Memleket Haherleri || Gaziantepte örnek sütevi ve fidanlık Sütevi sütçülük sanatının ilerlemesine « —— çok yardım ediyor kında malümat istedim, Bana şu izahatı verdi: — Örn evinin tesisinde- ki bed ül sanatının iler- izmetti kahvaltılık tereyağı, yoğurt imal ediliyor, nelerine pastörize edilmiş süt Halktan her müracaat edene süt mamu- lâtının nasıl hazırlandığını öğ- retmeğe çalışılıyor. ek süt evi açılmazdan ev- vel burada Mersinden gelen ve İrne peyniri namı altında sa- tılan beyaz salamura peynirinin kilosu 125 kuruşa verilmekte si bugün bunlardan çok dahi fis mahalli sütlerden nlar laz piyasaya çıkmış ve bun- kırk kuruşa satılması te- ven m olunmuş EN imal eden MK aieelkie açılması nümune süthanesinin örneklik ödevini yaptığına delâlet eder, Süt evinden başka bir de ör. geçen sene iğ & on dl bi- ne yakın muhtelif fidan vermiş- tir. Bu yılda aş vasız ağaç fidanı olmak üzere on sekiz bin fidan pili my Bu fidanlar daimi ncüm: enin imei otuz beş binden fazla f1s- kalemi o gönderilmiştir. Bu s. kırk bin kalem verebile- cek vaziyete gelmiştir. Fıstık ağaçları birkaç senedir az mahsul veriyor. Muhtelif zirai mahsulât yetiş- tiren vilâyetimiz bu sene bakan- lıkça pi ımtakasına ithal arza Br e Mİ in sl m yapılmış ve alınan sonuç bakan- “e bildirilmiştir. 'amuk ei çifçi pek he- ıh meyva ve mey- Su baskınından sonra Ürfanın iki yerinde eski eserler bulundu U gün e sellei duktan sonra Halepli bahçe ci- varında milâdın il asrında id mabe n şarkında Bam- ya suyu mevkiinde geniş bir sa- hayi tutan mozayikler meydana çıkmıştır, Her iki yerde kazılma yapıldı- ymetli eserle- muhakkaktır. Bunun için lâzım gelen müracaatlar ya- pılmiştır. Samsun fırıncıları Aralarında birlik bozuldu, serbest çalışıyorlar Sam n (Akşa: m) — Bir kaç diki bir ele halinde ça- lışmakta olan Samsun fırıncıları, ve Li ildeki ve best çalışm. aşlamışlardır. Köle Enik birlik halinde çalışmağa başlarken, pişirme mas- raflarını azaltmak, lüzumsuz re- kabetin enüne geçmek işe başladiklarin işa lerdi. Ekmek ime Samsun halkı birliğin in iyi ekmek ai ümid ediyor- Sg e evvelce işleyen 47 fırın leten birlik 33000 ve bir ikiz ekmek ihtiyacını temin edebilmek için, günde bir kaç defa fırm yakmağa ve itina edilmediği için iyi pişmemiş ek- mek çıkarmağa başladı. Bu vaziyet halkın şikâyetini mucip oluyordu. Belediye bu du- bir ——— iyi ei en göüldr di. Samsun halkı mek meli isi Urfada gece okulu Urfa (Akşam) Halke- vi dershaneler kolu iki sınıflı bir arar vermiş- tir. Okumağa ay başından ve ren başlanıla: il Ayrıca e Dü tetkikleri Ikindi, asır “ Ikindi, ikindiy, ve “asır,, sözlerinin etimoloji, ba morfoloji, fone İKİNDİ Kelimenin etimolojik şekli şü- (0) ©) 4) in Tin le (1) ik: Köktür; sey e nun wödüğim ifade eder. Güneş, öğ ley). de yük ifa sıcaklığının en bü şin sıcaklığı, öğleye nazaran mu- tedil olur, ılık olur. 2) İn: Sıcaklık anlamının bi- tişiğindeki sahayı ve sıcaklığın o sahaya yayılmış olduğunu göste- rir (terin, cildin haricine çıkması, taşması gibi). zahattan şu anlaşılmak lâ- zımdır ki, sıcaklık anlamı, ken- di egosunda düşünüldüğü vekit, meal tesiri fazla olur; sıcak- efhumunun içinde bulundu- ğu ke kenarlarını açalım, etra- na dağılsın, taşsın; o zaman si- efhumu kesafetini kay- bedecek, tesiri azalacak. İşte «ikind (t) iş .td- ye böyle düşünülmelidir. (3) İd: (.* d-t), ektir. Yapıcı lık, yeli işe anlamına işaret güneşin, keskin sıcaklığını, (. * Giri ahasına ya- yarak ılık yapmış olduğunu müs- pet olarak bildirir. (4) iğ: (.* g) eki, kendinden önceki e rem ar, ta- yin Kr. sözündeki t) âmilinin yaptığı ameli- a geri a id ei iğ - iki liği yi sıcaklığının ii ik olmuş olduğu vaziyet. Buna «gün ene derler: (Yılı- mak): «ılınmak, ılık olmak» de- mektir. (1) Not: 1 — Türk, daha iptidailik devirlerinde bu tabii hâl ve vazi- yeti duymuş ve onun adını da böy- Tece koymuştur. Kelimenin ei ve ikindiy) şekilleri vardır. (8 Yy). Not: 2 indiy) de, artık kullanılır. (2 in, Çanakkalede de verâ'ya (siri 2 Kânünuevvel 19 ımından anali : diyorlar, «ikin», «öğün (£ mek)» Bk «ağın» |4), «akan» (51 sözleri | ep, «taşan, seyelân eden, akan manalarınadır. » manasına olan (& kıntı) (6) sözü — ei ikin | di) sözünün her i birdir. Bk rincisinden «su» e ılıyorsâ ikincisinden de «güneşin şuağla&* rı» anlaşılır. a j (ikindiğ) gi) Yi kelime j rinin etimolojik bakımdan £ <E indi (ik *in * id tiğ) | : (ağ tis Ni Her iki "kelimede kökler (ğe, ağ), güneşin sıcaklığı anlamıni ö i ehfum, kem Gi e n) cide, oldukça Ct iy sir) a yanaştırmak için, keli yi son ekle, y (iğ) ile, bağla" adan önce ona (. * |) eki vas” tasiyle bir uzaklık anlamı katmak lâzımdır kine il * ey > ikindiley) v9 a sözleri kurulmuf olu Si şim (asr) telâffuzU! ile arapçada «il kti» ne de nildiği gibi ser ve «gece ye de denir. (7 Not: — (Asır) kelimesinin kö kü olan (ağ) zaman ve mesaf€ manasına alınınca, (. * s) ekini” ie geniş bir sahaya ia e (. t r) ekinin de temerküz la ifade etmelerine ei (Asır) oldukça uzun bir zi devresi demek olur ki asrın 28 man anlamı da bu yolda izah © dilmiş olur. (17 Radlof. İM. çAltay, Küerik Mil İyiye iii 121 Kigati «Osma5” | lehçesi; 1) Taki Sula Sey | rani; Elferecü Bâd - eş - Şidde Terc mesi, (31 Ka amus Tercümesi 14) Karayim Metinleri (5) Kamusu Türki 161 Y Türki liyorsunuz. nek fidanlığı yapılmıştır. Fidan- yö dır. fransızca kursu Kala Ankara, Afyon, Çarşamba, Sam- (7) Kamus Tercümesi, va - — aşk oyununu pek cazip gösteren | rine birçok kurbanlar serdiğime | bir şaka gibi dudaklarında dele” bir his bende hiç yoktur. İnsan- | katiyen ihtimal vermiyorum. Vic- | şan o hafif tebessüm gene göri Ap K I N İ L V E Ss I da bazan bir heves kai izzeti danım gayet rahattır. Birçok | dü. Biraz sükütten sonra, * | nefis meselesi neticesini irih- | kadın tanıdım. İçlerinden bazıla- | dum: Uygaç ğ e tiras tutuşur, inad inin ını seviyo! tim. a çi Ki neden böyle ei inleyiniz... Siz çok — İyi bir sileden Imak, çok eden kadınlar iri sonra onları hiç sevmemiş oldu- | sunuz ME güzel yili söyleyebi- | parası bulunmak, biraz serbes ele geçirmek istenir.: Bende böy- | #umun farkına vardım. İşte bu- iy Size gerçekten hay- dı törle karşılaşmışım gibi bir hisse dı, ğım oluyor. şey. ikimizin de 7 Si eee gerçekten şılac e bir tesadüftür, — - Hah, — enal taarruza ayt davranmak. r zaman kâfi ge- lir manik mısınız? — Her halde, kadın kalbi de- nilen dünyaya dalmak için bun- ların kâfi geleceğine eminim. — Ey, bu tanıdığınız kadınlar- dan çoğunu sevdiniz mi? vmek hayır. Na- AE bazı insanlar çiçekleri, sever- lerse ben de kadınları severim öyle. Onları dikmek, okşamak, bu emek mukabilinde onların ko- gir almak ve hoşuma miti, ir kad ihtimalki en i eri bir kokudan ibaret oldu- una içimde at vardı, M mafih, kalbimde duyduğum his- aklıma i. Size başka bir şey da- ha söyleyim. Başka adamlara rafa gittim. Açılan ami dün- yada o kadar çok ki... : O, anlaşılmaz bir tebessümle hafifçe güldü. Elini duvardaki kadın resimlerine doğru kaldır- dı, sonra bir çerçeveyi İşaret etti: — Meselâ, şu kadın? dedi. Ben de gözümü o tarafa çevir- di sakin cevap kğ o da, daha siyam bir ğa da — gibi ol — Siz, iç imi hissettiğiniz bir günde Don Juan gibi söz söy- lüyorsunuz. — Yok! Bu alayınız beni ya- ralamıyor. Çünkü yolumun üze- nun yu ki kendilerinden si- şesiz, keyifsiz bir surette balacdabil araz. Kıymetsiz hatıralardan, sevilen anlardan, kuşlardan bahseder 1. gibi... Bu dünyada gaye birçok ihti- sas duymaktır. Bunlar sonra hep biribirlerine - karışıyorlarsa, ne zarar? İhtisas insanın ta ruhuna ar iner, onun içine girmez: etrafıni sarar. Bundan do- layı daha lâtif gelir. İnsana azap vermeden bir nevi oşluk te- » Bazı o kadar kuvvetli vardır ki âdeta bir lez- var zannı İşte ihti- sas > e Bu bir e kudur ki size der, min € perte hunu ve «derd bir hiz gibi sizi müteheyyiç eder. Bazan aci bir a bazan is e t bırakmıyordu. raha mi çeri wa cevap verdi: — Ben mi? Bilmem. — Yoksa biraz evvelki cümle yi tekrar mı edeceksiniz? — Bir aktörsünüz, mü di ğim? Evet, belki de öyle. kat bir komedi, oynamasını £ yet iyi bilen biri için hayat mektir. de di ipi ifadesi 5 Kü mi önün! ol lyani Hnisl işaret £ ederek — Bana bir cigara verin dedi. Yüzü ateş gibi kırm lunabilirdi. Fakat eli, ilk im sanan otel odasında öptüğüm 2: gibi sakindi, yi a benim e bir