2 Aralık 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

2 Aralık 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Kânunuevvel 1936 AKŞAM Yeryüzünde garib diyarlar Mısırın mavi nil taraflarındaki cüceler nasıl yaşarlar ? Afrikanın cenubunda elmaslarla dolu bir çöl kışın bir katre su uw bulunmıyan ad yer: Tabaküm Mısırın taraflarını Ay dağında amk er ni Bu cüceler eski zami Afrika Bu elesin boyları 1 icime 30 dur. er erinin sarımtıraktır, kes- yn Vücudları Ni mi ikin, göbekleri düğme gi- bi ra Yüzleri buruşuk, bakış- arı söndürmü çünkü yel akması m1 meler Muzla eti me Gerli Çana! sepet yapmakta ustadırlar. RK lar, ancak kendi ii an ları yerler. Yaban di fare, çekirge, balık e bu hayvanların hepsini yeri nun için dişleri sivridir, tıpkı köpek dişi gibi, Kulül beleri fare yuvasi ZET, fareler gibi oturdukları ses el ten girerler. Kül ia güz büyük bir avdan son toplanırlar. Şarkı ei birbirlerine hikâyeler anla- tırlar, İçki içmezler, aralarında kav- çıkmaz, tavrı hareketleri dürüst- hırsızdır, fakat çalarken parlar. Geceleri muz hır- en küçük ins: Bir. cüce, eline bir mızrak ei filin altına girer ve başlar saplami a ei e filin cesedi etrafındı kamp kur: gölüdür. Bu çölde tek ot, tek fidan, tek yet oktui ayvanlar bile aşı özün tı anasile ne in in. Sarı ve kızıl kum dal. gaları göz alabildiğine uzanır. te ile, bun 1 ay: AN esen S0j Sarı ve kızıl kumlarla dalgalanan çöl... rışınca hiç bir tende can bırakmaz. oralarda bitip tükenmez ha- zineler gizlidir ve bu 1908 de meyda- na O tarihte Alman ERER m6- tanı cevher olduğun! unun Üze- e çöle zamanda Lüderiç a büyüdü, tarlalara tak- sim edildi. Kumların lar oi Oranj nehri ağzında 180 kıratlık bir pırlanta bulundu. 1928 de, tarlalardan birinin, sayı- Cüce bir kadın yüzü sız elmas tarlası olduğu meydana çıktı. Makineler getirildi, kumlar 60 kadaş 930 da Ki ti cihan elmas pps büyük hiz paniğin &nü- e geçmek, mücevher kiymetlerini" dümene için elmas Tri kapat Etraflarına i tel ger- e asker nöbetçiler koydu. e mabl Sa a arın Cezası masları yutanlar Ge e le rontgen muayenesine tutuldu... Bugün o elmas tarlalarında insan iskeletlerine tesadüf ediliyor: Servet hirsile çöle düşüp hayatlarını feda edenler hâlâ iicüğiz an İDİR? hir değildir, hattâ li peam in sani Hiç bir haritada isme rastlayamazsınız. Tabak, Pasifik denizi ile a 'Karpantar! sul sl yi ilk ii ei e tayyare e ile geçecek yaşadığı biryer kğ oduğunu fark bile etmezsini inlerce ağaç ve bu ni verile ufak ufak ku- görürsünüz. Bu kulübelerde bugün kimseler yoktur. Şilbagos ve etain NN » Bunun musikişinas vardır. ER de yi başkadır. Avustu- de yaşıyor. Oraya gri şefi olu- rum ümidile gitmi; Tabakümde Sa su yoktur, kat- Te su yoktur, 9 kilometre mesafeden Mtresi 30 santime su satın Yazın ise bol su bni Yağmur daklardan boşanır yağar. m de, tanesinde ş en birinde, yalnız yan eli vardır, Gi yanmaz, çünkü de hiç soğuk olmaz. 'Tabakümde pinli. çıplak, hat- tâ çırılçıplak yaşarlar. Vücudları gü- ir ki yanmıştır ki görenler Ha- eye yer üründe, Şu fani dünyada, rakta böyle garib ayadar ve SİM e yaşayıp en insanlar Yazan: Ahmed Refik Estergon kalesinde su kalmamışt VENEDİKLİ BAFFA “Safiye Sultan,, Tefrika No: 40 Asker şti. susuzluktan sarnıcın mermerlerini yalıyordu Öz kardeşlerile birlik olmak istemi diler, İki öz kardeşin birl: i "Türklerdi, 'Peçevi İbrahim efendi de Lala mz med paşanın askerile beraberdi, O askerin ardına katıldı. Güler '0 o kadar tüfek serpti ki, zavallı Osman hücum ii "Tabyelerini aldıl; Öbür ta tarafta, Mihaliçli Ahmed pa- paşanın oğlu Si UL. lâr» kargaşalığı görür görmez, derhal firar etmişti. 'Tam o sırada, Estergon Yenilin: Şahin oğlu Gi Kara AN bey işi olduğu gibi anlat- hali pie oldu. siz siri Td gidin, dedi ve aa ER r oldular, Bir . Biraz onları li 2 lar alaylara — Bu e göcünen küffar ala- yıdır. Artık durmaya gelmez. Kaleye iler, üşman önünden geri dön- iz” an mesele idi. Sİ grıyalım. Dövüşe Ri gide- Um. Ölen e Kalan kalsın! Diyor, kimi — Kâfir bir alay olsa mümkün idi. Er önümüz arkamız di üşman iken ol mü ildir, diyordu. ye Bezi döndüler, kaleye gir- ya kişi girdiler? Haberleri bile yoktu. , atlera arpa dağıtıldığı n belli oldu Bin dörtyüz atlı girmişler... Sinan paşa zade m paşa öy- le ie kaçış kaçmış ki, ardına bile amış, ve Bine varınca atının dizginini çekmem! ime bedii si Tiryaki paşa, bu hale şaştı kaldı. le ei boz du. -Ağırlıklarını öküz ara- otağına geldi. Serdarın vE yeller esiyordu. Tek bir adam yı kadar eşya ülmü: iŞ. ni as- erinin de çadırlarını kaldırmışlar, Hepsini arabalar ee a Budine çekilmişlei Türkler 2) ba sein e buda ar ya imi ve hiç bir takib hare- keti yap ç Estergo; — müşkül bir va- m iyette e Ekimi bu kaleye ân deri Mm > yi adamların- dan biri de Kar di. Kara Ali bey kaleyi ei taraftar değil- di, o kadar adamın gir- ei de memnun olmadı. Lal az düşi — Şimdi b çanak kaleyi bo- e demezler mi Ordu. mi i beyle uzun ai konuş- tular. El Mehmed pi — gire Bühül mukad- Ali bey, la) Ja yö” getiremiyeceğini a dü. anl paşayı ıyinca, ko- Sabah oldu. Ertesi gün, bir iki me car E lenin önüne gelmiş, bağırıyol fi Mikloş, Kara Ali zip Bu- iyor. Mel pi n. İcabına göre cevap ver- Kara Al beyle beraber bir kaç çor- bacı Pal in ii yanına gittiler, Görüşt 2 1 kloş iy en e ısı, Kaleyi yire ile vermektir. Ji cevap verdi: — Ya bizim askerimize ne oldu? Onların bütün düşüncesi adam komak idi. Onu mel dolu beylerbeyisi Mehmed paşa ile Şemsi me ag ii Bl Kale- ye gözi ünde üç bin adam koyup savuştular. ema ese onların elinde. Benim hiç bir ok. Palfi Mikloş uyuşul: KM ark ladı. Kara Ali bey kaleye döndü. Ertesi gün'topları siperlere yerleş- irerek kaleyi gün doğar doğmaz eee başladılar. Fakat açılan âdeta bir yn gine idi. yi mm getirmişlerdi ri yirmi sekizden kırk iki ol eri sin Man ar gülle atan toplardı. Her top günde elli gük le e Ordu. Estergon kalesi bu kadar top ate- şine gene dayandı. Lâkin Tuna ta- rafındaki bü 6 nı üyük kulenin dış duvarı edildi. İçindekilerin imi içeriye, kimi dışarıya döküldü üşman hiç e ıya başladılar. vara o kadar yaklaştılar ki, Türkler bir ri onlara doğru uzatıp «bir bir kâfir yapışıp o kendüye biz emir çekerdik.» Öyle bir uğraş ki, gec vaşmakla bitmedi. ri e gündüz Sa“ vermek hiç kimsenin aklından geç- medi, Amma, rinde susuzluğa dayanmanın imkâ- nı yoktu. Artık kaledeki sarnıcın su- da tükeni; hu. mam bir a; ea ima içildi. Suyu da idare et- mel Tuktu rnicn mermerlerini yal yorlardı. Çoğu elsiz, ayaksız kalı yaralı gazilerdi. Çoğunun kumbara" mış, yüzü al Şİ Yüzleri de vücudleri de kokuyordu. e ağir ve bary ki, damla su! ii can pe ie Estergon, bain “dönmüştü. ui (Arkası var), ağustosun en sıcak günle- zl j

Bu sayıdan diğer sayfalar: