Sahife 6. — 18 usani 1941 7 I Mesud yanlışlık lenilecek derecede güzel bir bie gnd. ina böyle havalar- Köprüye g inin sığabile- müştü, Geldi, dın ahbapca bir gü- ceğini şaşırmıştı. Hiaİrmmâr bullak ettiği halde bir türlü bu açık sarı gözlü, İncecik kaşlı li kumral kadını adiköyüne ml ne dedi, Mürid Rahmi cevap — Evet efendim... Kad anişti, a arak biletçi geldi. Biletle- rini zıml u meali sarı yüzlü kadın — Nasıl? er çok güzel oldu de- mi? Eğlen: ia o vakit şi iz in mevcudiyetinin farkında olama- şt, e aralarında bol bol konuşabile- EE mi mevzu vardı. Genç kâdın: kat gelinle güvey çok güzel bir gri olmuşlar değil mi? Biribirlerine pek Yakişmış- ardı... si isi de genç ve sevimli insan- lar... — Gelin tarafı çok iyi, çok kibar in- sanlar... Damadın ailesini . yakindan turumıyorum. Fakat onlarda pek yi ut, gün görmüş kimselere benzi- Ben damadı da, isini a Takndin tanırım, Asil, ki- rail — Öyle üz iki taraf da , biripirinin dengini. Bulmuş... Düğünde herşey mükemmisldi. Yalnız yer biraz dardı. Davetliler de fazla, id Dansedenler pek sıkıntı”çekiyorlar: Genç -.kâdının bu ei derin si Müfid Rahmi şaşırmıştı. Çünkü disinin bulundul Di Zi katiyen mevzuu bahis ol bile olsa -İ aen tramvaya bi Kış yi - | nuz demel miklmaz mısınız Mi 'umral ka: dın ta iktisad. mevkie ei lar. orkestrası, düğünde yer dar e ilamazdı. Bi-| meselel — ke dedi, davetliler fazla idi. me e duğunu söy- u gelin yoktu. hoşuna, gitmişti, Haki, mümkün ez ay Ona sordu: dıköyünde cturuyorsunuz lm Bostancıda... Kadıköyün 28 geeByes İstanbulun kasırları Bakırköyünde, muazzam bir havuzun ortasına oturtulmuş olan Siyavüş paşa kasrı nasıl yapılmıştır ? Türk mimarisinin çok güzel ere eseridir. Hem de kârgirdir, Bu kasında rinden biri Sal Bakırkö wüş paşa kasrı hakkında, bir ki mizde bir yazı akrıştı. Bu kasr: İstanbuldaki diğer eski le e fe imi belediyesi mecmuasu n bir eri bazı Ea kü ii ist önle yükselti. Se ıya dercediyori yor. rerindeki kemer m 211 | zu «Bazı padişah, er eli e yeni saray-| ve deki ka kadeğini bir köprü bizi k: rip kasvetli v ve imi 'dekorlarından | kapısına çıkarır, Kapının ee e emmeli in halkın e eller ve onun zel üstün em ikiz parça urgunluk verecek pırlantalarını bu- labiliriz. Bakırköyünün küfeki taşın- a bir v ray denilen 'T kırmı Mi ir ira bugün imerlere ie doğan kemer- de san'atin enince vkini buluruz. w ibi; az Bostancı oturuyorsu- güzel ke xe en 8 girilir. n edir. Eskiden renkli asrı, İSİ Mermer EM Bebeler kiş üstün ai süslenmiş alçı çerçevele: kasrı, , Şevkiye — iş köşk, amine wd rin ei Şimdi m emi dn pr Yazın sıcak gü: bü- 1 b ek köşkü ee Ben yalnizlığı, bir hayatını seve- vim, Bunun için kış yaz Bostancıda, oturuyoruz. Müfid Rahmi kendi kendine: «Tıp- kı benim gibi... Halbuki gimdiki genç- ler, genç kai aha ziyade şehir| y: hayatını, baloları, sinemaları, tiyatro- ez pi air dedi ve yanın- Düğünde, çok dansettiniz mi? nsetmedim... Bilmem, — değildir. ğ Er anstan, ne a » dedi. ya kiden bahis açılmı; — Ben daha ziyade eski Viyana mü- sikisini, Viyana valslerini filân seve- rim... cazbanttan. e mal ln mii ral ka ir e yor hakikaten bir tanıdığı da Birlikte tramvaya bindiler, iş ka- dın: — İkinelde yer var. Orada oturalım! dedi, Onun bu sözleri de Müfid Rahminin e eriği gitmişti, Çünkü kendisi de taraftarı idi. İkinci Şimdi genç adam uzun müddetten- beri ali bir insana ben- lenmel - şüncede bir kadın gi in Li e bir yanlışlık yüzün Böslari dar r gidi erken yolda da e müddet ei Müfid kum- ral kadının büti A m vi ime O kanı $ık içinden: Dİ Dü bei Sl ordu. TE > Müfid Rahmi Knl seren dolaşır! eker Nr bu sud yan! lık»dan bahsediyo; ikincikânun cumartesi 13,30 Program, 13,33 13,50 Ajans haberleri, 14,05 “Türkçe HAN a 0, iv GL bando- rgu (PL), 1530 naklen neş- riyet, Riyamenisiminr filârmonik o; kestrasının konseri, 18,03 Radyo. caz 18,40 Çağ müziğinden mi m ha- lâkis gamer o koca koca sa-| vaları, 1930 o çimi bile... Bu- run için delik — Nasıl olur? ei bal yer vardı... yecekti. Fakat kendini tuttu. i, 20,45 im 21,30 Salon orkestrası, 22,30 borsa haberleri, 22,50 BE - zi kübbeleri "ökmütür siz. mi ikmet Feridun Es ANKARA RADYOSU | vü yo Se rahim öğle, akşam | can Türkçe plâklar, rdır, E- ei ayakta kalan en Binalar e z Em ZE g ilkbyde keder Gl Kandil, Üz küdar, Fenerba| sane, Dördünci a4 m edin yaptırdığı Karaağaç ve Çamlıca, Davudpaşa, Si- ar Ve Haramidere, Çubuklu, İstavroz | muza açılan an Birinci kapın. “sirri de beyaz mermerdi sa- re eli mermerleri, 8 porfil leri bi- ir kalıbi gibi zambak de kesmiş, b unları zivan: üre tile pirim kayhaahm bü ları, a kasırlardan bize kadar yalnız Bakırköy bilmiştir. Zamanın amansız değirmen! hususi rzeden bu gayri dini ve gay- mimarinin, güzel sanatların akılara| seni Selim mer-| Ki lan derin ışıklı bir kubbenin ört-| zünden Salon tamamen | olacaksın e. | yeceğim. | ORDULARI DURDURAN KADIN) Tefrika No. 12 Nilüfer cevap vefmiyordu... e asım, ilk defa padişahın gözdesi- iii “ln gi iklediğim sözü, sana le 4 lez Beni eviyorum. de sevsin. Gönül senin de- &il mi? Hangimizi istersen, hangimiz- den ona meyledersin! e rt bir tavırla başını kal- a, birinizi sevmiyorum... beyz Ben gözüm Bar sadece senin ba- gn ateşe gi Kasım Middetlendi. — Bu Se te senin cak diye korkuyorsun, deği mi » Gün Pl sözün en in: A e nları anla; bilmiyor mıyım sanıyorsun? Kasım odada fazla kalmamak için, Nilüfere: — Seni A nie Hain düşürmi- Diye bağırarak Dilde sie, Cevher ağa Kasımın yüzüne bak- — Ne var, beyzadem... Yüzünüz ge- ne sararmış? — Haydi gidelim, Cevhetciğim! de- di. e e im, Yürü: Haremağan rakla anuşamadınız Ça — Konuştuk. Hem de fazla, — O halde neden e Yörumuldan |” neşesiz görünü- anlatırım, Cevher ağa! O dak ni biri imi w Odaya vardıkları hid- yaahiyet ai ri resmi eserlerin hepsini ağır ve ezici e 3 ie altında öğütmüş, yok etmiştir. devirlerin ihmali de bu, ve olayi) Yaylar. Süel devri | da eski eserlerimizin, Didi iii e ermek İzabr rlağun bize can çekişir bir m nl DE Fİ çok âbideler esaslı bir edimi miştir, Üsküdardaki Şerefâbad, Kavak, Şemsi Paşa, Paşabahçedeki ipi iye, BEYİBESİRE Nİ 'okat, ipte- | na vermiştir. Sonra mi ündi kat burası çi eposu yapıldığı n eyi aşma. vekâleti bahçosne akide Rl - | danlığına Bree Bel düşen em m arasındadı, yaşıyan ki şunlardır: nalı kavak, Çadir, Bal la kozdaki Bir devrin bütün narin edibleri- ve üzel ni dillendire bu- acısıdır. ee sr ul salon! emeyi yetişen ağaçların kökleri emsalsiz öa- belgami mermerleri- ralarına birer Be gibi gire“ arçalaı uyu devrin remzi - olan ile yek “oymalarla. süslü bir bir de çeşme V: Fevkalâde amm müsamere Ç. E. K, Eminönü kazasından; Çocuk kütüphaneleri ve Çarşıkapı Çoc menfaatine her sene mutad verilen müsamere, bu sene de Ke bir ve görülmiyen ra bir) * m e ai salı a osu yük in ya binasını ekl alileceki. Hem hoş vakit evimi lan | geçirmek, v muza hayırlı yardım yı çe üzere şimdiden bilellerinizi GE K. Eminönü Kazası: nın Divanyolundaki merkezinden te darik etmenizi dileriz. tır. Billür mavi iden yapılan eş- el klıklarından bir iş © za: ör kiymetli e Bunları ilk Avrupalılaşma| ii mızın yadigârları olarak sak- buruz. Sâdi bir hususiyeti daha va Eminönü halkevinde kasırların onser tu- Hati dan da kıymetleri çok Törmktir. ger tle öğreniyoruz) Konservatuvar orkestrasi, şefi ki Maarif yele bu kasırları ihya| feddin Asal'ın idaresi altında bu ei etmeğe ka ermişti sam saat 20,30 da Eminönü Halkevin- Bizim ü istediğimiz!de bir konser verecektir. Pı mi , yegâne kasır Bakırköyündeki Sivayüş | gr Beethoven, Tsehaikowski'- paşa köşküdür. Bu yüce sanatkâr. Sİ- | ce, ve Seyfe: Asal' harim ayakla kalanı birisik e epsiz rakzon Uçüğı Jartakı i e - | cetinden eme aye e ylnda gi t si değildir. Maarif vekil Palme e rinde bul kasrı ir. Ka- sımın niçin hiddetlendiğini anlamak) zı; bei lan pa muvaffak olduysa, biç e ie gözden esi) demekti, n yattığı kale zindanların- e kendisi gibi güneş görmeden İnle- 'k çok kimse vardı. m tek başına bir bodrumda ya- yordu. Bir gün kale muhafızı, Kasımı gör- meğe geldi. Kasım toprak Ortalık çok öniiniz er arat ank e Sarayın ık odalarında yumuşak yatakla rini yatmağa alış- m genç şimdi kuru topraklar üs- yatıyordu. Kale muhafızı: a acıyorum, ee - ie a - Be bakılırsa suçun yokmuş... Sen bir yal ğe e) Kasım titreyerek yerden kalktı: — Kim söyledi size benim suçsuz ol- ul v. m 'uşçubaşı Hüsrev beyden düy- dum. Dier ni Böylemiyorün. ver 7 sözünü kesti: Hayır... O çok doğru söz- lü bi ir ala Benim suçum olup ok. an herkesten iyi bilir, Ben, Se- iftirasına kurban gittim. — 0 halde lee çe ii — e Akg a kıya > İste ben bu si yapamam, Padişa- bın benim suçsuz olduğumu bilmesi iâzım, — Beki ii > re — Zaten kaç yl ailemden, ie Dn uzak yaşıyorum. Ölmeğe e yüz yüze gelince, yüzü- |“ amuyordum. Böyle| £et mi; belemeeğin bilseydim, hiç de "Kanın ım kenarma budala e m uzaktan uzağa sevip — çimi “Selim gibi bir lay sö- en kadından nefret ediyoj Haremağası birdenbire şaşkiyi — Ne diyorsun, Kasım bey? Nilüfer, Selimi mi seviyor? — Evet, evet... Bunu kendi de Itiraf ww . Kadın oldağı. karama işin şam e istem m — Evet, çok garip. Ben de »miyordum. Kulaklarım ve gözlerim karşılaştı. Artık ei 3 rıma önle , Selimden “bahsedi-| ondan ler diyez Cev- eltim! nr unutmağa çalışa- ... Kasım bey Edirne kalesine atıldıktan önle Aradan çok gt a sabah mzik irkaç kargılı az geldi; Kasım ler > ir ismi götürdü. e Bi mim ona: — Pa dişah gü seranın sekezkinir İn nerden bu tekmen! geldiğini | biliyordu. Zaten o böyle bir fe ve ele da. m: eril ekini dört ter ga ei Kasım, Ni derin ledlerin Keslet- tiği için aki nefret ediyordu. di nyal ağının 5 ak- a girişin çok iyi da Si ber br Artık herşey anlaşıldı, a it, — O Kelde'sen! neden Körümak 15-| sim" kul Kendini ia göz dikmenin Kale muhafızı çok müteessirdi, Fa- elinde hiç bir kevaat iii Ka- m Benan kuralayan bir nokta- — di şahım la, la mi? Ban: 'r verirsen peki > di. Muhafı Bugün Bü Kel Padişa- ban, kaynın: rmış. Nilüfere göz diken, Sö Ka- diyorlar. Selim”bey yakayı . Sarayda serbesce gezi- Nlüferi elde va Bize nip p ha verdi. Kasım hi gıcırdatarak bağır- di: 2 vay! Bana bu oyun oynadı di im kendisi meydanı b erim ve si gp ği. sürecek, uhafız e — Sana belki r, Kasım yn dokuna- ei Eğer kuşcubaşı Hüsrev bey: im burada inlediğimi ve yem ea yy anla iyil Söz verdi ve dilekle- rini aman sre ri ba e vadederek zindan payıp gitti, — Demek ki, Nilüfer, padişahın gö- zünden düşmem Mehmedin kaynı da elleri zindana” atıvermişti, (Arkası var) Tefrika No. 46 m, iSadının Zaferi Müellifi; P. de Coulevain Lelo Bu Tercüme eden: (Vâ - Nü) için Henüz ayığım! kınca insanın pri - dedi. anlık. Nİ Hilmi in pişmanlık mânasız bir bir — Tebrik ederim, tebrik - dedi. anlamış, bu hata, bay Ronald'ın gibi komik bir kavrayarak