Sara abıâlinin İç yüz ay ve Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 734 ) Fransız sefiri Istanbuldan hareket ediyor, iki hükümet “ “arasında Sarayda etekler tutuştu. Hariciye rı Tevfik paşa (yapılacak tebliğa- tı olduğundan) ME ei sefaret baş terci gönderilmesini mektupla şu cevabı verdi: gunluktan koru- erin 'ümanının telgrafla çelçiden Si etti, Constans | verdi: “bir siyasi münasebat la hiç bir mükâle, ENA bulunulmiya- caktır. ystans Fransa hariciye nezare- tinden”aldığı emri ertesi günü aynen Osmanlı hariciye mezaretine tebliğ et- kesiliyor günü hareketinden evvel verdiği ce- vapta ll sözlerini tekrar ettikten sonra iğ da ilâve etti. (Bilmez değilsiniz ki bir sen vel de bir komisyon iki içtimada mi le ait ehemmiyetsiz noktalarla uğ tıktan sonra işin esasına Şe ve eldeki malümatı kâfi göremiyerek pazartesi günü için bildiril: nin ilânihaye geciktirilmesini kabul edi Bu cevaba rağmı mi son saate inin İstanbuldan en padişah ili kadar a dan ayılilceğine ih- dmnal vermiyorlardı. Fakat ağustosun ve altıncı günü öğle zamanı Cons- in bul GE 3 İstan- e tadillere ine alam Mi ayl in TanIN miktarını e ertesi günü sadır olacak irede ile bu | hükümet arasında si; pale münass) bek iki iş kapanacak idi. Buna dair olan | lerin inka mânasını tazammun edi üd dahi ta Li ve yi meli Zn bir sel OMİSYO- iciye nazırı Tevfik İri keyfi- nun iş görmesini ebeni Dr di yeti iin saraya aze! ei iki, icin mi nezaretine göndei —— Amv r de kapan bataklıkları vardı. in şahane işin bitti- ğini e Tahsin bey - mabeyin Başkâtibi - bir çok defa ira- denin Babıâliye gönderildiğini bildir- mişti. Bunun doğru ğını M. Rouet sadaret dairesinde tahkik edip kendisine < söyleyince. Hp vey iradenin filvaki Babiâliye gönderilme- "diği, hazinei hâssa nezaretine tel edildiği cevabını vermişti. Halbuki bu da değil e yapılacağına Piri rile- alir Tahsin rl hatıratında ın hükümetince geriye çağ- lima resmen iye ve mal ne tebliğ ettikten sonra Abdülhamid tarafından bir defa saraya davet edil- diğinden, hünkâr mesele uzun görüştüğün- eri fakat elçiyi iknaa muvaffak ola- bahsediyor ama öyle sa- Pm. ki Tahsin paşa bu mülâkatı karıştırıyor. ükümetinin neşret- Çünkü Fransa hükümet lari sarı a ar sefaretle Gaya ve Sn iii Fransız istasyone: ur gemisini il ve e Baret e (La pili in iradi ta Sürede e n cumhuriyet! Yapa bü- Mr yele vakit saray işin e ni tamamile idrak ede- Vantour sirkeci TEE yaklaştı- ğı e bir istimbot da buraya ya- 'Tahsin paşa ha- çok meşgul Bu lie > işle böyle vie meşgul ol orman ve mgadin ni Selim Meheme paşa ile belirli xi zırı İbrahi vardı. 'Hünkârın kalan bu iki 5 Alafranga Nuri Her akşam" fE bir hikâye Ona adile sanile «Alafranga Nuri» Vişi kei yz PİNE için ne Hi ii be dim derlerdi. Hakikaten idi. Korsasız adım a ali mm çehresinden ay- a rözlüğünün duruyeiz yo) ki dikkat et tuplarını âdeta içe Avrupa seyre idi. gi mlevsi- Meşhurlardan bu sene Vişide kim- minde muhakkak Vişi gazinosunda | ler var?. Gazinoda kimin orkestrsi. kendisini ei idi. Nis mevsi- NE m ne âlemde?. Bun- minde mı Niste olacaktı, Mon- | ların hepsini birer birer not ediyordu. | 'karlo mevsiminde (Montekarloya | Hepsini de ii Bir bakalorya im: gitmese dünyalar yıkılacak sanırdı. tihanı talebe gibi ezber- Ve her sene bu seyahatlerden dö- | liyordu. ki Ni nüşte havadisler verirdi: sakalı — Bu me İsi |» dan gelenler . Profesör Besim Ömeri gördüm.. Bir de bay İzzet Me- lihi.. profesör Besim yap- a y İzzet Melih de Zonu geçirmeğe olacak.. Niste bu easy Hanı gördüm.. 'karlo Yalnız Dolli kardeşler gi esi Dolli ile ba- kara oyn: ekme Kumul > la ei ahbab olmaz 'Tesadü beni elim Nuri ile ah- ip emiş. £ ediyorum. Hiç bir bal- taya sap olmıyan alafranga Nurinin para vaziyeti günden güne fenalaşı- Pi fantezilerden vaz geçmiyord Nihayet Nuri düşe düşe benii otur- duğ pansiy: kadar vini Çok fakirleşmişti. Günlerini peynir ekmek Gene böyle bir gün: ile geçiriyordu... el saylan. — Nişanlım gözümün önünde tü Büyük b si nde ii ne ki dedi, Selmayı pek göreceğim ne Visiye,n Montekarin ya, ne ali geldi. d gidel biledekli, — “Seninki de budalalık, dedim, bi — Ne rezalet. bayi rezalet, diye, dö- | raz dışarıya çık.. nişanlını göl vünüyordu... mevsiminde Vişide, Canim ö eği my Günden güne sararıp soluyor- sebepli 1 keti ânına kadar elçiyi 0 ö ütlerin tutul: ış elma- m küçük münasebet çalıştılar; muallâk meselelere çabi iha; et Vi: m naşi artık yeni bir müzakere- haberlerinden eN nie bir hal şekli e e e na İ ince Nuh se emr eğ iğ yi zaid addeylediğimi bildirmişti. İn. mstansın hi ile bu mülâkatı- | mına temin ve hareket hiç ol Bire ie ilan diye tar yen bu du: hi li tek le) ni sa cumartesiye ii il SEE irem merâk içinde bekliyordum. metimi de haberdar etmiştim. Abdülhamidin olup geçen sözl tehir etmesini rica ettiler, Fakat elçi 21 inci günü de odasına kapan- Zatı şahane vaki olan | den, m çiyi gör- | bu ricaya kulak asmadı, » Perdi taahhütleri Babıili icraya koyma- | mek istiyeceğine ve işit lerde bu kadar defa verilen içi iyice kapattı. Kapıcıya: makta ısrar ettiği takdirde benim için | muhakkak olan sitemlere maruz kal- | sözlerin tutulmamış olması dolayısile Nuri Vişiye gitti.. diye tenbihle- M talimatını beklemek- | mağı göze alacak düşüncesiz | bundan sonra Fransa hükümetinin di. Haftalar » Nuri itikâfa vE başka yapacak şey yoktur. a- | davranacağına da hiç ihtimal verile- | tabriri aahiNera intizar eylediğini çekilmiş bir'di gibi perdeleri ka- Tet baş tercümanını muallâk meseleler | mez. bildirdi ve: palı karanlık e sakalı iki il da sizin sizinle münasebette bulun- Sefaret baş tercümanını hariciye — Hükümeti seniye hakkında uzamış, Saçları ensesini aşmış, bir — benim için artık kabil olamı- ö ekten imtina | tane duygular taşımskta devam gi aşağı bir yuan dolaşıyordu... am dolayı teessüflerimi ar7e- | eden Fransız ne saraya davet | diğimi temin ederim. Ancak hüküm a ından son derece mem- iyi vuku bulsa bile ke po iy çi A Me De al pr ya asern lira ma na- | halin gidi österiyor. Ayın yirmi be- | mama ân yoktur, ea e a erkes e Diplomasi ayl hüm ve an e ; ihtilâfa bir hal şek- | müsteşarı & İemee ei ya.. da gitmek >. ve mi öğclkği İsimli, elinde sefarete yeni Mp ser Ben | rezil olmadım ya... ik tezlil var ise bile zi nadir | bir tezkere gönderdi. Bu da evvelce ci- | de az e eee dönerim. Lâkin Vişi seyahatinden e ve açı z ni Diyerek Örgün ekspres trenile hare- | yani perdeleri kapalı odasını ii i bir kaç damla daha katmasından baş- | ket kınca Bi havadisler ve X b hazmetmiyecek bir durumda, Ee yaramadı. Constans ertesi (Arkası var) | lâzim TN hasir — a ki ii — Franı im muttun mu? /k te lâf mı?! Kavga KENLİ K ADIR RO A Pines İle düşecek gibi bile a 4 kızının saçlı “KARA YEL sarsılı pire yakalayıp yere serdim. Sultan Selim rl sen misin? bunu görünce: (Gözüm görmesin se- g Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ — im, Franç, cska? eska? Benim güzel, | ni!) diye bağırdı. ve lin son- ” Kendisine meseleyi |; İPSİZ meleğim! Senin buraya düş- | ra buraya atıldım. İki gölge birleşti. ağaçların dibinde ei haber aldım.. seni görmeğe — Se boynunu vürdurmamış.... Yavaş yavaş konuşuyorlardı — Gülcemal nasıl oldu sultan Seli- kenarını açar, sıdır. Ben ilkönce anlatırım. Sizinle in mahzur görmezse, pence: min elinden düştü, Ömer çizim? vaşça zmir dibine yin Ben. göklerin yere düşeceğine inanır ve Ömer tari arın arasından Ça: ea, inanmazdım. p rak kapıya doğru. yürümeğe başladı. — Gerçek söylediler, irak e le e aklım ermedi. Onun «FRANÇESKA, EN UNUTTUN a «Yüz çevirmez ak ber hükmüne “Yunus bahçede sabırsızlanıy: ir senin! Gece kuşlarının ağaçtan ağaca LE) Gülcemalin feranile slm boynun | ları Yunusa garib bir ürkeklik ve lim ederi» n padişah çe suz nasıl Bereket versin ki âşık Ömer işareti e İ Buna ari ii ben | vermekte gecikmedi. eskanın de gesi doğrusu. oda penceresi aralanmış ve bahçeye un için cellâda boynunu uzat- | sönük bir ışık uzanmıştı. daimi. ai bile çel kinmediği ei Yunus reis pencerenin di Sultan Seli e daha sevimli bir kadın bulmuş olm ni Ğ Âşık r ağacın dibinden . ve elini sai Batak üncü pencere; do; Zin uzat İşte, ii Gülecmalin odası ora- Âşık Ömer pe ki Gülcemale her şeyi anlatmı. Gülcemal alnını Ge parmak 'unus reis bu sönük ii ışığı ii tında sallanan başı gör madın, Yunus? m yanında bulunuyor- dizi Seni ne cesaretle arayıp sorabi- lirdim? Fakat, şimdi.. Ömer — Kapıyı kapadım, asılzodem., kinmeyin., gibi di en Nöbetçi haremeğası da es- rTarkeşin le nerede ise bahçe da sızıp kalır... Yunus reis padişahın gözden düşen gözdesine sordu: — Sultan Selim Sana taparcasına Aşıktı.. seni birakıp bir yere di, Nasıl oldu ki gözünden düştün onun, Françeska' Er, Ki içini ir uzun mi Yunus! Bunu aşan aşağı anl iel vaki miz yok. Padişaha EN yel bir hırvak ide sundul lar... on Sult nu görünce beni ihmal yim b dı. benim de canım sıkılmıştı. Gelar benim emrimde bulunuyor- lans genç kadının ytizüne dikkat- seven, seni Kaçı! ibne Mi saklıyacak bir yer h Jamıştı Dö yıldanberi “ sarayda Yunus! İstanbulu çok seviyo Beni bu güzel şehrin öyle güzel bir semtine en r uzaktan hasretini çektiğim İstan kavuşabil: De Beni hiç kiz besi — Ne mi düşünüyorum?.. Kaçma- e bir ir anda su yağan sarayından Kaçırmak Yunu- emi O hâlâ güzel.. şakrak- çapkı. çeken, öldüren