22 Kânunuevrel 1935 Deli mi, değil mi? Fransada heyecan uyan- dıran bir cinayet Bir adam karısını, kaynanasını, küçük oğlunu vabşiyane bir surette öldürdü Fransada Lil şehrinde eşi gö- rülmemiş bir aile faciası olmuş de caumes namı karısını, kündür. Fa ie e geçen bir ütü ile bu alete leimni vurdum. Bu ha- yalet, dört adım ötede rini, m filim ri yila böyle bir ili kanlılıkla nel en bası görmüş erhal ali aldığım bir gü- rek ile yılanın başına mütemadi- durdum. an, yüzümün sapsarı kesilmiş, ğramıştım. narında oturdum. | üstü Hil Beanmes tümün başımın kanlarla bulan- mış olduğunu hayretle gördüm, Bundan sonra kaçtı müstantiğ vicdan azabı bile göstermemiştir. hayatına mal olan bu aile faciası Fransada dehşetli bir heyecan ve tesir uyandırmıştır. Tokatta biniciliğe merak artıyor. Spor. sahasında Kms 1 vir er gün bi yer yapılmıştır. yerini gösteriyor. burada talimler apılıyor. AKŞAM pin akşam bir hikâye | Sahife $ Kaybolan bilet İ İzmitten sonra, en da m kalmışla enç ve yili Hafta- hık resimli Sin birini okuyor, göz ucile de lâkırdı ets: kadar iyi olacaktı. Sirin tren kalkalı beri hiç ağ- çmamış, genç kıza karşı b sokulganlık arzusu gösterme- mişti. Hiç böyle bir erkek ta- savvur edilebilir mi? Acaba kim- di? Düşünüyor, fakat bir hüküm veremiyordu. elikanlı onun bu üzüntüsü- nü tahmin ediyor, içinden keyif- bir kızdı. olur, daha çok ini celbederdi. — Af Geleli efendim. delikanlıdan yol vermesini rica dtmişti. el çantasından pudrasını çıkardı, yüzüne sürdü. Sonra, y düştü, F likanlı, hiç belli etmeden yerden aldı ve cebine attı. Sonra, gülerek — Tabii, İstanbula gidiyorsu- nuz, değil mi hanımefendi? dedi. Genç kız: — Maşallah, beyefendi dilsiz değilmiş! Demek için içinde bü- “ 2 v “ B g 5 m zaman, delikanlının yardımını da etti, Haydarpaşaya geliyorlardı. Genç İm e 2 itildi: — Beyefeni Biletimi bula- miyorum. belki hayretle sor- du: — Kayıp mı ettiniz efendim? — Galiba... Acaba gördünüz mü? — Ha Beraber aki eğildiler, oturdukları yerin arkasını masın diye ellerini sokup baktı- . Bunu yaparken elleri biribir- lerine sık sık dokundu. Genç kız gözleri yaşlı: imdi ne yapacağım? di- yordu. Yanımda para yok. İstas- yondan nasıl çıkacağım? Karşıla- mağa gelecek kimse de yok, Kim bilir ne kadar da vakit keybede- ceğim. Vapur kaçacak, Ah başı- ma gelenler! — Bu İm dar ba mi şey için üzülmeyiniz, hanm. di. Bilet parasını takdim e Genç kız minnettar bir bakış- İa teşekkür etti. Delikanlı cüz- danını a para vereceği sıra- dad kay- Para vermiyeceğim, hanıme- fendi, dedi. Orada uğraşacak- sınız, belki dediğiniz “ şel da kaçıracaksınız. Ben size ken- di biletimi vereyim, ni çıkı- nız. bilet alırım. şekkür ederim, Bilet pa- rasını size derhal takdim edece- ğim. Lütfen adresinizi verir mi- siniz? Delikanlı ismini söyledi ve ad- resini verdi, Sağ Ertesi günü, genç ressam Hüs- nü evden çıkmadı. kadaşının gelmesini güzel bi sak Ene hazırlamıştı Vakit geçiyor, genç kızdan eser görünmü; gr Hüsnü bekledikçe içinde büyü bir iztırap vücüt bulduğun Meal sediyordu. O kadar Mk ki güzel yol arkadaşının ezber- den resmini çizmeğe başladı. Gen çkız geç vakite doğru içe- ri lr zaman, ilk gözüne çar- ndisinin resmi oldu. Ke içine büyük bir memnuniyet doldu. — Aman ne güzel a di- ye ellerini Giy Demek ressam- sınız... Zaten evin emel belli. Her öde büyük bir zevk göze — Resminizi beğendiniz de- mek? Ben sizi gelmiyecek diye korktuğum için, resminize baka- rak onu seyretmek ve bu suret- ayalım isterseniz. le teselli bulmak is sö ilme ihtimal vers li mi? Paranızı getirmiyes cek miydim — Rica ederim, para meselesi hiç" umurumda bile değil... Posta ile ollarsınız, sizi tekrar göremem diye korkuyorum. — Halbuki ende o kadar lâ- kayt duruyordunuz ki... — İmkân var mı? güzel bir kadınla birlikte seya- hat edilir de... — Bunu şimdi farkediyorsu- nuz galiba... — Şimdi farketmedim. Fakat itiraf etmek için bu dakikayi beklemeyi münasip gördüm. Hem size ele bir şey daha söyliyeciz biletinizi de ben kullandım. Kahkahayı attı. — mii dedi. an lamıyacak kadar aptal eğilini , a — O halde.. e ağar esiri gel din diyeceksiniz, değil mi? Ben de sizin gibi düşünüyordum... Si- zi esir zevki için. kkür iri Şimdi ikinci şeyi söylemek için bana ce- saret vermiş oldunuz. — ir bana söylemeğe cesas ret edemediğiniz şey? — Size a diye hitap edebilir miyim? Genç kiz cevap yerine dudak- larını uzattı. Hikâyeci Cİ BIR OTOMOBİL PlU YA YİL li YA 4 EN istifade ediniz * İskender Fahreddin Tefrika No (Ni om vuşabilmek için, elini bir kaç ke- re bile a ikm Haydi, bana söz aliçelik tacını çabuk ae deeri Mikeri- nosu yarın akşam evine davet edeceksin.. değil mi? Güzel prenses, Keferini reddede- medi.. Dalgın ve mütereddit duru- yordu.. Süzgün gözlerini prense çevir. ip z beni her zaman himaye Söz ve- Mikerinosu yarın gece buraya davet aş il (itana). nın Ge Titana, kardeşinin md kurtulduğ, nden a, pren: aşkı da gittikçe Pl ys — kızı bir gün görmeden duramı yordu. Titana kardeşinden ayrılmıştı. Onok, kız kardeşinin Mikeri- . nosla temasını arzu el tmiyordu. Hatta o, kendisini Mikerinosün kurtardığına bile inanmamiştı. ai kanları mi gün, Onok eve döndüğü zama prens Mükerinnan da eve ir ni gör. O gün Si kardeşinin yüzüne: — Sen bir fahişe olmuşsun! Diye tükürerek evden çıkıp git- ti. Titana bu vaziyetten çok müte- essirdi. Fakat, Mikerinosu çok sevdiği iğ kardeşine bir şey söy- .. O gündenberi birbirle- yorlardı. Mikerinos, Titanayı şehir için- de oturan glam arından birinin evine <otürmüsiz Simdi saray. dan bu eve daha kolayca ve sık sık gidebiliyordu. Onok, mabutlar tarafından azat edildiği için, çarşıda çalışıyor, hayatını ticaret yolunda kazanı- yordu. Titanayı hatırladıkça; — O artık öldü. Onu unutmalı- Ki kendini teselli ediyor. du. Onok çok inatçı bir gençti. Ti- tanadan o kadar nefretetmişti ki.. nu sokakta bile görse, başını başka tarafa çevirip geçmeğe ve amağ etmişti. EM zavallı Titana, Mikeri- sa hâlâ göğsünü bile öptürmek- ten VE kiniye. kızlığını muhafaza- ya çalışıyordu. ağzına düşen , kuzular, arasında kendini değil miydi? O vakit ne olacaktı? Acaba prens Mikerinos bu gü- zel sevimli kızcağızı gene eskisi tm Bi di ati he nal E. Di sevecek miydi? Bunu Titana bilemezdi.. Tali- hinin kendisine açtığı bu göz ka- el yoldan yürümeğe mec- bur. Bu hayatın sonu nereye « varacağını bilmiyordu. tık göz- lerini kapamıştı.. Bir şey görme- den, bir şey düşünmeden yürüyor- du. Kim > prens Mikerinos bek ki günün birinde kendisile evle- nebilirdi! Fakat, bunun tahakkuk edebilmesi için, her şeyden önce Firavun Keüpsün ölmesi lâzım- dı. 7 Mikerinos o akşam Titanayı görmeğe geleceğini bildirdiği > de, vakit çok geçmişti Pre oktu. meydanda Mikerinosun uşağı Titanaya prensten bahsederken — Obu sular kararır- ken, arabasına bindi.. Yanına baş- ka bir muhafız aldı, beni savdı.. Nereye gittiğini bilmiyorum. Çok süslenmişti.. Bu gece buraya gele- | ceğini ummüyorum!i Diye Taki Tita dan bir ionnişlar a derhal bir tas su alarak, Vibe çıktı. Kumun üstüne dök- tü. O, ea, ve olacağı Mısırlı sihirbazlar: aha iyi anlardı. Yere gözünü işl Ay ışığı kun ların üstünde dalgalanıyordu. Ti- tana kendi kendine konuşuyordu? — Prense kadın var... Titana eline bir çöp parçası ala» rak n üstünde çaprazlama iki hat ani — Kalpleri birleşiyor... Fakat, vücutleri Kiyma, 0 Üç, işte vücutları birleşemiyecek. Oh, işte ben de bunu istiyordum. Titana kum üstü gördüğü su kabarcıklarına ve beliren çiz- ayrı ayrı mahalar vererek ayağa kalktı. Odasına çıkarak ka- pısinı kapağı yatağına girdi. kiran “simi