.57 Birinci Fransova, dört yerinden yarâlı olarak Şarlken'e esir düştü.. Kral birinci Fransova, Ma- m dö Şatobriya'nın kardeşi, Mareşal dö Fuakse: .— Müsyü dö Leskun, - işte Şimdi-Milâno dukası- oldum! Diye bağırdı. Düşmanı takib etti, ve ni- Hayet atların nefes almaları için durdu. Fakat bu sırada, Dük dö İ rbon sahneye girdi, firari- €ri durdurdu, topladı; mülhiş ir taarruza geçti. Fransova Yeniden hücuma girişti; mız- rağı kırılmıştı;. fakat dürma: l_ulıcını çekti. 'lilerin kaçmağa baş- ıad'ğ"" görünce bunların önü- he geçmek istedi. Fakat beyhudel Bütün askerleri bozuluyor- du. Kral, bu vaziyeti görmekle beraber, küçük bir. kıt'a ile Müdafaayı firara, namussuzluğa tercih etti. Krala sadık - olan- r, Fransız asılzadeleri de Yerlerinden ayrılmadılar. » Mareşal dö la Palis, Savua Piçi, mareşal dö Fuaks, kah- Tamanlar kahramanı la Tre- Muil, daha yirmi kadar asıl- zade ölmüş veyahud yaralan- Mıştılar. Bu bozgunluğun mü- sebbibi ve mes'ulü olan ami- ral Bonnive ölmek istemiş ve ica dövüşerek maktul düşmüştül! _K"'ı- düşman arasında yal- hiz başına dövüştü, durdu. Yü- zünden ve ellerinden yaralan- mıştı, Silâhları kullarılmıyacak bir halde idi. Kendisini Alman Süngü, kılıç ve mızraklarından Mürekkeb bır orman ihata et- Mmişti. Kendisini teslim olmak | için icbar ediyorlar fakat Fran- Sova, ağır kılıcı dört tarala Şevirerek mukavemet ediyordu. Bu kılıç, Marinyan zaferini kazanan kılıçtı! Bu aralık bir mızrak dar- besile yaralanan alı da — dev- rildi. Fransova atın altında kaldı; mukavemet ve müdafaa edemiyecek hale girdi. Kımıl- damıyacak bir vaziyete düş- Müştü., y Hemen üzerine - saldırdılar, üzerinde ne buldularsa, Fran- Sovaz'ın resmini bile aldılar. Fransa'dan kaçmış hainler- den birisi Fransova'ya: — Sir, dedi. Müsaade bu- Yürursanız, sabık başkumanda- hınız sizi ziyaretle şeref bul- Mak istiyor! Bir haine teslim olmak mı? Buna hiçbir zaman imkân Yoktu. Kral, fevkalbeşer bir Sayretle kalkmağa çalışarak: — Hayır. Hayır! Diye hay- kırdı. Ben kılıcımı ancak Mar- ki Lannoye veririm! Şarlken'in İtalya hidivi he- Men koştu; diz çökerek mağ- küb kralın kılıcını teslim aldı. ral: « — Sinyor Don Karlol Na- Muskârane mağlüb düşen bir krahın kılıcını size veriyorum.. i. AKrılın elli kadar maiyyeti, #dir askerlerinden Marot ve P*Piyon, Navar krahı da esir Üşmüştü. İki saat içinde on bin Fransız'-askeri ölmüş ve talya- büsbütün “elden çık- Mıştıl x_n—l. kan ve ter içinde o L BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeviren: F. gcm:eddı'n Benlioğlu bataklık kl"'utılldu_? duğu halde muzaffer askerler önünden geçirildi. Şarlken as- kerleri mütemadiyen zaferle- rini -alkışlıyorlardı. Kral bu gürüttü arasında boğulacak gibi oluyordu! Şimdi, bütün ordu, esir « lın - kurtulmak için ne fedak x- hıklar yapacağını ne kadar fidye vereceğini düşünüyordu. Fakat muharipler bu kahra- man genç kralı takdirden de kendilerini - alamıyorlardı. - İs- panyol askerlerinden birisimağ- lâb ve esir krala doğru yü- rüdü ve hürmetle: — Sir, dedi. Sizi öldürmek için altın bir meriyi hazırla- mıştiım. Buyurunuz size hediye ediyorum. Fidye olarak kulla- nabilirsiniz!. N Kralı 200 silâhlı ve 1200 İspanyol Sen Pol manastırına sevkettiler. Kral yolda Fransa'nın kah- raman muhariplerinin kanlar içinde nasıl yattıklarını da gördü. . Kapiten Alarkon arzusu üze- rine kralı manastım ibadet yerine girmesine müsaade etti. * ** Bacağından, kolundan, elin- den ve yüzünden yaralı olan kral, yaraları sarılmazdan evel annesine mektub yazmak is- tedi. Ve şunları yazdı: “Madam.. Size ancak namus | ve şerefimden başka herşeyin mahvolduğunu yazabileceğim., Ve çacuklarına iyi bakılmasını, memleketin laresi için en fazla dirayetini göstermesini rica etti, G YAY Zafer haberi. Tebaasının husumet ve te- cavüzü ihtimallerine karşı çok sıkı bir muhafaza altında bu- lunan ve tam manasile İspan- yol zevkine uygun şatosunda, Şarlken asabi ve endişeli bir halde, yüzde yüz mağlübiyet haberi beklemekteydi. —Sonu var — Aydında Koçarlı suyu “Aydın, 5 (Hususi) — İlbay ve C. H. P. ilyönkurul baş- kanımız - Özdemir — Günday birbuçuk ay izinle İstanbul'a gitmiş, bugünden itibaren il- baylık ve parti -başkanlığı ödevini vekâleten Nazilli il- çebayı İhsan Kâhyaoğlu ida- reye başlamıştır. Aydın çocuk esirgeme ku: rumu, ilçemizin en iyi sularına ve mikyası mai derecesi 6 bu- lunan Koçarlı suyunu getire- rek Aydın'da sattırınağa baş- lamıştır. Su Aydın'a 25 kilometre uzaktan getirilmesine rağmen tenekesi evlere onar, depodan 9 kuruşa satılmaktadır. Ayrıca kapsollu - şişeler kırkar paraya - satiliyor. Ay- dın'lılar şimdiye kadar tene- kesi beş kuruşa pıinar - süyü gelirirler onu içerlerdi. Bu su- da kireç nisbeti 18 dir. Bu itibarla çocuk esirgeme kurumu hem — Aydın'lılara iyi bir su içmek ve hem de ku- ruma iyi bir gelir kaynağı te- min etmiş oldu. Sıtma tedavisi Bir yıl içinde kaç ki- şi bakıldı ve ne kadar Aydın (Hususi) Aydın, De- nizli? Muğla - illerile İzmir ili- nin beş ilçe ve birçok köyle- rini çevresine alan Aydın sıt- ma mücadele bölgesinde son bahar muayeneleri bitirilmiştir. Bu muayenelerde (139,556) kişi muayene olunmuş, 70 binden fazla kan muayeneşi yapılmışlır. Kan'arında sitma görülen * (23,655) kişi tedavi altına alınmıştır. Muayene ne- ticesi hastalıklar nisbeti 4 16,09 dır. Geçen yıl ©4 28.2 idi bu suretle *6 11,3 salâh görülmüştür. Mücadele bölge- sinde ölüme nazaran doğum nisbeti * 75 fazladır. Bir yıl içinde yeniden 40 bin metre murabbat balaklık kurutulmuş, 1414 metre yeni- den kanal açılmış, eskiden açılâan kanal ve arıklar tama- mile yeniden temizlendirilmiş- tir. Osman Buker kanalının açılmasına — kazı - makinesile devam olunmaktadır. Yurdda sıtmanın en salgin şekli çok yağışlı geçen 931, 932 yılları idi. Bü yıl o yılla- rdan fazla yağmur yağmasına rağmen — mücadelenin aldığı kat'i ve şiddetli tedbirler ne- ticesi sıtmanın fazlalaşmak is- tidadının önüne geçilmektedir. Mücadele bölgesinde, her yıl orta Anadoludan gelen incir, üzüm ve tütün amelesi- nin Sihhi durumu ile ayrıca ilgilenmektedir. Amelenin ke- safetli olduğu yerlerde hususi mücadele - işyarları istihdam olunuyor. Mücadele bölgesinin şube- lerinin bazı doktorların nok- san olmasına rağmen müca- dele aksamadan yürütülüyor. Yeni mücadele başkanı, Ab- durrahim ayın yarısından faz- lasını ilçe ve köylerde - geçir- mektedir. Cumuriyetin yurdun sıtma- dan korunması ve kurtulması için kurduğu bu imüessese şimdiye kadar muvaffakıyetle yürümüştür. Kanlı bir âile faciası Balikesir — Korucu köyle- rinden birinde kanlı bir âile faciası olmuştur. Bu nahiyenin Mallıca kö- yünden İsmail oğlu Hasan Hüseyin. karısı Ayşeyi diğer bir erkekle evinde yakala- mıştır. Eve girdiği zaman bu hiç beklemediği çirkin hâdise ile karşılaşan Hüseyin birdenbire karısının - yanındaki erkeğin hücumuna uğcamıştır. Bu adam tabanca ile Hüseyine ateş aç- mıştır. Bu anda Hüseyin de kendi' tabancasını kullanarak hasmına çevirmiştir. Bu karşı- şıklı ateş etme esnasırtda Hü- seyin bacağından ağır surette yaralandığı gibi karısı Ay- şe de muhtelif yerlerinden ya: ralanarak ölmüştür. Vak'aya Cumuriyet gencl ! savamanlığınca el konmuş, ge- rek ölen Ayşenin kocası, ge- rekse dostu yakalanmıştır. Tahkikata devam edilmek- tedir. Kemalpaşa kooperatifleri Kemalpaşa kazasındaki koo- peratifler ortakları bugün bir toplantı- yaparak — kooperatif- lerin muhtelif işleri üzerinde görüşeceklerdir. " "e? Ş ” y vi N Ş y / Sıcaklar tahammül edilemiyecek dereceyi buldu / Plâj, kadın ve spor! İşte yirminci Sıcaklar her tarafta taham- mül edilmiyecek dereceyi bul- du; plâjlarda baştan başa doldu! Zengin ve orta sınıf; denizlerin mavi sinesinde, plaj- ların köpüklü suları arasında neş'e ve şetaret içinde çırpın- makta, oynamakta - ve eğlen- mektedir! Mübaleğa sayılmadan iddia olunabilir ki, — beşeriyet, yir- minci asrın plâj âlemlerinde olduğu kadar elem ve endişe- lerini hiç unutmuş - değildir! Plâjlar âlemi, plâjlar zevki, ne en çılgın Sodom - ve Go- more zevklerinde ne — sâray- ların hamam ölemlerine ben- zemiyen, saf, şuh ve.... cn zevkli bir âlemdir! Nüdist adedilmeğe de lüzum kalmadan diyebiliriz ki, en ta- bit bir zevk temin eder. Plâjlar, kadının en — tabit şeklile kendisini göstermesin- den doğmuştur. Ve yirmi asır evvel mevcud iken ancak yir- minci asırda icadedilmiştir. Plâjlar, Paris'in Monmarte- rindeh çok daha nezihtir. Plajlar amuzik hollerden de nezih ve ahlâkidir. Plâjlarda gayri ahlâki vaziyetler ârızidır ve müstesna mahiyetini haiz- dir; Takat Paris'in veya Lon- dra'nın bir müzik holü, Ber- lin'in Seksüalite hususi ku- lüpleri münhasıran skandal ya- ratmak, şehvet satmak ve teş-. hir etmek için kurulmuşlardır. Piâjları üç, beş senedenberi biz de görüyoruz: bize- nis- asır! betle garp plâjları -tabit çok daha başkadır. Kadın, burada azami güzel görünüyorsa, bu- nu gayri ahlâki addetmeğe artık imkân bulunamamakta- dır. Modanın kadını olduğun: dan güzel, kadının en - gizli güzelliklerini göstermeğe mah- sus bir san'at olmasını da ni- hayet gayri ahlâki addetmek zamanı da geçmişltir. Bütün garplılarca, plâj ka- yatı, sade zevk hayatı demek değildir; en kıymetli ve fay- dalı bir spor hayatıdır. Re; simlerimizde görüldüğü veç- hile muhtelif -baş, boyun, el ve ayak hareketleri ile atla- ma'ar, dalmalar, yüzmeler ve koşmalar, sporun en tabii kısmını teşkil eder. Beden ha- reketlerinin vücut ve dimağa azami müfit olması için, 1 — Tabit halden müm- kün mertebe çıkmamak, 2 — Şen ve kaygısız olmak, 3 -- Sporu temiz havada yapmak bu üç şartı. plâzlar- dan başka bu kadar mükem: mel şekilde bir arada toplıyan | bir spor yeri yoktur. İtal zîh_aber!e e göre Ras Seyyum de- halet etmiş! 'İRas İmru'nun 60000 kişilik ordu teşkil ettiği haberleri yalanmış! Adis-Ababa, 6 (Radyo) — Garamolana mıntakasında Çer- çer kısmı da temizlenmiştir. Dezazmaç Gidama, iki oğlu ve | 2000 yerli halk dehalet et- mişlerdir. Adis-Ababa, 6 (Radyo) — Ras Seyyum dün mareşal Graçyani önünde sadakat ye- min etmiştir. Ras Seyyum Ras Mangaşa- nın oğludur. Geralda ve Tigre de çok nafiz bir şeftir, Roma, 6 (Radyo) — Müs- temlekât bakanı matbuala be- yanatta bulunarak: “Ras İmro'nun gayri meşgul |mıntakalarda ve Gore'de bir Habeş ordusu vücude - getir- diği hakkındaki haberler tama- men asılsızdır. Bu habere bizzat M. Eden de inanmamaktadır. Ve böyle bir vaziyetin Gala'ların hâkim olduğu bir yerde olamıyacak- tır kanaatını göstermiştir. Buralarda birkaç yağmüker çete vardır; ve şiddetle takib edilmektedirler. Bunlar yakın zamanda temizlenecektir. İtalya vaziyetinden tamamen emindir. Bunun da delili İtal- ya'lı askerleri geri çekmek- liğimizdir. Yağmurlardan sonra yeni bir harekete başlıyacağız ve Sudan'a kadar temizlik ya- pacağız.,, Demiştir. Adis-Ababa, 6 (Radyo) — Nüfus tahriri Habeşistan'da başlamıştır. İtalya'dan büyük miktarda İtalyan eşyası gelmektedir. Adis-Ababa pazarı büyük bir faaliyet 'arzetmektedir. Port-Said, 6 (A.A) — Roy- ter ojansının muhabiri, — selâ- hiyettar bir membadan almış | olduğu habere atfan Habeşis- tan'ın sabık simali garbi cep- hesi kumandanı Ras — İrmu 60,000 kişilik bir ordu — vü- cuda getirmiştir. Ras, kırk bin muharipten — müteşekkil — bir kuvvetin başında olduğu halde | şark istikrmetinden Dessie ve Adis-Ababa — üzerine yürü- mekte olup — İtalyan'ların bir takım ileri mevzilerine hücum ve bu mevzileri takip etmiş olduğu söylenmektedir. Goreyi kendilerine - istinat- ğâh yapmış' olan Habeş kuv- vetleri Ras Kassa'nın oğlu Dejas Match - Aberia'nın ku- mandası altında Adis-Ababa- ya karşı yapmış oldukları ta- arruzlar — esnasında — mühim miktarda mitrâlyöz ve mü- himmüt le geçirmişlerdir: M. Hitler 'Üç Veliahd şere- fine ziyafet verdi.. Berlin, 6 (Radyo) — Hitler, bugün İtalya Veliahdı Omberto, Yunanistan - Veliahdı. Prens Pavlo ve İeveç Veliahdı Güs- tav'ın şerefine bir ziyalet ver- miştir. Bu ziyafette, Berlin'de baiunan bütün ecnebi sefirler hazır bulunmuşlardır. Neler yazıyorlar?. İstanbul, 6 ( Hususi muha- birimizden ) — Bugünkü Tan gazetesi, İspanya vaziyetinden bahsle yazdığı baş yazıda av- rupada bir harb tehlikesi baş göstermiş olduğunu ve bu tehlikeden kurtulmak - için İs- panya'da sulh ve sükünun der- hal iadesi lâzım geldiğini ya- İstanbul gazeteleri -