ITA NUVELİ icak bir yaz günüydü. Madam tu b) Roza, dükkânının kapısı önüne Nakleden: herkes emin olmalı. Iskemleyi atmış; 15s1z sok: “ m yan kedileri seyrediyordu. . N U uallâ, e eği gelen- Birden, yolun -arısından, bu sisi ye ar geçirdi. i ılma, adın, boğuk bir sesle: ledi, Elile vi kini havanın #ıcaklığıı sıkı kapadığı Li Roza'nın, göz- leri zerinden EA eml eb Ie büyük bir patırdile dükkânın devrildi. m kadın avazı eN — dar bağırmağa başladı. Komşu dükkândaki eczacı, işitince dışarı fırlıyarak: feryadı iye k y dının yanına geldi. Tİf kadına bakıp korkudan boğulur- ci i — Aman Allahım! - diye haykırdı. ma saplı duruyor. >” yaralı lr bir adım daha at- Taksi! - diye mırıldandı. Bon mx yek) kendisini tut- mak er en eczacının kolları arasına, düşt M: üteahhid bay m Mi tarafndan hürmet edilen ve se- vilen gayet Yen e En o ak- şam klüpte kardeşi a Sadi ile oturup çay içtikten .sonra, saatine baktı: e buçuk olmuş! - dedi. - Ben yorum. eve ii güldi — Üç yıldır evlisin... Maşallah hâlâ ni EE erine devam ediyor. etme eni a beğenirti Oda zel ve EN bir kızdır. , Fakat t bana dığını biliyorum... O, ressam Hayatı'yı Gi ei kaşlarını çattı: serseriyi! Mual le boş... Mas: Ki m ei Jâvantalar, fırçalar, tar: bay Muammer” 'e, aman Allah: ne e görün gi e ve zaman ie sokakta geç kı Daima o gel yep evvel ea ak karşılar- Saatine baktı: ipi buçuk... Hizmetçiyi çaj — Hanımefendi Seride - diye sor- du. — Sokağa çıktı efendim... Nereye gittiğini bilmiyorum. Te ii oda dolaştı. ir ir çarpıntı vardı. lak Löbon'a gider, bir çay, bi içerdi. Bay Muammer bunu iinği ei hemen telefonu açıp sordu. — Geldi efendim. ei Ben buçuk- ta çıktı! - diye cevap yoktu. O; yalnız kocasile meşguldü. 'Müteahhid, bunu bildiği. için a emeğe karar verdi. V: ii ai, bütün ücre ge de meğe başladı. Saat on olunca artık sabrı kalmadı. anbean e Karakola mü- racaat etmeği her nedense istemedi. Yalnız dostu olan Glee 'Ragıb'a te- lefon etti. e dakika gelip seni görebilir mi- se azizim. Çok işim var. Şim- di a eğme mam, görmeliyim. Seni işin- deni » alkyman. 'Birşey soracağım. m a deriniz ye Çok merak hiç böyle geç Kablllağ Gazele ses e bir sile bastı. — Bema eye söyleyin, lütfen biraz EE Gül güçlü kuvvetli bir zat, İmani girin Ragıb takdim etti: daşımız. MMuammer'in rengi uçtu. Telâşla Pe mi biliyorsunuz? Neclâ is- ie bie sene kadının başına bir fe- Ülimatamı verdim: Artık herifi ev. | St em den içeri sir Baldızım da a liği dye iğ lada e e nl di verdi. nen verdi. - Fakat | hüviyeti henüz tesbit Ağ yemek yiyip zn gideceğiz... mar) ze sık sık uğra. a) arım Neclâ'nın da irsin, Bay Muammer, otomobiline atladı Ye evinin yolunu tuttu. Hem gidiyor, hem karısını düşünüyordu: Neclâ ha- kikate; if, ne ince, ne hassas bir dı ü rin Yüzer Ali takip ediyo. Arkadaşım. dır. Beni haberdar etti, İsterseniz bir. likte gide —— H eyhat, acı hakikat anlaşıldı: vurulan kadın Nöclâ imiş, Fakat o sokağın başına niçi ya) Kendi- gin e Kim vurmuş?.. layan Mr neticesinde Mı ati'yi se ilen > kl ln e eve e > müsaa sülmediğin öğrendi. bugün bay Hayati'yi gördü- nüz m mü? — Hayır efendim. — Peki, a saatlere kadar neredey- — Bir ahbabımın evinde. Kızın cevaplarında tereddü: vardı. polis maz Ali, ZE e Ferah apartımanının kaj nünde Neclâ'nın iskarpin izinden maa- da bir de büyük erkek ayakkabısı izi valim Bu, ressamın lee My burası 80) ir kişi un içindir ki, Yılmaz Ali, mer- kezde isticvap eki ve cevap verme- i len ressama, birdenbire yu suali sordu: Cinayet günü size misafir gelen İBS iL kimdir? Hataii, afall; — Demek büy dedi, Sarı divanın esrarı yapıyor zannile ehemmiyet vermedi, Birden, EM Sini perdeler kımıl- dadı; bir ap li gerine r fırl Tadı. 'şısında, uzun boylu, kara kaşlı, sar Gön, ei bakışlı bir erkeğin lurduğun! El kiz boğazında tıkandı. Adamın eline bir tabanca vardı. Diyordu ki* rmayın. Arkanızı dön yaş racak olür: ie teessüf ederim, fakat sizi öldürmez en mecbur 5 Dear yapt. Erkeğin har& gürültülere nazaran e Divan kaldırılıyor, yağın e bir tanesi, gıcırdı; sökü- o sırada oda Yılmaz Ali, yanına birkaç sivil Ali kapısı açıldı. alarak, ressam Hayati'yi de isticvap — Biz çok çe biliriz... an im yandı. Yılmaz Ali, e bir tmek istedi tabanca ile; : önünde, kalı dar doğru Kkolıştrimrz o e Tehi — Kımıldama! - diye bağırdı. ediliyor; karışık ç . | mize olur. k son dere- Meri ei ayakkabısı altında ce atik bir , Hemen silâhile at astığını gösteren alâim ie girdiler, Ressamın pe tında, fakat kendi ydi lü ui. Eşikte kan lekeleri görülüy: , biri büyük, biri küçük, iki bana döşeli sani diğerinde yattığı anlaşılıyor- du. y «.. Perdeyi aralaymea bir de ne bakayım: adam Neelâ'yı kolları arasına almıştı!» Yarım bırakılmış bir tablo, e sel duruyordu. kal rdılar, Bu, Muallâ'nın. ilama Ya- e odasında da yarı Y: yarıya içilmiş iki ivaçla; da aslâ ve etmemişler, ekiy söz söylememişlerdi. Di : n Eşi mile kocasını karşılar, en sıkıntılı anlarında ii Ri onun Yanında kederi Evden içeri in deler üzere de bir makam tut e ie '€ dört kulak ar li ce yakı bekle di. Karısi Üzere: — Hoş geldin! - diye cevap verildi. Fakat bu akşam ses işitmeyince bay yukarı divanlı ç kadın si Sını pek sever ve her zaman güler divanı gösteri; yam, te yeğin âne çeyizim.... Evlendiği: zaman mizi Bi pimayi başka di #ey getirmi Neclâ, bi a Kiye a yol Teağ Onun ya- tak odasına koştu. Bir iskemlenin üs- tünde hizm, hazırladığı ve ak- vesbu semtte a unmasında hik iç bir mâna olmıyan Neclâ ne demeğe buralarda eceli aramış?.. Şahidler isticvap edilirken, eczacı, 1 tedkiklerini derinleştirdik- rdivenlerde ayak sesleri işitir, Ressam Hayati, eşikte belirdi. Evindeki kalabalığı görünce, e ai al Vel ğe De Sylmek ilem; fakat ömrü vefa etm: Bay Muammer, ir kesik sözlere de > Si es 5 kei ia ez mın iskar- ei eni sine tak Biri v taben: — Bu Spa başında Ferah apartı- diği ayi mıydı?. Bay Muammer: — Evet! -dedi. - Ferah apartimanın- da tanıdıklarımızdan biri vardır. Fa- — Burada ne arıyorsunuz? Kimsi- niz?, Yılmaz Ali ee bildirip mesele- ve anlattı. Del anlı, Neclâ” e iü duyunca, alan kesiler: — Vuruldu mu?.. yim mı?.. Amma ve me polis müstehzi müstehzi onu süzdüler. israrlara rağmen, O btu kd ürlü iti- fi. z Ali, tekrar bay Mua: metçinin Şam hanımının giyeceği Simi manto, ve du; Me düşi li Sonra: söyl bi, bana vap e olduğu için çayı orada yapa" sokak ka- panda ayak sesleri işittik. Ben ev- berk gün de, alışkanlık neticesi, gene ii bırakmış olacağım. Yabancı birinin içeri girdiğini İriyarı bir Ve eri il Sokaklarda, dolaş- — Erkek kimdir? — Gazanfer. Bu goraplar polisleri tatmin otaedi ise, kaşları çatılmış, düşü- iz ii üzüntüden bir tür- lü ağn ord lu. Hem abii las ta, vefat iş genç kım âdeta çıldırtıyordu. Ya n kalktı, Vakit geçti. Evde ses sada yoktu. ederek elektriği söndürdü, bir yi vurup masa lâmbasını devirdi. Ve an içinde, pencereden siir e arkasından silâh attıysa da isa- bet ettiremi — Kaçırdım, fakat tekrar eşe cağım..Çok kurnazmış doğrusu! - di. indi lu. Öte yakları Tl ettiler. Hepsi tutkallı, yapışık ve İNİ divanın böyle bir. ret b ir! bilmediğini haber e man getirdi kalan yegâ- ne miras ii km si ayrılmasını hiç istemezdi. 'Muallâ da bu sözleri tasdik ederek — sap ki gizli yeri bilmediğini söyledi. Hizmetçiler sorguya çekilince, hep- si, tabiatile, bu hâdiseden bihaber. or rini tiler. Yalnız bir iyormuş sat cakmış. Eğer öyle birşey olursa bana bildirin. m veririm!» demiş ve telefon numarasını bırakmış. ılmaz Ali, ni kime olduğunu bulunca bu adamı nu da öğren!» dedi. Hizmetçilerden öğ. rendim. Vallahi bir kabahatim » tur... Yılma; ie, birdenbi şimşek gibi bir kir hür gk Bu kartal bakış, bu esmer de ya- bancı eriyor. a Hemen vız daire- sine koştu. On sene evvel Sahi 'evher arasında bir münâsel ii tahmin etti. Şimdi iş Gazenfer'i ele geçir 'meğe kalkıyordu. “ . Bü tün nakliyat vasıtalarına resimler gön« derildi meali 'Yılmı merin | ğe başladı: Ablası niçin oralara gitmiş- kat karım onunla görüşi evini evine diğ baldızı Miri yı sıkı gitmez. Çünkü bekâr vir RR bir sorguya çekti. Nihayet, genç kız, Etrafta uyanan şüpheyi görünce, | ağlıyarı nu nasıl isbat edeceklerdi? isi si- caktı. Yürüdü, pencereyi açtı. Tekrar — Kötü fikirlere Man Biran taya ğ Ha- 'düşünülmesine | yati ğ ayâk: müsaâde etmem, mimi yapıyordu. si çalı- Bir nır gibi oldu. büs edecekti, -. a oförlerden biri karakola haber verdi; (Devamı on üçüncü sahifede) 5 sağmak istedi. Fakat fer- inde