Birinci Fransova BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA 60 Çeviren: F. Şeı;seddiıı Benlğâı Hain Burbon İngiltere'yi Fransa'nın işgaline davet etti.. Fransova, bu sulh şartlarına karşı azamet ve alayla cevab verdi: Bu manasız teklifleri yapmak için imparatorunuzun | size verdiği zahmet dolayısile çok mahcubum.. Siz ona de- yiniz ki, bu metalibatı kabul etmektense esir ve mahbus olarak ölmeği tercih ediyorum. Hükümetim henüz bakidir, or- duları vardır. Şahsi hürriyetim namına hükümetime Zarar ver- mek istemem. Eğer imparato- runuz benimle müzakere etmek istiyorsa lisanını değiştirmelidir! Dedi. .. Fakat birinci Fransova, mah- pesinde çatlamak derecesinde sıkılıyordu. Bütün hayatı çap- kınlık, faaliyet, av ve harb içinde ve büyük bir faaliyetle geçmişti. Açık havaya alışkın ve ka- panç yerlerden korkardı. Şim- di, kapalı bir yerde, kendisini biran bile yalnız bırakmıyan İspanyol'ların ter, ayak koku- ları içinde bunalıyordu. Git-gide hastalandı. Tabip- ler geldi, gitti, fakat kralın iç sıkıntısı gibi bu maddi has- talığının da tedavisi çaresini bulamadılar. İspanyol zabitlerden birisi Alenson, Fransova'nın biraz hususiyetini temin edebilmişti. Kral bazı bununla beraber kalenin hendeklerine kadar en- mekte ve top oynamakta idi. Fakat birdenbire bu müsaade de yasak edildi; kralın fira- rından korkuyorlardı. Çünkü, Fransova etmiyeceği hakkında namus üzerine söz vermeklen kat'i surette istinkâf ediyordu. Bunun üzerine kralın muha- fazasına memur olanların her sekiz günde biç değiştirilme- sine karar verildi. Fransova- ninş güzel sözler ve muamele- lerle muhafızlarının dostluğunu elde etmesinden korkuluyordu. * ** Nihayet, Şarlken validei kra- liye cevab verdi: * Naibi hükümet Madam! Oğlunuz kral hakkındaki kıy- metli ve acıklı mektubunuzu aldım. Onunla aramda sulh arzusu hoşuma gitmemiş — değildir; böyle bir sulhü bütün hıristi- yanlık âlemi de temenni et- mektedir. Arzunuz — üzerine, oğlunuz kral hakkında size muntaza- man malümat vermesi husu- sunu Dük dö Burbon'a emret- tim. Sizi memnun etmek ve Allah'ın rızasını yerine getir- mek için sulh çarelerini de bulmağa çalışacağım. .. Eskisinden daha kötüleşen ve bir. “Tütün balığı kadar küru ve kara bir hale gelen Dük dö Burbon, Fransa'ya girmek için fırsat kolluyordu. Askerine maaş veremiyecek kadar züğürt olduğundan as- kerlerine, Fransa'da şen ve şuh kadınlar vereceğini, Fran- sa'nın en mamur ve en zengin eyaleti olan Burgonya'nın yağ- masına müsaade edeceğini, en iyi şarapları içireceğini vade- diyordu. Kendisi gibi askerleri de sabırsızlanıyorlardı. Fakat Şa- rlken, Fransa kralını elde et- tikten sonra hiç acele etmiyor. Büyük. bir: betaetla ediyordu. Bunun üzerine hain Burbon İngiliz kralı sekizinci ! Hanri'ye müracaat etti v ettiği takdirde bütün Fram: kendisine di ve: — Bundan mükemmel bir fırsat elde edilemez. Fransız- lar İtalya'da büyük zayiat ver- diklerinden hiçbir mukavemet göstermiyecekler, Fransa'yı iş- gal bir araba tenezzühüne ben- ziyecektir. Dedi. Şarlken'i bütün Fransa'yı işgalden meneden tek bir se- eb va Parasızlık. İngiliz'ler de, yeni harb ver- gisi ve Şarlken'e yardım ha- sebile kralları aleyhine isyan etmişler ve sekizinci Hanri vereceğini — bildir müstahkem bir şatoya kaçmış | ve tebaasını bundan böyle merkezi Avrupa mes'elelerile ezmiyeceğini vadederek harb vergisini kaldırmağa mecbur kalmıştı. Pr Bu feci vaziyet karşısında, naibeci hükümet ne kıratta bir kadın olduğunu gösterebildi. Bu elli yaşında, ufak-tefek ve daima mustarib kadın mağlüb olmağı kabul etmedi. Bütün kabiliyetini kullanarak - bütün müşküllere karşı göğüs gerdi. Epey zaman sonra; — Krallığın müdafaası ve işlerin tanzimi için karşılaştı- ğim âni ve büyük ihtiyaçlar önünde kendimi kaybetmedim! Demiştir. —Sonu var — Denizli Valisi Teftişte Çal'da birçok işlerle Alâkadar oldu. Çal, (Hususi) — İlçeleri tef- tişe çıkan İlbayımıı ve Parti Başkanı E. Engür yanında saylavlarımızdan Emin Arslan ve umumi meclis üyelerinden Osman oldıığıı halde Çivrilden ilçemize gelmiş, hararetle kar- şılanmıştır. - İlçebaylık maka- mında İlbayımız Çal hakkında uzun uzadıya konuştuktan son- ra Uray parkına inmiştir. Geceyi Çal'da geçirmiş, er- tesi gün Parti işlerini teftişten sonra Denizli — İnay şosesi üzerinde ve Kasaba içinden geçen kısımda bizzat tetkikat yaparak Kasabalarda yapıla- cak olan bulvar ve şoselerin ilkönce Çal'dan başlangıcını ve Çal'ın şerefine uygun ol- mak üzere yakında bir şose yaptıracağını vadetmiştir. Ve “ilçemizin diğer imar işlerinde Uray başkanı ile konuşmuş- tur. Vazife dolayısile o ânda Çal'da bulunan Çivril hükü- met hekimini yanına alnrak Ortaköy'e gitmiş ve bu köy çocukları ve halkını muayene ettirerek çocuklardaki hastalığının önüne geçilmesini emretmistir. Bilâhare Çal'a dönüp yarım saat kaldıktan sonra Denizli'- ye gitmek üzere Çal'dan ay- rılmışlardır. hareket | sıtma | Bugünün mühim mes'elelerinden Iİtalya'nın Habeşistan'ı Paris'te çıkan Annales Cotoniales'te Thomas Gre- envood yazıyor: Müstakbel Cenevre toplan- tılarının neticesi ne olursa ol sun, İtalyanın Habeşistanı fet- hetmesi hâdisesi İngiltere'nin imparatorluk — stratejisi — için derhal halledilmesi gereken | mühim sorular ihdas etmek- tedir. Bu mes'elelerin şekli ve mümkün olan hal suretleri bütün sömürgeci — devletler üzerinde tesir yapmaktan geri kalmıyacaktır; çünkü bunlarda, istesinler istemesinler, hesah- larında İtalya tarafından dün- ya politikasına ithal edilmiş yeni unsurlara ve Almanyanın sömü.ge taleblerine yer ver- mek mecburiyetindedirler. Sö- mürgeci devletler bugünkü va ziyete alışmışlar ve deniz aşırı ülkelerini asgari masraflarla muhafaza etmek işini tanzim etmişlerdi. Bu Fransa ve İn- giltere için olduğu kadar, İn- giliz filosuna bir muvazene unsuru nazarile bakan küçük devletler için de doğrudur. Şu dakikada vaziyet ne mer- kezdedir? Milletler cemiyeti azalarının muhalefetine rağmen Habeşis- tan'ı fethetmiş olan İtalya Af- rika'daki ülkelerinin istikbali kısmen - onları müdafaa ede- cek kuvvetine bağlı olduğunu düşünmek — mecburiyetindedir. Londra deniz konferansiyle bağlanmamış olan İtalya deniz kuvvetlerini istediği gibi inşa etmekte serbestti. Fransa'nın bu vaziyetle reaksiyonu ne olacağını tahmin etmek vakit- siz olur; fakat herhalde Ak- denizde deniz kuvvetlerinin arlışı tasarlanabilir. O zaman İngiltere'nin Akdeniz'de şim- diye kadar sahib olduğu de- niz üstünlüğünü muhafaza edib edemiyeceği sorusu hatıra ge- lir. Bu üstünlüğün iki manası vardır: İngiltere'nin şark impa- ratorluğile ticari ve stratejik münakalesini temin etmek ve Akdeniz'de - İngiltere'ye tâbi Arab memleketleri üzerinde İngiltere'nin nüfuzunu idame etmek. İngiliz'ler, dünyayı istedik- leri şekle koymağa muvaffak | olamadıkları zaman menfaat- lerini organize ederler. İmdi, İtalya ile gerginleşen vaziyetin endişeler doğurduğu — esnada Akdenizde ne gördük o za- mana kadar Malta'da bulunan İngiliz donanması derhal Cib- lerini müdafaa için halin icab- | larına uyacak şekilde kendi- | almasının tesirleri. Ingiltere, Hindistan yolunu değiştirmeğe mecburdur. Fransa ve sömürgeler için de yeni bir vaziyet doğmuş bulunuyor. İngiliz gemileri raltar'a ve İskenderiye'ye gitti. Malta, birinci sınıf bir deniz üssü olarak muhafaza mekle beraber, imparatorluk yolu bakımından stratejik ehem- miyetini muvakkaten kaybede- bileceği — hâdiselerin zuhuru ihtimalini de gözönünde - tut- mak Jâzımdı. O zaman mü- dafaa ve taarruzun hakiki is- tinad — noktaları Akdeniz'in ucunda olacaktır. Bir harb za- manında ticaret gemilerinin bu geniş havzadan emniyetle geçemiyecekleri bir vaziyet hasıl olursa, İngiliz donanma- sının vazifesi düşman gemile- rini bu denizden çıkmaktan, menetmek, ve kat'i neticeye kadar onları her iki taraftan | taciz etmekten ibaret olacaktır. Bu şârtlar içinde, garpta Cibraltar büyük bir-ehemmi- yet alacaktır ; çünkü bu bü- yük üs atlantik filosuna isti- nat ederek boğazı geçilmez bir. halde tutabilir. Fakat şarkta, Filistin, Maveraişeria ve İrak'ta İngiliz menfeatleri nasıl muhafaza - edilecektir ? Bazı İngiliz stratejicileri, İn- giliz donanmasının bu şark ülkelerinin müdafaası uğruna feda edilemiyeceğini — söyliye- cek kadar ileri gittiler. Fakat resmi mahfiller bu fikre asla yanaşmamışlardır. Akdeniz'in şark havzasında mevzuu bah- solan İngiliz menfeatleri feda edilemiyecek kadar büyüktür. Şu halde buralarının deniz ve hava bakımından nasıl koru- nabileceğini gözden geçirelim. İngiliz filosunun İskenderi- ye ve Hayfa'da demirlemiş olmasına ve İngiliz hava kuv- vetlerinin Abukir'de geniş bir kamp vücuda getirmiş olma- sına rağmen, ne Mısır, ne de Eilistin İngiliz'lerin kendi top- raklarında askeri istihkâm ve üsler vücuda — getirmelerine müsaade etmiyeceklerdir. Bu- ralarda filolarını bulundurabil- , Mesine rağmen İngiltere bü- yük bir askeri üssü ancak İn- giliz toprağında vücuda geti- rebilir. Onun — içindir ki İtal- ya'nın Rodos tayyare ve Le- ros deniz üslerinin tehdidi altında bulunmıyan — Kıbrıs'ta kuvvetli bir deniz hava üssü vücuda getirilmesi düşünüldü. Bundan başka da Süveyş' ka- nalının müdafaasını kuvvetlen- dirmek için İngiliz'ler Kızı- deniz'in — kapısında bulunan Aden'le Perim'i tahkim etmek- tedirler. * Bütün bu tedbirlere rağmen harb — halinde imparatorluk edil- | lgltee -Mısır anlaşması - Nuhas Paşa a Londra'ya gidecek. İngiliz askerleri de yeni bir taksime tâbi t tutulacak! i Londra, 11 ( Radyo ) — Deyli Telgraf gazetesine göre İngiliz - Mısır muahedesinin imzasından sonra, Yakın şark- taki İngiliz kuvvetlerinin tak- sim ve idare şekli mühim surette değişecektir. Yeni kuvvetler - Filistin'de mevki alacaklardır. Filistin'den Süveyşe yeni ve askeri yollar vücuda getirilecektir. Elmukattam gazetesi, çok yakın bir âtide Nahas paşanın muahedeyi imza için Londra- ya gideceğini yazmaktadır. Kahire, 11 (Radyo) — İn- giliz - Mısır mukavelesini im- zaya memur edilen Mısır he- yeti Londra'ya gitmek hazır- lığındadır. Âskeri ve mes'ele'ezi tarmanen bıtmış Sudan î “ve “mukaveleler — muvakkıten imzalanmıştır. Kapitülâsyonlar mukavele- sinin de bugün biteceği an- laşılmaktadır. Mısır hükâmetinin kapitü- lâsyonları hotbehod refedeceği hakkındaki haberler yalandır. Bu mes'ele alâkadar — devlet- lerle müzakere suretile halle- dilecektir. Landra, 11 (Radyo) —Hü- — kümete gazeteler, Mısır. mükavelesinden bahse- derek kapitülâsyonların etra- fında çıkan haberlerin hiçbir esası — olmadığını yazmakta- dırlar. Müzakerat henüz de- vam etmektedir ve Londra'ya bu hususta belki hiçbir haber g.—lmı.mı y mensub uzum kurumu mü- 'dürünün beyanatı. | — Başı 1 inci suyfadn-—— — Dün bir gazetede bağ- cılara üzüm kurumu taralından | avans yerileceği hakkında bir haber vardı, ne miktar avans vereceksiniz ? — Bu mes'ele hakkında şimdiden kat'i birşey söylüye- mem. Kuruma, | recek kooperatiflere vaziyetin icabettirdiği kolaylıkları yapa- | cağız. Bundad maksad bağ- çıların heyecana ve - dedi-ko- dulara kapılarak piyasaya lü- zumsuz yere fazla üzüm gön- derip piyasayı şişirmemeleri ve bazen de fiat yükselecek diye düşünerek mahsdllerini SAĞ GURTTAT A DAT KUT ARER L yolunun Süveyşten değil Kap- tan dolaşması icabettiği aşi- kârdır. Bu hal İngiltereyi faz- la işgal edecek değildir, çün- kü İngiliz ticaret filosunun an- cak beşte biri Akdeniz yo- lundan istifade eder. Hindis- tan yolunu Kaptan geçirmek için, İngilizler Kaptan yüz ki- lometre kadar mesafede Sin- onsvillei Singapur gibi birinci derecede bir deniz üssü ha- line getirmeyi tasarlamakta- dırlar. Uzak şarkta buradan gemileri sevketmek Maltadan daha kolay olacaktır. Bu projeye muhalif olanlar birçok noktalardan itirazlar etmektedirler: Evvelâ yol uza- yacak ve lngılız deniz filola- rının bu nisbette artması ica- bedecektir. Sonra bütün yol boyunca kuvvetli bir müdafa- aya malik iskeleler vücuda getirmek icabedecek ve niha- yet Hind Atlasile Atlantikin cenubunda daima hüküm sü- ren-fırtınaları da hesaba kat- mak lâzım gelecektir. Fakat bütün bu güçlükler, İngiliz hükümetini Kap yolunu hazır- lamaktan — menedemiyecektir. Esasen birçok ticari nakliye gemileri tecrübe maksadile mahsus bu yoldan sevkedil- miştir. Fakat İngilterenin bü- tün Akdeniz stratejisini değiş- tirmeyi düşündüğünü iddia- et- mek henüz mevsimsizdir. Bu- radaki menfeatleri feda edi- lemiyecek kadar büyüktür. Esasen bir Akdeniz anlaşma: sının akti suretile vaziyetin düzelmesi de mümkündür. lüzüm gönde- f piyasaya iyasaya sürmekten çekinme- meleridir. Çunku sun'i şekilde yukseleı.:k piyasa netice iti- barile.iyi olmaz. Üzüm kuru- mu, Avrupa satış - fiatlerine göre müstahsilin üzümlerini borsada satmak isini tanzim etme vazifesini görecektir. — İzmir'deki iaracatçılardan bazıları evelce tesbit edilen üzüm haddi asgari fiatlerinin indirilmesini isteyorlar mış bu- nun hakkında ma'ümit lütfe- der misiniz? — Böyle bir şayiayı ben de duydum. Amma ihracatçılar birliğinin son içtimaına ben de bizzat iştirak ettim, böyle bir mevzua temas ettiklerini görmedim. Esasen rekoltenin son aldığı vaziyete ve hava- larda görülen itratsızlığına na- zaran înyle bir karar almağa da lüzum olmadığını zannedi- yorum. Meselâ, üzüm kurumu, tesbit edilen haddi asgariler üzerinden bile alivre satışla- rında tereddüd etmektedir. Üzüm kurumunun elinde geçen seneki mahsulden 20 bin çuval üzüm bulunduğu söy- leniyor. Bu mahsuller ne va- kit satılacaktır ? — Eski mahsul tamamen satılmış ve hattâ bazı sipariş- lere de red cevabı. verilmek mecburiyeti hasıl olmuştur. — Şimdiye kadar yapılan. alivre üzüm satışları ne ka- dardır? Bu husustaki tahminler muh- teliftir. Gerçi bu mikdarın 1,5-2 milyon kutu arasında olduğu söyleniyorsa dabu hu- susta bir fikrim yoktur. * ** Ş Üzüm kurumu, fuarda iki — büyük pavyon kiralamıştır. Bu pavyon,arda muhtelif tip üzüm- lerle tariş tipleri teşhir edile- ceği gibi muhtelif mıntaka- larda yetişen yaş üzümler de ayrıca teşhir olunacaktır. Elektrikle yaş ve kuru üzüm- — lerden neler yapıldığı hakkın- da da gayet güzel ve eazib leyhalar vücuda getirilecektir. Pavyonların dekarasyon işile sanayii nefise profesörü Vedad Ar meşgul olmaktadır. Mem- leketimiz mahşulünün en mü- — himinin bu suretle teşhiri çok — yerinde bir harakettir.