v 41 06 ı7_ 1 ç '7 '03 417 İ L"Xiliı kralı, imparator ol- | ; '.'rb'-'n Sonra münkirlere karşı , v taahhüd ettiği takdirde | OĞ i"'::deı:d' yardım — edece- | )66 Kini vadetti; F | llride Ka rTansova da bu SAA — — - BZ YN E ee DA GT GA e b AREA IO i Birinci Fransova BÜ YÜRİHİ - TEFRİKA B aa &lren F. Şemseddin n!i&ğlu Altın, Alman elektörlerinin vicdanının en büyük hâkimi idi.. __İîi_ifk'lcr. Acemistan'a karşı k- bir zafer kazanmışlar, u ülkenin bir kısmını daha | ğl etmişlerdi.. Suriye'yi, Fi- stin'i, Mısır'ı sıra ile zapte- rek hilâfeti de şeriflerden İzerlerine A ekke de bu süretle ellerin- di. Avrupa'da ise, Basa- fabya'ya tamamen hâkimdiler; h İgaristan, bütün Rumeli, Sır- stan, Hırvatistan, Dalmaçya la birer Türk eyaleti olmuş- a di. — Hiristiyanlığın en son i olan Macaristan, vakıa 'ürk savletine karşı durmağa falışıyordu. Fakat bü mukave- etin ne kadar dâaha devam Bdeceği belli değildi. Türk'le- burada da nihai muvafla- tiyetleri beklenmek teydi. İtalya ve Bir sürü prenslik- T beylikler, dini " kuvvet ve şekküller, serbest şehirlerden öcebi; garib ve acayib bir asi halita olan Cerman im- atorluğu kendilerini tehli- | eye düşmüş farzediyorlardı. Hwunçün de Marinyan fatihini rdıma çağırmışlardı! akıa, Fransova nüluz ve ukumeüni genişletmiş ayni | anda Avrupa sulhünü te- hin etmişti. Elektör papaz ve | Prensler kendisine: “Biz, namağlüb, âdil, kuv- 4 w.k“ artan kral Fran- | 'ya çozülmez bağlarla bağ- | Z. Diyorlardı, Bazı, Dunları anlamamazlığa gelmeği Hine daha uygun buluyor ve “Slıınn._ gizli memurlarına: — Ben bunların hiçbir şey 'demiyecek kadar uyuşma- YN istiyorum| Diyordu. Cül_ııslırını göre, iş çoktan emaline gelmişti. Fransova ' DU hususta rakiplerine tama- n galebe çalacaktı. Tansova, Şarlman'ın impa- '?"“İunu tesis etmek hül- Oğasile adeta uykularını terket- hekteydi. devrettirmişlerdi. | kral bunların riyakâr- | Finı anlamakta idi, Fakat | | yazıyor ve küçük - nişanlısının ahvalini soruyordu. Beri taraftan ise, halası | Margrit'in yardımile İtalya ve | Alman bankerlerinden büyük | istikrazlar aktediyor ve elek- törlerin ağızlarını altınla tıka- yordu. Fransova'nın kazanmış olduğu elektörler, Şarl'in daha fazla parası karşısında, can ve götülden Şarl taraftarı olu- yorlardı! . .. Kralın hemşiresi, düşes d'Al- son endişe içinde idi. kardeşi, kral birinci Franso- va'yı iftiharla seyrediyordu. Karyolanın kenarında, elleri, içinde üçü de çok bahtiyar- dilar. Madam; intikam | bir tavırla: — Siz, metresi nedime ola- rak kabul edermisiniz? D Diye sordu. Margrit bu teklifi hemen | kabul etti fakat: — Bu kadın uğuürsuz. bir yıldız altında doğmuştur. Bu, bir şeamet kılavuzudur. K deşine gösterdiğiniz teveccüh hakkında ne diyorlar, biliyor mısınız?. Diyorlar ki Şatober | yana Milân'ı vereceksiniz. alır gibi olan Lotrek'in Milân'ı iyi ida- reye muvaffak olamadığını bi- liyordu. Ve bunun için: — Başkumandanı davet et- mek İüzumuna kani misiniz? Diye sordu. » Valdei krali: — Evet, dedi. Zaten bu işi ona vermek fazla ve ma- nasız idi. Milân'ın idaresi için birçok mühim şartlar lâzım- dır. Herşeyden evvel — paralı bir kralı icab eder. Başku- | mandanın Fransa'da malı çok- tur. Sizin askerleriniz. Marin- yon harbı batıralarını , rak vakıt geçirirken o, büyük bir orduyu idare ve iaşeye 1 muktedirdir. Kimbilir, Türkler | | | | sizin kılıç darbeleriniz altında mağlüb olurken, bu kuvvet ve parayı kullanabilecek midir? | Benim kanaatimce bir tabi, bir vosol bu kadar leşmemelidir. — Sonu var — Mong;lîstan zengin- M | .. T İmparator intihab edil- Ve aldığı 'i tEn ÜÇ sene sonra ya İstan- ı.yi neticeler__ 537 5) u fetetmiş olacağım, ya da p eceğim! Cevabını ve vadını rdi! Fakat, İspanya'daki . ya'daki 19 ya- inda bulunan Maksimliyen'in )36 (Orunu, kral Şarl d'Otriş hiç- g Pit hesaba yanaşmıyordu. 6” Bu kral, sabırlı, müteham- g Dil, azimkâr, soğuk - tavırlı. t deli bir anan.n oğluydu. Tordesil yakınında bir yere dapsedilmiş olan bu deli ana- n _İwyıd ve çığlıkları, genç _'!_i" hiddet ve kinini büs- Dütün artırıyordu. Genç Şarl'de öyle bir kin diki, bu. kin Avrupa'yı Incıya ve kana boyayıncıya dar sönmemiştir. rağmen iki genç kral inda müuhabere dosluğu Cevam ediyordu. — Şarl, Fram SOva'ya: “—. Benim sevgili Hitabile —mektub Moskova, 12 — Pravda ga: zetesi, Mogol halk cumuriye- tinin 15 inci yıldönümü mü- nasebetile, Mogol halk - inkı- lâp partisinin evvelâ yabancı ilhakçılar ve derebeylerle uğ- raştığını, bunda halkın müza- heretine dayanarak derebeyle- rin mukabil ihtilâllerini bas- tırdığını ve yeni bir devlet kurduğunu, bu meyanda siya- sal, ekonomik ve kültürel mev- kiler kazandığını yazarak di- yor ki: Moğol ordusunun doğu hu- dudundaki taarruz - teşebbüs- lerine karşı gösterdiği kahra: manca mukavemet yeni Mo- golistan Mogol ulusunun eski harb kahramanlığını ihyaya muvaffak olmuş ve Mogol ordusu bugün memleket istik- lâlinin müdafaasını temin ede- cek durumda bulunmuştur. Güzel | Kral sert ve haşin bir adam | A de “ Ayrı gayri yok! Nazilli Gencler birliği spor kulübü başkanı ile genel sek- reteri, kaptan ve üyelerinin imzalarını taşıyan bir mektup aldık. Aşağıda dercediyoruz: Sayın bay; Son zamanlarda Nazilli be- lediyesinin parkta intizamın temini maksadile ittihaz ettiği kararı dolayısı ile gazete — sü- | tunlarında yazılan ve - şekil üzerindeki istizahdan başka bir mahiyet taşımıyan yazılar bazıları tarafından — istismar edilerek memlekette bir iki- lik ve belediye ile gençlik arasında bir ayrılık bulunduğu | şeklinde gösterilmeğe - çalışıl: | maktadır. | — Memlekette ikilikten bah- | sedenlerin perde arkasından | iş görerek bulanık suda balık avlamak - gibi kötü bir emel peşinde kaşmakta olduklarını bildiğimiz gibi gençliğimizin bu çok temiz ve samimi alâ- | kasını kötülemek ve bu su- retle memleket çocuklarını kir- letmeğe yeltenenlerin de bu- lundağunu bilmiyor değiliz. Memleket gençliğini bu çir- | kin düşüncelerden tenzih eder ve gençliğimizin başta parti olmak üzere belediye ve bü- tün ulusal kurumlarla her yurt işinde canla, başla beraber olduğunu ve bu birliğin hiç- bir sebep ve suretle sarsılmı- yacağını açık olarak - bildirir | ve bu tavzihimizin sayın gaze- tenizde neşrini çok dötin say- *gılarımızla yalvarırız. İlk Krom 'İhracatımız. Ankara, 13 (A.A) — Etibank tarafından Nisan 936 tarihin- de işletilmesine başlanan Go- leman madenlerinden çıkarılan ilk Krom cevherinden 1850 ton bugün Mersin'den Avru- pa'ya sevkedilmiştir. Ankara, 13 (AA) — Eti- | bankça işletilmesine karar ve- rilen kıvarshane bakır maden- lerinin işletme tertibatını al- mak üzere bir fen heyeti de bugün kıvarshaneye hareket etmiştir. İspanya'da yeni- den tevkifat yapıldı. Madrid: 13 (Radyo)— Sağ cenah mensuplarından birçok kimseler tevkif edilmiş ve sağ cenah kulüblerinde birçok si- lâh elde edilmiştir. Valans'da dört kişi tevkif edilmiştir. Bunların evlerinde telsiz telgraf elde edilmiştir. Birçok sağ cenah külübleri yakılmıştır. Madrid, 13 (Radyo) — Ka- talanya kraliyet taraftarları şefi katledilmiştir. Fransa'da 7 dünkü heyecanlı safhası. .—— Süvarinin tahliye talebi reddedildi. Şahidler fecaatini nasıl anlattılar? hâdisenin İnebolu facıası müsebbibi olmakla maznün - birinci kap- tan Mehmet Ali, üçüncü kap- tan Rami, çarkçı Halit ve Salim'le denizyolları işletme şefi Zekeriya'nın muhakeme- lerine dün Ağırceza'da devam edilmiştir. Öğleden evel ve sonra iki celse akdolunmuştur. Muhakeme saat 17 ye kadar devam ettiği için saat 16 da limanımızdan hareket edecek olan denizyolları idaresinin )Ankara) vapuru da hareketini 17 den sonraya kadar - tehir etti. Hattâ İstanbul'dan gelen ve idarenin avukatı Süleyman Âli ile maznun Zekeriya'nın vekilleri Vasfi Raşit ve Sinan saat 16 da mahkeme heyetin- den *müsaade isliyerek vapura gitmişlerse de maznunlardan Rami kaptan, Ankara vapu- ranun üçüncü kaptanı olduğu ve bir vapurun üçüncü — kap- tanı vazifesi başmda bulun- mayınca vapurun harcket et- mesi imkân'ız bulunduğu için tekrar mahkemeye gelerek, muhakeme neticesine kadar kalınışlardır. Öğleden evel ve sonra yir- mi kadar şahid dinlenmiştir. Şahitlerden hemen hemen hep- | si geminin. Tazla yük almak iyüzünden battığını, gemi batar- ken kaptanların ve tayfaların | yolcuları kurtarmak için yar- dımda bulunmadıklarını söyle- mişlerdir. Öğleden sonraki cel- sede müddeiumumile maznun- vekilleri arasında şiddetli mü- nakaşalar oldu. Bilbassa birinci kaptanın tahliyesi dileği bu münakaşaların en şiddetlisiydi. Muhakeme safhasını yazalım: Salon çok — kalabalıktı, da- vacı mevkiinde, kaza esnasında sekiz yaşındaki oğlunu kaybe- den polis Necmiddin'in vekili Komünistler ve sosyalistler Paris, 12 (A.A) — Komü- nist partisinin yıllık konferansı radikal sosyalist partisile S. F. İ. O. sosyalist birliği ve G. G. T. ye sempati mektup- ları kabul etmiştir. Parti sekreteri Jiton parti azasının adedinin 187,000 ve gençlik teşkilâtı azası adedi- nin de 65,000 i geçtiğini söy- lemiştir. V. daimi encümeni Vilâyet —daimi encümeni, dün öğleden evel Vali Fazlı Güleç'in riyasetinde toplanarak bazı Nafıa işleri üzerinde ka- | rarlar ılmıılu". Avukat Abdurrahman vardı, maznunların vekili olarak - İs- tanbul'dan gelen üç avukattan başka Mehmed Ali'nin vekilleri Baha Nasuh ve Halid Tevfik, çarhçılarla üçüncü kaptan'ın vekili Nuri Esen hazırdılar. Saat 10,30 da celse açıldı. Riyaset mevkünde Süreyya, iddia makamında müddeiumu- mi muavini Şevki Suner vardı. Muhtelif yerlerden şahitlerin ifadeleri hakkında ğelen tali- matın okunmasına başlandı. Anamur mahkemesinden ge- len bir talimatta Abdüllâtif oğlu Memiş'in ifadesinde şu noktalar vardı: — Anamor iskelesinde va- pura bindim, kaptana yük'al- maması için telsizle emir gel- diğini vapur mürettebatından ögrendim, çürümiyecek eşya bırakıldı, diğerleri alındı. Alan- yadan ve Antalya'dan pek çok eşya yüklendi, güvertede oturacak yer bile yoktu, am- barlar dolu idi, ambar kapak- ları, - sigara salonu ve ikinci mevki kamaraları hep yükle dolu idi. Vapur yolda yalpa yapmağa başladı. Eşya, va- porun bir. tarafından — diğer taralına aktarılarak yalpa va- ziyeti — düzeltiliyordu. — İzmir körfezinde fazla yalpa oldu, vapur batmağa başladı, ikin- ci kaptan bir flika indirdi, il kişi bindi, ben de bunla- rın arasında idim, fakat flika- Mehmed Ali kaptan nın iplerini yukarıdan indiren yoktu, onun için bir tayfa, flikanın bir tarafındaki ipi ke- since içindekiler denize dö- küldüler. Bir kısmı geminin altına doğru gitti ve boğul- du, ben, bir iple tekrar va- pura trmandım. İstikbal va- püru yetişti. denize atıldım, bir portaka! sardığı beni kur- tardı, gözümün önünde diğer bir kazazedenin sandığa ye- tişmeğe çalışırken boğuldu- ğunu gördüm. Vapur batarken kaptan ve çarkçılar ortada yoktu, hâdise çok feci oldu, birinci ve ikinel kaptan ara- sında vapuru karaya oturtmak mes'elesinden bir de şiddetli münakaşa olmuş. Diğer şahitlerin ifadeleri de aşağı yukarı böyle idi ve kap- tanlarla mürettebatın vazifele- rini bırakıp kaçtıkları, halkın müşkül vaziyette kaldığı bil- diriliyordu. Çarşamba ceza hâkimliği tarafından alınan Mehmed oğ- lu Cemal'ın ifadesinde şu mü- him noktalar vardı: — Antalya limanında gemi mürettebatı, liman reisine mü- racaatla: * Gemi bu kadar yük taşı- yamaz, bizim kefenimizi kol- tuğumuza veriyorsun ,, dediler, liman reisi de: — Bir şey olmaz, cevabında bulundu. İzmir körfezinde kaza esnasında birinci ve ikinci kaptan arasında şiddetli bir münakaşa oldu. İkinci kaptan Besim, birinci kaptana: — Vapuru baştan kara et, batacağız. Dedi, birinci kap- tan ise : K — Birşey olmaz. Sen işine bak | Cevabında bulundu. İstikbâl vapurundan halat atıldı, fakat gemide mürette- bat kalmadığı için yolcular bu halatı bağlıyamadılar, gemi kaptan ve mürettebatı hiçbir kurtarma tedbiri almadılar. Samsun Ağırceza mahkeme- since.ifadesi alınmış olan Ha- san oğlu İsmail ezcümle diyor- du ki : — Terhis edilmiştik, gemi, | tonajından fazla mal almıştı. | Ondan battı. Facia esnasında birinci kaptan, koltuğuna bir defter alarak bir sandala bindi, bir yolcu da binmek istedi, tabanca çekti, tehdit ederek binmesine mâni oldu, terhis edilenlerden — memleketlerine dönmek üzere vapura binenler 20 kişi idi. Yalnız bunlardan üçü boğuldu, birinin cesedi bulundu. Gemi, karaya otur- tulsaydı kurtulmak mümkündü. Gemiye fazla mal yüklenirse kaptana çuval başına 25 kuruş fazla para verilirmiş. Düzce'de Mehmed oğlu Şe- ref, Adana'da Müstafa kızı Naciye, Mersin'de Abdullah zevcesi Nezahat ve kızı İlhan, acıklı ifadelerde bulunmuşlar- dı. Nezahat, kamarasında is- timdat ederken çarkçı başı Salim'in bir tayfaya: — Şu kadına bir tahlisiye verin, ağzını kapayın! diye bağırdığını ve verdikleri tah- lisiyenin de ipi bulunmadığını söyliyordu. Kizi küçük İlhan, bir can kurtaranla annesile birlikte denize atıldığını, de- nizde Aannesini kaybettiğini, İstikbal vapurunda bulduğunu söyliyordu. Akseki ceza hâkimliğince ifadesi alınan kunduracı Ali oğlu Kâzım'ın izahatı çok mü- himdi, Geminin yalpalar yap- tığını anlattıktan sonra diyorki: — Gemiye giren sular, pa- mukları ıslattı, hamule o kadar çoktu ki güverte yolcuları, yataklarını güverteye doldu- rulan buğday ve un çuvalları üzerine yapmışlardı. Geminin | kenarındaki ağfaç kuşak - bile denize da'mıştı. Eşyalar bir taraftan diğer tarafa taşındı, fakat bu tedbir kâfi gelmedi. Çarkçı başı ve ateşçi: — Makine dairesini bastı! Diye bağırdılar. İkinci kap- tan, birinci kaptana: — Gemiyi baştan kara etl Diye bağırdı, birinci kaptansa: — Sen karışma, geminin seyk ve idaresi bana aittir. Dedi. İkinci etti ve: — Cahillik ediyorsun! Dedi. Mehmed Ali kap- tan da: — Sen karışma, defal ora- dan, Diye mukabele etti. Besim kaptan çekilib gtti, bi- raz sonra yanında makinisti olduğu halde geldi, birinci kaptan tabancasını çekti ve: — Gelmeyin, canınızı ya- karım. Dedi. Bunun üzerine Besim kaptan: — Allahından bul! Halka- da, gemiye de yazık ediyor- sun!. Diye bağırdı ve bir fıilıka aldı, bindi, tayfalar, tahlisiye- leri ceketleri içine takıyorlar, İyolculara göstermemeğe çalışı- yorlardı. Bunu görünce ben de bir tahlisiye aldım, bunu gö- ren bir tayfa elimden almak istedi vermedim, sonra: — O hâalde gizlice takta halk görmesin: dedi. ,İkinci kaptanın fılıkasına indim: halk bende tahlisiye simidi görünce koşup tahlisiye almağa başladılar. -Fılıkada 11 kişi denize döküldük, ben yüzerek — kurtuldum, - İstikbal vapuruna — çıktım. -Vapurda kırkar kişilik iki sal vardı. Bunlar denize atılmadı, atılsa idi yolcular tamamen kurtu- — Lütfen çeviriniz — Claracı ği İnebolu muhakemesinin KP G li Bt d E DŞ -: kaptan — ısrar - A Ce eli