Sahife 8 AKŞAM 16 Teşrinievvel 1935 , Tefrika No. 154 pr : — > Hava tehlikesi (rg Haftada iki defa TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR | yeniden üye yazı gez İ bir hikâye (Bir Fransız hikâyesi) - “ isimleri vardı, bir | bir vü satın almadı. Sonra ter | I İ A) — Hava tehlike. | yerden bulabilmek ümidi. Düşün- | ziye uğradı. Orada da ancak bir düm, düşündüm. Bir dosttan | iki dakika kaldı. Daha başks İSKENDER OFAHREDDİN Akay: ( Alnımda hiç bir: leke yok!) dedi ve yere iğilerek, Çagatayın dizini öptü. Oktay, Dağların kızı ile e kardeşini ni barıştırmıştı — aleni bulduramadım. Ne- reye kaçtıkları belli değil. Çagatay kime ile nasıl | arıştı? Akay, ile yın Karakuruma Mile sd Kayi açıldı.. Akay içeriye girdi. o dakikada Mogol karısını güler pi at Yy» rayından kaçmağa &yeltenmişti. BE yüzle karşılamıştı. mi Oktay, kardeşinin ne kada: emişi. Çagaiay'de Üygür sert erkek olduğunu bildiği için, derhal ikisinin arasını buldu. m getmeyi aklından. geçi önce e dönerek: miştir, işi e — Onu affet! mono - Ala ii e geçtiği ini bir kadı halde, Çagatayın kendisini aratma» z i A En iyi masına şaşıyordu. Nihayet bir ge- bilir. Bi kule o ce iki kardeş yemek yerken, Ok- Uygur yi üzme > PA id, | Pilmez. ihtiyar vezirim bile Aka ii a ye yın buraya senin tarafından gön- derildiğini sanıyor, ni Sonra bir den başını Akaya çe- bahsediyor- sirdi sun? O çoktan beri eydanda — Haydi, sen de kocanın önün- yoktur. Üç Baluk civarındaki o! De cl p de eğil ve dizini öp! Bu memle- kete bir tutsak olarak geldiğini a onu vahşi hayvanlar parala- e bugün koskoca bir ülkeyi ken- di buyruğu altında tul ir Mo- ktm gözleri tatlı tatlı gü- Sol pi İm lim ordu: unutma! Senin gibi bir kadın, — Ben sana söyl ri pa hane Ölİgime ilmin bumyaizek ra karısı olduğu için, ne di, kadar övünse yeridir! Akay, Oktayın yanında Çaga- kekik Kğ ri ummuyo! ağ il ei lk . Hanın sözlerine boyun eğe NE Çagatayın önünde a çöktü ve alnını üç kere kocasının aya- ğına götürdü: Alnımda, sizin minesi be küçük düşürecek bir leke yoktur. En gi Gelen, Size - | danışmadan uruma gek mektir. ez yaaa bir ke re de, on kerede yanılabilirler. Diyerek kocasından af diledi. Çagatayın hayreti arttı: ylüyorsun? D. mr > şimdi yaşıyor, öyle mi? kapıda duran muhafızına seslendi: ayı çabuk buraya getirin! y kulaklarına inanamı- sandığı karısının yaşadığını du- yunca sevindi: e > niçin kaçtığı- bu sözleri söylerken, zünün ucile Oktay Hanın yüzü- ne an fırsatını da kaçırma — Uy nı söylem — ın ii ne dediğini unuttum. Galiba Karakurumu öz- lemiş. “iki irem kızının bakış- — Bana hi ç iç bir zaman bundan | Jarındaki anayı anlıyamadı. bahsetmemiş ri Karakurumda | ç at, e yanında: «Bu Akayı çeken ne olabilir ki, o bu- or. rasını olsun?! 5 kalbini okumağa ti bi İçine bir şüphe girdi.. Kendi ken- edi, sikik karım (Muka, a)| dine düşündü: Acaba Akay kar- nın yüreğindeki esrarı öğrenir- deşini aldatıyor aydı? pa Bunu Çagataydan “iy olarak öyle sanıyorum ki, Mu- sormağa ve abm ka, Lavin arasında en temiz Gayntayı Lisp si dl p ye si ve seni en çok seveni- yı le yn kolunu e ek tutarak gm otu Oktay dişlerini gıcırdatarak ba- zg Karal a 2alliği. şını salladı: yi mi ayin mı? yum. Fakat, beni arat madığınız için, size görünm cesaret edemedim öyle sanırsın amma, ha- di tersini gösterdi. Muka yanım- dan kaçalı bir z geçti, — Tuhaf şey. Ben, yalnız bu felâket Sedliğ e eldi sa- 7 we bi ei a nıyordum. Demek, çok temiz yü- rekli adm Muka da aklını oynatmış! — Yalmz aklını oynatsa tasa- lanmazdım, Kalbini de başkasına kaptırdı. — On ? Başka birini mi sevi- | Keti teslim etmekte tereddüd et yordu taz i ii iyiliğimi gören bir mu- haf zabiti ile birlikte kaçtılar. — Ne eee a karde arlarını mi Senin karına göz diken bu | mağa muvaffak olsaydım, Ak ies zekat gebert- | bir ordi ayi sini bilen e e e Hasan ve bazli Yumukoğl Bms 20, Osman ve ri Abdioğlu 20, 9556 Hasan Ya- buzoğlu Denizli 20, 7 Mehmed Mustafa Kaptanz: talya 60, 9558 Bi naroğlu Kızılca K, tecimer Radyo 16 İri ye A çarşamba İstanbul, ns musikisi, 18,30 Şe- zi bni sim konser, Dirije: konuşuyor; di ya so iğöe ilkteşrin geni in s, İsta u konserinin deva- nel nüfus sayımı tanbul belediyesi Süreyya, 20,20 Son ha İL 20,30 ir caz Gİ ak 22 Pyan 23, 30 kestrası, 24 Duyumla; Varşova, 19,45 Göüy Alpar, R. Tan- ber yin, 20, e Spor ei 21 Kon: 22 Şop. rim 23 Dans orkestrası ür Daya yumlar, 17 Teşrinievvel perşembe ve Bai N yk 250 inci doğum a tile pe - Hayatı ve DE ME il, onsertosu: w Vahit, D - Ri onserto- su: e profesör Ferdi Ştatser, ie kat: Ali Sezgin kuvarteti, kotinü 21, & ie konseri, piyano ve - Mozar s0- matla 23, 40 caz, 24, 15 çıgan orkes- duyumlar, 19,5 30 10 çak 0 30 plâk 20. 50 ki ons: peki M2 — 35 şar — bi gm konseri, 23,35 pi it itikadını dahil olmayan eketler: Seneliği “300, al al 1900, üç aylığı ruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek Tizimdi Receb 17 — e Ek 164 5 İmsak Güneş atm E 10S M4 ri im DE 1 Ve 434 6,18 12,00 15.04 17,29 1901 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk Sok. bir fayda görmek ümidile ona baş vurdum. O bana para yerine şu nasihati verdi: — Sen git mösyö Aubigne ile görüş. O kibar âleminde hususi polis hafiyeliği ile meşhurdur. yanında münasip bir iş bulabilirsin. O tarihte hemen her mesleğe girmiş çıkmış olmakla beraber, hususi polis hafiyeliği hiç hoşu- ma gitmiyordu. Eğer başka bir olsa iz ki onu tercih orilie Fakat açlıktan ölmek da tehlikesi (karşısında tecrübe etmek mecburiyetinde kaldım. Gidip mösyö Aubignâyi bul dum. Maksadımı anlattım. vap vökelin evvel benimle öte- den e görüştü. Sonra: im işime gelirsiniz, dedi. ı arkadaşlar bu gibi işlerde eski mütekait polis memurlarını kullanmayı tercih ederler. Fakat ben daha ziyade sizin gibi genç, zeki, vi kimseleri - daha iyi bulurus Ufak bir tecrübeden sonra a ii alışırsınız. ve muvaffak olursunuz. Mösyö Aubi in müşterileri arasında âdeta deli denilebile- cek bir takım meraklılar vardı. Meselâ bir mösyö Hallers vardı endi ir hususi polis hafiyesi tarafından nezaret altına aldırıyordu. Bir gün evvel ığına dair hafiyenin ver- iç © isini getirerek rahat ederdi, Korkus Be gereği v8 r markiz var- dı le zielelii erkeklerle mü- nasebette bulunmasın diye yir- mi senedenberi nezaret altında tutturuyordu. Kadın altmış yaşı- na girdiği halde bu nezaret de- vam. ediyordu. İşte böyle bir iki iş ile mi gul olduktan ve kâfi rerek mesleğin > vü kuf peyda ettikten sonra, mösyü Aubign& bana Geği bir vazife tevdi etti. Jolant isminde biri im- zasız bir mektup almıştı. Bunda uma ettim. Ben de oraya gittim Jolant genç, güzel, çok kadındı. Yanında kocasından başka bir delikanlı a adamı da, bu e de gayet sempatik buldum, ttikçe omesleği: ve ları (seyret âdeta nefret eder gibi bir his du- im Cum ü madamı takip et- meğe başlıyacak Evlerinin yakınında bir tarafa iliştim, bek- ledim. ii yemeğinden biraz ü çıktı. Büyül taraflarda da dolaştıysa da mak“ sad, icap ederse, o gün falan falan yerlere gitmiş olduğunu söy“ liyerek üzerinden şpi 3 3 gi n © ım. keyfederken, laştım durdum. Bu işin hiç te tatlı bir meşguliyet olmadığın! size temin ederim, g 8 » g z N z gz 5 & çi 3 3 3 a bilir Derhal başına kim e Genç eler» Şüktiyike ak: adam, dedim. Büyük bir tehlike içindesiniz. Kocanız, sizi p ettiriyor, — Kocam beni takip mi ettiri . yor? Kime? i — Bana! anlattım. İmzasız ususi polis be ida m e gi g 6 kendim ğa karar verdiğimi söyledim ona, Sonra: — yi dedim, siz bu akşam za bugünü nasıl ge girdiğinizi öeskenz a anlatıznı da ben di orum! ona e yazayım, kr birin, tutsun, ir yalan cağ ettik. Mösyö, ntnın artık hiç bir şüphesi kalmıyacağı m ıhakkal tı. Genç ci ek is“ tediğini haber verdi. Ziyaretçiyi küçük salona aldım .Bu . Halinde bir sıkılma eseri iL — Size bir iş tevdi etmek isti- yorum, MA — İş — ii Bir takip işi. . Yani... Madam Jolanti e ii Salı günleri evden çıktıktan sonra nereye gi“ diyor. i Vgm ni mi? et. Çünkü siz biraz evvel za, bir mektuptan bahsettiniz. ül meselesini aydınlat* mak lâzım geliyor. Çünkü ben kendisini haftada bir defal, wi nız cuma günleri görüyorum. Salt günleri ne oluyor? Hihâyeci 7 AKBA magma po ire gazeti ika meliiei yila ie ve ray ucuz olaral KBA mi selerin. inde &