meyi aktarlıkla iş- 'n Kâmil Efendi Beyazıt kalma ol-/ram re rp bakacağız? lay!.. Elverir ki sen et. Mei altında meler var ler... hanımefendi gibi giyinip kuşanarak pi - çinde salınacak ve kupa araba- larına kurulup Kâğıthanelerde bu önün Yazan: Cevat AGUN SU ZE Akşam gibi İnin gelmesi yaklaşmıştı. Valide eline d odada gi bir ha vardı Mangaldan ateş alar: halının ürüne e SE ve bir söndürdü- vayı yıksın, bu di Be Kadını üşürsündi vurdukları . az ler. olmuş, Kâmil Efendi- w- Jeşya ile süslü bu şirin yuvayı) Aa ra bile ancak bir zaruret halinde çıkarır! Bu sebeple kızcağız pek gözü kapalı büyümüştü. Gü- zelliğinden diğer mezi- yetleri yemek pişirmek, yıkamak ve ütü yapmak gibi her ev kadınmın olan şeylerden meri ey kle ağır başlı ve in- hele kayn: - gi ei şu Kaaalye yn ein Di > in hanımı yalnız. ii birdenbire garibse! ne gündüzleri gelip can yoldaş alı e Bir gün yine a e Si yatı da böyle yeknasak geçe- söyliyerek bastonuna dayana |lamadı. dı dayana gitti. Naciye arkasından | ayrılırız? bakıyordu; ne iyi kadın, sözü e er Onu sohbeti yerin: bı- kızdıracak bir yaparsın; Sık sık gelecek, di ye mırıldandı. Naciyenin valide |tabaklar var, bir tanesini hanım diye hitap ettiği ihtiyar |sın. O kızar, bağırır. Sen pal komşu filhakika kaç gün ali hiç bre bir kavga tekrar gel çıkar. buradan konuşurken lâkırdı şu |beni bizi irsi Oda erir mecrayı , ğfıdını yazar, olur, biter. — Naciye hanım kızım! Pek|bana 1. İhtiyar kadın, Naciyeyi bahriye İrek baktı ve müşfik bir $: 1. Bö ma İlikle alarak ayrıla- ındı. Kâ- sinde bir yaı koki vardı. (Odaları gezdi, halının yanmış olduğunu görerek telâşla sordu: — , ne oldu? 1, mang: Kâmil Efendi hemen Naciye- nin başında bağlı çatkıyı çeke- sada ile - Bir çıkarmaz, iki maz, üçüncü de muhakkak bir patlak un bir tavırla karşılayan koca > meye içtür. yavrum yemi m wasında fırnli fr men DÜ şeytanlık gayi” sordu: — Başında yanık falan İtidalini hiç bozmadan et almışlar- dı. Rıhtımda hm bir araba prensi beklemekteydi. Fakat — Tophaneye ve ye- çok neşeli davran- tabli bir halde el un arasında tecessüs etmiş saçlarında gezdirip okşayarak: | bi sıkı münasebetler Kı- — Başını bağlı görünce il yandı zannettim de kork-| sa ile askeri işbirliği yap: tum. Yanan halı olsun, dünya | sı net si derece ge- malı dünyada kalır, sana bir | lişmiş, bı 773 şey oli da canım, geçmiş rr ra takip mişti. O zaman memlel edine im e Avrupalı devlet ri- > ei terdarburn sis ma EN DE NED git arzusunu han inden ar land selâm Boğaza doj ii al ve sa- ray önünde Rol- mış ve Zin her ie la Di bulunmuş- lanma olan 1 an ol Ra a mayısında İstanbulda bü: ik bir misairgerverk ve tö- sani karşılanmıştı. a prens Napoleon'u karşılamak için büyük lar br apn Bütün birlikler Gi biri de ei Napoleon olmuş, | ö, Dolmabahçe in in atışı çık-| müştü. Prei tahsis edilen| da Reşit ında | bir samimiyetle mülâkatın setim Sı bunu öğ“ renince derhal saraya dön ü ns yın kapısın- Paşa tarafından kar- men (padişah ultan Mecit, prensi büyük kabul etmiş ve sonunda da salonun kapıma kadar giderek uğurla aştı. Bir kaç çün sonra padişah, Defterda; Misafirler bir kaç dakika I-İ rek bu ziyareti iade etmiş ve bir 3 El prens Napoleon| cı prensi Zi gitmesi ta- Mecidi siyaret| rihte ilk defa vaki olduğundan, m mi ie olduğunu bil-| bütün hay- dirmişti. ret ğ K.Y. ilmi Bu hi len çok geçmemişti ki Efendi kol sıvayıp apdest almak Jüzere mı "bir sırada helâdi top- opar- | nedir elinin dışına tef çalar gibi vu- ak: Eyvahlar olsun!.. Kaç se- ben o toprak İbriğe alış- mıştım. Şimdi mahrem siya ire p yabancı bir size 2 ya Kocasının ağzından esefle dö- külen bu son söz Naciyeyi uzun «sen sağ ob diyen kocasının on beş kuruşluk uzun düşündürdü. Aynı zaman- gitmemişti. Naciye aşağıya ine- rek asabiyetle kapıyı açtı. İçeri Yuvasını dağıtarak kendisini kimbilir hangi yollara sürükli- | kafasına elindeki sopayı indi- : İren Naciye olanca hırsiyle bağır rıyordu: yaptı, lının yanmış oldu- gunu görünce, ha?).. Muhakkak kızmıştır, Kavı değil mi? «Dur bakayım! Sana söyleye- var.» diyerek karşın. bir a dikilen İlenmiş olmasına hayret ediyor- dı kelime bile sarfetmemiş sından onun, zannettiğinden da cakarınm bastonunu eline ala- halınm & ttığı zaman muz EMA hiddet âdeta vi k p etmişti. Bir eliyle diğer getirmişti. Bu yuvayı hangi se- ba ie Buna imkân yoktu. razı olmamıştı. kocasının yanmış e nasıl karşıladığını ve kaza kırılan ai Tk tıkça sesi perde perde yükseli- Bir kaç gün sonra kapı çalın- | yord e A dı. O gün Kâmil Efendi biraz bilmeye rahatsız olduğundan dükkâna kı ayırtıp da bir ya bancının... Al sena elinin altın- dakiler!,.. Al sana tıg gibi de- a nüyordu. Nasıl etsin de bu yu )