16 Mayıs 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

EE Sahife 10 16 Mayıs 1936 — Yeraltı siteleri — İs yer altında bir çok şe üs- yük bir emsal bir fil, bir yılan, ir we kaplumbağa vardı. Orma; al nda daha başka hayvanlar da vardı amma, onların bu masala alâ- kaları yok. Fil ile kaplumbağa | kafadatdılar. kaj Dost olmuşlardı. İçtikleri su ayrı gitmi: ipe arkadaşı değildi, Kar e bulsa iyordu. Buna bir şey ei Açlıktan ölecek de- gildi ya! ma onun bu haline — yorlardı. Bütün hayvanlar ona man kesilmişli Fi ondan korku» yorlardı da... Bir korkmayan fildi. Yı- lan onu ğı için, © ğunu, kl sakladı, büzüldü. Yı — Eyw: Bi ve kendimi bıra- kırsam alel e ayaklarını çar Yılanın ağzı- silme yanına ara nın e Klan gide Mİ arkibeğe Yilan kaplumbağanın masalı Yazan: ESEN AĞABEY Ki mbağa Kesişen ii Fakat ki yeniden kap- lumbağa ile karşılaştı. Kaplumbağa uyuyordu. Usul usul yaklaştı, ve bu se- fer bir nefeste kaplumbağayı yutuverdi. A e AŞ e e yılanın gövdesine Yılan kıvrıldı, di, gözlerini yumdu. Fakat uyuyamıyordu. büküldü, le Midesi ağrı- yordu. Bu aralık fil geldi. Yılana baktı — Ne o, dedi, sararmışsın, hasta misin? — Bir kaplumbağa yuttum, mideme oturdu. — Kaplumi Fil yılanmn lk baktır — Bu k ambur nel.. —— ek. Mermi, > gl ar- Kadaşını olak la yılana Ek Mahvoldün! — Neye? — azmedemiyeceksin. Karnında ölecek, - çürüyecek, seni zehirliyecek. Bu zehirle öleceksin. Çabuk çıkar. — Çıkaramıyorum. 2 çanı yalm elen Gi uzan. Yılan çözüldü. Uzandı. — Kımıldama! dedi. Bir ayağın! yılanın kuyruğuna Öbür ayağını da öteki ayağının yan na koydu. o Yavaş yavaş ilerliyerek, kaplumbağayı itmeğe başladı. Kaplumbağa yılanın ağzından fırla- dı ve çıkar ç doğru k mağa başladı. Fil yılana sordu — Nasılsın? Fil koca kul MEK salad Bu filin cağı ile gülmesi dı lara za et. Gene i kaplumbağayı bulmak için, suya doğru koştu. kür bile m e de insan- Gİ — , karınlarını doyurur. lar, vahşi file bir lokma ekmek bile vezmezler. yz fil de kendine nie kardeş- ibi bakılmasını is rt 936 tas Kulaklara küpe Meşhur bir söz vardır: « Kendi düşen ağlamaz derler. Hayatta düşmemeğe çalışınız. HİNDİ ÇİNİDE e | 750 milyon > pirinç yer. El ber kişi demek, yer yüzü nüfusunun beşte ikisi Pirincin en bol yetiştiği Be; yer de isi Çinidir. irinç yüksek yi Ye hem ek yla yi yale, verir, ki ni mizde, a i gi UZ, ri tıpkı tar. la gibi sürülür, (o temizlenir. Pirinç- lerin sapını da mandalar yer. imizden anlaşıldığı gibi, pirinçlik sürmek, kuru tarla gerek. Bir kere pirinç tarlasını sürenler su ve bataklık içinde günlerini geçirme- ğe mahküm oluyor. Rossini ile oturuyorlar- İki meşhur musikişinas, m Pariste, ayni evde loss, ist katta, Bueldiö alt katta birer oda satmuşlardı n az kadın» oynandığı gece, Kerim artistin dasında toplandılar. emme fakıyetini tesid ediyorlardı Herkes Bueldiönu: ei içiyor, lığını medhediyordu. Rossini, Bueldiöyu o kadar çek, o ka- « dar fazla medhetti, ki Bueldiö mahcup “oldu: — Siz benden çok daha üstünsünüz! dedi. Rossini kabul etmi — Hayır, dedi, bi ede odama çık- tığım zaman sizden üstün eek Edi rumi, mara ŞAM'ın Dü her günü muntazam surette ediniz, zira... Rl ip | 5 kart. biriktirenler | Rüzgâr adamın şapkasını adam tutmak için koşuyor. İyi amma, bu resimde yanlışlar var. Nedir bu yanlılar. uçurdu, Resimde silin 'doğru bulanlar- birinciye: Fotograf makinesi. İkin- üneş D. 200 kariimize muhtelif hediyeler İk Kayıp Bir gün meşhur Âli paşa, karışık bir iş esnasında, elini a ötürüp: — Aklımı kaybedeceğim! demiş Müsteşarı rm — Aman bedeyim yin, aklınız öyle değerlidir, ki — daha meme ag ele geçiren bi iade etmez! Kulaklara küpe Marifet kusuru örtmek a düzeltmektir. Zeki olan hatasını tamir eder, ri tayyare altına Koni . Motör durunca kendiliğinden he- men açılıyor. Başka bir sistem (daha var. Motör bozulunca, yolcu kamarasının döşeme tahtaları açılıyor ve paraşüt lerile oardan atılıyor, ondan sonra da uçak, kendi paraşütile yere iniyor. 5 kart biriktirenler İ Saklamba Ebe sensin, İm: Ya bu a ya di biz beraber iri nalım.. şundan. se Olmaz. Ben öy- İe bir gizli yer biliyo- nız 2 rum ki, beni kimse... bekledi Bulamaz, ve ii En saklandı, Rüya pe lll Katona bir gün biri geldi ve — b e imdadıma yetiş, dedi, Katon yi — Ne var). Adam Müz korkudan ürpermiş bir halde, titriyerek anlattı: — Bu gece m gördüm. Bir faı bucumu yedi. Bu ne demektir, tabir et. Katon gülmemek için kendini tuttu ve geleni teskin etti: rak etme, bir şey değil. Ama şayı yi Adü yalvardı: — Çabuk söyle, — Şayed pabucun fareyi yemiş ol saydı o zaman senin ii a felâketti. anladı ve mai ram asıra tertib edeceğimiz müsa- yen kıymetli hediyeler kazana- bilirsiniz.