleç, dün Ke- ma'paşa kazasına giderek muh- telif işleri teftiş etmiştir. Bu meyanda kredi kooperatifleri- nin yeni esasa uymaları mü- nasebetile yapılan hazırlıkları da gözden geçirmiştir. - Vali- miz, akşam üzeri sehrimize dönmüstür. Nafta fen memurları arasında Nafıa fen memurları arasın- da bazı tayinler yapılmıştır. Nafıa Vekâletinden vilâyete gelen bir emirde Naha baş fen memuru Bedri Giray'ın Muş baş fen memurluğuna, tayin edildiği bildirilmiştir. Fen memürü Hıfzı Bozdağ, Van vilâyetine, Reşad Öz Sunay Ağrı vilâyetine Yakup Yeni- çeri, Bingöl vilâyetine tayin edilmişlerdir. 26 Kuzu par- ça parça oldu.. Burnava Mersinli'sinde şi- mendifer hattı üzerinde bir | kaza olmuştur. Hüseyin oğlu çoban Ali, 138 kuzuyu otlat- mak üzere demiryolu . etrafın- daki çayıra salmıştı. Bir aralık tütün almak üzere Mersinli'ye gilmiştir. O sırada İzmir'den Burnava'yâ gitmekte' olan 15 numaralı havali katarı, loko- motifin gürültüsünden ürkerek iki tarafa kaçışmağa başlıyan 26 koyun ve kuzuyu parçala- mıştır. Trende bulunan yolcu- 2 atarın yoldan çıkmasın- — dan korkarak - feryada başla- mışlarsa da birşey olmamıştır. Hâdise de dikkatsizlikleri gö- rülen makinisile çoban Ali haklarında tahkikata devam edilmektedir. Kazanç vergisi Vilâyet ve Belediye Hisseleri. Memurlarla müstahdimlerin maaşlarından tevkif edilen ka- zanç vergisinden Vilâyet, İda- rci Hususiye ve Maarif hisse- leri olarak ayrılan yüzde 34 ler için gönderilecek tediye emir- lerinin; bütçelere mes*of ve — nazım — varidat faslına irad kaydedildikten sonra maliye bütçesinde —açılacak — nazım masraf faslından her ay ti- hakkuk — nisbetinde — Hususi İdare ve Belediyelere — veril- — mesi bildirilmiş ve şimdiye kadar bu şekilde muamele yapılmıştı. Dün Maliye Vekâ- letinden Vilâyete gelen bir tamimde, 2781 sayılı kanunun — 5 inci maddesile 1 Haziran 936 tarihinden itibaren kazanç vergisinden Belediye hissesin- den başka hisse ayrılmaması kabul edilerek diğer hisseler hazineye bırakılmış olduğun- dan belediye hissesinin - tefri-, | kinde' şimdiye kadar tatbik — edilen usulün de sadeleştiril- " mesi düşünülmüş ve memur maaşlarından kesilen kazanç vergisinin hazineye kalan kısmı hakkında şimdiye kadar tatbik olunan mahsub usulünün be- lediye hisselerine de - tatbiki takarrür ettiği bildirilmiştir. İki nafıa komiseri İ Ve kilovat tarifesi.. | Şehrimiz nafıa müesseseleri | komiserliğine tayin * edilmiş | Folan Nafıa Vekâleti idari mü- — şaviri müfettiş Süruri, yakında — Ankara'dan şehrimize gelecek ı' ve eylülden itibaren yeni va- — zifesine başlıyacaktır. ) Nahıa Vekâletine gönderil: — miş olan ve elektrik kilovat | ücretini yeniden tesbit eden | tarife, henüz Vekâletten tas> — dik ve iade edilmemiştir.. Ye- — ni tarifenin - bugünlerde gel | mesi beklenmektedir. 3 Eylâl aylıkları Memurların eylül aylıklarına - ait bordroların hazırlanmasına , Defterdarlıkça başlanmıştır. ! i 4 Mahküm oldu 5 yaşında Mükerrem adında bir kızı yangın yerlerinde kiv-ı.’ letmeğe tasaddi eden Toknl'h_. İbrahim'in şehrimiz asliyeceza mahkemesinde iki sene bir gün hapsine karar verilmiştir. j j