18 Ekim 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

18 Ekim 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Teşrinlevvel 1940 AKŞAMDAN AKŞAMA Maaş ve ücretler pahali- nisbetinde artmalıdır İz Emine Zeren isimli bir karümiz bize bir mektup yollanaş. Pek Lir mevzun temas ediyor. Diyor ; ... Gazetelerde tramvay, elektrik ve havağazi fistlerinin artan hekkın- da müracaatta bulunulduğunu oku . Harbin patlaması dolayısile giyecek, yiyecek şeyler aza- Mİ hâdde çıkmıştı. Şimdi de vesait Ve elekirik fiatleri yükseliyor. Air ayakkabıyı, eskiden 6 bira en, bugün 14 Hiraya zor alıyoruz. Di bir kumaşı 7 Biraya alırken ba > en aşağısını 12 liraya alıyoruz. yecekler keza, fakat buna mu- kabil çalıştığımız milesseselerde ve kiilelerde her şey pahalandı diye "zim mmaaşlarımıza bir zam yapık "eş değil Ü hald. tam para 60 lira alan bir *nwr veya müstahdemin dayan- &) ye 14 liraya bir ayakkabı ve Kiraya elbiseyi giyerse bu insan e Yesin? Fistlere zam yapılmasını Sen her yerin arzularını tedkik eden Püsakabe komiyyonu acaba harp tinseye kadar çalı kadın. ve . ve müstahdeminin 10 zam yapılmasını edkik edip bu hususun tatbik mesi için lâzım gelen yüksek gakama müracaatta bulunsa isabet “mez mi? memur Maaslarna © da; "dik ... y Gerek sürmekte olduğumuz ha- işi gerek ikhend kaideleri göz De” tutulursa bayan Emine Ze- Fim bop Vâf etmediği anlaşılır. İç akika, birçok maaşlar ve ücret- e 95ir bir seksin ve ailesinin ekse- İN ancak ölmiyecek ve kara sefa- viyg ekimiyecek kadar geçincbilme- temin etmekteydi. Bu gibiler, medi «buhranlı bir dünya orta eğ iz» diye — kemerlerini az- m şaha sıkısınlar; yırtık pabuçları" sı bir ay daha sürükliyerek idare Minler, Fakat her seyin bir baddi ayr. Pahahlık, tahammül hudat- m: asıyor. Orta halli ve hayli İehce ecirler bile sıkı vaziy ç dürmüslerdir. Zaruri havayicin ko, 25 hattâ daha fazla arlmasına melik okuyucumuzun 9 10 bir <M tereffilünü istemesi yine çok İevazi bir dilektir sanırım. isen harp eimasında ve onu İN eden safhalarda pahalılık atları yapılmış. Hattâ şimdiki me aş b N msi» üzerine ilâveler o za- Zam » düşü-| ŞEHİR HABERLERİ Fiat mürakahe komisyonu toplandı ——— Peynir fiatleri hakkında yeni kararlar verildi Fiat mürakabe komisyonu dün Vali muavini B. Ahmedin relsliği altında toplanmıştır. Dünkü içtimada peynir fiatleri etrafında yeni kararlar veril- miştir. Beyaz peynirin evvelce karar verildiği veçhile toptan 40, perakende 80 kuruş olarak satılması muvafık gö- rülmüştür. Bu peynir eskiden toptan 42 kuruş 30 para olarak satılıyordu. Perakendeciler bu fiate aldıkları pey- piri $0 kuruşa satmanın kabil olma- dağını Jddla etmişlemi. Kaşar peyniri #1 kuruş 30 para, perakende İ olarak da 90 kuruşa satılacaktır. İ Kuvu Kars peynirleri de toptan 45, perakende 60 kuruştan satılacaktır. ——— Buz işi iBelediye şimdiden tetkik etmeğe başladı Belediyenin bur mütenhhi tığı mukavele 31 mayısta Belediye, bu tarihten sonra buz ig yeniden tanzim etmek tizere şimdide tedbirler almağa karar vermiştir. Bu münasebetle dün Belediye Rels mun- bir toplantı yapılmıştır. Bu töpi İktisad müdürü, Karaağaç leri müdürü, bir Belediye hazir bulunmuştur. Dün! buz işinin yeniden iha yoksa bizzat Beledi mi idare etmesi mevzuu! tur, Bundan başka şehrimi, ur, nımızdan balık alan Yu ve İtaiyan gemilerinin #cuz balık te darik ettikleri içi za ihtiyaç gösteri ha ucuzlatılmasını istemiş tedkik edilm: | Ikiesrarkeş ! akıl hastanesinde altışar ay tedavi görecek Asliye beşinti esza mahkemesi dün | biz İbulunan bir esrar kaçakçılığı davası- vini B. LO! Aksoyun relsliği altında & , | camli içinde dilenirk: i |fından yakalarımış, | Birer sene hapis yatacak, ; ri kadın. diğeri erkek iki suçlusu! içi ları bir miktar daha arttır- iye böyle bir tereffü caiz görü | Kenan, diğeri de Melektir. Kenan'a «© Yalnız devlet kapısından para | Melek bir akşam, Süleymaniye civa- bakivesidir. Bugünkü yünde vah düsünmek zamanıdır sanırım.İnı rüyet etmiştir. Suçlulardan bi: gey Ar doğil, hususi müesseselerde posalı da düşünmeli, Magi ylet alm terile hayatımı kaza miş buhran yüzümden taban » bir vük altnda bunalma- Seg, * bir çare bulacaktır. 0000000040 2000090800b8 Üfus sayımı hazırlıkları a trafında son toplantı Ağ, Rin Vali Dr. Lütfi Kıradın rels- Mi, tmda Çflâyette bir toplanti ya- Mai Bu toplantıya şehrimizdeki Yaş akümi birası mensup- . “Toplantıda h vi Rünkü sayım için yapılan ha: Meke defa olarak gözden geçiri- Mirt Toplantıda sayımın karada İkg Dİzdeki safhaları, hastalara im- memurla; leri etrafında ei Askerlik Şubesinden: vie 8 Til yüksek mekteplerden me- ID B40 askerlik meclisinde yok- Tİ Yaptırmamış yüksek ehliyet. Way Serin 1 2 ci teşrin 940 ta yedek Ka, okuluyla Gülhane tatbikat mek- yg devkeditmek üzere gimdiden şu- a raenatla yoklantalarını yap- Mân olunu: Seçen 2ece tam hazırlandım, Oellaya görecektim bay Yazı olemryacak, elbet be| İrmda bir arında başbaşa vererek hem | esrar çekmişler, hem de bu arada ken- İ dillerine baş vuran esrar müpteldları- İ na esrar satmışlardır. İşte bu sırada, kendilerini kollamakta olan sivil me- İ murlar bunları suç zerinde yakala” İ mara muvaffak olmuşlardır. evkuf olarak dün mahkeme hu- İ züruna çıkarılan bu soluk benizli genç İle aldukçn güsel bir kadın olan Me- lek suçlarını inkfir etmemişler ve bu gehirin müptelisi olduklarını ti: eylemişlerdir. Mahkeme; (Kena Meleğin esrar satıcılıklarından dola- yı birer sene hapislerine, üçyüz Hra para cezam ödemelerine, bu zehire iptilâlarından dolayı da kendilerinin akıl hastanesinde altışar ay tedavi altina alınmalarma karar vermiştir. Bir esrar kaçakçısı mahküm oldu İsmali isminde biri, bir müddet ev- vel bir esrar kaçakçılığından yakala- narak Üsküdar asliye ceza mahke- mesinde muhakeme edilmekte iken kaçmıştı, İsmali, firarından üç gün sonra bu işi yaptığına nedamet getir- miş ve tekrar adliyeye gelerek teslim olmuştur. İsmailin muhakemesi dün Üsküdar ceza mahkemesinde görül- müş ve neticelenmiştir. İsmali esrar kaçakçılığından dolayı bir sene bir İ gün hapse ve bin yöz doksan altı H- Ta para cezasi vermeğe mahküm edii- miş; firarından sonra Üç gün zarfın- da gelip teslim olduğundan bu husus. in kendisine bir ceza verilmemişti tan yıkılacak!» diye bir bir yazı görün- ce vaz geçtim... " AKŞAM Karilerimizin mektupları —— Bebeğe son tramvay Ben Bebekte oturuyorum, Tiyat. ro ve sinemayı pek severim. Çok sevdiğim uykumüun birkaç saatini haftada bir iki gece ancak tema- şa için feda edebilirim. Geçen 66- neye Önünden Bebeğe son arabayı 1229 de kaldırıyordu. Şehir tiyatrosu- İİ) mun piyeslerin! rahat arbat seyre- İğ dip tesmvayımıza yetişmek kabil oluyordu. Fakat bu sene #on tram-| vay 1140 da hareket ediyor. Yetiş- mek imkânsız... İki liraya yakın taksi parası vermek de her zaman İçin kabil değil... Şehir tiyatrosu müşlerilerine otobüs temin etti. Fakat bizim semte bu da yok... Biz tiyatrodan mahrum mu kalalım? Hele tramvay idaresi şehre hiz met etmekle mükelle? olan beledi yenin malı olduktan sonra bn pi- bi ihmaller pek gücüme gidiyor. ç mahfurzdur)i| İKÜCÜK HABERLER #* Dün yapdan seyrüsefer kontro- a 3 şoför karnosiz olatak ça- dan, iki otol | teriden para alıp bi Jiki şoför sahhi muny dr ceza zabıtları e bir kadı ol! 4 Fatma ismind: ti yirmi Hraya yakın para çıkmış Yatma sulh ceza mahkemesine veril- miştir. * Tahtakalede Petro ve Küçükpa arda Halle ald fırınlarda ima) edi- erek bir motörle Yalovaya gönderil- mekte olan yöz kilo ekme tartılınca eksik olduğu görü Müsadere edilerek fırıncılar hakkında İ ceza Zabıtları tanzim olunmuştur. A Gişiide Tahtaburunyan aparlıma- minin kalorifer daltesinden sıçrayan | kav i baca tutuşmuş, derhal iye tarafından ateş #öndü- yakalanarak astiye be, hkemesine verilmiş ve nesi yapılarak suçu sabit oj- duğundan iki ay altı gün müddetle hapsine karar verilmiştir. ede bulunan o demizeilerden p bir heyet demir tedariki e geçmiştir. # Fenerbahçe Klübü Başkanlığın-| dan: 19/10/9440 cumartesi gürü saat 15 te fevkalâde kongremiz akdedile- kadar tramvay idaresi Emin-İ| Son zamanlarda süt fiatlerinin | kuruşa satıyorlar. Acaba toptan süt | isin ekser inakçiler başka bir işle def ür İ karıştırılır. Bu suretle ikinci bir hile . Kaymakaltı | sü tler Yağı alınmış sütlerin ayni fiatle satılması doğru değildir —— İniiması bir çok münakaşalara sebeb olmaktadır. İnekçiler toptan sütü 15 kuruşa veriyor, sütçüler de 18-20 fintini indirmek kabil değil midir? İnekşiler cemiyeti buna imkân ol- madığı kansatindedir. Cemiyet ida- re heyeti azasından iki zat bu husus- ta şu beyanatta bulunmuşlardır? — Hayvan. yemleri çok yüksel miştir. Geçen sene 2 kuruşa alınan ot bu sene 6,5 kuruşadır. Samamın kilosu 60 para iken bu sene 5 ku- yaş, 72 kiloluk bir çuval razmol 200.220 kuruş iken bu sene 370 - 380 kuruşadır. Bir inek günde 8 kilo ot, 4 kilo saman, 6 kilo kepek yer. Buna shir kirası, müstahdemin ücreti biner, su masrafı da ilâve edi- İirse günlük masraf 140-145 kuruşa mal olu . Halbuki bir ineğin verdiği süt kiolusu 15 kuruştan da olsa bu kadar varidat temin edemez. Bunun | meşgul oluyorlar, simizce ucuz sütl kadar mühim| bir mesele var ki © da kaymak ve krema altı sütleridir. Bunlar da piya- sada iyi sütler gibi ve ayni finte satı- lıyor, Halbuki gıda hassaları hemen hemen sıfırdır. Kreme veya kaymağı alınmış sütler lebenle muayene edi- lince daha ağır gelir. Tabii sütün mikyası binde 30-32 iken kayrak) alı sütlerinin binde mikyası 36-38 dir. Bunun için süte bir miktar ew yapılır. Buna mâni olmak lâzumdır. Kaymak al sütlerine O behemebal #yağı alınmış sütş diye etiket yapış- malıdır. Bu ciheti sıkı bir surette kontrol etmelidir. Esasen talimatna- me mucibince her sütün ne sütü ol- duğunu (inek, koyun, keçi veya manda sütü) bildirmek lâzımdır. Kaymak altı sütünü de bildirmek evleviyetle icab eder. Kaymak altı sütlerini ancak ekre- möz gösterir. Bununla da kontrol yapmak ieabeder. ceğinden, heyete dahil Azanın klüp merkezine teşrifleri rica olunur. Dün Romanyadan 8 ingiliz geldi Romanyada bulunan İngilizlerden sekiz kişilik bir grup dün sabahki ekspresle şehrimize gelmişlerdir. Ankara radyosunda Münir Nureddin konseri Aya yirminci patar günü öğleden evvel saat on bir ile on Iki arasında kıymelli sanatkâr Münir Nureddin tarafından Ankara radyosunda bir konser verileceği memnımiyetle haber alınmış MEVLÜD Merhum doktor Fuad Süreyya İsfendiyaroğlu ruhuna 19 ilkteşrin cumartesi günü Beşiktaş camiinde sant 14 de eku-! —————— Tepebaşı dram kısmın. nn aram 2030 da OTELLO Komedi kısımda bu ece saat 2030 da YALI UŞAĞI İ Mer, Hindililer yaşamaktadır. Asıl ka- Siyam ve siyamlılar Biyam Pransapa bir nota vererek bazı taleblerde bulunmuştur. Pransa nınların bir kısmını kabul etmediğin- den Siyamlılar barbeuyane terahüza- ta girişmişler. Diğer taraftan Biyamın Ami Thalland aldu diye haber verli- mektedir. Şarki Asyada bir krallık olan Siyam, Bindiçini yarımadasına doğru uzan. maktadır. 518,383 kilometre murabbal mesahasının 116000 kilometre murab- bal yarımada üzerindedir. 9831000 nüfusu vardır. Hükümet merkezi Bangkok'tur. Demiryolu uzunluğu 2629 kilometredir. Başlıca istihsali pirinç, misir, pamuk, tütün ve şekez kamışı- dır. Burada bir krallık hanedanı mev- cuttur, Kabinesini o seçer. Paket memleket Fransanın (müstemlekesi Hindiçininin bir kısmını teşkil eder, Memlekette ırklar hayli karışıktır. Muhtelif yerlerde Birmanyahlar, Çin- Jabalığı Thai ırkıma mensup olanlar teşkil ederler ki, onlar 8 milyon kadar- dırlar. Thailer ufak tefek Takat müte- Tefrika No. 105 — Pekâlâ, dedi şimdi vezirlâğâm| İ em paşa... n e artık Zübeydenin yıldı- Dünya kime kalmış ki, « yav- rum? Neyse, 1â* aramızda kalsin, sen de bu Vesile İle o melünenin elinden kurtulmuş oldun! İbrahim paşa sağ olsaydı, donanma gelir gelmez, sent de yakalayıp saraya götürdeeklerdi. | — Nerden biliyorsun bunu? i — İbrahim paşanın kâhyasından duydum... Hergün Bultanahmetteki &ahveye uğradı. — Zavallı Osman kâhya da kur: dü artık çu fettan kadının oyunla- rından. Biçare adamcağım gece de- mer, gündüz demez, mütemadiyen! şuraya buraya saldırındı. Aşık Garib biraz oturduktan sonru kalktı: — Evi tuttuk. Paşla yakit geçirme- $e gelmez. Türa gemide beni bekler. Söz verdim... Onu gidip alayım. Şu- raya yerleşelim. Bakalım Allah on- dan sonra neler gösterecek! — Haydi, uğurlar olsun oğul! Se- min kalbin temizdir. Hiç korkma, Al- Jah her zaman seninle braberdir. Ak- sama geç kalma... Erken gel de, bu gece kahvede bir cümbüş yapalım. Aşık Garib, A: dedenin kahve- hanesinden ayrıldı; Zeyrek yokuyun- dan bızlı harlı inmeğe başladı. Garib yolds giderken, kendi ken- İlk gece nasıl geçti ? Aşık Garib, Tâzayı, Zeyrekte tut- tuğu eve yerleştirdikten sonra, Asi dedenin Kahvehinesine döndü. Aslan dedenin kahvesi işlemiyordu. Fakat,! Aslan kurnaz bir kahveciydi, o gece Aşık Garib gelecek diye suğa sola bâberler salmış, konuyu komşuyu kahveye davet etmişti. Akşam üstü sular kararır k maz kahvenim içi dolmağa- başlamış- tı, İbrahim paşanın yerine gelen ve driâzam Rüstem paşa İçki yasağını şlddetlehdirdilğ için, gizli meyhane- ler» gilmeğe çekinen birçok kimseler de kahvehanelere koşuyordu. Aslan) dedenin kahvesi o gece kıncahınç dolmuştu. İstanbulda Aşık Garibin şöhretini) duymayan yok gibiydi. Aslan dede konuya komşuya yaymıştı; Âşık Ga-| ribi dinlemek için herkes Zeyrek kahyesine koşuyordu. Aşık Garih uzun bir deniz yolculu- Şundan ve birçok heyecanli mâce- talardan sonra, nihayet gene eski gelir yolunu tutmuş ve sazını çalma-| şt. r Âşık Garibi büyük bir dinliyordu. Garib birkaş koşma söyledikten! sonra, 'Türk denizeilerinden dinledi- Ei bir türküyü söyledi. Bu, Kanuni Süleymanın düzdüğü| türkülerdendi. hun çok serdiği! i bu türküyü şimdi ük defa Aşık Garibin ağsmdan işiti-| yordu İ Kekladım bir goncayı dün en körye çağında (1) sürdüm, su gibi, > ayağında | Sevdim, öpesim geldi ağzında, yana-| Hâk üzre yüzüm kında, Bir ömre bedeldir yatmak onün ku- tağında. Dinleyicilerden biri: — Yaşa.. Varol, Garibeik! Sen, ka- rarmış yüreklerimizi aydınlattın... Bi- xs neşe verdin, hayat verdin! Allah senden zapt olsun. Diye bağırıyordu. Garih sazını elin- den bırakmıştı. Sağdan soldan: — Gartbe kahve getirin. Şerbet verin. Diyenler çoğalıyor, herkes birşey smarlıyordu. Bu srada müşteriler arasından dik, kalın bir ses yükseldi: — Yaşa tosunum, yaşa! Haydi, biraz dinlendikten sonra bana da bir türkü söyle bakayım... Âşık Garib gene Süleymanın tür- külerinden okudu: Ney gibi bağrım delindi, çaresiz ah nasip insanlardır. 'Tenleri zeytunidir. Bakalları seyrek, başları brakisefni, gözleri hafif suretile çekik, burunları kısa ve geniştir. Gözleri siyah ve el- macık kemikleri çıkıktır. Bu memle- ket halkının birkaç milyonu müslü- man ve hıristiyandır. Diğerleri budist- tirler. Bay Amcaya göre... rl le Fakat gazetede €Tiyatro alkış-| o... Ne olur, me olmaz, piyeste gibi... 4nva)a ölenler yetişmiyormuş «yi Gönderirim her nefes ehile efgani! sana! Fakat, Âşık Garib o kadar kendin- den geçmişti KI, tanımak istediği bu sesl bir türlü hatırlayamıyordu. Dük- kârın içindeki Joşluk da buna mâni oluyozdu. e ÂŞIK GARİP Yüzen: İSKENDER FAHREDDİN Âşık Garib türküyü tamamlıyama- dı. Kalabalık arasında gözüne Dişen Sari Mahmudu görünce, sazını atip yerinden kalktı: — Hoş geldin, Mahmud dayı! » den yanıma gelmedin de uzağa otur- dun” Aşız Garib zorla, dümenci Mahmu- dü oturduğu yerden Kaldırdı, yanına getirdi. Barı Mahmud; — Gemiden bugün çıktığını duy dum, deği, 'Tilos yıldızını da sana ba Bışlamışlar, Bunu duyunca, terin hes sabına sevindim doğrusu O eyilte, senin. hakkındı, Saz durmuştu. Herkes sohbete dul- müğt, Âşık Garib Barı Mahmudu görün- ce seslnmişti; Kaplan paşa böyle emretmiş. Onu bana hediye et bir ev tuttum.. Getirdim. Bakalım sonumuz nice olacak, Mahmud dayı - İyi olur, oğul! Ter işin son fazla düşünür; hepsine bakarız Böyle bir Eyüp k; — İyi amma, ben günün memleketime döneceğim. sana söylemiştim; bo: nişanlım var. Ben gül amam diye söz vermiştim Aptallığı bırı birinde rakabitirm? (Arkas var) (1) Kanani Süleyman matbu diva- munda ha mısraı aslı şöyledir: «01 goneai mevzunu sevdim balalığı çağında.» Bu mısrada vezin düşüklüğü görül. mektedir. (Muhibbi)nin bazı el yz ması nüshalarında İse, ropanımıza aldığımız mısralara tesadüf edildi- İ Binden, saz şairlerinin sazma vezin ye ahenk itibarile daha uygun düşen bu musrat trcihen aldım. Her Türkün göğsünü kabartacak, o Büyük küçük herkesi heye- cana getirecek sak- nelerle dolu olan Türk Ordusunun ne- lere kadir olduğunu gösteren TÜRKÇE SÖZLÜ ve ŞARKILI! ÇANAKKALE GEÇİLMEZ Büyük Milli Filmi 20 ilkteşrin pazar günü (Sayımdan sonra) Matineler- den itibaren TAKSIN Sinemasında gösterilmeğe başlanacaktır. Bu filmin şarkılarını hazırlayan ve besteleyen: Sadettin Kaynak Büyük bir musiki heyetinin istirakile kıymetli okuyucular tarafından söylenen mili şar- kılar, bilhassa film için hazır- lanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: