8 Ağustos 1954 Senaryonun öbür Gi Bundan bir kaç sene evvel Yazan: ÇETİN A. ÖZKIRIM | d hatırlıyamadığım bi mizde rol aldığını im söylemişti. Kendisine oynıyai min ismini sorunca, ismi konulmadığını, acağı fil- imdilik Zaten bir taş ye bozuntusu e rejisörler, son dakikay: canlandıracakları aile Bi aber töl ellerinde! ee en aktörümüz, rol 1 yükün olr Eril boyunca koşuyor, kaçıyordu. > Moskovada iki Amerikalı tevkif ——— Washington, 7 (AA) yi Amerika iie Vie yel göre ağir büyük Aman ya Rabbi o ne koşu, ne kaçıştı. Filmi seyrettikten bir sonra kendisini gö- nce Pa yiz bi sal tünkö: ber Si in ona göre oy- na İşte o gün de koş de- ede- dedim, ısrar mez yn senaryoyu oku- mak için?.. Yahut hiç değil- AEKŞAMR Sahife 5 —,, se niçin koşuyorum, diye s0- ramaz mıydın? Arkadaş acı acı gülerek: — «Bilmiyorsun, dedi. Hak- lısın amma böyle şeyler 60- az, © zaman sana ukalâ & He şeye ve s0- a da sa- yol parası kardeşim... Ekmek pa- Tası...» ml ir yazarken da ai gün evvel bir film aryosuzluk- tan ikiye sö geliyor ak- uma, — «Yok yok. Bizde yazan yok... Şöyle tam bir merikan senaryosu li şında yazan bir senarist yok.» evvel e opet emi bir çehre kazandı. Bu ilk defa opera "le sahni e çıkan tenor Pietro Tonini İlk perdede seyircile, cek! bir yerde işitilmemiş nor acaba a > şeydi? Fakat ikinci peri bütün bu şüp- e kemliğinen zail oldu. aşlıyordu. Tonini. Venedikte fa- uğu İdi. Biraz karıldı. Günün birin: dayanamıyacağına karar ve- rip, o zamana kadar birtiktir- diği bir kaç kuruşu alarak Lille şehrine it Burada tek- Kömür ocağından operaya rar inşaat amelesi olarak ça- lışmaya başladı. Fakat iş ve- 2 ömür ocağı letro böyle işsiz kaldığı günlerden El de, düşür düşünceli bir a nin ö- nünde otu! n, bi bir Kaç arkadaşı ile er e iyane karışarak hayranlıklı dinledi. Sonra vE Pietro'yu bulup Gn senin fevkalâde bir sesin var, mut- laka Konservatuvara a gitmeli. sin!» dedi. mitsizce de Klm em b inal nor olmayı taha; asyül sini, sırada n nser- li verilmişti. 12 ay rap lenmeden çalışıp haziranda girdiği denim birincilik mükâfatı ald Fakat evvelce yarıda bira- yet Belediye reisinin &* Eiiğine Pietro Tonini 1934 senesi e e muvak - kat bir ikamet izni b Bir asid sonra aris ille Ope- m sahneye ya başladı. Pietro Tonini böylelikle şöh- t Tet yoluna çıkmıştı. İlk tem- silde kazandığı muvaffakıyet- fi onra artık kimse Lille- eki çalışma bürolarının #ti- (|. mi kulak asmadı. öşe başı kunduracı- nın kızı Gin: AN eerlüciiiel hav: vE uçtu. Sanat âlemine yı | » hattâ belki de bi ymet kazandır- ei en reka ise ye- ni tenorun düğü rağbet karşısında alezağı a s0- nuna kadar temdit et di (Pietro, dostla «Tam bir masal almyasında yaşıyorum!» diyor. Mezarlıklar te Daimi üsyonu diği bir karara ği akil olu- ekpiler, İstanbul, Beyoğlu ni inin hazırlanmasına da devam olunmaktadır. Yugoslav havacıları ki Yazan: Muharrem Zeki KORGUNAL den uyumalarına ora yazık ki buradan ge-| gizlice bakarak heybenin diğer| ize benzemiyor. Ga- | gözünde neler bulunduğunu gö) Remmal, bir müddet liba susuz kalac: üp ai a çalışıyordu. gözlerini açtı. EE doğal Si Rıza, hemen itir; İhtiyar, su İçip ae oturdu. Sırt üstü yatan — Yanılıyorsun, gi ME sonra heybenin dol gözünü| ile yüzükoyun yatan Vary şimal Te Afiyetle bir kaç a- iç içeceğim. ayle der demez, kii ki ti. lek kalınlığındaki defa öksürmeyi ihmal etmedi. Öksürmekteki maksadı açıktı. Onlarda hareket eğ göreme- yince, gözünden el mensup il memur, Moskova polisi tarafından tev- kif ve bir nı çekmiş olduğunu iddia etmiş lerdir. Amerikalı iki memur bu iddi- Ayı reddetmişler, fakat f! ruf makineleriyle çektikleri g Umler müsadere olunmuştur. Amerikan Hariciye (Vekâleti kayit oi makamları »sto etmiş ve hâdise- deni mesul olan polis memurla- rının cezalandırılmalarını iste- Yuguslavyada kız Satışı Belgrad, 7 (AP) — Yugoslay- yadaki Arnavut ( ekalliyetinde asırlardan beri yerleşmiş olan kız satına âdeti hükümet için en çetin sosyal meselelerden bi- rini etmektedir. m . Daha fena- m genç kızların, daha paralı ol- dukları için ihtiyarlara ez geye bir kaç avuç alarak mi Sizin de yatıp uyumanız, kaş bir m ike çıkardı. s yıldı, u hâlen «Rosel0l Erim ik mmm — .. Buz musun, bal mı-| yorgun vücudunuzu dinlendir-| Kesenin ağzını çözdü ve Marie» adında müzikal bir film çe ekte: Ann Bİ; baş| gezi Yugoslav | sın, misin, be mübarek?.| meniz lâzımdır. Yolda ve Nişa-| içindeki sarı se tabökü' tif bir tutam ei e bu operetin meşhur şarkıları söylemektedir. Ba2ı| Hava kuvvetleri ia em- e da ona bakıp aynı şe-| burda bol bol konuşuruz. 'Talhanın iki burun deliği önü- ır ve fon müziği de Rudolf Friml ından bestelen- kilde hareket etti. vaz Vur- fazla sıcaklık, ne miştir. Diğer rollerde Howard Keel ve a aman a eee be lcit iin EEE hem dı Bundan sonra gidip Vurcal. amaktadırlar. Film renkli ve sinemaskop usulü ile üç buutlu baya alanından memleket- l dı. İtiyarın yatar, yatmaz) nın başucuna çömelen Hacı Rı olarak çevrilmektedir. Yukarıda Ann , Rudolf Frimi ve müteveccihen ayrılmış-|di ğe Yerinde otururken li 'kilerin | 23, aynı keseden tu- filmde söyliyeceği şarkıları prova ederken görülüyor. durmuyor, yarı açık sb |a de esnemelerine ve çok geçme-|tam toz aldı ve Vu bur- nuna €n yakın yere sei irdi. Tamir edilen yalı yine yatmış, gözleri- Yam yardımiyle Tür- EYLON "de - ri ie Tr alk kiye Ani ia zi ye Anıtlar Derneği, Kanlıca- kusu uyuyor ve ara $ıra hızlı öl le rk Hava Kurumu'na ba- gışlamaktır. Apak PARA va e yy işi ik ki: © süphelendiğini dağa ie karşıma evliliği, mesut bir yuvayı ha- yalinde yaşatan bir genç kı- zım. Kendinizi bekâr Genç ii bunları E iz sesle, fakat, kaşları leri ateş gözleri ai saça saça e yordu. Çarşafınm ra vi» du sapır sapır titreyen Sa- e, meredeyse, dırıp kocasının es genç kızın Si Ez kai İlmi eri pa hale pie kei eda. dişlerini sıktıkça ise: — Fakat. Sevi. Bevil.. dinle beni... Diye kızın sözünü kesmek, tekrar Omüdafasya geçmek istiyordu. Bu sırada vapur İskeleye yanaşmış, yolcular çıkmaya başlamıştı. Yazan: RECAİ SANAY teessür, hiddet, döle Ne demek z li Es : çık: izm yanına, gocuk xun başına, ben de bir dersle evime!... Genç adam yine fena bo- sulmuştu. Sarardı. Ma ayır... olmaz öyle şeyi — kı, kat bir kararla Oak başk Me yek çakıyor. Mita e ir Ben aynı vapurla, gittiği ye- No. 63 re kadar gidip geri dönece- Kim! — Ya ben? — Siz beni alâkadar et- önü Zi - an başı önüne in çelen genç kı zın, kararından pm kadar kati konuştuğu anla- şıldı. — Anlaşılıyor, ve Bugün çok sinirlis yürüdü hızlı hızlı. pikat. « Turgut da fırladı. peşin, m çarşafının içinde donmuş gibi kaldı oturduğu Çıkacak (yolcuların sona gelmek ve kalkmak idi, Genç kız merdivenleri sü- ratle İ Turgut da pe- seğirti: Merdive- in lt başında yetişti ve bolan tutup ağımı kula- ina yaklaştıra — O da sizi alâkadar et- artık! Mi e pi ni ei aim si Bakın İskeleyi alı- kalmadı, İskele i, genç olunu bırakmıyor, mütemadiyen dil lvarıyordu. İkisi a © iç; 9. aklin batman iki tayfa ile yolcu- ların yüreklerini aj sete bir şey Dn ea Tar- kitsiz çıkmıştı. Şimdi uyuya- bileceği kadar uyusun. Şu Tal- sersemini uzaklaştırayım bu- an. rı söylerken kuvvetli şe ek ki kalın sopanın üzeri- ne otur! n dörtte üçi çi şındaki bir insan, an dar kuvvetli ve a ol bilirdi. Bağlar ve bahçelerle di lan vâdiyi arkada ki vir dere içine girmişti. Bu za) ve kadar güneş vr ortalık Ki rarmış bulunu 'Talhayı s1 den içecektir! CArkası yar),