amima m minnie 2 Kânunusani 1936 ——— — Sizin nabzımız b nasıl m AF ediniz... Saatim sie ö Eoku Sabahleyin otelde kalktı ve dı- | şarıya, kapı önüne bıraktığı kun- duralarmı olduğu gibi çamurlu buldu | gırdı: ru Ça; — Kundu ei e bırak- tığımı görmedin ördüm. — Öyleyse neye temizlemedin? — Aklıma gelmedi. Tuhaf şey, l sie re dışarı o bırakmış, her ha laakabdsi Kokudan alak olmamak a dedim. MANİLER karım kıra, rmanırın bayıra, . Eğer seni sevseydim, Sevgin bana yarardı. “eş zaktan pek hoşlandım. Yakınlaştım haşlandım. Kapısının önünden, Geçerken ben taşlandım. Li Pencereden gülünce endi. Kbişim mda bükülünce, Ziya Vehbi Nasıl m.” — önümden yürü de beni ta- kip et!... a Tk, p — İnsan kocasından ayrılmamalıdır. — Söylemesi kolay, tramvaya binerken gel de ayrılma göreyim !.. ur Siz: Vur dedikse öldür deme- dik! Sözünün nereden geldiğini bilir misiniz?... Bir hıristiyan kadın, kocasının aksiliği, sertliği geçsin diye İsaya mum yakmış. Eve gelmiş, bir de bakmış, ki kocası ölmüş. — Vur dedikse öldür deme- dik!... demiş. — Burası güzel... Vit çatsak, — Halâ mı çatmaktan bahse- e diyorsun Papağan Bay Falan bir papağan aldı. Çok mai çabuk belli elbak iz okü üfrettiğini duydu. kiz yaşındaki oğlundan Hemen s€ şüphelendi. — Oğlum, dedi. Bu kuş küfre başladı. Muhakkak senden öğ“ renmiştir. Doğru söyle, kafes ya- nında hiç küfretti bii Sonra a ciddiyetle cevap verdi: — Evet haba, pe sabah biraz atıştık, re min ederi evvelâ o kurnaz bir e duy- ki kamyonun şoförün- den yedek lâstik almışım!... — iyi İnadı inad hu EA zengin Çok zengin bir Amerikalıya yolda bir otomobil parptı. yaralandı . Hemen hastaneye kaldırdılar. Kendine gelmeden ameliyat ma- sasına yatırdılar , o Ağır sonra içi rahat etti, Hemen neşte- rini aldı, malak masasına yak- laşi Yarali çırıl bali yatıyordu. Karnına şu cümleyi kurşunla döğ- kisin De apandisit ameliyatı yap- z. Üç kerre e > dilan Dürdüncü ameliyatin pi sını vermem!. ya — Sıcağın evsafı nedir? — Sıcakta cisimler uzar, s0- | ğukta ise bilâkis kısalır , — Misal? — Sı mevsimler: uzar, soğuk mevsimlerde kısalır. — Pı yaya geçelim. Bir maddede asid prussik olduğunu nasıl anlarsın? irine koklatırım. Eğer he- men en ölürse asid prussik var de- mektir!., — Dünya güneşin etrafında dö ner, sonra?... — Ne bileyim, peşinden koşup nereye gittiğine bakacak değilim ali Yağsız Garson çorbayı adamın üstüne döktü. Adam yerinden fırlayınca gar son: — Merak etmeyiniz, dedi, bi- zim çorba leke yapmaz... Yağsız- dır!. ESKİ AŞKA DöNÜŞ O herşeydi benim için; Bilmem yine bugün niçin?, İçimde bir özleyiş var Eski aşka dönmek için.. Anladım ki bütün hayat; -İlk aşktaki duyulan tat Bir peni Ne olursun tekrar yarat.. Yaşayalım o günleri, Benim için bir sen varsın, Göynüm için de sen varsın Bizim sesimizi ancak; Sen anlarsın sen duyarsın.. Bakışınla kalbimi del, Sevdan ile kalbimi çel Dönelim eski günlere Eski dost düşman olmaz gel.. R, Karaca