Parti Arkadaşları Bir Arada: Izmir'den Çeşme ve Plâja Kadar Uza- yan Neş'e ve Hayat Dolu Bir Gün. Deniz, Şuh Bir Kız Gibi!._-k—c_klik Düz Ovada Avlanır- Çeşme'nin Tadını Biz Değil, Başkaları Çıkarıyor. Eanaf vo İşci birliği ürküaleri plâjlarda. Coma günü C. H. Pertlsi İz mir Esmaf ve İşçiler birliğinin büro şef ve İşyarları ile gene partinin avcıları; dağlara, ova- lara, Çeşme plâjine ve hatıâ Çeşme kasabasma zevk verdiler, heyecan verdiler. Parti başkanı Avni beriki teşekkülün geçen bafta Tahtalıköyde kendi şerefine ver. dikleri şöleni, şahsen karşılamış | ve onları Çeşme'ye çağırmıştı... | Bu arada ben de unutulma dim, Talie bakın; gidişim Esnaf ve İşçilerle, gelişim de avcılarla oldu.. . .. Sabsh.. Gön yeni doğmuş veya doğmak üzere., Esnaf ve İşçiler birliğinin Kordon'daki Bürosunun önündeyiz. İki oto büs bizi bekliyor.. Osman Şen, kalın bastonuna dayanarak ve İki taralına sal lana enileca geliyor; — Yoklama yapalım, tamam mıyız? Diyor. — Yoklamada bir iki kişi eksik. İsanıyoram ki buu lar davet kaçağı değildirler İşten ve mektepten kaçılır em ma ziyalelten kuçılmaz. Atalarımız bile; — Pilâvdan dönsvin kaşığı kırılein! Dememişler mi? Çıktık yola, düştük yarın — yeşil kırlara ve deriz kıyınns! Güneş, arşın arşın yol alıyor. Orabüslerin içlüde vök selea neş'e ve çığlıklar taşkın birer sevinç halinde ctrafa ya yılıyor. Pürüsüz, ışıkh, serin bir sabah.. Sanki deniz, bütün kirini, yeşillikler bütün uyku #0Dü ve toj yebi, terü - taze bir. çehre ile gözüküyor. Osman Şen; — Bakın bre çacuklar! di yor- me gözel?. Ve sovra arkadaşlara sorüyor: — Yiyecek birşeyler aldık değll ni? — Aldık, aldık. Yol kehvse altamı Tüterçeşmede — yaparız. Korpoz var, peynir var, ekmek yvar, Başka ne lâzım, Balçova ilıcalarımı, Nerlide reyi solda bıraktık, artık de niz — kenarından — ilerliyoruz. Halk tarlalara düöşmüş Uzaktan ozağa bizl selümliyor. — Deniz, komsalda çırprnıyor., Küçük, işvekâr dalgalar, enbill öpüyor ve tekrar uzaklara doğen kaçıb gidiyor. İçimizde bayat, veş'e ve top lolak zevki fşkımyor, Tatar çeşme, bir geçidde su- Doğen, | Büro şefi | serin bir sabah içinde | silkmiş, yep | | ne kadar sozları, gürbet — döşkünlerini bekliyen, mütevszi, fekirene bir yerdir. Bir de kahvehaneel var. Kırık, köhne — sandelyelerine yerleştik, kahvealtı yapıyoruz, Osman Şen, bir baba gibi; — Çocuklar - Diyor » hep: *tlul mideye doldurmayın, Öbür otobüstekilerede kalsın, rın da hakkı var. Diyorlar ki, — karşı — da'lar sırtlanla, domuzla dolu İmiş. Hattâ geçenlerde jandarmalar, dört tane domuz — yavrusunu, dib-diri yakalamışlar, eşek 8- pesı gibl oğaçlara bağlamışlar. onla: Geve yollara döştük. Osman Şen yakası açılmadık zarif söz: lerile bize yolculuğu unuttu ruyor. Urla yem yeşil bağları, bah- çeleri içinde ne kadar berab, akımsz kalmış? Kar gıdan görünen yel değirmenleri, iosan evvelâ bir kale duvarı bissinl veriyor.. Şebrin en güzel par çası, şimdi güneşim, sıcak taş kaynaştığı bir yerdir. Urla'lılar, ba korkonç boşlağı ların | dotdurmak İçla, daha çok yıl- ler çalışacaklar! Şebirden Çeşme'ye doğtu gi den yol kisim da - berbatlığın rekorunu kırmıştır, sanılır. Sal lana sallaba geçiyoruz. Gene ovular, gene dağlar urasındayız. Çam ormanlarının - gözelliği, gözlerimizi — şiirli, sevdalı dekorla — doldarayor. edebiyatta okumak değil, tabi atta görmek Tâmım.. — Kırılası | bir ei, kör olası bir gafler, bir | Çamlığı | | birkaç yıl evvel bu çamları ta tuştarmeş ve bütün | yakmış. Gördüklerimiz 1s0, hep | genç va yoni #ğeçtar! Alaçatı da yar: harabe! Arkadış'arın avlattığına göre, borada vaktile yedi eezene ver mış. Bir mnahiya merkezinde yedi ecrane ne demektir, İyi löşünelim! Gene yolda bir kiliseye vast geldik bti büyök bir kışla en- kazını andiriyor. Etvelce bura da bilmem kaçyüz (Teriki dün ya) dedikleri bodala kızlar ve buadela kadıolar otururlarmış . Keze, Urla, Barbaros, Çeşme köylerinin bepsinde ikişer pa pezlık bir kilise vermış ve ne ler de melei? Yani neredeyan İsa, buralara inecekmiş.. Çeşme'ye geldik. — Oldukça kalabalık. Bir arkadaş şü he- sabı çıkerıyor: Yözde doksan Murevi, yüz- de üçü ecnebi, yüzde yedisi | de Türki. Maslesef öyle, çekerle, başkaları kar. Bizlm başkan, avda imiş.. Bu da bir mersktır, ve gürel bir spordur. Dağ, taş, keklik, tavşan, domuz peşinde, o he yecamı tata tata koşmak ta elbette çok zevklidir. Yalnız dönüş boş olmamalıdır. Başken, bizi İstanbal otelin. de konuklıyacaktı. - Aycı arka daşların yarım gelmiş.. — Plüjda çamları biz. kahrım tadına ba- Yukarıda avcılar avdan gelirken, aşağıda avcılar şölende. ble istirabat devresi geçirdik. Vo buradakli her çeşid görüş, ne bileyim, — oradakilerin hep- Ainl mest bir hale getirdi. Deniz püfür püfür, şamarık salim bir kızı andırıyor. Karşı dağların dihinde koyu masi bir yeak — gösteriyor. — Beriye doğrü yaklaştıkça — biraz açılı- yor, hefif bir — grllik abıyor v> birdentire değişiyor. Koyu yeşli oluyor, filizi ola yor, sütnavi ve niheayet beyaz bir renk alıyor. — Bir rosannın tablosonda görü'ee, (Tebli depit) denilecek kadar tenkli, fakat sevk ve hayret İçinde barakan bilr demviz.. | Kumsalin bir kısmi, kalbar- x — Sovu Gınci yüzde — sonra insanı Engiltere Yeni Tayyare Yapıyor.. O —em he Ayrıca Balonlar Da In- şası Düşünülmektedir. İstanbul, 5 (Özel) — İngil tere hökümeti, sahtllerini mü dafan küvvetlerini tamamlamak için yeniden 200 keşif tayya resl 1&marlamıştır. Deyli Herald gazetesinin ver. diği bir bebere göre matda kabili sevk sıns müstenid küçük halonlar dan mürekkep bie sabil muha filosu da — trakll caktır. ayni za Balon esa- faza oluna HÜ © Ağoston Hogilir hava manevrasında 24 kişilik bir müfreze silâh ve mühimmst” bir tayyareye binerken, Gelecek Harb Cihan Harbı Olacak? Bir Alman Mütehassısı Ko B | feransında Neler Söyled" İstanbul, ö (Özri) — Almanya'da Münih harbiye mektebl müdürü miralay Slebert, Iki biodif fazla harbiye talebesl öcünde “Müstakbel harb, ancak yeni bir cihan barbı üzerine bir konferans vermiş ve demiş'ir kl: — Harbın Hâm ile beraber hertarafıa kanlı boğaşmalar da — başlamış olacaktır: Takib ve Düf bardımcan teyçareleri, motörlü toplar, hududlarda sıralaamış uzan meazilli toplar hemen faal geçecekler ve kavrelli telsiz sİnyasonları da düşman maneviyatını bozmağa başlıyacaklardır. «Başlıca messi, geçen Umumi harbda olduğu gibi düşmanın müd. budud!are getirilmesine meani olmağa hasredileces tir.” ye . ”-""'".""""'""""-'-"""".-""'.-'-'-'-'-'"""""-."-"’-'-J nizlerde birçok harp sefli Zavallı Esirler Nasıl Toplanır ve Satılır? Çin'in Iç Topraklarında Bile Milyon- larca Esir Vardır. — Yirminci asrın m Berberi ve Sudanlı'yı erareti altında etir ticaretine müsaade ottiği için m Diyenler pekçoktur. <Korent İbtari» i deni, fakat Şimali Afrika'yı, üç milyona yakın mecmnası esir teciminin ezen Mussolini İtalya'sı, Habeşistan'ı denileştirmek istiyor. Amerika'nın en meşhur meecmualarından olan *Ulaslar Kurumunun — bütün gayretine Tağen - devam ettiğini gösteren bir maksle neşretmiştir. Bu makalede şöyle deniliyor: Esir — teareti... Resmi İnaocaya rüğmen bâlâ ar- 15 — devletinde devam etmekte- dir. Ve bu dev letlerin — hemen hepsi de — Ceml- yeti Akvama da hil veya Cemli- yetl — Akvamın bimayesi dadır. Meselâ, bu tlea- ret — Afrika'ın büyük — Liberya cüm huriyetin dı devam — etmek tedir. Vakıu bir cumuriyetin Ida recilerinin — Ce teşekköl Terile çok — sıkı alâka ve müva sebetleri — vardır, kâfi — miktar — ellâhlı asker ler memleketin — iç tarafla rına, vahşi zencilerin bulunduk- ları yerlere gönderilir ve bu altın Devra amma, bazı dan büdce açığını kapatacak | kadar “Siyah fil getirirler. Ba “8 Tiberya hükümetlole resmi mua melelerinde kullanılan bir ta bizdir. Hakikatte İse (Esir zen eller) demektlir! Liberya — hükümetinin bu “Mallar portekiz hükümeti nia İdaresi altındaki bulunan müesseselerde toplayıp yerlerde satılır. Babeşistan da cemiyati akvama dabil devletlerdendir. Fakat bu mesilekette — menkul iki — milyondan — furla zenci esir vardır. İnkâr kabil değildirki Habeşletan impara Halle Selâsiyo — Delasiye bu ticaretten memouu değildir ve zevcl wlıb satımımı, — zavallı sermaye olarak toru Esir satışı zevcileri cebren kaçıramya men için çok çalışmaktadır, battâ Heareti ilo — mücadele için bir de mezarat tesle et- miştir. Fakat bu tedbirler hü. kümsüz kalmaktadır. Habeşli- tan'ın iİç taraflarındak! beyler, ağalar, * Ros ,, denllen yarı maüstakll valiler, Afrika orta- Tarına akınlar yapmakta, zeoci kabilelerinin ihtiyar ve erkek öldürerek — kadınlarımı devam — etmekte bu esir lorint kuçırmakta dirler, Ba iş, Çin'de de — caridir Çin de cemiyeti akvema dehil değilmidir? Şimdi anarşi içlade Çia içlerinde bugüs mlilyomlarca esiz vardır. Esir Teciminin en ziyede revaç bulduğu yer, kırmımı denpizdir! Ba denizde bir tükum büyük ve küçük vepurlar, yözen birer esir ticarethanceldlı! Ba esirci yapurları totmak için de bu de- bulunan olacaktır,, me' a vasıtularını ve kuueıll*# dolaşıp durar. Totülar — İstatletiklere SÖÜ her sene Amerika'dan Â! ten'a 5000 den fezle zenel ©/ nakledilmektedir. Ne ne tir ki ba beş bin eıir": olmazsa beşte üçü İngillt maye — ve idaresl altında ol yerlerde satılmaktadır!. Bir gün, bir ticaret cugoff kırmızı denizde bir vept hareketlerini — şüpheli ve vapura yanaşmıştır. Vıl'd: rahleler oturmüf ayaklarından — birbirlerine cirle bağlanmış ve — zeb İki ucu da yerdeki demlf bil kalara — bağlanmış — bir H' 260 tane zavallı zencli eslf müştür, Tecim vapura ııl"" bâkim olamıyacağını ıııllY" telsizle civardaki harp sef lerine baber vermiştir. Esir vaporu da bilmukebi” vaziyeti anlamış, bütü BERİİ tle Arabistan sahillerine doti küçmış ve bir yera hı.ll'd etmiştir. Bu suretle bürüt ler kaçırılmış ve bu ıırj esir. kaçırdığı , İsbat zdil/ miştir. Afrika'dan — apırılıb clh"’ dört tarafında satılan ve döki esirlerden en bahtiyöf' Arab'stan'da satılanlardır. rada, esirler ev hlımcldl'ıu çoban olarak — kullanılır! esirlere kötü muamele &’ yasaktır. Cidde ve Mekke'de h"_; esir pazarları vardır. Burslt aleni surette İasan alımıb hr. Ve kadın bir esir, Wj liğine ve yaşına göre İ0 franga kader kıymet bulür! » İbnlasaut son ıımınlıf*",ı etirler yöüzünden bir e00 * düşmüştür. Arablstan'da: bistun'lı babadan ve ze! anaden doğan melez göze batecek kadar ook'*) tadır. Banunçün esir IĞ.:'/ önünü almak zararetini ' miş ve ba sebeple Aııh"l" etlir nakline müni olmek İngiliz'lerle bir ınlııllld' mıştır. ’ Bu ballere — bakılmctı j asırlarda mı, yokse W atırda mı yaşadığımızı imkânız olüyor. üzerine