Sahife 6 HER AKSAM İR HİKÂYE Lâkin boğazım kuruyor, çıkmıyordu...» Ahmed Kadrinin hikâyesi hakikaten pek t n etrafın: sarıp da öyle yan gözle bak- laşılanı “üthiş Abi $di- abanca düştü attı, Hemen cüretkâr ve terbiyesiz k baktı. Artık çare Parmağımı hızla Ahmed Kadrinin hikâyesi beni dehşetli 1. Onun bu esnada susup bir sigara ni görünce Aman, dedir 1 korkunç rüyaları ır. Elindeki tabancayı! patlatmak İster. z Axin tabanca bir türlü patinmaz. Ben bir çaymı karıştırırken Bunları bilmem düğüm bir rü- iş, daha kor-| açenlerde | Anlatayım da bakın, ıcak, gayet sıkıntılı kuzu fırını Esrarlı vardı, AŞK ve MACERA ROMANI 2 El ardı: Gayri Yoksa, yirmi yaşında nç, ömürlü Raif, yet tediği gibi daş |. Servet sahibi idi, hareket etmek lamlizi varıyordu: - Bu adam sana lâyık de- e uzaklara gidelim... Av- Amerikaya..: Nereye ister- Bir müddet sonra Türkiyeye - Ayrıl... Birli paya. sen döneriz. — Boşamaz beni... — Dava açarsın... Şahidler göste- rirsin... Allahın huzurunda zaten kâ- rı koca değil miyiz? Genç kadın tereddüd ediyordu. Zira tahsil ve terbiyesi, İtikadları, sile muhiti ve telâkkileri, böyle bir karar vermesine mânidi, Bununla beraber saadetin yalmz Raife birleşmekte, müşterek bir ha- yat sürmekte olduğunu hissediyordu. O'nda bir vaka olup kararı üzeri- » Bağıramaz. Sasi kı- | m doyurmuştum yu da pek hoşuma gitt gi uyuya- | daha serince nde beş an küçük fırın gi sıkı siki küs nlden meklep- | te okuyormuşum Lâkin | hafi gene böyle bıyıkları filân var - rüya bu ya — çocukmuşum işte. ektep muh iş. Kayna- muşlar, okuyor- armış, is. | an sırası bana Hocanın ve | z erin bulunduğu odaya giriyorum Heyecan içinde karatahtann başına geçi- | yorum. Müme ni?.. Üç eder efendim. Mümeyyiz diye köpürüyor. Ben hemen tas- Beş diyecektim. yyiz deli olacak. Ben &ş diyorum, rum, İâkin dört aklıma gelmiyor. Hayatımda bunun kadar sıkıldığım, utan- ediğim zamanı hatırlamıyorum. amâzı terden yastığım ıslan- İşte benim en korkunç rüyam!..» beş yaşına giren i bu söz Ben çoscuk, yım da kırk kere öyle hesap A ginmeğe razıyım Hikmet Feridan Ks Türkiye BENELİK #SAYLIK TW » 3 AYLIK 00 » Iİ AYLIK 19 » 1400) Kuruş Posta ittihadına dahli olmıyan ecnebi memleketler: Senelipi 1600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Telefonlarımız: Başmuharrir: 20665 — Yarı işleri: 20765 — 20681 — Mâdür: 20497 Cemazilevvel 23 — Hızır 56 &. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yata E 626 84T 433 833 iâm 203 Va. 211 432 1217 1618 1945 2148 İdarehare: Babıâli olyarı Acımusluk sokak No. 15 Yüzük | Nakleden: (Vâ - Nü) ne tesir etti. Galibe, anne olacağını | anlamıştı. Karnındaki çocuğun Raife ald bulunduğu şüphe götürmez bir hakikatti. Zira, uzun zamandır ko- casından ayrı yaşıyordu. Galibe, büyük bir cesaretle kocası- nın karşısına çıktı. Bütün olup biten- leri anlattı Kısa cümlelerle vaziyeti ettikten sonra dedi ki — Kendi ölçülerinize göre beni suç- | lu sayasaksınız... Bunun için affını- | 71 rica ederim... Şayet beni ve sevdi- gimi öldürmeğe kalkarsanız, bunun, bizler için ceza olamıyacağını size söyliyeyim. Ölüm bizi korkutmuyor. İkimizden birimiz, ötekinden sonra yaşamıyacaklır. Oda intihar ede- cektir. Fakat şayet öldürmezse! dünyada hiç bir kuvvet bizi Biribiri mizden ve yavrumuzdan Ayırma caktır. İskender haşin bir adam olmakla beraber, bu itirafları Kendisinden umulmaz bir soğukkanlılıkla karşı- Jadı, Hayır, böyle bir Akibeti beklediğin. | hulâsa amy mam i Petrol gemileri LA elinde 6 milyon tona yakın petrol gemisi var Londra 29 (A.A) Fransız petrol stoklarının kısmı azamının ılara terkedilmiş olduğu kanaatin dediler. Fakat bu petrolların memleketin dahili ihtiyaçları iç ler Eksperler, badema n de kul- Zira, teşmil edil- aya pel- anda İngil- 300 bin nilerine de malik bu- ı keyfiyet İngilterenin ni çekmekte ol- tere Fransanın takrik l nakliye lanmaktadır. petrolden bir cihe n çok mül ur. Bu noktai nazardan İngilte: teslim parça & a ok , ne“ Fransanın bir menfaat görmektedir. Diğer taraftan İngiliz petrol nakliye gemini filosu, muhasamatın bidayetinden beri mütemadiyen takviye edilmiştir. Harptâa evvel mezkür filo 3,250,000 to- na bahiz olmakta idi. Bu miktara, iki mil- yon ton Norveç, 500 bin ton Hollanda, takriben 100 bin ton Danimarka ve bir mıktar da Belçika petrol gemisi; ilâve olunmuştur. Düşman, | şa'edilmek fi edecek ilterede mütemadiyen in- olan petrol gemisi adedini uktarlarda petrol £ batırabilmek kabi yetinden uzak b maktadır. Bu suretle İngilterede 5,800,000 tona yakın mevcut olduğu hesap edilebilir ah fersah petrol gemisi ancak yüzd- beşini olmuş olan Alman denizaltı gemileri tehlikesi daha ciddi d cak olsa, büyük Brita bir vaziyet olsa yaya ihtiyacından kalmış bulunu- Finlândiyaya,bir liman verildi Stokholm 29 (A.A.) — (Stefani Alınan resmi haberlere göre, Finlandiya hükümetine Veneniemi ivarında Pet- samo mıntakasında bir limana malik ol- mak imtiyazı verilmiştir. 2) Ze) ANKARA RADYOSU 30 Haziran pazar Program ve A, 1310: Küçük orkestra, a plâk, 1850: Cu 1805 ranga plâk 1 Temmuz pazartesi sabahı 0: Program, 735: Alafr 8: Haberler, 8.10: Ev kadını, 820 ga pâk YENİ NEŞRİYAT Harp albümü küçük bir albüm neşredilmiş- diye kada; ada, denizde muharebelere vardır. 10 kuruşa satı Pasif korunmada çalışacak vatandaşlara rehber Öğretmen Hâmid Bahar tarafından «Pa- Bu miktar) sif korunmada çalışacak vatandaşlara ber» adile küçük b Remzi Kitabevinde 1: tadır. Zira karısının çok namus kâr, çok azametli olduğuna, katiyen ri meşru bir aşk macerası peşin de koşmuyatağına emindi; İhtimal bu vaziyeti kavrıyamadı- gından, heye uğradığını anlıyamadı- ğından şaşırmış, galeyan gösterme- miştir. Uzun uzun konuşmak âdetinde değildi. Ağzından büyük lâf çıkma- sından ve bunu yerine gelirmemek- ten korktu. Şimdilik kıskançlık hissetmiyordu. Zira bu, yüksek bir histir, Onu hisse- debilecek ülvili bir ruhu yoktu. Onun için, sakin sakin vereceği karara intizâren sustu. Kalbine bir pişmanlık ârız olmuştu: Niçin o fena hareketleri yapmıştı da bu kadını kendinden bu derece uzaklaştırmıştı. Zahiri bir soğukkanlılıkla; — İlle öldürmem mi aklınıza geli- yor?... - diye sordu. - Başka bir ç reyle bu işin içinden çıkamıyacağı- mi mi sanıyorsunuz? Meselâ mah- | kemeye vermek... Sizleri rezil etmek... Hapislere sürüklemek... Sevgili ey- lâdınıza piçlik damgasını yapıştır. mak... : Galibe, haşını gururla kaldırdı: — Nasıl isterseniz öyle hareket ediniz... Hakkınızdır... Ne suretle ar- zu buyurursanız öyle barekek edin... Mukadderata boyun eğeceğim... ÂŞIK GARİP BÜYÜK HALK MASALI İSKENDER FAHRFDDİN Resul, kazancı dükkânından, terzilikten ve bağdan kovulduktan sonra «Güzel saz şairi» olmuştu rağ » üleş püskürmeğe da da dikiş tutturam 1ad , Suculu n ağır İşlere Onu artık hiç kimse yanına Sim Ahmed h Diyerek, kend Bir gün, kız kar: — Rasul! dedi - sokaklarda dolaşmakt, » seni, Le çay) ahibinin ef gün ere gidip geli 1e hocanın mal Aradan çin çalışmak gerekti. Teb- Adet nebe bir miktar bahşiş v esulü bağ deler pia ve şuratına Iki tokat y kovuldu, Bu © um «0 silik Bundan insana fayda gel dam kadar dolaştı. Rasul çok küskünd enin kapısından akseden du. Fakat, merak LOM sote nie beyninin içinde bir dan bir sada, sanki larda se Zaydi koş! İşte, ne Yarık ki, dalgınli uzaklaştırıyordu. ik Kazancı dü ki gr da bir Diyordu. Resul ri girdi. Gün dünyamız nasl ka sara perek Ben Iyi dik sine çevril: me iki hali iri, gı m yaa e başımda ince belli, hokka dudaklı, inci dişli, gi gerdan. Bi benli, ipei azı ma sokulı r güz derden, suratı daima i çıraklığa kabu! ediniz, alın ki, üstadiari az zamanda yüzünüzü a; er, Rasulü derhal çıraklığı kabul et £ ve delikanlının hülsnüne hayran ola- rak, gu ul | Gelmemişler hâsıl dünyaya ol dürdünedi, Bir melek sima doğurmuş bin yaşasın ânesi Kahve halkı, o gü ibi e ti. GB Diyerek, kes. Bir gün, Resuiğ başka iş bula ok n bu aülli işe heve — Şu elli biraz son K Deyip Resul, dağılmağa ş unda ka- ın bıraktığı b i 2 li p istünde sabahla- (Arkası var) — Hekkım nımda alıkoy ayni zaman; 7 Öyle korkun, stediğim yere alıp | dı ki bettini nız yarın size bildi Çağıran doktorlar: İskender bey üzerine çifte ile y kından ateş edilmiş! « dedile rim. Ve, sakin bir haldı buki Galibg onun ne coşkunluklara kapılacağı miştı. Bu sahnenin bir netice vermesine şaşırıp ıkp gitti. Hal- 3 ilâve etti; — Endahıt cepheden değil, yan ta- raftan olmuş. Zira beyin kemiği zede- lenmemiş. Yalniz burunun üst kısmı ile gözler harap olmuş. — Gürler? Ve diğe kaldı Ertesi gün Galibe sabahtan akş ma kada- kocasını görmedi. Hizmetçilere: — Beyefendi nerede? - diye sordu. — Ava çıktı! - cevabını verdiler. || Hakikaten de ni omzuna Vu- | rup çıkmıştı. Y r köpek ak mıştı. Maiyetinde bir e uşak vardı, | Akşam üzeri zavallı genç kadın, | felâketlerin en büyüğile karşılaştı. Köylüler eve İskenderi sedye ile ge» | tirmişlerdi. Gâlibenin kocası oölme- mişti, başı yır, Fakat yüzünden ağır su- Yüzün bir kısmi içindeydi. Gidden korkunç bir Kofkunç bir vaziyet... Adliyeciler de geldiler, Kısa bir tahkikat, Doktor: — Yaralı yaşıyacaktır... - diyordu. - Kendine geline aş Adilyeye de icab eden izahatı Esasen barut lekeleri silâ; manzara... Gözleri MuŞtU. Yanaklarına Oluk oluk kızıl yaşlar boşalıyordu. PDA u. Kısacası kör ok | İ | Baygın bir haldeydi. İ in küza neticesi geld naati hasıl oluyordu. Belki de tüfek takılmış, böylece endaht kendiliğinden olmuştu. (Arkası var)