r Her akşam bir hikâye İngilizce öğrenmeğe pek merak miştim. İstanbulda kendi kendime kile ingilize e imei olamıyordum. Niha- yet bir gün, tanıdıklardan bir İngiliz: y :tmenin biricik yolu bu- ur. Bu tavsiyenin derin bir im ei tinat ettiğini derhal teslim Tondranın yolunu tuttum. raflar da ei bir oda kiraladım. Benim tanbulda o kadar zahmetle elde NX meğe e gllacanin bura bir işe yaramadığını derhal gördüm. e bir türlü anlamıyor - m bana havlu getiri- yorlardı! e ki e, ri günü, pansi, Peg- Ey isminde ak Di Mn tam ân mavi gözleri vardı. a yir- dum. ie pa a iyi biz ar- nutuklar veriyordu. heykel- leri önünde şiirler oku; iu. ezerken de birçok hikâyeler Son derecede ni Birkaç gün şeyle Geni ç olmaktan korku- , İngilizcemi mükemmelleştirmek ar » zusu bende bir kat daha şiddet peyda ald tatil ileri nere- | Londrada bir macera İ a sokulduğunu tesbit etmişti, Bundan dolayı kendisine «Karakedi» adı verilmi; İşte günl bu kadar tatlı bir surette geçiyo ir gün Bucking- sarayını Za mini < ertesi günü kayık ryan mi orduk. At ya- rışlarını hiç iyorduk. Hası- Lı, Halan ne yaa ar gemek ve lenmek kabil ise o kadar gezdi dik, Fakat artık bunların hiçbiri kingen bir genç değildim. m geçip. ingilizceme m ziya- ral saç- mavi gözlerine pek ii ve ——. olduğumu Gemi bun Mehtaplı bir gecede Regeni az geziyorduk. meli m öpüş, Ertesi sal mesut e 0- nu karla Si Dn eği — ri ne var, Feridun? Ka- Md e haber? onun çok hoşuna git- bii ami a e baş- ka türlü bir mânası ol duğunu söyle- Rahat bir koltuk ! yerlerde buz m koltuklar yapılmasına m ştır. Fakat karıda resmi tuklarda ç dakikadan fazla kim- se e Kalın buz kalıpla- rından yapılan kolti erimeden duruyormuş. ar ise 24 saat alâkadar oluyord arımı Pegey bunları ik Per mr soka- ğa fırladık. Nihayet, kak birinde artık İstan- bula dönmek zamanının yaklaştığını acı acı düşünme baş kır 21 0 kadar gün gilin bir tebessümli — Azizim, dedi, Maatteessüf a e böyle m edemez. ketine mm ve beni nü i olamaz. Ben İt e geçtim. Kal bimdeki aşkı bütün heyecanımla an- lattım. O da kollarını boynuma dola- — Ben de seni seviyorum, Feridun, diyordu. günlerimde artık emme bilmez bi bir halde dolaşıyor. gy halimi görüyor, beni teş- be — Merak etme, imi e da İstanbula gelir Bu vaid, bnein için gi deni teş- Beyoğlunun merkez yerinde Terzi, moda atelyesi, doktor ,.. azıhanesi veya ikametgâ olmağa elverişli. dört od şısında 156 numaralı çil apar- tımanı kapıcısına müraca; vap vermedi. Sonra ii a Şşid- detle ar imi bizden ne isti- Sü) üye sordı — Peggy: Bilmem, Erim ri verdi, Asabi tir 1 tavurla sa çlarını düzeltme- ğe Du EEE kapıyı kıracak derece- de vuruyorlardı. Bir Ses; — un namına açınız! diye hay- kırdı, Hayretle yataktan ei ni li hı 2 olduğunu tahmin zaman amli bulun- kız bana baktı. Sonra lerini yere indirdi. Hafif bir sesle: hafta oluyor, dedi. Lü ileburgazda spor faaliyeti Lüleburgazdan bir görünüş renki (Seyyar muhabirimiz- den) — mba pazar günü a bur, takımları karşı- iy gazlı pini ında ap zeleleri olduğu halde Babaeskiye öğe sonra saal baş: Burgaz takımı O); u a ida reci ekini Vefalı Necmi el idare- çiz şu şekilde sahaya çıktı ahid - Faik, Mehmed AH, Hi ye ra Seyfi, Necmi, Sulhi, eki zi Bi ömür başlandı. Burgazlıların 80) dan inkişaf eden bir akın ile Sulhi - golü adima eb arasında ta- kımın; lan geçen on dakike, içinde Burgularn ini hin oynadıkları görül vw ciddi oyunlarile ea etm ka- uılhi ikinci ve onu e tam 6 üçüncü golleri kiri Buna Baba- eskililer yapılar b ir gol- le cevap verebildier Bur; 1 Saci golü mi müteakip Babaeskililer de tek- rar alta. bir gol kaydettiler. Bu suretle e va 4 - 1 Burgaz- Iların iğsi İki vreye Babaeskililer ta- kım m suretile çıktılar. Bu- nun örüldü ve Burgaz kale- De: da ler de bir gol daha kaydettiler. Oyun 8 - 4 Burgazlıların galibiyetile neti- celendi. Burgaz ımı bütün hayatını spo- ra vakfeden eski idarecilerden Vefalı ilik, iki di lı 1 Çalışkan Burgaz m ve çok kıymetli Yeşilova spor kurulu başkani bay Nidaya muvaffakıyetler ül yar korkuy Kani — Çanakkaleye gelinceye kadar bu ko rku e sende. Yula; Se yi has- Tetini çektiğin denize kavuşunca ne- kadar sevinmiştin! Bir biri! üstüne dev- Tiler: görün ii Hele bir yağ ele delim, — Orada ne yapacaksın bu gemi- lerle?... — Korsan Soranzoyu takib edece- ğim. Ona Navarin civarında rastlaya- cağımı umuyorum, — Rastlarsan dövüşemek misin onunla? ydi canım, güneş yeni m F ka hâlâ mevsimini eçirmi bi i kr A Japonlarla konferans baş- | kil ediyordu. Bir ya araklm. Haye : arko miminiz. deği gesi Sonra, o sırada gazetelerde meşhur n güzel yer. Peggy ceva; başile tas- bir karakedi meselesi vardı. Brighton- irin alay dal eri ye- | dik etti. Yalnız beni isi ederek: da bir hırsız kadın en şık otellere gir- | me Pansiyona geldik. Oda ka- Bunun işte ni yoktur, onu i MiŞ, en zengin müşterilerin cüzdanla- | pısının gz inde ona ve: slam sonradan tanıdım, dı 18 ağustos Bitlisin kurtuluş günüdür. Bu münasebetle şehir ME İ Ğ vaffak olmuştu. Po- | , — Biraz içeri gel misin? dedi. Fakat polis Köme beni de ka-| büyük şenlikler yapılmış, mış, büyüklere telgraflar çekilmiştir. Van - Bitlis i lisin bütün tı neticesinde ka- di kadar ondan böyle bir mü- | rakola götür e er. Derdimi anlatın- | bol takımları arasında mühim bir maç yapılmıştır. Maç 3-4 Bitlisin pi ! dının otelde bir oda kiraladığını, her- | saadeye hiç ra DE am, cıya kadar ü Memeni klşim. | alta Pikmofekir; NN em e e a i kes uyu; siyah bir mayo ile di- Şafak söker vurul- imiz e Büyük Sin acı ile Londradan Yukarıdaki resimlerde kurtuluş günü askerin geçit resmi, hatiplerden | $arı çıkarak bir kedi çeyikliği ile her | duğunu sm çel etin ce- Hikâyeci Bitlisli Emin nutuk seöylerken ve futbolcüler bir arada görünüyor! İ ii — Kibette keke e o, öğü vibi Ht ci EN ve ne- eski düşmanımdır. İnebahtı | riyoru onun pe- ili Ş K ARA YELKENLİ KADİRGA bozgunundan inmeli de ona rast- | şini man Yunuscuğum!. Diye sordu. İ Ismıştım amm; man dövüşecek — Kabil değil, Frek Verdiğim > miydi ug Yazan: İSKENDER, F, SERTELLİ No. 71 pr de O sözden geri dönemem. ve seni bu me- Navarin civarında l e > i, balik ılar söyledi. hi- | IÇ NEDEN HAST 1? | tüsünü işittiği 2 kulaklarını t- & Eli i ga adalarına bir kaç kerre | rim! Bu, seni beş dakika bile imi görmüs. üz m ü çi madığı! i 'ALANDI gl ” çok çetin, ii zorlu bir üzecek ki ehemmiy: Navarin yol X a bile lüzum görmezdin! Ça- | yorsandır. Ben iz e değildir. Ben 2 Si m a b one AGER EYL eden ayrılır 8; ! laşmanı seniz Ç v kori kadar kuv.| O Yunus reisin gözleri ışıldadı: Suyun üstünde yüzen kurbaj kadar değiştin ki, gözlerinin ateşi de — Kendi soyundan olan en mi vetli ve tehlikeli bir adam değildir. — Demek ki, nz aralarda dolaşıyor. parlak gözleri gibi ışıldayan tek en damarlarındaki ateş gibi birdenbire | pu, amiralları bile bunun kadar koru- | Haydi, kalk biraz... Şı başını | Bu habere çok se doğrusu. Ni E Genie söndü. Ne oldu sana böyle birdenbire, | mamış, müdafaa etmemiştin, Françs- | uzat, reiiee bak! Gökyüzü ne ka- | — 2 kov isyeen mı niyetleniyor- | yelken.. hafif dalgaların üze Françeska? ka! Bu Dalmaçyalı haydudun benim yıldızlık. Dalgaların biribiri üzeri- | sunuz İ e gi Jar, yası beni boğuyor.. Ne | elime m arzu etmiyor musun | neo ya ahenkli, o kadar güzel bir" e e zaten onun için gel | ğ Mar Teİs am Françeska | olduğumu ben de bilmiyo; imdi | yoksa?. devrilişi var ki. dim bura; YEM nereye kağ — Hayır. Ben yalnız onu değil, bü- | “ — Bırak beni burada mma — Ka apar Paşanın © geleceğini de | anakkaled eden ayrıldığımız gün- sl Tim: ün yünsdik | ölenin bütün se- | n kl Samara Ni enberi Tİ başmı yastıktan kaldırmadın. * — anıya sen beni en emet w e nato âzalarının dan esir | teki dye e iŞ halde, ün sonra oda ai ir Ne erenden m 2 Neye ihtiya. | zel bir Ki götür2cel Sile rim, Mümkün olursa pa- | gittik: m başımı en kat ai gözcü filo kümandanıyın a) var? Söyle.. Elimden geleni yapa- vi n eğiz, Françeska! | 5 Pağı bile yakalâyıp İstanbula süreli Yön almüyori Gözle ri kepamiyoı ginlerde düşman izi aramağa çkaee m. — Oraya di ' e MuVi vaffak olabilirsen, vaki Dd ğ — Hiç bir yerimden muztarıp vE Ben sözümde dayar Fakat, beş Türkiyenin değil, bütün dün- | NAVARİN ee Be GECE — İnebahti çimi, şehid olan. a lim, ve ve Ek eşsiz bir kahramanı gibi tapa- Navarin limanına vardıkları zaman Müezsinza de Ali paşanın iki oğluda a den, dalgalardan, gökteki ilatlardarı tenime karşı verdiğim sözü tutmağa mn ZO” Me gemisindeki esir kürekçi- Hayı etme: Koca oca Barbarosun yal dığı bu bü- ğunu söylemekte devam ediyor ve ba- yük işi benim yaj gatlceğimi düşün- | şını yastıktan kaldırmıyordu. mek bile m olur, Demek ki, sen Yunus reis limana girer im ve öyle mi?| işi — Evet, Çanakkalede bunu bana olmuştu. girdi.. sinirlerim bozuldu. Her dakika O karşımıza çıkacakmış, onunla gözü- de duyduklarını kale muhafazına an- latarak: : İ avgllı çocukları kürek çektiri- | yor ei o herif! Alacağı olsun onun.. | Kale muhafızı hayretle sordu: / — Ali paşa ile aranız açıktı. Onun | oğulamma “neden bu kadar acıdı. ! i (Arkası var)