Doğru Ananın Evine Marş! 0 YUNCAK KU IŞ (Senin tavuk benim torba içinde Nlarca önce Doğu İlle-| * Günler, Başb vığ'un | yalarken, ei kime Zi büyük“bir or-|'bir "elçi geldi. Komşu başbu- u.or-İğun bir armağanını sunarak, iğım, kocacığım» diye seslendi «Bugün dilencinin ilen pir çevre se <3 manda, ünü bir yanda Kaf da- e a Bir kapalı ku- türkü öğrendim. Ne kadar gü- ötesine, anda İse Maçine | tuy: « İçinde ne vardı a- el, İstresen il de din- üzel sesli bir bül- e Başbuğ kutuyu açınca, le». «Peki karıcığım» d - dam. Kad: & ol bu bi Ss: E a , ray yöresince bilinmiyordu... bül sesine yakın bir güzel- ordu. 5 ikin ötüye Kente ayak basan gezginle. öl «Benim çarık senin çorbaaa din, ozanların uğrağı oluyordu bu) O. gece başbuğ bu oyuncak telle Nice yaban ülke özün- | kuş için bir şölen düzenledi. Yi b bibi için koşuk düzü- | Bu kuş öyle hoşuna gitmişti ki, ye ie ereproi he yorlar, destanlar yazıyorlardı... | ormanda tutul usundan ö i 1 Güzel sesli bülbül esin kaynağı | çıkmıştı bile... ein konuk- O NR olmuştu. sanatçılaka... lariyla eğlene “dursun, - Sahi e yade ka m bU: Bir yolunu bularak -ka- Kocası «Nasıl, tasti?»diyerek | © —— gana kaç defa yaş ağaç kullânma, dedim. telâşlandı. «Bir daha söyle ba- ın, gönül kayım.» Öteki aptal, aptal yine buğa sundu... Bu uzun koşuk,|muş... Bülbül soluğu ormanda söyledi. Ks im kendi sarayını içevreliyen “ör | alınca büsbütün unutuldu... ko: m - oştu. Hemen tencereyi açtı. ki yaşıyan! bir bü Yi lü ö- Ama oyuncak bülbül Tanrı Gerçekten tavuk yoktu. Yerin- u a I ir isiniz vüyordu... Nasıl olmuştu da, şim | yapısı değil ki oOGün geldi bo-! Evvel zaman isinde, şii «Senin tavuk benim torbaaa İde (ki tane çarık duruyordu. Ee bu kuşun il duy- | zuldu... Sarayın bütün ustaları İsaman içinde bir adi içinde» İCok kızmıştı. Karısının yanma | güzel bir karısı vardı «Her iie «Benim çarık senin çorbaaa 1 Un bir kusuru olur» derler. Bu içinden |cekti. Sonra vazgeçti dığı destanı, öz GE eliyle bar ya-|«Ben yerim tavuğu ormaaan leri söyliyerek karısını kovmak- Evlenmeden ön. n pıyorsun, tembel- içinde"İtan da kendini alamadı: dir, sonra pişman olmıyasın»| «Sen yersin sopayı odaaâ Ağla epi değil, rl diye öğüt verdilerse de ada içinden | 9 Aptal bir kimsenin güzelliği senin sözünü keki) on para etmez. Hadi bakalım doğru ananın evine marş!» evlenmişti. İşler önce fena git- nu öyle neşeli ke Ferhat SILACI medi. Adam sabahleyin çalış-|ki E yandan da şıkır şıkır oy- namaya başladı. a gidiyor, e a koş İKİ AHBAP ARASI ğ Kadın küyü - INDA çiğ gelip ne kadar iş ken |Een mişti ae kal af DE ibi ve ba S7 e al sedir ki yal kei daha söyle de İyice belliye-|ka; öteki de davul mu davul. ii sek Eİ km Er? yim. Akşam dendi gelince söy- | Şişmanı Hiyiil takıldı: gibi yan gelir, elini hiçbir Şeye | yerim, Kim bilir ne kadar hoşu-| — Dostum, seni gören mem- sürmezdi. Gece gündüz çalışmak | px midecek?? eksi “aylik kle tilbe: Yukarıdaki şekillerden ikisi eş. Bulabilir misiniz? adamı çok yoruyordu. Amma “ön ei dilenci, Bir ke-|der. & i re) yi ker söyledi: ii hemen cevabı yapıştır- NN - e SORUN SÖULEYEL Kığu kalmıyor, yeniden büyük dantimeb bizim tembel «Kocacı-| — Sen güren de bu kıtlığın pis e ene Sani sebebini keşfeder. in ii nik Si 4 Bir çağ Gi ii ir MUMYALAR lann ri Geçen asar, Kapoemwn| Ateş OlMIY: yerd varsa hey rr miş iy d lan kazıl 0 mı an e ... Kadın, gününü önüne da ilk mumyalar elde edildiği nr okalan emele aş da çalışan etiği Sıra-|ku girmiyord çirirdi. O gün de öyle yaptı işçilerle bilginlerde bir ağı kız önünde diz Bi ği şey Germ püslendi pencere önüne hastalık görülmüş ve çok kişi ördüm» | mıştı..... oturdu. Bir, Iki saat sonra bir ölmüştü. Bugünkü lere bir çare bulamıyor- ölene ie kapıyı çaldı. göre, bu hastalık verem mik- uğun dü kadın sordu: «Ne İsti- > eiğyiiigis gö m; kesildiği bir gün, odanın in yalarla beraber ehramlara gö- re Bini mülen verem mikropları dört penceresinden içeriye bir küş| o şayan rızası için bir parça iğ - İsüzüldü. Bu ormandaki bülbül- ir ekmek!» Ta saldırdıkları ilk insanları dn YANE Mana, yala ölüme sürüklemişlerdir. -İnın başucuna konarak, en şen salık dedi tembel kadın. Ko- vi çekten güzeldi & Ozanın Sözle- mi ötmeğe başladı... 1 kapının anahtarını uzun DÜZELTME rinde — Pe yoktu... O o gündi eni ek gü bir ipin ucuna bağlamış, yanına Öğretmen sene başında yeni gü , başbuğun üstü- bak. in yileşti... Fakat bu: olay |bırakmıştı. Anahtarı aldı. Pen-| — &izin zahir çiçekleri | bir sınıfa girdi ve bir küçük ço- me bir nut, bir şenlik çök- e bir ders am. Bir |cereden dilenciye uzattı. Uzattı | saç ilâcıyla suluyorı cuğa: tü... Artal lerini daha 1-| daha gerçeği yalana değiştir-|ve dedi ki; «Kapıyı aç, Içeri gir, — Adın ne çocuğum? diye sor- n yürütüyordu. Bülbülün se- İns mutfağa git, orada tenekenin| (4 du: si yaramıştı başbuğa,.. Sevim ERGÜDEN işinde ekmek vardır, bir dilim a- Çocuk: . — Haso, diye cevap verdi. Seçme bilmeceler : Dilenci duslar eti. yeğ çi yg )stesin olması Peki | orantılıdır... er ei ilce ya açtı ve eve girdi. Mutfağa ge- & gil. Bu, adinin kü- İamma, duman nasıl olur?... Bir)narsa, bu duman Altı kül üstü kül Bir sele çamaşır irilik çak: güselibis koku duydu. çültülmüş şeklidir. Senin adın İçinde bir sarı gül Akşam serdim sabah topladim | o koku ateşte kaynıyan tence- Hasandır, dedi ve bir başka ço- Papağan nasıl konuşur ? 7 rimek) (Sıldızlar) reden geliyordu. Tencerede yağ ye Gi İr küçük Rum çocuğu olan x * h bir tavuk bağ tn PE Koço, arkadaşının yaptığı yan- YAŞ Mazi t ider eğe deli meyi ışıktan korkarak? diye bir soru sorsalar, önce şâ- 37 “gd > Yer altında gelin elde; Karnı da pek acıkmıştı Zir “Tepesinde gülü var — * Gözü oçan, diye cevap verdi. |sırır, sonra da hiç düşünmeden: “al? (Sapan) «Kendi dlllerince, çeşitli sesler ir # ——— ten gayrı bir şey görmüyordu KE SEBREMEN © | çikiriyları deriisieii Wei DM £ , «Ne olursa olsun» dedi. Tavuğu | — Beni oyuna bıraksaydın siardehai de Gramont bir) gan adlı, insan gibi konuşan bir 43: o hayal kepçe İle aldığı gibi torbasının |bu olmazdı. kaleyi muhasara altıma almıştı. kuştan söz etmek re ucunda kırmızı gelin İşsize içine koydu. Torbasında bir Kale kumand: hiçbir mu- bilirsiniz «Fındık) e e va Aft eski dı. O kadar kavemet teslim | ŞoğuDUz Pi i mr ç şanğı vardı. O kadarla öğ aassnga,, | Kâvemet | göstermeden ) & SİM artık g-| Bir gölge oy Papağanın nasıl konuştuğu- ü rl yilmiyordu. Çarıkları tencereye şer. Teslimden sonra düşman|nu öğrenmek ister misiniz?.. Kul torba içinde gümüş yüzük Miz ama a rn Mareşale: Öyleyse anlatayım... Bir kez, «Göz) Ma Zn aldı ve sokağa çıktı. Kadına — Teslim oldum, çünkü baru- |papağan söylediği sözün anla- * Başka bir ını bilmez... O yalnız işittiğini söylemek için ağız, diş, dil yeter değildir... Öyle hayvanlar konuşurdu... Söz / söyleme yeteneği, elverişli bir , işittiğini belleyip, değiş- 5 yet bigi Evin kedisi, bu de 4ays camda am gezer diye, hiç düşündünüz | bir sıvı salar. Böylelikle dik bir Bineğin ayağı bir büyü-|yüzeyde bile dengesini bulur.