26 Aralık 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

26 Aralık 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* tenha yz dikiyordu. Md HER AKŞAM BİR HİKÂYE Ahmed Nacinin işsizlikten kılıyordu. Bütün gün evde ri tan bıkmıştı. Kalktı, N e So- ü, Gür kağa çıktı. Uzun uzun y ürü hane Bekar Se ne nişi çağ rmediğli inde siri erin bi rüzgâr esmesine rağmen genç adam parkın denize bakan kısmmna kadar ürümekten kendisini alamadı. Bu- “deni dn manza i Zavalimın soğuktan > kıpkır- mızı olmuştu. Elinde gazete vardı. Zaman zaman Gözlerini parkın Her ayak ri yordu. Havanm nen mi a rad. er yeni gelen genç Hal göstere Be önünden geçiyordu. aci: — Garip ihtiyar... dedi, Sanki elin- deki sarı ye kadınlara gösterip te ne olacak?.. Fakat yavaş yavaş hava daha se- ine San güllü ibtiyar üst üş- re apşürdü. ame Naci: «Zavallı nezle ola- cak. düşündü. tiyar Sar veb e ke sıkı sardı. Tek- rar gözleri temi yollarına, ll ii Ve gene küçük ayak sesine kulak e ves ğa bi İhtiyarm bu acayip hali Ahmed eee. fena halde merak olmuştu. caba sarı güllü, e lü ih- tiye bekliyord Garip adam al > sık ge bakıyordu şını iki tarafa sallıyordu. ia a iki kere daha esneyince kati li gibi ii fırladı. Boğazı- sardı. sağ sarı, di Şu tahta sıranın ve rig yaprak do- rasında uzaklaştı. insanlar ihtiyarn Se Seride El sarı güle o di ki aldı deniz daha gü zel görünüyordu. Sıaya oturdu. Ce- —— çıka; ağı gaz etesini açtı. Oku- GM o kadar dalmıştı ki ya- Ti sna bir ayak sesini işit- m, güzel bir kadın sesi kendisi- — Sizi beklettim üstad... diyordu. Başını kaldırdı. Ka uzun boylu, yeşil gözlü, çitlembik gibi bir genç kuru; Bip kız onun dalgın dalı Sarı güllü adam sahibi kelebek geze sai bu- Tuşacaktı. ie vapuru aş | Tende çırmı Si gelmişti. iz da rmalardan sonra nezle olmak korkusile parktan çıkıp git- mişti. ei ii Ahmed Naci kıza ne diyecekti. Bilhassa ia gözlü kız o kadar da İzüzei eldi ki.. Geni ç kız: — Tabi mektuplarımdan ismimin Lâmia olduğunu biliyorsunuz, Aho mektupl: güzel yazıyorsunuz üstad. gp utanarak, arak u ben söne di, ii “ettiğim gibi ibi bu da) raki arkadaşlarım sizin De iri ke- e gözlüklü, çirkin» demişlerdi. Ne ea Naci kendi kendine « biraz evvel parka gelmiş in e aradığı ğın adamı tıpkı bu sana ta- rif edildiği gibi bulacaktın. dedi, Genç kız: — Fakat efendim siz bana bir şey söylemiyorsunuz. Yoksa sukutu ha- yale mi uğradınız? Sizi bir hayal su- ttım. Beni kutuna mı gi çi AM. i düşündü- günüz gibi bulmadınız mı? d me mırıldandı: lâkis, bilâkis... Şimdi o ka- dar fevkal lde buldum e bu esnadı ne Tekdal şaşırdım. sözlerini tai yere in- an şekkür ederi e çün « Fakat üstad... Belki Böle görünüye- am © derece mem- Sika © derece mesudum Ki anla- tamam m? ii bir Sl mı? sie sk şair mi?.. ; ber Hale bilmesi Yâzımdı. EE ği müthiş bir pek kame rağ tabii Tsİn Si esnada Lâmia: vd ğü: D || bir ocağın ba- | bir kulübenin içinde, j şında EE seyretmesini ne kadar İs- terdi Genç kız daha bir çok şeylerden bahsetti. Bir aralık: — Üstad... İsi iz bir otomobil gezintisi yapalım... Büyük- isteri d Nacide le şafa attı. Cebinde- ki parelazı İm şöyle bir hesap opu u hepsi bir lirayı dok a ilâve etti: Z du. Yarım saat sonra Büyükdere yo- Tunda uçuyorlardı. o Ahmed Nacinin bayatında- fa ii ki dün parkta büyük üstad ge şu adam arşma Çiksaydı, de yandaki ez in Bimde me olsay- dım en işsiz güçsüz, parasız TE Km — "Tabii, dedi, onu görmemezliğe gelir ve seni tercih ii Ahmed Naci genç kızın kulağına mırıldandı: 2 ür ederim Lâmia. Bir ay lüğününe mölon şapkalı, kelebek gözlüklü bü- yük üstad davetli olarak gelmişti. İki- side ona: — Üstad, diyorlardı, size a saadetimizi Üsta le Gi ısdan kurduğu bu ak köp şaşırmıştı. (Bir yıldız) EOKALMINA Grip, Baş, ve Diş ağrıları Nevralji, Artritizm, Romatizma Kendinize beyhude yere eziyet NEVROZIN 'orsunuz. el ıstirap çekilir mi? görünce DetkiEii kr güldü: ri uzaktan > görmi İm b eray <Elim rip sür Aişe Pa vi ai iz $ imknkemel zannı bei ii bizin görür: tarı » diyordunuz. İşte al tanıdım... Fakat etfeder- beklettim. Heyecandan rp kaçırmışım... Bir vapur son- Ta, gel imi Nar i ne diyeceğini bilmi- Yordu. İşteki yazli gm gülü Genç kız mutlaka sarı sızı, çer nezleye, romatizmaya karşı NEVR KAŞELERİNİ ALINIZ, İcabında günde 3 kaşe alınabilir. OZiN ender F. — O duvarı niçin m be- oradan buraya neden dırdıkla- Mü ei Yerdeki taşlar, di pri ei ii ir Ee me daha çabuk mu kavuşacağı eden bu yerdeki t , bu duvar- lar, bu —. tavanlar sesime cevap vermiyor?! Kapının önünde bir ayak sesi duydu. — beni boğmağa mı geli- yorlar?! Ah, ne mut'u bana.. iztıraj larım dinecek, Ölümle Kucaklaşa- cağım. Kapı açıldı indancı Kara Mahmud elinde bir fenerle içeri girdi: Sinan reisi Seninle viölz dertleşmeğe geldim. Sinan gözlerini Kara Mahmuda çe- — Derthi dertleşilir mi a ku- zum? ime; kapı çalıyorsun. Haydi git işine! e ai Pi örttü. Elindeki feneri yer: — Senin iyliğin için in Masel idim, Sinan! — Ben kimseden ide beklemiyo- rum. Beklediğim bir şey var: Ölüm. — Yaşamak daha değ mi ae Pa 'dişahın seni affetmesi için bir pray Hele sakin ol biraz... Kam Sine rağın inde uzahmış yyl. Deriner kaldırdı. dayandı: — Söyle bakalım, nedir bulduğun ndan Mahmud yere diz çökerek ei m eri O kadını rükâhla — bağ Cezairde Sü onunl: — Şe seviyor musun onu? fazla. Hele benden be sar sonra. — di padişahın göl ese aram yok, e mi? z ma yaptıkları zaman onu da yakalı- yacakları şüphesizdi. Kara Mahmud fikrini açıkça söy- ledi: — Senin zindandan kurtulman için bulduğum çare şudur: Bu kadını — Hangi çocuktan bahsediyorsun, dü “O çocuğu Rezita doğurdu, de- Sana he An papi — iyiliğini duya: efrika No.97 Sinan, a Mahmuda bağırdı: “Ben , canımdan vaz geçerim, Rozitadan ayrılmam, anlıyor musun ?,, ğer mi? wi a Kiiniak p > rum bu işken İki çi ya, gi zitaile hiç bir man kalmadi) di- özsan nı getire- yim! orum, Sinan! Kır rsa, kim piri diyin ecektir... sonlari ipmeiniiz sürük- eğ “e kalktı: lu, benim elim, de değil Ağzım De de ime onu istiyor. Beni ondan ancak ö bilir. Haydi git, veli- Here er Diye söyle! Benim idam rmanımı Ç: ene Sinanm Söcuğu nerede? itan Muraâın “halası Mihtimahi sultanın Üsküğardaki konağının bah- çesinde büyük bir erit İmani arda Üskü- darın fakir yakın ç0- cuk sünnet edilmişti. Bahçede şen- er li gzl atılıyor; e kar: mları başlı- Sultan bahçeye bakan asın EE penceresinden bah- çedeki şenliği ve oyunları seyr: yordu. " ihrimali Sültann kethüdası Meg- tan ağa bahçede dolaşırken yanma bir adam sökuldu. çağa bu adamı görünce ay Seh'de burada misin, Be- şir? a ıkçı ak el e Gi ge ir zi Mestan kâhya, iğ Beşiri çok severdi. Beşir ii kürek çekerdi.. Tekli bir adamdı. Mestan san Kaya sordu: temiz yü- — in. vermiyor. Ne m Sonra birdenbire dudağının ucile gülerek ilâve etti: — Zahmetsiz bir çocuk sahibi ok uk amma. onada bakamıyoruz, ağam! Beşir birdenbire ri söyle —— pişman muş Sp ekinde bir çocuğumuz var. — Nereden çocuğu? iye da Altah gönderdi, ağam! , babası ölmüş. Bize Fakat, karını birdenbire hastal: ep ak Haydi gel, bırak şu onu boşadığını duyunca seni ac, kurtulacak- “sın bu İztiraplardan... Sinan birdenbire gözlerini ”— pa duvara baktı. Boğuk bir MY , — İşte, on görüyorum. :Oda bile ce ve İzlrap içinde kıvranıyor. Rozita! Beni unut- madın... Beni untmıyacaksın, de- gil mi Zindancı Mahmud ayağa kalktı: — Çıkıyor musun, Sinan? Bir (min ba br Ap SİİR A öğ gl Sahile BY KAPTAN PAŞA GELİYOR yz Deniz Romanı

Bu sayıdan diğer sayfalar: