Banile $ a Çöl ve demiryolu o Yazan: NECDET RÜŞTÜ i Masallarda dinlediğimiz meze y — de dehşetli: maceralarla i Gobi ! AED ka ezim aslı olan asın- | bulur altın damarlarından dah“ di dan Zenciyi alıp, le kaç iğ er bu kuyuya takdiskâr i di motörlü bir yıldırım tayyaresile şi- | nazarlarla bakıyorduk. Hararetten j EN : male uçurunuz marlarında ka- | kuruyan dudaklarımızla onunkini | ml ni - nan bu zavallı güneş adamını, pm sisin kendimizi zor mene- | ( | li siy: dondurma kutusu halinde, ç* a, vir. Kakimamun buzdan evine Tanrı rep Kuyu, yeraltında uzun (| 3 Ed safiri ediniz. bir ejder, ii bir yılan Eh gemin dibi: 5 e emi eride gelmese kalarını delip, kilometrelerce mesafe || Ç va bahçede buzlu ya ikra; meş- şmış ve Kutba Bari suyunun bu > en hur Veli inin muzibliğini solda serinliğini temi mişti. j 5 sıfır ame Er bir şaka olursa, İçinde atma sinek kolordula- UR benim gibi yıllarca nemli ve serin bir | rının Karar: ihtim dr hre alışan, en hafif bir sıcaklıkta | civar evler a sızma m TE ap ve mü- | hiç.. hiç bir şeyi düşünmüyor ve k lehham adamı temmuzun on soğuk suyu, ecel döşeğindeki mute- beşinde Gri Sirke ve Mardin hava- | assib bir hacinın tehalükle aradı: Da e etmesi de aynen öyle ka- | zemzem gibi, yudum yudum içiyor- 'u bir çile olur. dul m bied sız bir pisboğazın, sudan canlı otomobile çıkarıp kızgın tavaya attığı bir ee ve grek ledlsia Dan gibi, N kavrulân öle al Ğ diyai nda günl dumanım ağa Güneşin ışığı sanki maverai bir Taşlı olduğu için ekil en ve e zanda kaynayip buhar haline eviye e hâlitasında bir ısırgan tohum solira'sâm yeli olarak yüzümi j n bile intaş edemediği bir ERİK vurüyordu. Her tarafta sıcaklar şiddetini arttırmıştır. Almanyada hallan büyük bir kısmı a koşmuştur, eryrduk Artık kasabanın son bi- Yukarıda bir Alman plâjı görünüyor. i > 5 Ep 'ord'un “besbelli a a arazi | le ayrılmış ve “tamamile çöle girmiş H akim otuz altı modeli, yedi | bulunuyorduk; Âciz saltanat idaresi- ! z & > Aa , Spor Ek sarsılırken | nin şakaveti menedemeyip makte H > dümi mik teş- | döndürülmesi: rıza gösterdiği bı ; işiyor, meselâ kalbim ağzı- | sahrada istibdad devrinde kervanla i , böbreklerimse münasebetsiz bi lerce gran i mıntakaya becayiş ediyorlardı. mi üni A se bu ş gn e ört da erleğile, dört kırıl- e saldıran iri ve acr maz ayaklı bir keçiyi al otomo- » in Sielrinden n -başka âsi bi: 4 il, çiçek çıkarmış i girin- emniyet elle tutulacak j İl, tili, çıkıntılı araziyi azgın bir teke ina- ai — ZÜMER kalbolmuştu. Fr dile aşarken, bu sarsıntıdan başımın | yarım saatte bir tepelerde uyanık üstlerindeki Türk bayrağı, cumhuri. eni İstanbul plâjlarında halkın, | yetin kurtarıcı gövdesinden uzan» giranbaha hassalarını vücudlerine im- | bir el gibi bizi ER lbimiz: tisas ettirebilmeleri için ilme si kuvvet veriyor Bir ültraviyole denilen madde, bu güne; ağaç elen bile eken i li çölde, mavnalarla tutulup tekrar | gı dümdüz çi e biran geldi ki, denize döl a ie ai alamudlar gibi, müb- | ansızın çed sonsuz iz bir korku tezel olm kapladı: Otomobilin bozulması ve öğ- oadama m beynimizde katran ka- | le vakti kızgın sahrada kalmamız ih- ğ zanı kaynattığı b Pir öğle vakti sarı | Si j yüzlü Fırat nehrine ulaşi in tentesinden dışarı çı”- Büyük Türk kahramanı Süleyman slm tkr güneşin sillesile küm- hın, cihanşümul savaşlarından bi- | lar: ık, yakın bir köye kendimi- i başı ze Pa sularında haş- | zi at celi Gittikçe matraları- j lanarak can verdiği bu nehri bir sal- | mızın suları bitecek, dudaklı Iz la gı si ğ 'umuş, kafa tasımızın kızgın pota- Fırat eye ei taş köprü ile | sında beynimiz kaynar bir halde can hile yck le, genişti. verecektik, e yan m Tophane arasına kurulm; rını, incitme sakınılan bi İ sıra beklediği, mi gibi, hafif se ve motörü ini, j nlar değerinde ei çelik asma kö; çarpmasını istediğimiz bir kalb gibi ) rin haketmediği- | dinliyorduk. Çünkü bu çelik kalble i el Gaziantebde e müşareketi vardı: -Bir sekte ir Bi rim) Se al birden durdurabilirdi. a sefer bu iptidai meye gemisi Bar orku ve halecanımızdan birer yıl ğ tıp tahta parçaların: n şaşkın ei uzayan saatlerin sonunda hc- ğ w korsan gibi, ilahisi karş sahile | PİmİZ biribirimizin gözünde sevinc ğ am, parıltılarını seyrettik. Çünkü Diyar- a uyudan çekilmiş bir yerimi — bakıra varmış, şehri kucaklıyan mes- N ce-suyu, - terkibi spa hur kaleyi görmüştük.. Bu sevinç ya- j eseri, esrarengiz bir hayat ari ga bancı bir şehre e mer değil, fa- memnun içerken, Yale nnemi | Kat geriye rahatça döneceğimizi müj- bir badiyede susuzluğa alir etti- Na leliyen demir ai ileri geliyor- vi rl e Hüseyinin matemini tu- rdum. a devrinin bir menfası sayı- 1 ei için yaratıldığı halde, güneşin | Jan ve deve Kervanile İstanbuldan üc narı a kesilen a e mer ayda ulaşılan Diyarbakır şim- liyen r, arsız aylandozların di, yakın bir mesire gibi, gözlerimiz! zrermel bir meydanda Mr ya kamaştırmıştı. Ancak va ü ii ei rin tadal hi bir e öne Yanar dağların kızıl” ağızlarından yeni taşmış lâvlar gibi kızgın duran | yere bile üç giinde iliği Gi b toprak üstünde, i i demi ü vücudlarile kayıdsız dolaşıyor, hele | Tanımızı ödeyemiyeceğimizi itiraf edi- çırılçıplak gezen Jâübali aim yorduk. marsık yö sıcak mi lere Fırat kıyılarında, ve bırakı!- alışmış hamam böceklerini örn mış balmumu yığını gi i, yumuşıyan . 1. ben Si ag taş Se RR anın karlı ve rüzgâr- denizlerini: r cam reni z » pk a gibi - kar; ve yeis üzerinde bal ayı gezi rüyor ve vasiyet tnameme cesedimi i mr serin hayatına ak ediyor- i olar bir lâhd içine konmasını De İ f yor: arar Yarım saat sonra ikinci yol hamle- sine hazırlanmağa başladı! lev ZM R ARA | ülkesinin fırın tuğlalarını andıra Ve mülhakatı i sr AKŞAM gaze- ği arı arasında! r kuyudar ğır tesinin tevzi yeri ve başbayiliği Ni dörisindi apıl ir tulumla, münhasıran Manas İkinei Beyler çekerek matralarimizi doldurdu sokak 52 numarada Hamdi Bekir ıkfelli daki binlerce lira Gürsoylar mağazasıdır. in, ikadi kl Yâbani ii bir sürü, başında hi: tini “teskine çalışıyor kazandıran “petrol membalarından,