HER AKŞAM BİR HİKÂYE Mecdi Rasim ne yaman bir tefrika ği ei idi, Allah rahmet eylesin! isimle yaz peşi ize yazdık- okunurdu. kail olamadı. Hem de devrin en fazla satılan bir gazetesinde, O gaze- ii sattırmağa ii olan romanın yarıda kalmı üsbütün yer mucib e nin müdürü, bir taraftan böyle bir arkadaşı SE z çim yanıp dururken, diğer taraf- — ii rm Mecdi Rasim tef- Tikalarını mi dim gönde- “rirdi, Son i > sen oku da rl sre Murilı- de- n okuyordum. Fakat nasıl resimi Öyle güzel entrikalar aç- Bunları biribirine hakkile baar neticeye ulaşmak cak . Bizlerin ne haddine? 3 B ğ ancak maddeten tad a Bu roman nasıl ki Mevzuu Ritm İki fincan çay j — — ,.) şehrinde... e bu kadar şaştını — e O-şehirde eee de- ek? — Evet... Uzun uzadıya tahkikat aptım... Bütün vesikaları topladım... Negredeceğim eman, sihirli gözlerile Mecdi. Ra- ii mi içine bal ii Kollarını olamı e A rkadaşımızı idete sa üyüekln Ek Birer çay daha içelim mi? - diye hay... sami — işler:.. Bir: e sonra, romancı: | FE içime bir feni. bk e - — iye ka MIŞ. AKŞAM pap gezintisi ra > e Ve eyce düşür ler Rolğrat mi resim ça > 1r. İçimizdeki bayanlar da (İmmor- e ünl ve e © e bie geri nl ve ii at çık- a metreye yaklaşmıştık. Dağcılık klübünün ii ğe e EE çıktı. Burası 5) bü- yük bir koğugla. a al bie di mız m yürüyerek biraz daha yukarıdaki — Pes Ranacığım.... — x Bar fincan çay... — Demek tanıdın beni?... — Evet, ili ve romancılık me- rTakile size bu ar sol > um... Evden çıkmış... Çıkmasın; ka- dın mâni olamamış İiienik ol ünü, sonra, bir kö- üğünü le ya: Belki de haber vermeğe gidi- .. ME oteli ara sene evvel ve miami ani > halle Uludağın kışına akmış, borular Ea, içeride ei nılamamı: iŞ. Bu yüzden otel dört sene kapalı — Rahmi isminde bir erkek e kalmış. Dört sene sonra tamir edilmiş. e evlidir. Fakat Rana ile sevişiyo rdu. Pencerelere birer kanad daha ilâve Malikenin nikâhı yesil e İşte ii ya çay macerası... edilmiş, dama çinko kaplanmış, nmış, boru- Yorlar. Evlenemeyince de, Rana, inki- ay sevmem.. | lar içeriden geçme yapılmış, -hülü Sara uğramış gibi, bir vapura İl e Ve re 0) bu macera- | otel > oturulal e hale getiril- Uzak bir memlekete lecek, ıyabildim.. Esasen vesaik E n beri yaz kış açık- emar e, Genç ia a te mercub değil ki, meri mi tır. Şi ib asını B. Kar ile Rahmini tayyare rLe- | malül zabit idare ediyo, E- bn olan Rİ m şehrine dö, örüyor. Ahba- - beni öldürmeğe - Kim rTupada bulunmuş, bu gibi dağ ça Kikibier iyi iyaret ede ATŞI- br sela nasıl ele geçir nasıl | lerini ei birkaç lisan bi e 2 e Duştukları AR rağ b pir Ne ko- Nuri | zattır. İki seneden beri otelin yi işle- Va çı kmaz, gene H K S A N Kendisine esad — vapuruna yeti: — Buraya çok gel a var mı! m yen Bidiyor. Malike Ni yi mn — Vardır. Bilhassa spore ni Bm i rların dikkati- TIRAŞ BIÇ AĞI genç mektepliler, si lake” Yi me tmişti. Bir otopsi, zehirle çe rağbet el e e kur- an; 5 YAPA Çıkarıyor. Tahkik ediyor- ve rami ında otelde iş ana falanca tari a va- bei Er ENİ e yapmak için iye Şehirden gitmiş ve öteki şehre gelenlerdir. Yazın gelenler buranın se- semi rin havasından, vii Şirin ist cinayet işl ia aya ben zehir k iyor, H Yok ya... Onun vE itirafına da hace Say cereyan ektiği. luharrir, bu ro Bu Söylüyor y Bi bildir, er yene — ok. EN ia. iş alım Toman halinde devam ri ha ese ta yüzüme gözüme bulaş- m çekinirim doğrusu! - de- m e tahkikatıma devami 1 il ele Malüm ya, gaz ke 7 ikâ” Yecilik ve tef; hetiyeliğiiz ik m nevi VE Ball diklerimi şunlar oldu: zavallı Mecdi Rasim ölümün- Sabre: okurs vi e elüi İner; en lknak âdetim ii: — Bari a —ma e tarafını anlatın, Nerde geçmiş bu hâdise? — Böy emem. z mi — Söyl Böremezsi; emezseniz beni de bir daha bu kadar meraklı olmayın canım Leman, Kuştuyu gibi hafif ve zevk ile traş olması için HASAN TIRAŞ Bıçağı ile kabildir. 10 adedi 30 kuruşa e tunduğu yes dağın iktür. mi ş sporlarına 5 müsaid olduğundan i manzara namına bü- yük bişey yok in gibi dağ otellerinin manzarası di üzel ol dır. > fazla rağbet gördüğü i KE Vr baktım. eki doğru idi. Yeli kendime s0r- arda Tuzla Lami gibi bir su mu kele. Yirmi dört saattenberi yemek ye ik Pan gibi sudan bol böl ii içtik. Son- arı gezmeğe çıktık. Güneşin altın- a rik b ni e it gecele- e kadar dü- © iy hd Eiki imi, . Bir çgeci e Bursada termometre 34 derece- ar çıkmışken burada 16 derece imi ğ 2 müddet etraftaki güzel manza- ralı yerleri gezdik, sonra tekrar oto- büse ve Bursa yolunu tı nun için Apolyond gölünü, Bursa ova- sının çok el manzarasını, niha- yet Bursayı yüksekten seyredebildik. Otele ÜZ Zi lk işimiz tekri mi ının. ıma, koş- mak oldu. — Hasan Âli Yücel Pazartesi Konuşmaları Kitap halinde intişar etti. Satış yeri Remzi kitaphanesidir. Sahife 9 KAPTAN PAŞA GELİYOR Tarini Deniz Romanı 05 Yazan: İskender F. Sertelli mam Tefrika No. 21 Sinan, Misina limanı önünde, Mihrimah sultanın cariyesini hatırlıyarak, Rozitanın olunu bekliyordu. Venedik dilberi neden gelmemişti iz o gün, akşamı dört gözle Demir an ai de iş yal sia atılamazdı. O, Sinan ez ol» demişti. mânasız değildi. tler yürümüyor. ai ei ve önlerine gelmişlerdi Sinanın içinde bir bağı endişe daha vardı: — Ya İspanyollar ea iğ İşte o zaman Sinanın bütün plân- » ei düşecek ve işleri altüst ola- bizimle harbe ni Misinaya on mil açıkta durmuştu. İlk önce donanmadan ea mi kalite li olarak Misina Li rle: niL dönmesine en aşağı dört tl . Bü zamana kadar orta- lık kararmış olacaktı. Acaba o gece Zİ ar: paşa gemisin- ui kimse ein Sinan bekliyor: Ortalık iyice Kk: ta. Sinanın yelkenlisi paşa gemisinden yüz elli metre kadar yordu. e iden gözcünün döndüğü: anma reislerine zi öm e “üdireceklerd. Eğer m donanması arak kadar kalanı paşa, isinin sancak direğine iki yeşil yoksa, gi güvertede yanapsk oi ola ru yaklaşacaklar ve Misina boğa- anı iyice saracakl Sinan gözünü Dük gemisinden ayırmıyordu. Acaba yeşil işaret, mi çekilecek? eN er ateş mi yanacak? a beraber bütün donanma tar bunu merak edi atler geçtiği halde hiç bi rilmemesi Türk denizcilerini halde me ordu. e lar Mü eze baş tara- ünde nr ei il ei mi deniz: e fırtma var! Gemi durmaz ei Türküsünü hızlı hızlı söylemeğe Suların üstündeki çırpıntı birden- , Sinanın s€- yar duymaz elbette Ben geldim. » vekti. » Sinan sağa sola bakındı; Sancak, iskele taraflarına yürüdü. Geminin iki yanını da gözden geçirdi. da m Si Biraz sonra bir çırpıntı daha... ta acaba gemiye çıkmak için nl mi arıyor? Sinan bu iğ m tekrar geminin etrafında ne kimseyi gö- Gemicilerden biri Sinan reisin te- | nez çekilecekti. Limanda bir tehlike 1 lâşla sağa sola koştuğunu görünce; Burası Yunus balıklarile ek » Ba Gi birbirlerini Okovalıyo; lar! diye mırılda Biraz sönrâ, yk su üstünde uçarak birbirle; sağa ovaladığını Si- nan da görmüş! : Sinan geceyarısı kırmızı alevleri görünce.. Paşa gemisinin pi direğine mavi ia lceiden in ene eden Si- ar bütün ği? ellerle Sik bekle ledi. Nihayet gemisini tesi üzerinden yükselen ler ea d. in baş güver- kırmızı aley- sevindirmişti Misina limanına giden gözcü, ilani hiç bir düşman gemi- si görem: Artık ne Türk donanması için, ne a Si için limanda bir tehlike "Gemiler yelkenlerini mi şişirerek ve rini çekerek limana doğru yol ra hâlâ meydanda yoktu. Acaba neden suya aylayıp gelme- iz ! e e bir şüphe Say data m nedik dilberini seir çok yüne başlamıştı. Geminin baş küpeştesinde: Türküsünü mırıldanarak, gözleri tün n içine ğe duyuyor ve bu hummalı da- erdiği kikaların Ve ıztırapla ne yapa- cağını, ne söyliyeceğini bilmiyordu. Sinan arile ne cazibeli, ne kıvrak NK pi zeki bir kaslmdı. Ezici ri Rozit sari aş bir kızdı. O, ME ei bastırmıştı. Demir ene İN var en bir bula gitmenin bile tehlikeli ai anlıyordu. Hoşedayı günün birinde nasıl olsa den aklı yatmıştı. — İyisi mi, onu gene saraya gönde le yaşarım. «Gözüm, gözile görüştü; İçime bir ateş düştü!» sıra Mısralarını tekrarlayıp duruyordu. Gerçek, Sinanın gözleri Rozitanın gözlerile anlaştığı ri, re iş mereye kaç kaçma Gs alm hezeyirele kapi bir çekdiri ile sekiz levend alarak limana