40 14/6/ 936 - Yuha Yirminci Asıra !.. - St Mahmut Esat Bozkurt Yirminci asır !. Bütün bir geçmişi, Yeni bilgilerile unutturmağa; “ Geçmişin, insanlığm göğ- M sünde bir vahşet damgası olan lekesini silmeğe çalışıyor!. - Hem de muhakkak ki : Buram, buram terleyerek, * lekeyi silmeğe çabalıyor |. l Zavallı yirminci asir |.. A Fakat.. Bu çalışmanın veri- $ mi nedir ? d Bütün dileklere, bütün kon- Ü. ferans kararlarına, bütün te- ahhütlere rağmen savaş büt- çeleri tarihin hiç bir gününde; Tarihin hiç bir anında, Görülmemiş bir hızla yük- seliyor. ha Görülmemiş bir hızla kaba- ay' riyor . B İşin tuhafı şu : B Savaş bütçeleri kabardıkça; h- insanlık vaizları artıyor !. ek O kadar ki: Kulakları yır- tıyor. İnsaniyet de insaniyet !. Fakat bütün bu hazırlıklar neden ?! Yirminci asrın medeni mâ- nasını yerine getirmek için |. ü- Zayıfları gık demeden ez- te mek için... ve Amma... li- Meselü ” küçük' “bir 'devlet; re silâhlanmak için bir yere bi« raz para ayırdı mı ?... Hep bir ağızdan protestolar T duyulür : hak *Bu, bu hal ! n hal, dünyanın barışını ürküt- E— mektir. - Bu hal!, Vahşiliktir. Vah- rı şettir |.. n Denir. h- Bütün bu bağrışmaların an- lamı nedir ? Bilir misiniz ?1. “Siz az çok, ne olursa ol- sun ; silâhlanmayınız.. r. Biz sizi çarçabuk, hem de kolaylıkla, pek çabuk... Şöyle rahatça yutuverelim. k- Uluslar derneği, (Cemiyeti kvam) bize sizin mandanızı versin.., demektir. Zaten Uluslar Derneğinin başka ne vazifesi kaldı ki ? Ve zaten ne vazifesi vardı ki ?.. | Siz... | Bu nasıl şey diyeceksiniz ? ; Size karşılık verecekler : ı *Medeni seviyeniz geridir. Seviyenizi yükselteceğiz ! Sizi, medeni yapacağız !!, r. * Çalışanları soymak; “ Tefeciler elinde inletmek.. Güçsüz milletlere boyundu- ruk takmak ; Bunları süründürmek... Haklar, kanunlar, nazariye- ler yaparak ; Bütün kazançları ; Bütün medeniyeti ; Zayıfın kuvvetlinin elinde oyuncak oluşunda görmek.. Orada aramak ; İşte yirminci asır 1. n.' Şimdi : Bütün bir geçmişe bakınız!. Şimdi, bütün îıeıı geçmişi sayfa, sayfa karıştırınız. Onun hangi safhasında bu günkü kadar esir bir dünya ; Bugünkü kadar inleyen bir âlem, Bugünkü kadar ; Kelepçe, bukışıı. sincir şa- kırtıları duyulan bir mahşer |. Bir vaveylâ mahşeri göre- ceksiniz 1?. Yuha Yirminci Asıra |.. İnsanlığa uygun değildir. Bu | | pullarının defterlere ne suretle Ruam, şarbon — | Hastalıklarile mücadele | Vilâyetin muhtelif kazala- rinda ruam ve şarbon hasta- lıkları - mücadelesine edilmektedir. Mücadele bay- tarları, bütün kaza merkez- lerinde ve belediyeleri bulunan nahiyelerle köylerdeki beygir ve eşeklere ruam — hastalıklı | olup - olmadıkları üzere mallein tatbik edilmiştir. Geçen ve evvelki senelerde şarbon hastalığı görülen mın- takalardaki koyunlara ve diğer | hayvanlara vaki suretile şar- boön aşısı tatbik edilmektedir. | Ziraat Vekâletinden iki litre | vaki şarbon aşısı daha gel- mişse de bu miktar ihtiyacı karşılamıyacağı — için baytar | müdürlüğü daha bir miktar. aşı istemiştir. devam | | anlaşılmak | | Yeni harç pulları 7 Ağustosta kullanılacak.. Türk harflerile ve yeni şe- killerde tab' ve ihzar edilerek her yerin yıllık sarfiyat mik- darına göre Defterdarlıklara, altı aylık ihtiyaç göz önüne alınarak Darbhane ve Damga matbaası müdürlüğü tarafla- | rından gönderilmekte olan yeni harç pulları, 1 Ağustas 936 tarihinden itibaren kullanılmı- ya çıkarılacaktır. Eski harç pulları, bu tarihten sonra ka- tiyen istimal edilmiyecektir. Maliye vekâletinden vilâyete gelen bir emirde yeni harç kaydedileceği bildirilmiştir. 1 Ağustos 936 tarihinden itibaren kullanılması men'edi- lecek olan eski harç pulların- dan kazalarda ve merkezde kalmış olanlar, Malmüdürleri- nin reisliği altında hükümet tabibi, tapu ve nüfus memur- larile varidat kâtibi ve Sandık eminlerinden müteşekkil bir heyet önünde sayılarak bir zabit varakasile — vilâyet def- terdarlıklarına gönderilecektir. Bunlar 1 Eylül 936 da del- terdarın reisliği altında sıhhat, nüfus ve tapu müdürlerile merkez malmüdüründen teşek- kül edecek bir heyet tarafın- dan tetkik edildikten sonra yakılacaktır. Her yerin yeni harç pulları ihtiyacı da şimdiden Darbha- ne müdürlüğüne bildirilecektir. Bir aylık ihracat Şehrimiz Ticaret odasınca hazırlanann bir rapara göre mayıs ayında İzmir limanın- dan dış memleketlere 1388,4 ton palamut ihrac edilmiştir. Geçen sene ayni ayda 1612 ton palamut ihrac edilmişti. Mayis ayında İlimanımızdan zeytinyağı ihracatı yapılma- mıştır. Geçen sene ayni ayda 140 ton ihrac edilmişti. Cumaovasında Müthiş Bir Cinayet Oldu. Bir kişi öldü. Yaralı iki kişi de ağır vaziyette. Evvelki gece saat 24 te Cumaovası nahiyesinin Göl- cükler köyünde k mevki inde bir kişinin ölümü ve iki kişinin de ağır surette yara- lanmasile neticelenen bir cina- yet olmuştur. Cinayetin sebe- bi tütün tarlası sulamak mes- elesidir. Cumaova'lı demirci Halil ile değirmenci Abdullah ve Hüseyin oğlu Ali Kısık mev- kündeki tütün tarlalarını sulu- yormuş, Demirci Halil, bir arıktan akan suyü - tarlasına vermiş bulunuyormuş. Fakat değirmenci Abdul- lah ile Hüseyin oğlu Ali'nin tarlalarına da su lâzımdı. Ab- dullah ve Ali, gidip suyu kendi tarlalarına çevirmişlerdir. Demirci Halil, tarlasına — gel- mekte olan suyun - kesildiğini görünce gidip bakmış ve su başında Abdullah ile Ali'yi bulmuştur. Suyu salıp salma- mak mes'elesinden aralarında kavgi çıkmığ we İki-taraf ta birbirine küfretmeğe — başla: mışlardır. Kavga — büyümüş, | demirci Halil, belinde hşıdığı Burnava'da Mektep 8ergılen | bıçağını çekerek -Abdullah'a | hücum etmiş, Abdullah ve Ali de bıçak çekmişlerdir. Kavga neticesinde Halil, Ab- dullahı yaralıyarak öldürmüş, fakat kendisi de başından agır surette biıçakla — yaralan- | mıştır. Kavgaya karışan Ali de | karnından ağır yaralanmıştır. | Hâdise derhal, Cumaovası jandarma — komutanlığına ve | oradan da adliyeye haber ve- l rilmiş, müddeiumumi muavini | Şevki” Suner. ile adliye dok- | toru hâdise mahalline giderek tahkikata başlamışlardır. Ağır yaralı olan Halil ile Ali, memleket hastanesine kaldı- rılmışlardır. Yaralarının vazi- yeti sebebile ikisinin de ha- l yatı tehlikededir. Doğum Lölövan gazetesi başmuhar- riri Mişel Kanber'in bir kız | çocuğunun dünyaya geldiğini dün sevinçle haber aldık. Bu suretle arkadaşımız, bir oğul, bir kız babası olmuştur. Ço- cuğun adı Monik konmuştur. | Yavruya uzun ömürler diler, beveynım kutlulını Burnava 9 Eylül mektebi talebesinden bir grup muallimlerile bir arada Burnava, (Hususi) — Burnava ilk mekteplerinden Kars, 9 Eylül, Hilâl mekteplerinin imtihanları bitmiş ve mektepler kapatılmıştır. Busene bu üç mektebimizde kurulmuş sergilerin hepisinde bir güzellik, bir zarafet, bir hususiyet ve düzgünlük görülüyordu. Yavrularımızın kendi emeklerile ellerinden çıkan eşyalarla sergiler doldurulmuş Bu mini - mini kafaların başardığı ve süslenmişti. işleri takdir. etmeden geçmek imkânsızdı. Sergiler bütün çocuk - velilerine ve halka açılmış, günlerce teşhir . edilmiş ve ziyaretçilerin takdirlerini kazanmışlır. İzmir'de; İlk mekteplerde son sınıflar talebesinin mezüniyet |S6 Yarın bu talebelerden imtihanlarda imtihanları dün bitmiştir. ipka ve ikmale kalmış olanlara tebligat yapılacaktır. hafta sonra başlıyacak ve bir imtihanları da bir bitecektir. İkmal haftada T A Y Y A R E Telefon 3151 Bu hafta iki büyük film birden ; 1- Daktilonun aşkı *“KÜÜÜK DAKTİL, ve *DAKTİLO EVLENİYOR. filmlerinin sevimli yıldızı MARİE GLORY'nin yeni bir fantezisi 2-Ha rp Anna Bella, Charles Boyer ve İnkijinoff Gibi yüksek san'atkârların temsil ettikleri KLOD FARER'in şaheseri * Seans saztleri: Her gün 16—19,30 Harp, 17.90—21.30 Daktilonun aşkı. Cumartesi ve pazar ünleri 14 de Daktilonun ı ile Burnava'da bulunan mozayik Profesör tetkiklere başladı Burnava'da tüccardan Jito- nun bağında meydana çıkan kıiymetli mozayikin üzerinde tetkikler yapmak için Maarif Vekâletince İzmir'e gönderilen Ankara dil, tarih ve coğrafya fakültesi kadim Yunan ve Lâ- tince ve klâsik lengistik pro- fesörü G. Rohde şehrimize gelmiştir. Profesör, müzeler müdürü Selâhiddin Kantar'la birlikte eski İzmir hafriyatını ve bir de Burnava'daki: mo- zayiki tetkik etmişlerdir. Ha- ber aldığımıza göre mozayik ehemmiyetli bir eserdir. Torbalı höyü (Torbalı köyü)nüu, Torbalı kazasının merkezi olan Tepe- köy belediyesi hududu içine alınmasına Devlet Şürasınca karar verildiği Dahiliye Vekâ- letinden vilâyete bildirilmiştir. Bu suretle Torbalı köyünün, köy kanunu ile idaresi hak- kındaki dilek, kabul olunma- mıştır. Rekolte Üzüm mıntakası gezildi Vali Fazlı Güleç ve Türko- fis müdürü Ziya Çeşme, Urla ve — seferihisar havalisinde üzüm rekoltesi için — tetkikler yaparak dün akşam şehrimize dönmüşlerdir. Kemalpaşa, Turgutlu, Ma- nisa ve Kırkağaç havalisinde de rekolte tetkikatı yapan heyet te dün akşam İzmir'e dönmüş bulunuyordu. Rekolte tetkikatına aid rapor yarın hazırlanacak ve İktisad Vekâ- letine gönderilecekfir. Damızlıklar Vergiden muaf tutulacak 2897 Numaralı hayvanlar vergisi kanununun ikinci mua- fiyetler maddesinin (C) fıkra- sında hükümetce tayin oluna- cak şartlar dairesinde mem- leket dahil ve haricinden te- darik edilen damızlık olarak getirilecek hayvanların vergi- den muaf - tutulmaları lâzım- dır. Bazı yerlerde - talimatna- me mucibince köylerde teşek- kül feden muayene heyetleri tarafından — verilen damızlık vesikalarının kabulile hayvan- lar vergisinin terkinine esas tu- tulduğu görülmüştür. Maliye vekâletinden vilâ- yete gelen bir tamimde köy hayvan muayene heyetlerince verilen damızlık vesikalarının ancak baytar dairelerince tas- likinden sonra hayvanlar ver- ilerinin terkinine esas tutulması lâzmımgeldiği bildirilmiştir. Manisa Müzesi Manisa'da bulunan ve he- nüz okunamamış olan kadim kitabeleri okumak, diğer bazı asarıatika üzerinde tedkikler yapmak üzere profesör Rohde ile şehrimiz müzeler müdürü Salâhiddin — Kantar; — bugün Manisa Valisi Mutad Ger- men'in Manisa'da — kurduğu müzeye konacak eserler de tedkik ve tanzim edilecektir. Orhan Köni Rahatsızlığı yüzünden üç gündenberi vazifesi başına ge- lemiyen müddeiumumı muavini Orhan Koni iyileşmiş, vazife- sine başlamıştır. Sayfa 3 Hikâyeler İrfan Hazar Veraset Gözümüzdeki ben, ensemizdeki — leke, — vücudumuzdaki — herhangi — bir arıza bazan çocuğumuzda da yerde ve ayni — şekilde lu'nı.li- güsteriyor. ğ Si Geçen gün, sol elile yazı yaz dığına dikkat etilğim bir arkadaş — yazısımı durdurdü; yüzüme baktı: — —Rabam da solaktı; dedi. Des — demin de solak olduğunu bâbam | söylerdi. Sağ ayaklarımı âz çok — aksatar — rak — yürüyen bir ana ile bir kız tanıdım. İkisi de müsavi zaviyeler — dahilinde gövdelerini sağ - tarafa yamıyorlardı. Yenğem anlattı: Genç anaenin annesi de — öy söylendiğime göre ninesi de, J Üzvi verasete ekseriyetle şahit oluyoruz. Ya rulit — verascız Buna © dair söylenen noktalardan küçük bir kişımmı şöylece — gözden gee çirelim: Hayatını en tehlikeli — macera: larla dolduran ve - bir yerde duras — mıiyârak dalma sergüzeştler arayan * bir babanın çocuğu ileride up-uslu, kalem odasında ömrünü geçirecek * kadar sabur ve sakin, tamı mana- tile karm geniş bir adam olmıyor, — Az çok babasından ona birşeye ler intikal etmiş bulunuyor, Lâkin — babası gibi, meselâ muhakkak büs — yük bir tayyareci yetişmiyor; yetiş- — miyor fakat, müthiş bir komitacı, cesur bir. kâşif, yüksek ve fatih bir kumandan yetişiyor. Mütevazi bir kâtibin yahud mütevazi bir terzinin çocuğunda — deminki kaydettiğimiz maceracı tes — mayülleri göremiyoruz. O, itaati — seven, vazilesinden bir saniye olsun ayrılmıyan ve herkese nümüne alar — cak derecede evine barkına bağlı bulunan biri oluyor. Ü Ruhi verasetin yalmız bahadan — yahud anadan geleceğini zannetme- —— meliyiz. Bazan birkaç, hattâ üç-boş — batı rahi hayatı 'da tamamen bize geçe- — biliyor. önceki dede ve ninelecimizin — bir kısmı bu verasetini — inkâr — Ruhiyatçıların ruh ve bilgi ederler : Muhit ve terbiye insanı — yeni baştan yapar. Verasetin tesiri —- yok denecek kadar sadır; derler, Âlim çocuklarının behemebal — kafalı - olacaklarım Bu davanın — iddi. nazaran, — zihnini fazla yoran âlimlerin ço. * cukları çak zeki değil, bilâkis ape — tal oli Yahud zekiye yakın bir istidad gösteriyorlar. Burada babanın, belki de codattan birinin zihin yoryunluğu çocuklara geçiyor — demektir. Bazı hayvanlar üzerinde yapır —'_ lan tecrübeler mühimdir. Bilhasta, — kedilere, farelere, maymunlara tatı — bik edilen usullerden iyi veticeler alınmıştar. & Bu hayvanlar yeni yeni tehli. keler ve zarüretler. karşısında elde — ettikleri bilgileri hayret edilecek bir aürette yavrularına - veriyorlar. — Ayni tehlikeler ve zaruretler kare — şısında terbiye almıyan hayvan ne- sillerinin yavruları ise bu zaruret ler ve tehlikeler önünde aptallaşı: yorlar ve düzümlu olan aksülâmel — lerde bulunmayorlar. Üzvi ve rühi veraset mes'eler — lerinin henüz başındayız. Bu yolun sonunda, kapalı birçok kapılar var dir ve henüz anahtarları buluma: mamıştır. “—M.Mussolini Fransız Mare;alına ğ teşekkür etti. Roma 13 (Radyo) — İtalk yan kabinesinin 4 temmuzda - M. Muüussolini'nin riyasetinde — içtimaa karar veri Ş ? M. Mussolini Paris'teki İtal- — yan sefareti vasıtasile İtılyııı M askeri lehinde nutuk söyliyen Mareşal Franş Despere'ye te- şekkür mektubu yollamıştır. — Mareşal da cevabında ıyd: A suretle teşekkür etmiştir. n Tn üşünmiyelim. ları arlar. ç | « Te