karar veriyordu. Emili, bu ka- rardan ve çocuğuna kavuştuk- tan sonra sevgilisi Jül ile evle- niyordu. Doktor Güstava ge- lince, sevdiği kadının izdiva- Aşk, haşin ve bencil bir duy- gudur. Fakat bir çok defalar insanı nefsini feda etmeğe ka- dar sürüklediği de vekidir. Aş- kın, fedakârlığın hangi derece- sine kadar varabileceğini gös- termek için size Güstav'ın bir macerasını hikâye edeceğim: Fakat evvelâ sevdiği erkek ile evlenmeğe mecbur kalmış olan Emili'nin aşkından bahsetmek isterim. Emili, genç, güzel ve zeki bir kızdı. Fakat zengin ol- madığı için ailesi onu Alber a- dında zengin bir fabrikatörle evlenmeğe O>zorlamıştı. Alber, kaba saba, hissiz bir adamdı. O, paraya ve zevke tapardı. Bundan daha münasebetsiz bir izdivaç olamazdı. Karı kocanın kayatı zahiren huzur ve sükün içinde geçiyordu. Fakat Emili mesut değildi. İzdivaçlarından bir sene son- ra hayatlarına iki şahsiyet ka- rıştı. Biri Emili'nin bütün ru- hiyle sevdiği çocuğu diğeri de kocasınm' atkadaşı doktor Güs- tav idi. Doktor ilk gördüğü an- dan itibaren kalbinde cereyan eden faciayı anladığı için genç kadına acıdı. zamanla bu mer- hameti ateşli bir aşka münkâ- lip oldu. i Alberin kaba tavırları, dok- torun nefret ve istikrahını şid- detlendiriyordu. Bununla bera- ter üç yıldan beri fabrikatörün arkadaşlığına (tahammül edi- yordu. Bütün gaye ve emeli E- milinin bedbahtlığını mümkün mertebe tahfif etmekti. Hep bu- nu temine çalışıyordu. Genç ka dına aşkından bahsetmediği gi- bi aile dostu sıfatiyle fabrikatö- rün evinde işgal ettiği mümtaz mevkiden faydalanmağa kal- K'şmıyordu. Doktorun sessiz prestisi Emilinin kalbinde his- settiği boşluğu (doldurmuyor- du. Genç kadın bu Vaziyet kar- şısında muhtaç olduğu şefkat ve sevgiyi başka bir o erkeğin kolları arasında aradı. Buna rağmen doktor Güstavın ona karşı merbutiyet ve sevgisi ka- tiyen azalmadı. Aradan bir müddet geçtikten sonfa korkulan. facia, patlak verdi. Fabrikatör, Emilinin 'âşı- ğından almakta bulunduğu mek tupları bir gün keşfedince ka- rısmnı en hassas noktasından vurmak suretiyle ondan inti- kam almağa karar verdi, çocu- gunu alarak kaçtığı gibi boşan- ma dâvası da açtı. Kocasının avukatı, Emili ile görüştü: — Madam müekkilim, kerdi- sini boşanma talebinde bulün- mağa sevkeden hakiki sebebi mahkemede açıklamak istemedi ve ehemmiyetsiz bazı sebepler ileri sürdü. Size tavsiyem, bo- şanmaya “İtiraz etmemenizdir. Aksi takdirde eline geçen aşk mektuplarını mahkemeye gös- termeğe mecbur kalacaktır. de- di. Emili, boyun eğerek; — Kocamın talebine itiraz e- decek değilim. Şartlarını da ka-| bul ediyorum. Fakat ondan bi- ricik isteğim, çocuğumu bana iade etmesidir. cevabını verdi. Çocuğunuzu alamıyacak- sınız madam! — Fakat çocuğum, henüz çok küçüktür. Kanun da onu bana veriyor. — Evet, kanun çocuğun SİZ- de kalmasını emrediyor. Fakat bu meselede ısrar edecek olur- sanız müekkilim, aşk mektup- İarmızı mahkemeye gösterme- ge mecbur kalacaktır. O zaman çocuğunuz İle beraber şeref ve haysiyetinizi de kaybedeceksi- Biz. Çünkü kanun, kocasına İ- hanet etmiş olan kadının, ç0- cuğunu yanında alıkoymasına cevaz vermiyor. Emili, bu deliller karşısında ister istemez boyun eğdi. Kalbi paromnlanmakla beraber, elin- den bir şey gelmiyordu. Dalma koruyucu bir melek gibi yanın- da duran doktor Güstava dö- nerek: — Saadetim, ebediyen elim- den gitti, Ölünceye kadar bed- baht olacağım dedi. Aradan bir müddet geçti. Boşanma dâvası bir türlü yürümüyordu. Fabri- katör, dâvayı bitirmekte acele etmediği gibi Emili de dâva ile hiç ügilenmiyordu. Bir gün yi- ne doktor Güstay fle dertleşir- ken: - Ağım Jülü sevdiğim doğ- kip (Mareşal dıkça onunla katiyen evlenmi- yeceğim dedi. Bu sözler, doktora takip et- mesi lâzım gelen yolu gösteri- yordu. Doktor, bir gece fabri- katörün evine hırsız gibi gire- Görçilin Montgomeri- yetelgrafı bulunamadı Bu hâdise, İşçi Partisi mensuplarının ma- reşal Montgomeriye hücum etmelerine vesile teşkil ediyor Londra 11 (A.A) — Sir Wins- ton Churcill'in ikinci dünya harbinin son bulmasını mütea- Montgomery'ye çekmiş olduğu telgrafın hâlâ İbulunamamış olduğu bildiril- mektedir. Sovyet kuvvetleri kararlaştı- rılmış olan hattı aşıp ilerlemeye devam öttikleri takdirde teslim olan nazi Almanya kuvvetlerini tekrar silâhlandırarak savaşa sokmağa matuf bazı tedbirler derpiş eden bu telgraf, Cuhr- chil'in bu ifşaatından sonra resmi evrak mahzeninde yapılan hararetli araştırmalara rağmen bulunamamış, bunun üzerine O zamanlar Sir Wintson'dan böyle bir telgraf almış olduğunu söy- leyen Mareşal Montgomery ken di şahsi arşivinde araştırmalara kiraya verilmiştir. başlanmıştır. Depomuzda; sörü mevcuttur. acele Telefon: 24250 Sayın Tüccarlarımızın Nazarı Dikkatine Galata Kalafat caddesinde 22, 46/1 sayıda kâin bir taraftan cadde ve diğer taraftan büyük tonajda deniz va- sıtalarının oyanaşmasına elverişli rıhtıma bağlı Emtea Depomuzun zemin katındaki Bu defa birinci kattaki bölmelerin kiraya verilmesine işler vaziyette iki tonluk -bir yük Asan- Bölmelerin. aylık kira bedelleri 250 TL. dır. Bü kattaki bölmelerin sayısı az olduğundan taliplerin Umumi kâtipliğimize müracaatlari OKULLAR AÇILDI SAYIN VELİLER: Çocuklarınız için en faydalı eseri (Vatan) hazırladı z- ÖĞRENCİLERİN TARİH - COĞRAFYA başlamıştır. i Bugün bu araştırmalardan kâ- Iâ bir netice alınmadığı bildi- rilmektedir. Bu telgraf meselesi münase- betiyle Mareşal Montgomery'nin daha bir'çok resmi evrakı bu meyanda Almanların teslim ve- sikalarının aslını da kendi arşi- vinde alıkoydüğu iddiası baş göstermiş ve İşçi mebusların Mareşale hücum etmelerine ve- sile teşkil etmiştir. Helsinki'de hastabakıcı- lar istifa ediyor Helsinki 11 (A.A.) — Helsinki devlet kliniklerinde çalışan bü- tün hastabakıcılar bir ücret an- laşmazlığı yüzünden 1 şubat ta- riyinden itibaren çalışmıyacak- larını bildirmişlerdir. bulunan bölmeler. tamamen rica olunur. DOĞUBANK DERS KILAVUZU 63 vilâyetimizi 76 fasikül içinde toplıyan bu eser, iki cilt halinde hazırlanmıştır. Beher cildinin fiatı 10 liradır. Umumi satış yeri: Vatan Matbaası ile büyük kitapçılarda cudur, Fakat oğluma ka vuşrm a - , MENNAN GAMMA An a ylirıyor. Hanım abla, k yaşlıca adama ga la bakarak söyler — Seni gidi u seni! Yaşından, tanmıyor alçak h kızıyım. Sorduk: — Ne oldu, har banla aranmı açı lim ya. Kızı sayı istiyorum. oGörn babam yerinde &Ö — Neden öfkt bir şey mi yaptı? — Benim kaldı n& benzer bir yeri — Estağfurulla) Tam bir ev hanı — Bunak serse yosmasına mı ben; — Öyle bir şey — Abuk sabuk yor. Zıkkım içesice içmiş; kör kandil üzerime yürümeğ: basmasaydım, sa na. — Sokakta mı — 'Tabli sokakt girecek değil ya. ğinden sonra bir yordum. Köşeyi d iki bu serseri bun varına yanlamas duruyor. Ne yar Yanına yaklaşm: lun ortasına do Beni görünce du' bir şeyler söylene rek yaklaşmağa şeyler söylüyor a anlaşılmıyor ki. « sana, bun'ik herif diğin kadınlarda kuşun eti yenme Şu haline bakmağd ga çıktınsa, git rında kadınları b kulma, kafanı pa dedim. Herif lâf Hem terbiyesiz | hem sendeliyere Nerede ise üzeri Kendimi tutamaf Yetişiniz, sarhoş yor» diye çığlığı yetişti, yakasına nin. — Sen'de dâv: mi? — Elbette dâv haneye girsin d şuna buna sataş mek olduğunu ar Maznunun yan çıl saçlı, orta bo adam. Pantolor çamurları dizleri selmiş, burnunun göz akları kanlan derin derin çekiy tası sararmış Kır arasından duma! Bizim delikanlı K — Merhaba, ba Sağ elini göğsü — Merhaba, e — Senin de şik — Benim ne cak? Kimse İle ! yok Ki sikâyetçi halinde bir adam — Şu hanım si imiş de. — Bırak şu zet Durup dururken derde soktu. — Sokakta saf — Tövbeler ols lah. Ben öyle sey dam değilim. Ker durup söylüyor. — Ayıp sözle | “Üzerime de yün |. — Ben ayıp sö | Zendi kendime ş | Cahil olduğu İç | kendisine ayıp | sanmıs. - Cakır keyif — Bu mesele İva. Akşam üstü bir arkadaşa ras İla kaçımmışım. ' |desturun, sıkıstır j dibine su döktüm |dan gectiğinin fa |xillm. İşimi biti i kendi kendime şi diyordum. Birde koptu. Sasırdım tim, Dir da bg