Bir Ena, giyinirken, Finch uşağı: na s0 — Siz hiç âşık ol — Evet. Fakat el bir inte me Tabii. Çünkü aşkta sayesinde muvaffak e a nl başka bir fırsat nize yarıyabilir. İnsan âşık oldumu, vie etmelidir, Anladınız mı? Hayır, efendim. — Hoşumuza giden bir kadın bul- e duk mu, her şeyi evvel ona açık açık bakmalıyız. — Olmaz, efendim. ni İlk haftası ye usti a bilemekiz devam sulünüz biraz karışık gibi gö- m r bana, di izim köyde, Pi- telburn'da âdet kadına refakat edilir, k bir hi iye alınır, ei si beraber — Bi ka- sabada olur ama a e uymaz... a her eli Novelty Theatreye mi mis Parker na- ül götürmesi için — el Si John, diyordu. Üçün- adayız. Ne güzel kız. Ne fevka- m Görseniz sizin de gide Buna şüp! phi yok, efendim. ii | Usul meselesi | Bir İngiliz jo hikâyesi gi — Şöyle uzaktan bir görmüştüm, dedi, — Şimdi yengen olursa yakından da tanırsın! Finch soğuk terler döküyordu. ses Koşa koşa eve geldi. Derhal Johna& tiyatroya üç demet şik ile bir kol le küçük saksonya bir hey- rmesini emretti, an kel gi 3 sile müsabakada birinciliği kendisi yi istiyordu. Demetlerin ara- EK surette dir. mek- ve genç grtisti Carlton 18 Ağustos 1936 Salı 19 ie 19,15 Muhtelif plâklar, ar, 20 'kes- Keman solo (plâk), 2 vadis servisi 19 Ağustos 936 Çarşamba İstanbul — parçaları (plâk), 19: ir 19,15: ni Plâklar, yi Tenor De Mar! , 20,30: eo kii ları, 21 LE “son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansı- nm ami mahsus havadis servisi verileci i HEKİM ÖĞÜTLERİ Sahife 9 Denize girerken düşünülecek dibi boylıyanlar vardır. Fransızlar, iç uzuvlari da ölürüm diye, e yay sonra üç saat geçmede: nı soğuk su ban- mühim bir nokta ve bir tehlike İyi yüzmek bildiği halde denize girer girmez Bu neden ileri geliyor ? dışındaki damarlar bü- ki kan #türür, sözü ilmi ola- otele aa ie, etti. saat on birde otele gitti. ii ar i esince, yus ve halde eve döndü. İçinden Dütün. e dınlara siri ler a bu. m randet elmeme- ordu. Mi cid. di li Yar, Fakat üç demet çiçeğe, bir altın kol saatine ve bir sakson; Lİ le lâkayd in az affolun- Genç kadı: ei o kadar & bei m niyaz efendisini rl Suri dedi. Kadın sesi: — İşin doğrusunu söylesen daha iyi edersin, John, Km bir kenara çekildi. Efen- yordu: GE inn takdim edebilir mi- yim? — Ne dediniz? Karınız mı? — Evet, bugün evlendik. Finechin ağzı açık tı. Yeni gelin tatlı bir tebessümle: — Sizinle müşerref olduğuma pek memnunum, diyordu. Bana çiçek te yolladınız. Fin sz ene a Galloway taş cam Londrada l li da Londraya ati ice eğlenirdi. Fakat Finch amcanın bu eğlencelerden birinde bir kadına rak onunla rkuyordu. Korktuğu da 5 amcası ile öpüştükten sonra bahis he- lenmeye intikal etti, Amcası söylüyordu: — Benden yaşlı adamlar bile evle- niyorlar, — Senin — dair dk Mi amca? Neden 1, genç bir oynuyor. Sen tanıyorsun? Mis Parker, Finch iki katlı bozuldu. Elden hem amcanın mi- rası gidiyordu, hem güzel kız gidiyor- du, Kekeledi: na haber yollıyarak otelde bekletme- rise dedi. ugün tiyatroya gil Evlenme pm alın tivnk Büyükada'nın temiz havalı ve İzin manzaralı yerinde satılık içi dışı boyalı, muşamba döşeli bir ev satılıktır. 7 oda, banyo, akar soğuk ve sıcak su tertibatı, bol yu, bina dışında ayrı m: 24240 İstanbulun en pi sayfiyesind sahibi hek izleyenler için müstesna bir fırsat! meden evvel aramızda bir çıktı. Yolladı- Kınız çiçekleri götürdüğüm zaman, kon Sayenizde birbi- rimize ka' uk... uş oldi Güzel artist Finche GERİM Sonra pek tatlı bir tebessümle deli- e bakarak: — Ümi mek . çok beklememiş- sinizdir? diye s0) Uşak: — Müsaade ederseniz size izahat vereyim, diyordu. Sonra, cevab bekle- meden ilâve etti: — Karım ile eskidenberi tanışırız. 'Aynı kasabadanız. Ben Londraya gel- Delikanlı Bir de, burunun içindeki ince zara soğuk su dokunursa yürek ve tenef- felâket soğuğa karşı hassasiyeti gelir. Bunlar- ses çıkarma- şı bu hassasiyet ne- den ileri mn roka Şarl Rişe, anafilaksi v i uzi diye bir : Lâbora- mamış ol dı hayvana y olmı- yacaktı. Bu hâdiseye anafilaksi adı dı. deni ör de- en S1 Tİ ge- or. Bunların dende dol karışt Bahu- sus tansiyonu düşürüyor, Bu hâdise- ler olmı ilâç- larla, gıdalarla ve ışık, ışığı Ja, röntgen ve soğuk a fizik elemanlarla da anafilaksi Eki Denize n bazılarının baş- larına gelen iin sebebi işte bu anafilaksidir, mi de var. Kanın bedende dolaşması karışıklıklar du. Genç ki hiç te hoş sp Liz değildi. Fakat bu sayede amcanın o. avdet etti. Hayır, dedi. Hiç dargın değilim, yarın tiyatroya gittiğiniz zaman, bir e ai ile e bir m bulacak benim düğün pedi olarak ae baki rica Hikâyeci noktaya dokununca ölüm, denize gi- yor. yu Si suya girince kollarla, bacak- bazıları ayaklarını suya sokar sok- başlarlar. füs birdenbire duruyor, diyenler de vaka, bir hakikat var: İyi De vi var. Bu hal, yüksekten atlıyarak ku- len, lağı üstüne denize dü de de ol da balıklama giden birisi bir EE, e Or. rsmiz denize girer girmez kımıl Damarlar sağlam, uzuvlar bozuk di mn, ses çıkarm dikleme- | değilse fazla toplanan kanda zarar azla dire Rl imis bozul . Beyin kluk varsa keme di amarları m Pimi P me serumu damarlardan tarar, eğme ri doldurur; Pl emi di arıza denize girel sim eli damayları, üzer, u damar büzül esi beyinde! eki tene! ffüs met rke- zinde pe teneffüs birdenbire du- Tur, Kafa patlatarak kurulaı tan çok reel on soğuk ban- yol çekinmeli. ERA sından geçmeli; bedende nı ler bozuk var irak Tenin Sen bırakma, takdirin mek için... 2 I AYLIK Posta ieilimdine dahil olmayan ecnebi memleketler » Seneliği ARA YELKENLİ KADİRGA g Yazan: ARA F. SERTELLİ miciler bu haberi alınca sevinmiş- e Yola çıkmak için nihayet bugü- ü bekleyen levendler şimdi sevinç ve ii e içinde biribirlerine bakışarak gü- Tüşüyorlardı. Yunus reis Kara Aliyi kendi gemisi- ne e Kİ olarak almıştı. Kara Ali ölümde! irgemez, cesur, atil- gan an denizciydi. O, Yunus reisi az mı diye Re giz on- o Yunussuz yapamazdı. ra AH ğe Yunus reisi ii en anında vin ZMİŞ Fakat, Yunus reisin hatırı büyük- — Ben sensiz 5 Ki Deyince Kara Ali deri li Bi i kararından vaz geçerek Yunusun gemisine gelmişti. Reis, Kara Aliye güvertede şu emri veri im yemişlerim yolda bana hane ER lâzımdır. Bu küfeyi e elinle kamarama götür!. Kai gözünün ucu ile reisin yü- züne bakarak: — Başüstüne aslanım!, Dedi. Küfeye sarıldı. — mi ağırmış be.. e mırıldanarak etrafına bakın- e mi gel tut şunun bir tara- - fından da Gemilerden al küfeye yaklaştı.. ikisi birlikte ti ar, kaldırdılar. ve e kasa örünüüler akşama kadar, min geler olan ür 'kadir- gaların talimat vermek, onlarla görünmek vakit gir Ge- tamamlandı.. akşam ma erkânı, Haliçteki gemile p birlikte yola çıkacağını sanıyor- p-| lardı. Yunus reis akşam olunca kamara- — Şimdi artık kı mak sırası geldi. Biraz da onların ha- tırını sorayım.. Yun yu nus reisin Kayi meyvelarla ir adığ marasında O, şimdi bunu düşünmüyordu. ona bir çi? ek âzımdı Kısa r bi a bir adam olm: — Ri e Çanakkaleye, iL pe nı herkes Li Eğer onu ir. ondan sonra All: ir yemiş küfesinin başı ucunda | puslası y: ne kabi beri di kendine konuştuğunu gören ol- | Bundan ötesini orada düşünürüm. saydı, mutlaka: (Yuni 1 Diyordu. Küfenin ağzını 'ken oynatıyor!) derdi. kamaranın kapısını e “e Françeska reisin yatağına uzandı. MEYVALAR KONUŞUR MU?! im duracak halde değildi. çok ez- Yy i ğ ve yorgundu. şlamıştı, ak beli bükülmüştü. İlkönce inilti i Yunus? mii Mi bir kadın sesi işitildi: Eşe « bunaldım artık, Diye so Yunus el içinde De verdi: yok.. Ça- m bu küfenin içinde. — Artık yapılacak bir Şe; Küf ei in ağına kalın bir bez örtül- Dakisiedebi eyi kadar buradan müş, v Yunus belinden hançerini — Ya önün sonra derhal çekti.. küfenin iplerini kesti ve üstün- deki bezi çekip attı: — Geminin içi çok kalabalık.. e kucakladı, kaldırdı.. öptü. yanaklarından sezdirmeden küfenin için- de getirdiği bu taze ve canlı meyvayı Yunus reis uzun müddet ka- a sına geldi. yemiş küfesine şöyle bir göz attı. — Seni el biricik m olan bir adaya götüreceğim. yaşıyacağız seninle. — sen ne esrarengiz bi mersi böyle! Âşık Ömerin kulül ie dm anına gideceği- ib Aksaraydan zi çarçabuk arz üfesine koydun.. de bana ann m Mn ıyrılınca Ee böyle davranmağa mecburdum.. seni İstanbulda arıya- dursunlar. ğru. Beni gemi ile e dan ii racağını kim tahmin edebi- ?.. Vallahi sen çok yaman e adam- bi Yunus! Şeytana papucu ters giy- direcek kadar keskin bir zekâya ma- liksin sen! Yunus reis sevgilisinin yanına otur- a: i çeyi ne güzel öğrenmişsin! Tıpkı b e anl kadın şivesile ve ürüzsüz konuşuyorsun! i — Ben türkçe; yi o Lr eğe j dim. Sultan ri de ş hey gidi di AE Bel insana dayanan- günün birinde sırtı padişahın gözünden düşece- imi hiç te aklımdan geçirmemiştim. tan Selimin bana ne kadar çok Tim, tenimin rengi, 5: kıvrım- ları m ale a melip yazar duru! — ig pi onun aklını kökün-. 4 len çalmış olacak pi seni düşünmeğe Yin bulamadı. Ne yaman, ne fettan a ği ettan allahi hi vie 2 sr ği ME haberi yı i (Arkası wi) ğ