14 Temmuz 1954 Bizans imparatoriçesi Teod ” Ayasofya ve Aâtmeydanı e alınıyor |, Muazzam gilimler ARIK meki A a çok daha evvel dalyan fi- film talyanlar Pompei'nin pek şar, İm Zaptı, Kartaca Muhasarası gibi 1 1 ei vücuda re 'Teodora, Jüstinyen Bilhassa Çuo Vadis biria, Amerikalılara zam filmler yapmak kımı ES o ri, İtalyan- danla ye m büyük bir rekabet sürüp gi- ve Ca- muaz- mera- ği di” ik in Şehirde, deniz- de ve kırda Bu sene imi kumaşlar moda olmi » Bunun EE güzel al ve görünüşleri ol- e” el zamanda na- Biberi kil O ve görünüşte roblar Yapulmama imkân ver- meleridir. a Li sie m model, reye kum: kilde iş sülieri ei kında iyi bi mektedir. ar Emi ul- iz odelde çizeile uni kamer lal hoş bi bi tadır. El- bise yine sırtta bir fermuarla kapanı ve hemen aynı gekilde ui ir. yazın lerde hem şe hirde, hem Miyan giyilecek iki ideal modeldir. 2 ile ilk tanıştığı günlerde Amerika! e m eri ime ri ri tisadi Kaka özi gök hayattan alınan basit fi ler çevirmekle en e zorunda kalmışlar: ev- İtalyan filmeiii Yu n önü at im le AKŞAM Bugün Sultanahmet parkı olan At Meydanını getirilmiş, ortada dikili taş, yılanlı sütun aynen Tunmuştur. e var il ii ie fazla heykelle süslenmiştir. rator daya ik ör Bai yali karşılaşmaktadırlar. 1 kostümler Mirim siya eiieyi dikmek için 500 terzi çalış- Cahan Sahife 5 Teodora filminde böyle göreceğiz mıştır. Teodoranın elbisesi olan Teodora'yı bu filmde e metre o kırmızı, yeşil ve ianna-Maria Canale can- beyaz lâme kumaştan dikil- landırmaktadır. Jüstinyen miş, üzeri binlerce m ve el- esc de Georges 'Marchal masla işlenmiştir. amaktadır. Bir ayı oynatıcısının kızı Or renklidir ve 5 milyon iken Bizans imparatoriçesi Türk lirasına malolmaktadır. ETA MURCAL sırlarım öğrenildi Bil- hassa (oHaseneden görüüğiei ihanete ü lenmeli ve bu gece köyün onun yaşaması artık doğru ol maz. KEEM yi Hayyanın öl-| su: dürülmeleri de lâzımdır. Yalnız Büreydenin yaşaması eri la- e sonra nim ir İ Yalnız senden bir istediğim da: ha ii yel — İoldul e, bahsedecek, Sultan tahkikatı yapar, zu yine ER üzerine tai mi le: »k sinsi bir gülüşl: , dedi. Hemen İşe baş- ğe al gelen tedbirleri alı- e gi seni, Talha! Sen be- işgüzar adamımsın. var. — Nedir. lar KİLİ erine no k 38 Yazan: Muharrem Zeki KORGUNAL de Hasanlı |cektir. ünde laş üstünde a omuz Talha, yine sinsi bir sülüşe — Tabli, diye lâtife etti vakit siz Sultan, beni er EE vezir... Şeyh, bu lâtifeden son derece Talha, iliştiği taş sedirden : İkalktı. Bir köpek sadakatiyle itaat ederek gidip Haseneyi ge- di. Hasenenin rek arkadan endim? — Dürer dam: hez tarafta ekte b znlümkâr! ve benim gü söyli- v3 ii Kavvetlendiğimi, dar du — Sen git, dedi. Arkadaşlara, yhi ilik dinle- Bunların ne zaman olmasını arzu ediyorsunuz? diye sordu. — En kısa zamanda. — Meselâ bugün mü, bu gece mi, en n mı? — Bugün evvelâ Hasene öl- meli, sonra Hayyanın İşi bit- meli, daha sonra Vurcalı zehir- | ımı, Sultanlığa a gitti- Emi anlatmağa gayret edecek- — — Başüstüne, efendim. tesbih... Elindi Si e doğru üç a "ve. E azametli, daha dek rusu, azametlendirdiği ta ları m bereler e se-! siyle — Geli, Sen de bana yak- Emrini verdi. Safiye, yine bir robot itaat et bak bi dım mesafeye ir Takiiy pik “ sip! Aynı ses — Biraz Saba gürledi: Biraz da- Yazan: RECAİ SANAY Önce, kocaman tesbihini sol bileğine takarak, yine gözlerini gözletinden ayırmadan, elle- rini ae iç kadına uzat- t. > Ni an- m avuçlarını yanakların: beri. işa Dae er riyl oğarken, yi Hüledan gibi a madam e eli No. 38 daha fazla sürdü bu. Sonra, Cinli Hoca, sol bileğindeki tes bihi vi SR alarak yeni bir emir — iğ Genç ei , bu emi rak başını ve Ey beli a yukarısını öne doğru ha- fit, sid. Cinli Hoca bir a- miz ri çekilerek: a Dali eğil! dedi. Genç kadın, biraz daha gildi, zara Cinli Jae Re yeni kavılcımlar ışıldattı lan sesi andı ir. Ve ellerindeki tesbihi baş parmaklarının diplerine otur- tarak diğer parmakları ve a- vuçlariyle genç kadının başı- nı, iki yandan tuttu istediği kıvama kadar eğdi onun bel- rısını. onra, baş parmaklarında tuttuğu tesbihi avuçları a, dye yalan söyle- miş olmayacaksı nim seyyitliğime inanıyor. Zaman geçtikçe Ee ar- tacak ve bugün hayal olan şey yerini hakikate teresi Kalan bir sesle; — Doğrul!.. Keen Doğ- rul!.. diye tekrarlıyordı Genç kadın, yavaş EE doğrularak eski vaziyetini 2- ırken, Cinli ei — avuçla: rını onun vüci ii ra yapıştıra, sirin , tes- 1 belinden çalan, kalçalarından maz bacaklarından vaş yavaş bayım idi ji tesbih — e tesbihin içinden! em- verdi. “ağ a) ii e çük adım bihten m Tesbihi yere kadar indi ken kendisi de eğilip çö: ee Cinli Hoca da hemen kı, eski vaziyetini aldı, ve: — Di Arkanı dön ba- olen ei le- ar bulun- Talha, karışık esi için- de çıkıp giderken rkunç bir adam, Kendisi Sultan dir Şeyh Selâm ise, onun uzak- laşan ayak seslerini kulaklariy- le ei «Benim hak- fazla şey bi- ii damn NN ası asla caiz a nüyor ve Talhayı da ölüme mahklım ete Ancak, on zımdı. Çünkü Büreydeyi e ondan a dolduramaz, hiea bası Hoca Ammar e amcı yada tertibedilecek sükamli El gayrisi ei me: zl Selâm, başından savdığı YATAR ie sinen bü kAdlE meş- gül olmayı kâfi görerek dar ka- pıyı kapattı ve Haseneye hitap edip: e Baka dedi. anı Fakat, Cinli Hoca, elindeki ma a- ön! EA tesbihi onun başına doğru a- — larak genç kadının başından .. Diye emretti genç kadı- Ma A a çarak; eçirdi. Omuzlarından beline Cariye, sırtını rutubetli duva- — Daha!. Daha!.. Eğil! Oo kaydırırken: yine bir rebot şuur- İ ,, dayamı; are a 2 Eği! — Doğrul!.. Yavaş yavaş atağa rndeszlği, ai nir gibi boynunu bükmi Di ie yor. ir ei ei uğu yı — Af buyurunuz, diye | ledi, > elleriyle ee Daha gel!» ie Pia özleri Mi Safiye, yavaş yavaş doğru Şimdi, genç İki liğe cep m, bet ire ii diye ret buyurunca (1), o kadar yakındı ki, onun lurken, Cinli Hoca, biraz ev- o hesiyle Cinli Hocaj özleri in alan İnt genç kadının attığı son bir a- bu hafif nefesleri bile hoca- vel lerini | kıvılcımlayan İsi de Adi; m e gri bary” Xam imi dım aralarındaki ayrılığı am yüzünü, çiçek kokulu — genç kadının , o nefis nın gözleri ındaki du- açmaz sen de karışa ır in har meltemleri gibi ılık ol! ve nel ge nzarayi o vardan başka ez şey görmü Cinli Hoca, artık işe koyu- ln... bakışlarını tel rin de- yordu. Acaba hoca ona niçin Tuyordu... Beş dakika, belki de biraz o ve nefis gıcıklayıcı bir man- o rin sapladı... Biras daha bo- (Arkası var) darkasi var)