5 Ağustos 1936 Kafes ve ferace devrinde Istanbulun görünüşü İstanbulu İtalyan, Fransiz ve man ediplerinden ve şairlerinden > — tasvir etmiştir. in bilât» dedikli n parlak tasvirini iş Ne- Bu şehri Stanbul ki bimislü bahadır Bir sengine yepkare milki fedadır Bir gevheri yekpare Hurşid cihantabla tartılsa sezadır Her bahçesi bir Mr heba & Her küşesi bi Vi safadır İnsaf değildi ir anı dünyaya TA eğismek Gülzarların cennete teşbih hatadır ir meclisi ikten sonra: halkının etvarı pesendideü makbul Di ki biraz dilberi bimihrü vefadır Diyor. sekizini İstanl Onaran e nz eftünan: etmi; bütün eserler, n muhayyelesini kl Sezal , İnsa- “teshir mra, İstanbul limanındaki ka- yan ve çepe da şöyle tas- ve ili yık. , çok zarif olmakla be- raber, yolcular için. o kadar e ri manzarayı Bembeyaz Miri rın ilerisinde, Ki; yısını saray yükseliyor. yin eden hiç bir mimari Fakat etrafını servi yı yor. Solda, Ü: - ıyısı varoşlarından biri, beyaz Suman görünür. Ay yea 'Ho- merin “çok güzel ttiği Ana- dolunun tatlı mehtabı. Kadife renklerini serperek manzar: fazla bir ahenk verdi. Öyle üya Bengâle ateşleri sihrengiz ışıklarile manzaraya renk veriyordu.» A mi i, gene bu ası! da İstanbulda yaşayan Moltkenin e. Halimi, 8 1835 de yazdığı m tupta ok mizi «Gözlerimizi ini sana ma tasvir etmeli iş ortasından ir yaza giriyo- ruz: Bir çöl işinden en şen bir âleme nakledildik.. Güneş, sıcak ve e parlıyor; bu belle manzarasını hi fif ve şeffaf bir sis kaplıyordu. Bağ da, muhtelif renkte ev yığınları VW bunlara hâkim olan müteaddit kub- beleri, su kemerinin yüksek kemer- ri, damları kurşun kaplı büyük ve kâgir kervansaraylar, fakat bilhas- sa Si , Mehmedin, v Süleymanın, Beyazıdın, " Valdenin, Ahmedin ve Ayasofyanın ERE camilerini iha- ta eden harikulâde k minarele- rile İstanbul, Eski ay; a Sn ve cesim köşkleri, kara servileri ve iri çi 'larile denize doğru mi ğe sularını bu buruna varıyor, ve my saçak il run eteğini iyor. üm e ii ci aları ve ka- yalık sahillerile al uzanıp e diyor. Nazar, bu sisli uzaklar: nerek üdarın elle siye e na, Rumeli ile Anado- d yeşillikler yayılan sirt- ları, servi ormanlarile gölgelenen ge- niş mezarlıkları temaşa ediyor. İstanbul! Nedimin bu güzel şehri terennüm etmekte hakkı vardır: İstanbulun evsafını i mümkün mü beyan hi: iŞ Maksud hemen sadrı keremkâra senadır ed Refik zamanlarda erkel ekle- e gi yiye at ta kıyor, ceket giyiyor. Bacaklarında yer- lere e om yk sıkı > a kabili u hal hem sı Süme ir hem de kii BİR DOKTOR DİYOR Kİ. ne Er değişiklik e pılmi a bir dol ia li ir ii a beğenmiy: unun yalnız yazın ei il, kışın re zar ie emi söylüyorlar, Bir dol tor diyor ki: eli giyiniş tarzı sıhhate son derece mızırdır. Tabiat ei geek detine karşı kendimizi ii için elbise giyiyoruz. Bu mütenasip olmalıdır. bei 2 ha- fif elbise ER lâzı hafif olmalıdır. Yalnız, kadınların manto) ee kekler. çe ip Ni ei Emel Si Zi sise ile gezilir idirli ea :ü re sünnet yaya lie a in vesim Yaralılara yardım için Mad- ridden gönderilen hsi ta bakıcılar yi bir hafiflik ein iddia ediyorlar ve diyorlar 1" Erkek kıyafetlerinde ıslahat isteniyor Yelek taraftarları ile aleyhtarları arasında şiddetli münakaşalar oluyor «Erkek elbisesi pantalon, yelek ve ceketten mürekkeptir. Bunun bir par- çasını nasıl afal biriz? Ks gi” feti değiştirirsek © başka. Fi ket, maasi kaldıkça vileda isi kali malı Yelek indi anları bun. u cevabı ahat olan yumuşak yaka, kolasız gömlek İk iğ adım daha ileri da takılmı- al akalı yu- muşak gömlek ei e SE gömlekle yelek giymek gi ŞIKLAR ew Kİ. Bugünün marüf şıklarından bir ço- gu, bu meyanda ekser sinema artist- Bunlar kola; sız Gi yelek: giyilm; asız birşe; ri yanı li a kışın da iyilmemi en e n premiyele- rinden Klark Gabi, in Kuper v ve Nİ dırılmasını istiyorlar, Hele yal i ğin hiç teli 1 ç madığını ileri sürüyorlar. lar: Yelek kullanmayınca pantalonu muhakkak surette kemerle tutturmalı, Yeleksiz askı askı kullanmamalıdır. ile gezmek çok çi: dir. ğişiklikler ne tarzda ola- İzmirde limon kıtlığı ) —Izmi Sıcaklar dolayısile plâjlara rağbet fazladır. Resmimiz plâjlardan birinde güneş banyosu yapanları gösteriyor,