paralanırdı . muvaffak olurdu. Gayet tuhaf, Me AKŞAM Reva 11 Şubat 1942 e | Bir mektep hâtırası.. | TARiHTEN SAHiFELER | gelişigüzel birkaç sahife 'uduğum eski ve yaprakları dağılmış det yöyle başlıyordu: ukluğumu. düşündüğüm zamı upkuru, çiçeksiz, O za- i. Fakat buna .binde bir pek güzel şeyler getirirlerdi. çeşidi “çeşitli yiyecekli benim iki dilim ekmekten e â öğ! e Mp — ka- bahat yaj gibi gizli gi dim, Çoc ecele Uz, son madde ie biri atana Fn yemekhaneye doğru koşarlarken ben bahçeye çi yemekle meşgul olduğu için o bahçede von iki ayrı cebimdeki, iki dilim ekmeği rahat rahat yerdim. Etrafta dikkati üzerime yekmemek için kendime göre bir'de wsul bul- muştum. uyor, dışarıya Elimi sok yım, si ne elman ir akm koma kopar zrladığım ia sokmayı yı büyük bi bir e lukla ağzıma atıyordum. ripir sal Yalnız kuru ekmek (yediğimi etrafa göstermek o zamanki çocukluk izzeti- nefsime — dokunuyordu... Belki ekme- #imle beraber mektebe Sanel de ebe Hatti anneciğim bunun için çök ısrar ederdi, Lâkin dört yaşından Öğleleri her gün | Per mi birkaç zeytin pek havalarda dolaşan kız çocuğu, dağılmış| idi. nz mi kibirli, şirret mi şirret... Daha ilk gününden al selin meydan okumuştu. On > bi a muavini Yendi önündeki ye- (Yahya ) hane- paşalı in bitüm efradı kahran (O gün öğle yemeği zili çalınca yeni 2 N talebe Dn benim yaptığım gibi sıra- kapağın! - ii uz olmadığımı haj paşa. huristiyanı en VE| şiddetli bir hasmı sayılırdı. (Ossek) ME gelmişti. arhları, sancakları GE “re Aslar beye telini götrek Kanuni Sultan Bü deyen. göndermiş. Bu yesil iriliği kadar zeki olan Me mele zaptettiği | (Pojega) kalesi halde benim ya, anlar eşinin öe de oğluna verilmesin! padi- ei geliyor- nk bu beylikten başlıya- rak nihayet babası gibi (Budin) bey- lerbeyisi o ir ben Kia öğle yemeği paydoslarında İsa bahçede dolaşmalarımız im ber gün biraz deha ileriye gö dok den Gi amacın onat türüyordı dan taşardı! Bu sebeple delilerin yapmadıkları- |nı eme şöhret kazanmıştı. e bk okiyen Mei biz yil Me ze veee ailerinden Big ken ni gelen yemekhane uzaktan — Çocuklar sizin sefertaslarınız ne- rede?., verin de yemeklerinizi ııta- ram bu ime değildi. Bir gün — den bizim gaziler -Bu söz bizi ne kadar şaşırtmıştı. | uğrarsın! Sefertası ve “ıtılacak yemek!, Yeni) Dediği duyulm; ye ne gimi şaşırmış | Süleyman ise: Paşanın bu ei bareektlerin! haber aldıkça hoş Tür ve: kadını — Hlimlerimizin. cümlesi ukalâ! Böyle bir budala dahi bulunsun! Aslan paşanın devlet işleri arasın- cn|da & gğlenenleri de kerim göre idi, zaferden sonra padişah şehri- mekhanesinin önü idi, Çok defa far- ğin Sağplmsn en emret olmadan enin o tarafına Büdinde çarşı, pazar donandı; her- doğru yürürdük. Ne nefis kokular ve| kes kudretine göre hazırlandı. işu- 1. » er sebze kuruldu. 3 een meclisleri çikti. mel kat getirince yemeği . ye- mekhanede yemek lâzımdı. Halbuk! İn eek my Çarşda Orta O kadar eşi geyler geren anka a e se ir ki çabuk kendimize | Yerde süprüntü örüntüsü ün tünde bek deyil Gi e gr ven eler ee uzaklaşır- ai Me yordum. Çünkü bu yi klar | dek KOe ni Gi EE ine ndir ni iğ OE hali m dlyerlend. Geçen | 12 eli bir tarzda ceketimin ieyğim Re ağar sene mektebe mütemadiyen zeytin ge- | cebinin ars ei Sa İzi va gar elbar gö tiren bir ari il | Edin Geviii lie eye ci» koymuşla, ) da, ya | döker diği içi Sak ne yerl e but bir kayı en eniek mi oram Le ve ufağı olündü.. kün bni iel ekiz Zavallıyı kaç kere ear hil-| Derse girince sınıfın penceresinden| ©“ si Mi bulup getirin! vim, «He inde Ye) ekmek kartılarımı GöKüğüm duvar ene ei teci bir muallim ik onu tirdile Vi Mei ler. Paşa ırgada güler yüz gös- zi görmüş, kendisini teselli et-| mek e çakar eviâdım?.. Zeytinel ol- mak fena mı? sing gök zengin Yi işti, Çocuk bu garip teselli karşısında bizon imada başlamıştı. İşte siler Ea mek- tebe 2 içmez 3 omkaliyarak” gili Elli, çamak yediğim. ekmi çekmiyordu. Arkadaşlarım be- ikm öğle yem: eklerim asıl yediğimin Tarkndğ bile “alime dardı. Ve belki de bu böylece det devam edecekti. mize yeni bir talebe geldi. Bu bumu EY Aşk ve macera romanı Tefrika No, 166 iile e ei in dik-| dr Fakat ki gldlyorü, Çocuklar tenettüste iken bahçenin j sem: iramıya, m ve - La bi ri Dİ laa Itifatlar etti; yanına aldı. Çöp sin! Affetti! en wki- > n ui, di saral geldi; çalılar çalındı; u üşbu, Kanuni Sultan | “İ Aci pini ör yi binerim gi Paşa eğleniyor! İükte işret meclisini kurdu! Aslan paşa kafayı iyiden iyiye du- “Die yalvardı. Zavallı ini ne de- Biraa daha içildi Paşa gene ayni tavir ile kalktı. Bu defa da: e . beni kardeşliğe ka- bul etsin! Niyaznda bulundu. Fakir adam na da ne diyebilirdi! Bu teklifi kabul etti. Paşa ile ırgad parmakları- ni kestiler, kan yalaştılar, kardeş ol- dular! bu- de Biraz daha içildi. Paşa tekrar aya- ğa kalktı: i yaz, Br ea daha Yari Bon mü. m BŞ gh AE vik Pek a Bu da lâyık değildi. Pa- bu ricası rine getirildi. e ihsanlar verdi. Fakat iş bununla bedi İl bir cerrah çağırttı, Üs- ünde bir gömleği bırakılan müslü- man. ia yanında oturduğu yer- de ettirdi! Bu garip sünnet ncesini arttırmak üzere), gene Paşa ırgaddan bir de şunu di- — Bir daha kaldı: Kardeşim hatırım için « a oynasın! "Paşanın bu bi kardı bas) 5 cağında donu yoktu! Üstündeki göm- leğide kısa idi! «Setriavret» edecek halde bile değildi! NE d pan inin ricaları emi kıvranarak, bir eli önünde, e Atladı, mola son şakasını 104 bulma Eğlenmiş, çok elini mitıl Kanuhi Sultan Büle ymah sonuncu Sigetvar seferine saka (1566 - H. 974). relay lz paşa (Palota) rar hücum. Mei ini muvaf- rak mecbur lmaşta. O çekilirken düşman (Tata ve Bas- prim) kalin de kapıvererek birçok müslüman üş, bunların ve ti sez etmi, Ikalâ içinde 'mrile Sokolluya lerle paşa, padişakın hid- (Devami sahife 7 sütun 1 de) verdiği ami tançasını| neçi ia), Şi igin ei di detini, Sokollunun da kinini celbet- mişti. SİNGAPUR KORSANLARI | 'Tefrika No. 27 «Sarı Korsan'ın kızını çırmalıyız..» Prens Nahi «Mukaddes kılıç» ça- günd: 'amada hakkın- bir şey yapamıyorlar. Diye söyleniyordu. Prens Nahi,lri Sarı Korsan'dan ini almak için şuna karar im ki- sini kaçırtmak; ci yim m 1 bu vasıta ile e elde edebilec ekti, e bir e için kızından vazgeçecek değildi em prensi bu kararını çok gü- yeni redailelider. Neye dei — Sarı Korsan'ın kızını Moli elukaddne kil si er ie lü elde edemeyiz. O bizim kalıcı” mızi çaldırdı. biz de onun güzel kı- Bunu yapmaz- yoeie bale söz e çıkmasını ekiyeceğie. 0 Dndi in adım | deni “İ attığı gün, dönme- bir daha mek üzere el Böyle bir hayduda| Den elimize düşec: düşeceğinden emin! va v. Yazan; İSKENDER F, SERTELLİ Takako gerçekten bu kayıkta idi; yanında EHlamdun ile bir Japon deniz- tu, Hamdun binip gezmeyi pek seve- ! dedi. Yamada, kızının Zi büyük caddelerde gezmesini tembih ettiği iii Gree buel a 'balariyle görmü Rşkaları sah arllle çıktılar, Büyük kumaş mağazaları ile hast perde ve mobilye satan dükkânlar bu caddenin hemen başından gittikçe İL bir meydana kan tn devi unlara im, Hamdun burakip caddeye ardı. Korsanın kızı Singapur pa- DE in Kapi a ie dan kimonoluk kumaşlar alacak- 1 e e yak | ti. Zaten o, Sama bu hevesle ve ii e e miydi? i * Takakp şehre çıkacak mıydı? Bunu kimse bilmiyordu. Korsan'ın onu görmek isti iyordu. Herkes Takako bunu mide nasıl durabilirdi? ogi, Binanın kendisini De çemiye döndüğü halde — şehre İnmemişti. Bel- liydi ki, sol gözündeki onu hâlâ rahatsız ediyordu. Takako şehre inmekte israr ediyor ve babası: — Sana söz vermiştim amma, şimdi Parka. bükün Singapir belki Sari 2g kızını beki raya enza Aİ üç gün li çini tekrar yumruk. yarası | “48: Ti Lipinde yüksek flatle satmak Me önüşde birkaç top kumaş alacaktı. yanından Prensin fedaisi, adamlarına 5 — Geçirecek İso Yakit yok dedi haydi çarşıya. dağılınız ve beni bek- sözümü geri aldım, Prens Nahi Sin-)|leyiniz. gapurda bulundukça senin ve benim baba, ne olur? biz derste iken gelirler benim cebimi ters çevirerek döktüğüm ekmek kırın- işimi Zalimaya hiç bir bey Böy- e lememiştim... dr zili çaldı. Paket elimde Zehra O biraz Lâkin bir gün müthiş bir şey oldu..|” O gece annem bana mn haberi verdi: arın köfte göt sin! ven köfte gölürmek!. an da Yapacağın sürprizin tesirini boz- beleri ny intrlne koyup ayakta Nakleden: (Vâ - Nü) gık-| Bi ötteleri sayarlar. Zehra e ke. | de sein balye -| yaştı var! İl daha dost olduk. iştaha İle ve hayretle ne yaptığıma bakan Me uzattım: Küt, diyor: — tal, be nini költelekine nl ar yerek elini e ikhİsi yeğ ler ee İki köfte .İ tâ duvar makie güme irdiğim zaman gene rae dibine işti Siz lede sonra Zik de Hikmet Feridun Eş takdir eder. “Takako eliçE dikkat sre Prensin fedaisi Noği Meme bütün rr ağ ini sim mi mahllde bir fısıltı işi- tildi, ği adamlarından biri: bir aralı sie bir genç yereli Bileği ümikize/ bak « Tâkako . geliyor. “alekaş kar sahil boyunca sıralandılar. fani değil verde biriz iz dolaşayını su gürel sehri | ndir Rişkaçılar aa müşterilere bak- madan arabalarını garşy doğru sür- Takako, Singapur görme ında rensin gizli” tertibatla” İmei e ln bilmiyordu. - Fakat, or e bizi her zaman takip va tarassud ettirebilir. Yan sokaklara — Alacağım. — O halde em önünde durduğumul mağazaya gire Vitrininde e a kumaşlar teş- hir edilmiş ol bir dükkâna an kayığı kumsaldaki iskeleye | girdiler, (Arkası var) endişeye bu