ii gd 3 j derken: j yele A . AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 555 İrade ile evlenip boşananlar - Abdül- hamid devrinde donanmanın hali Abdülhamidin evlenme ve bo- şanma hadiselerine müdahale me gren İstanbulda daha | eler RA olmuştur. , nın oğlu E .. RR Beşiktaş liktir Hu > san paşa davetlilerder!... paşa- nın haremi . düğüne gi- Gnce m dekolte- ) Diye arzetti; bulun * üzerine Abdülhami paşayı saraya çağır haremini . boşama- cariye de verdi; kendisini ... ye memur etti Pralin iradesine in eğe rek evvelâ ayrılan karı, koca bir kaç ay sonra kendi kendilikleri- ne tekrar birleştiler. . paşanın haremini sevdiğini El Abdülhamid bu defa bir şey demedi. Süleyman boşattır- id Esma sultanın oğ- lu Alâeddin beye de 'k sevdi- gi Haremini boşatmış, Alâeddin bey bu yüzden delirmiştir. aya takdim ettiği «cünbüş mın makbule geçtiğini bildirdik- ten sonra: (Geçende ı Adana ve Bağdad le deriz için Âli paşa ile mem vadinde de bu- lunmı Ali | paşa sarayda olup biteni muntazaman haber alırdı. Bir gün Abdülâziz Âli paşayi çağırtarak donanmaya daha iki zırhlı ilâvesi fikrinde olduğunu arzusunun masrafsızca husule ge- lebileceğini anlatmıştı: il I i nin Tersaneye naklini irade bu- yurursanız hem maksadı şahane- leri hasıl olur, hem devlet âtiye ait bazı mahzur ve mazarratlardan kurtulur! Abdülâziz bu fikri beğenmiş, mesele muhabereye dökülmüş, İs- S ... paşanın Sülük kini eyl ileri getirmek için tica- nbarpH...b şarı Si fendi - paşi Arada , düzen olmadı. Mısıra gönderilmişti. (Âsarı Tev- H... bey evvelce bulun e- | fik) zırhlısı bunlardandır. teşebbüslerde bulundu. Bunu ha- ber alan 5S... paşa işi bozdu, Bu- na fena halde canı sıkılan H z bindirilerek nefye gönderildi. Bun- be; - dan sonra nişan çıkma: Böyle a feci, bazan gülünç en nam ve : âkibetler arasında İstanbulda bo- şanıp irade ile yn e ği yahut iftirak ve talâk gürül- : Hüznü işaa etmeği İ ve me- etçe terfi, nişanlarla taltif “edilmeğe âlet edenler bile görük © müştür! Donanma ne halde? pm millet hazinesinden emli masraflar ihtiyarile Av- t in hatırı sayılır bir donanma vücuda getirmeğe muvaffak ol- ti muştu. Onda bu donanma me- i ki Al “ n başka işler için bile “bu mekik istifade yollarını bu- “lurd u, Mısır Hidivi İsmail pasa Hidi- iyet fermanında mezuniyeti ok Fransız tezgâhları; ısmarlamıştı. ; İsmai ail paşanın gittikçe genişli- yen emelleri ise Âli m. gö zünd gını da bilmez değildi. Adana ve Bağdad vilâyetlerini de ele geçirmek ar- mail paşa imparatoru Vilhelm donanma teşkil etmesinden güçtür. Çünkü bir devlet lüzum görünce donanma alabilir; fakat bu İonan- masının ia bir canlandığı gö- rülürdü. zamanlarda bir Çengel Bb Tahir m. ret ve hi e sl dim rn yaz- a de > e ha- ve ederek, baz eri dinliyerek rafa kuvvetini mem aded ve harp kıymeti itibarile Avrupada ikinci dereceye çıkarabilmişti, 1243 de alınmışsa da Osmanlı sa- hillerinde vapur işlemesi 1260 da başlamıştı. şam Ki karşılıklı iki tarafına çıkarır, İstinyeye kadar gider, ora- da geceyi geçirir, ertesi sabah kalkarak gene iki taraflı yolcuları alıp Köprüye gelirdi. (Fevaidi Osmaniye) Mısırlı Mu; tafa paşa ile ermeni zenginlerinden Boğos beyin ida resi ve Abdülmecidin damadı Mı- ve Reşi nın ı ile teşekkül eden (Şirketi Hayri- e) ye verilmiş, Boğaza işleyen iki ecnebi gemisi seferden mene- dilmişti. (Fevaidi Osmaniye)nin vapurla- lerinde gemilerin adedi yirmi be- şi bulmuştu Yalı köşkünde bu gemiler için bir tamifek Bilpikaği Mile ol (darei maahisusa) işlerinin ida- rol oynıyan vekili olmuştu. ie di mer butiyeti muhafaza olunan Idarci muhsusa bir ara Abdülâzizin is- mine izafetle (İdarei mahsusai Aziziye) ve (idareci Aziziye )di- ye de anılmıştı. İdarei mahsusanın Kalem v hesap işleri evvelce Fransızca ce- reyan ederken 1281 den itibaren Ti ahvil olu: idarenin birkaç defa bir şirket haline ifrağına teşebbüs olunmuş idiyse de bu teşebbüslere sonuç (Arkası var) (1) Adülhahad Nuri: Sayrisefain tarihçesi. Merakla beklediğiniz Faydalı bir kitap verilememişti. » İ Şimdiye kadar bizde gö- rülmemiş nefasette yeni bir eser-232 sahife, 280 “ resim, ayrıca renkli 8 levha ve 4 tablo Bu kitap o <AKŞAM: Faydalı. Neşriyatsındadır. SELÂMİ İZZET TiYATRO SANATI Her kitapçıda bulunur | Fiatı » 75 kuruş © mışlı. paz Yakında çıkıyor Rİ — 15 Eylül 1935 i Tefrika Mo. 30 Arkadaş Karısı Yazanı Seldmi Kayacan Ücünel Bilik aldı, birini açtı, Buda çuncu um ie ve va le Fa Birinci kısım Salihin metresi olduğ çü — Bütün kabahat benim — Saçmalama. Senden bir ri- gam var, Yarın gece iftiralara kulak asan insanlar de- giliz. bir gün daha kalmasi lâzım geliyordu. Tereddüd etti. ehmed Ali anladi: — İstemiyorsan sıkılma, git, — Hayır. — Öyle, Fatmanın hatırı için bunu yapalım... Bir gün.daha kal- manda senin içinmahzur var mı? — Yok. Yemek zamanı gelmişti. Fatma sofrada bekliyordi — Ona bir şey söyleme, şüphe- I . Yine odasına girdi, Fatma | “ usulca İN vi avucuna bir kâğıt Peki amma ya ele geçecek olur- sa!... Biçare Salih eğildi, kâğıdı aldı, Fatma düşündü: yor. Tatli tatli konuştu. Salihin bir gün daha ğını öğrendi. | 'radan kalktıktan: sonra — lihin kâğıdı okumadan gördü ve başka bir çare Buda, Salihe bir aralık fisladı: — Bu gece odana geleceğim... İmzasız pim Mehmed' Ali- nin canını sıkm Acaba bu rr evdeki adam- larının dedi kodularmdan ibaret değil mi Acaba bildikleri bir şey m Salik ei ela, karısının hal ve tavında bir değişiklik olup olmadığını gözlerinin önüne ge- tirmeğe ÇE Sonra vazg; ülyi ile İnanacak mıy- dı? ille budalalıktı. Ya inan mak?... 3 nmak sersemlik ol- Mehmed Alinin içine kurt düş- müştü. —6— Salih Kaçar yalnız kalmak- ed Ali ile Fat- madan BEM sonra sokağa çıktı. Ayağını toprağa basar basmaz bir karanlık. gece, dün geceki seyranını aklına getirdi. ütün gün iztirap içinde kıvran: Şimdi de, gece serinliğin- de, karanlıkta, vicdanının sızla- dığını duyuyordu. Nihayet ağlamağa başladı. İnsanı göz yaşı kadar hiç bir şey teselli edemez. ir saat kadar göz yaşlarıni dökerek dolaştıktan sonra eve gir- di, odasına çıktı, kapısını kile ledi, yattı. O gece uyudu. Ertesi sabah kalktığı zaman Mehmed Ali gitmişti. Mehmed Ali yolda. posta mü- w : Kas — Bir iki mekt maz mi Seliir; Ma böyle bir şey anasi atma!.. ir imkân yoktu... Amma al ziy: Kâğıdı parçaladı, attı. Fakat ia eni ekin tar lalarına g; inanmak, ka olmak i ez an delil ayağı na geldi Haksız yere tevkif edilip, Mehr med Alinin yardımı kurtulan adam yanma s0 sok özür diyerek bir şey söylemek istiyorum. le ne var? — Kolay değil. Canınızı sık cağım, Karım, herkesin işine bur» " nu sokmamam h etti. Fakat dayanamıyorum 1s borcu bu. Söylemeliyim, — Çekinmeden Siz iyi, namuslu, dürüst bir insansınız. Karınız için bazı şey” ler söylüyorlar. undan sonra ne gitse, önü- ne kim çıksa, hangi mektubu aç kötü insanlar pek çoktur, Kimden duydun sen? — Ben kimseyi suçlu etmek is- Bunu söyledimse... — Bir yerden duydun demektir. —Dün sabah evinizde işittim. — Kimden? — Heri sapan el öeii Bunu geç. — Esaslı e e amma, ikisini müşlar.. Birgün hizmetciniz Mery ryemi ar kadaşınız öperken görmüş te kızı kıskançlığından az kalsın kova lan, iftira, dedi Mehmed e vi yürüdü Görmü İşte bu söz mühimdi, İşte me- sele meydana çıkıyordu. Görmüşler! Neyi, kimi görmüşlerdi? Hayır, gene de inanmak istemi- İftiranın hududu yoktur. Söğlnüe istiyen ağzma geleni Me Her söylenene kulak asıl- alel, bütün bunlar ya- du. Sakin düşündü, içini çekti: sonrada fena kar- şılanacağını da geri va Sonra da bir gönül dilencisi mertebe: ne sikişin mii Sabak olüp kocası gidince gi- slendi, ya baktı. Kendini beğendi ve Salihin oda- sına. indiz önledi. — Bana ne söylemek istiyorsu- nuz? — Hiç amma istiyorum, Benn. seninsem sende benimsin — Olin size bu sözü tek- rarlamayın. Kalbimin var hızile size lânet ediyorum,