1940 .. Teşrinlevvel AKSAMDAN AKŞAMA Dehalar mukad- deratı yener mecburiyetini oduyacak- '... a eta, dere kenarında çamur © heykeller yapıyormuş. O Nedir o ettiğin? - demişler. Adam yaratıyorum. - ceva- > e kepaze!... Haddine mi bar Öz ya: Rızkın vermedikten yı7ep yap salıver... edge asır medeniyeti de art k , fi bir milyar faniye tam mânasi- Miş “ve saadet vermiş sayılabilir. Ma Ekseriyet bektaşinin bedbaht kalıplarından farksız! ... Miyim bir moktai nazar... gine gelince, insan çarnaçar oluyor; kudretin nüfus çok» ta olduğunu görüyoruz. Sek- Milyonluk, yüz milyonluk mil Medi srrta ediyoruz. Geçen asır- ti barplerin, ihtilâllerin, wsla- Rünler bizleri kırıp fazla artı- a, şe mani olduğuna esefleniyo- ai, Nörüzdeki 1945 sayımına Vigr daha tez bir artışa erişmemi Muz, karakterli, atıfetli, verimli « Bizim çok ve bâkim'ol- asırlar diğer ırklar da ra- Mes almışlardır. ği ve. ki nasıl artmalı? Mi Son hazır elbise gibi bazı Ömeri vardır ki, birinci Mayt siyasetile Oçu hükümet bi, * 1940 kargaşılığı içinde de Üyizel başardı: Bizi sulh ve em- “e, “sinde yaşatabildi. Bu emsal- iy, #tanlığa, irıkânlarm son had- indr da devam edilecek şüp- İş İsi çare: İktisadi refah ve ik» arm i aç ? e v. cıplak bırakacak bir arık-) 4 veeğildir. İlki üç misline çıksak ik, topraki üzerinde âlâ geçi-| Mm, iktisadi enniyet teş ini noksandır. Yani ezeli şikâr! * İçtimal sigortalarla ihtiyar-! ölüm felâket bırakacakla- aliliğimiz, sonra arkada Wed bu büyük işi bir gön be Kürek gençler korkmadan ç0- NE ana babalar da düşünmeden Şok çocuk sahibi olmak cesa- endilerinde bulacaklardır. , ü çare: Güzel ikametgâh- N We gözün dışarda olmaması” Kime, muhabbetini, saadetini, Nunu ve sağlam seciyeyi, ab- | Yatacaktır. Rahat, nisbeten Ne konforhu. bahçeli, güzel eş-| Nİ . Mili ve ferdi gayret yay et yenin de istihsali artımı- sebebiyet verecektir, Üç| Mae yangın duvarma nazır) Klan; İniresinde evlâdları çok! âileler tasavvur edilebi- | ... | : «Sulha birinci, «İktisadi! Yarn 4 üncü sahifede) Yİ Cümhuriyet bayrami güzel um bay a Sayım Sayım topu altılıncaya evlerde nasıl vakit geçirildi? Sayım memuru kapıya gelmeden beş dakika evvel doğanlar.. İstanbul halkının sayım gününü nasl geçirdiklerini yakından görmek ? Kin dün sabah erkenden evden çık- tım. İlk işimiz bu fevkalâde günde AKŞAM günü dünyaya gözlerini açan sayım çocuk- $$ larının evlerini ziyaret etmek oldu. Otomobilimizle boş sokaklardan ge- giyoruz. Zaman zaman asker ve polis nöbetçilere, bekçilere, kapıların önün- de hari harıl yazı yazan sayım me- murlarına oraslıyarum Pencerelerde biriken başlar meraklı gözlerle bize bakıyorlar, Nihayet Fatihte, Babahasan Alemi mahallesinde Şeyhali sokağında 14 humaralı erin önünde duruyoruz. Bize kapıyı bir iki saat evvel doğan yav- runun büyük babası, yüzünü kapla- yan mesud bir gülümseme ile açıyor. Halalar, teyzeler kapıların önünde b Uriyor. Evin İçinde bir snadet havi anın dalgalandığını hissediyorsunuz. Büyük baya: — İçeri girip de bakınız, diyor, nur topu gibi bir çocuk... Kız. Adını da Balme Sayım koyduk. Öyle de wslu bir şey ki.. Besi çıkmıyor. Artık bizi bügün mazur görünüz. Çünkü sevin- elimizden me yapacağımızı bilmiyoruz. Ne xadar da kolay doğdu! Teyze burada ilâve ediyor: — Halbuki biz on gün daha bek- leyeceğimizi sannediyorduk. Bu s2- bah erkenden doğum alâmetleri beli- rince hemen koştuk. Dakikasında ka- bile yetişti Doğrusu İntizamın bu derecesine hayran olmamak kabil değil, Yavrunun babası Mustafa Ekmekçi adında genç bir subaydır. Bir sene evvel evlenmiştir. Karı koca bir ço gukları olmasını pek ziynde arzu edi- yorlarmış. İşin dikkate şayan tarafı sayım gü- nündeki doğum vakalarının çoğu he- nüz bir senelik evliler arasında kayde- âllmiştir. Balme Sayımın dünyaya gelmesi için çalışın Falih belediye ebesi bayan Nahide Onar Fatih kaymakamlı- Bında nöbetci ebeler odasında bul- dum. Burada mshir ebeler doğum va- Dün doğan bir çocuk ve annesi kalarına hazır bir halde bekliyor- İlardı. Kiverir ki doğuran ölsün, | Nahide Onar bana: — Benim sayım günleri doğumdan talihim pek açıktır. Geçen sayımda da yine böyle oldu. Bir iki doğum vakasında bulundum. Hatin bu sefer birkaç gün evvel arkadaşlarıma: #Göreceksiniz, bu sayımda da çocuk doğurtacağıml,» diyordum. 16 senelik kabileyim. Sayısız çocuk doğurttum. Meslek hayatımda bu ka- dar kolaylıkla aldığım bir çocuk ha- tırlamıyorum. Anhesi de pek uysal, sessiz bir taze )di, Tereyağdan kil ç0- ker gibi çocuğu aldım. İkinci ziyaret İkinci siyaret ettiğimiz yer Ebus- Suud eaddesinde 74 numaralı evde kalnenı bay Dâvldin evi idi. Otomo- bilimiz bu evin önünde durur dur- maz kapılar açıldı. Gülümsiyen çeh- reler biri karşıladı. Mesud baba ko- lumuza giretek: — Allah aşkına buyurunuz. diye mredivenlerden çıkardı. Her taraf- Bir evde nüfus yazılıyor gg Önümüzdeki Çarşamba akşamı: İstanbulun en büyük 2 Sineması ole (PEK ve SARAY'da Şark edebiyatının ROMRO ve JULİYETİ, çark filimeiiğinin şaheseri ylâ ile Mecnun E.E İstanbul. “kadar tan başlar or ve herkes 38- vinçle gülümsüyor. Genç kolacınm evi bugün yekpare bir kahkaha ba- iinde... İçerik! odalardan birinde, bu sevinçli günün şerefine çlaman gra- mofonun sesi işitiliyor. Alaturka bir sarkı çalmıyor. Bizi gıcırdayan mer- divenlerden ran genç baba lohu sanın yanı başına kadar sokuyor. Burada kalabalık bir aile meclisi var. Teyzeler, büyük teyzeler, hala lar, büyük halalar, kız kardeşler, raderler, dayılar. Baba izahat veriyor: — Hesabımız tıpatıp çıktı, On ay evvel evlenmiştik. Bir çocuğumuz olsun diye ne kadar arzu ediyorduk sormayınız. Allah bir erkek evlât verâl, İsmini Sayım koyduk. Bu sırada odaya «hani benim ço- cuk!.» diyerek gözlüklü bir bayan geldi. Çehresi bana yabanci değildi. Bundan bir müddet evvel bir meğ- muada onun poz poz resimlerini gör- müş, kendisinin tamam 15000 çocuk Göğurtan meşhur bir ebe olduğunu okuztuşlum. Kabile bayan Şahresan bir müd- det evvel doğurttuğu çocuğun yüzü- nü açtı, Kıpkırmın, minimini bir çehre... Kabile bunu seyrederek: — Ah ah... diyor, bugün bana ne- ler çektirdi neler.. Şu sağ kolumu kımıldatamıyorum, 'Tamam 41 sene-| Uk ebeyim. Dört sene evvel doğurt- tağum çocuklar 150001 bulmuştu Simdi kimbilir kaçtır. Bu en güç do- Zurllağum çocuklardan biridir. 41 senelik ebe bayan Şahresım da başlı başına bir âlemdi. Ebus- suud cadedsinde oturan hemen bü- tün müseyi çocuklarını o doğurt- mmuştu. Anlatıyordu: — Biz Beslm Ömer paşanın ilk ye- tiştirdiği ebelerdeniz Bizim ük do- Bumhaneyi görseydiniz siz. Altımız toprak, üstümüz yaprak.. 'Toprak zeminde doğum vakasile meşgul ol- muştuk... Bu sırada lohusa bayan Rozanin kiz kardeşi bize reçel getirdi. Misevi (Devamı 4 üncü sahifede) Tefrika No. 108 — Keşke İstanbula gelmeseydim. Şa adamın görünüşüne aldan Me- Ber o bir erkek değil, taş parçasi imiş! ... Yazan: Bir davul sesi..! Ertesi sabah davul sesine uyandılar. gürültü vardı. 'Türn, Âşık Gribe muğberdi: — 'Taş parçası harekete geldi... Ga- Hib ge: Diye söylenirken, Âşık Gazlb yattığı Davul sesini duyan Rum dilberi de merakını yenemedi, pencerenin önün- de durdu; kafes arkasından kulak verdi. Mahalle bekçisi birşeyler söylü- yordu amma, Türa bir kelime bile an- Uyamıyordu. Bekçi şunları söylüyor- du: «Duyduk, duymadık demeyin: Esir pazarlarında birkaç ay önce satılan bir esir cariye, Nemçelt pren«lerden birinin karısı imiş. Bu kadını ker kim satın aldı ise, saraya teslim etsün. Bo- deli 1ki misii olarak sahibine ödene- cektir.» Aşık Garib, Yânın mahiyetini Türa ya anlattı — Esir pazarında Nemçe prenslerin- den birinin karisini satmışlar. Galiba İ padişah bu kadını görmek istiyor... İki misli fiatle satın alacakmış. Tilos yıldızı, Arşipel adalarında ye- pılan kadın tiearetini hatırlayarak j güldü: | — Demek kibu işe buradada İ ehemmiyet veriyorlar, öyle mi? — Neden şaşıyorsun? Esire! açık göz | bir adammış... Bu sefer de bir Nemçeli prensin karısını tuzağa düşürmüş. Yakalayıp İstanbul pazarına getirmiş. ç Satmış. — Ben buna şaşmıyorum. Padişahın bu kadını nasl haber aldığına hayret ediyorum — Belki kocası hükümete müracaat ederek yalvarmıştır. Malâm ya bugün- lerde Nemçelilerie Türklerin arası iyi- İdir, Herifcikler san dayaktan sonra, Kanun! Güleymana dehalet etmişler. Türkün yumruğunu kolay kolay unu- tamadık'arı gibi, Türkün şefkat ve merhametinden istifade etmenin yol- larını da çok iy! bilirler. Pencereden dündüler, Bekçinin sesi uzaklaştı. Fakat devul sesi uzaktan hAlA duyuluyordu. 'Târa saçlarını topladı: —Bu na yapacağız, Garibelğim? — Ne mi yapacağız? Hu da sorulur mu ya? Sen evdo oturacaksın.. Yemek pişireceksin. İşin bitince, kafesin ar- Yasnda oturup oya yapacaksın... Dikiş Gikeceksin.. Ortalık O süpüreceksin! 'Tifliste benim senin kadar bir kız kar- deşim vardı, O da bu İşleri görürdü Hattâ daha asinı yapardı o... Bah- çedeki çiçeklerle de uğraşır, birşeyler ekip biçer, çeşmeden su taşır, hamur yoğurur, ekmek pişirirdi. Sen bunları yapacak değlisin. Ekmeği ben getire- ceğim... Suyu ben taşıyacağım. Bahçe. ye çıkmıyacaksın! Evde hanım hanım. cik oturacak, hafif işler göreceksin! Zaten benim boğazımla da zorum yok» tar, Târa! Önüme ne pişirip koyarsan yerim. — Peki, Bunların hepsi iyi. Fakat, ben şarapsız nasıl du: ? Şarap yasağı çok şiddetlidir diyorlar. Bir memleket halkı, şarap içmeden nasıl yaşayabiliyor? Buna şaşıyorum. — Burasi müslüman memleketidir yavrum! Kendini hâlâ Tilosla mı, yok- sa Arşipelde mi sanıyorsun? Oradaki küplerin içinde şaraptan başka bir #y görmezdin. Burada da küp çok amma, içinde ya su var, yahut lâhana turşusu. Hem ben sana bir gey söyli- yeyln ml? Gündüzleri ev sahibile ko. nuşurken, sakın ona şaraptan falan bahsetme! TÜRKÇE SÖZLÜ yeni Şiirler: VECDİ BİNGÖL ÖSTAD SADETTiN KAYNAK MÜNiR NURETTiN Leylânın nefis şarkıları MÜZEYYEN SENAR DİKKAT: Bu müstesna müsamere İçin Fiatlara zam edilmemiştir. Numaralı biletler şimdi- Yeni şarkılar ve bütün Türk mesikisi Mecnunun harikulâde güzel şarkıları İlham den SARAY ve İPEK gişelerinde satılmaktadır. Bay Amcaya göre... Zannettim ki ta çocukluğum-| «. Bu yıl zevkli bir sğalenme gö-| ... Halbuki Taksim su deposunun olacak diye gaze- |danberi görmekten baktığımız aşı bo- |receğiz!!.. öetünde gene ahşap tezyinat kurul- başladı. 'Târa yatakta, Gürib de tahta üstün- | ta kulakları tarmalayan bir yerden fırlayarak pencereye koşmuş-| tu, İ Âşık GARip İSKENDER FAHREDDİN — Günah müdır? Bizde şarap içmek haram- bi kadıncağızdan bir hayli ük. Bize yatak yorgan «cak verd. Perde verdi, de edersek, bizi war. Buradan bulamayız. Târa! Târanın fikrini esir pazarlarındaki alış verişler kurcalıyordu. Ona göre, bu hayatın ne sonu vardı, ne de 28v- ki, O, Tilosta, her gün, dağda bayırda | gezip tozmağa, akşama kadar kapının ipini çekmeğe, birçok çeneçalmağa, ve bilhassa gece olunca (Piyon) meyhanesinde bol bol şarap içip türkü söylemeğe alışmış bir kadındı. Buradaki bir günlük vatı de sıkmış ve İz» çok geniş, büyük, farah bir ii etti, dedi, İstanbul çok kü- çük, sıkıntılı bir şehir. İnsan burada bir hafta kaisa, boğulur — * Âşık Garib pazara git, yi &. Eve getirdi. Târanın ev yoktu, ! dedi. Yaraş yavaş şırsın le birkaç gün geçsii dan, Sana İstanbulun Tile bir şehir olduğur bali sahiline ineriz. | Hasköyde kalafat y İ sahillerin güzelliklerini doyamassın! 'Târa, eteğini beline doladı, Bir bire isyan etmenin doğru olmuyaca nı düşünerek evde yemek pişirmeğe, çalışmağa başladı. Âşık Garib © gür seyretmeğe Az meğe gelen müşterilere karşı görünmek lâzımdı. Aslan Ded lepte iken, Âşık Garib oradaki ks haneyi de temizlemis, çiçeklerle yerek, bahçesini gülistana çevirmişti (Arkası var) 00420394409099960060960832 Acıklı bir ölüm Doktor Tevfik Akif Ayışk Eşi ve Beyoğlu kadastro müdürü Zeki, Ersörün hemşiresi Bayan HADİYE lAYIŞIK müptelâ bulunduğu kalb hastalığından kurtulamıyarak dün vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü pazırtesi günü öğleden evvel Bsy- oğlunda İmam sokağında 23 nu- maral, evinden kaldırılarak Kor caakmed aile mezarlığına defnedi- leceği teessürle haber alınmıştır. Emekli deniz binbaşısı ve kıl kaptanlarından Fehmi Kartal etmiştir. Cenazesi 29/X/1040 salı çü nü Kadıköy Yeldeğirmeni Taşlı Bayır #okak 30 numaralı evinden alınarak Osmanağa camiinde öğle müteakip Kartalda ale me defnolunacaktır. pi LI Anneni Şehir Tiyatrosu komedi kısmında Yarın Akşam (Umumi istek üzerine) Üstad Mühlix Sahahaddinin iki bü- yük eseri: 1 — Kerem, Aslı (Müzikli büyük şark masalı), ? — Efenin aşkı (MEMNU operet 4 perde). istiklâl enddesi di kısmında bit gece saat 2030 da YALI UŞAĞI Raşid Rıza Tiyatrosu Halide Pişkin beraber BU akşam Beyoğlunda HABiBE TE HALK SİNEMASINDA YZE Vodvil 3 perde Koltuk 30, Balkon 20 Kuruştur. Raşid Rıza Tiyatrosu Pazartesi, , Salı günleri Beyoğlunda Halk sinemasında temsil verir. .. Yalnız değişen şey bir rakanı- dan ibareti... Yabancılar görse «Bunlarda hiç zevk yok> diyecek! B.A.—O bir şey değil «Bu memlekette bir Güzel sanat akede- misi, akademide de biz sanalkâr