© AKŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika.No. 553 Halil Rifat paşanın son gürleri, oğlunun köprü üzerinde öldürülmesi Gani beyin itlâfı üzerine Ca- vid > Üç medhali yokken ora- da, b — ela biz adamı böyle ya- rız! “Die yaa bulunur; bu fakat iş bununla kalmaz. Arnavutlukta Gani beyin katlinde da Cavid beye karşı husumet umu- mileşir. sia İlam yi, Duka- kin kan (kana kan!) Me istanbulda tatbik olunur! 1899) koşuşup üstüne atılan po- lislere hiç mukavemette bulunmıya. | rak teslim olur, Hacı Mustafanın bu kolayca teslimiyeti tabii kendisini hima- ye edecekler bulunacağına emni- yetinden ileri gelmişti. u kanaatında aldanmamıştı, Vakanın verdiği dehşet ve kor- ku içinde Cavid beyin dayısı şü- zayi devlet âzasından Niyazi bey, konakta Cavid beye ait ne kadar e bulduysa hepsini yakıver- eril beyin yeğeni bay Fuad Simavi tarafından eN verilen ö bey ba- kaları vesikalarla yazmakta idi; vefatı üzerine bu evraktan im- ha edilmiyenler de kaybolmuştur. ri Cavid beyin kardeşi Ah- med bey Georges Verdöne müs- tear namı ve La veritö sur la gues- tion macedonienne ünvanı altın- da Cavid beyin iki lâyihasile Ha- lil Rıfat paşanın Makedon; fuz. ve kudret yarışında göre değişmiştir. yet mahkemesine verildi. mına hükmetti, mid idam cezasının tatbikine ta- raftar değild Otuz üç rai oğlunun zi- ya acısile bittabi dagdar olan Halil Rıfat paşa katilin kanuni cezasını görmesi tesellisinden de mahrum kalacağını anlayınca te- essürü bir kat daha artmıştı. hal ile birkaç gün Babiâli- ye gitmedi, Abdülhamid Babıâli- ye devam etmesini irade etti. Ha- HI Rıfat paşa yemiyor, uyuyamiı- yordu. Gelen mebeyii adamlarına: — Halim yok, beni af buyur- unlar! “Di ye cevap veriyordu. Halil Rıfat paşa idam cezas nın tatbikinde ısrar edince ken- disini bu fikirden vazgeçirmek için Abdülhamid evvelâ adliye na- zırı Abdürrahman paşayı gön- derdi. Sonra Taphane müşiri Ze- ki paşa da irade ile gelerek: — İdam için ısrar etmeyiniz. Çocuklarınız var. Arnavutlar son- e a İt leri Diye Arnavutlukta cari Duka- kin kanununun Osmanlı paytah- tında tatbikinin önüne geçmeğe hükümetin ve padişahın mukte- dir olamıyacağını anlatmağa ça- lıştı, Zeki paşa Rıfat paşayı ikna için üç defa gelip gitti. Halil Rıfat paşa memuriyetin- den affını niyaz ediyordu. Son defa gelişinde Zeki paşa Abdül- hamidden: — bei hatırım için ısrar et- m ona emniyetim var- dır! Piran getirdi. mesin her türlü ısrarın boş ol- duğunu, padişahın etrafını sar- ış arnavutlardan nefsen korktu- oğlunun katilinin usunda nüfuzunu yürüte- Miyecağine kani olan Halil Rifat paşa da işin ilerisine gitmedi; hazım ve sükütu ihtiyar eyleme- gi tercih etti. Hacı Mustafa idamdan affo- uymazdı. Padişahın arnavutlar hakkında tuttuğu siyasete bir Ca- vid bey feda edilmez olur muy- du! Bunun için idi ki katil kı- m ve tevekkül ile ği örtmeğe mecbur kalmıştı din Halil Rıfat paşaya Cavid beyin diyeti olmak üzere (16000) on altı bin altın verdiğini yazmış- Halil Rıfat paşa bu felâketten sonra ömrünün sonuna ve hasta- lıktan mecalsiz kalıncaya kadar her türlü zahmetlere katlanarak, iki sene kadar daha vazifesine devam etti, Vücudunda (iktidar (o bulun- ça (Oo Babiâliye O gel ek padişahın efkâ d ından ir 1 Hacı ağanın e girmiş ol- duğu halde vükelâ meclisine gel- mek gayretini bile gösterdi. Padişahlar bendelerine sıhhat ve âfiyette bulundukça meyil gös. terirler, yaşamıyacaklarini anla- dıkları anda nazarları değişir! Halil Rıfat ve bü acıyı da nefsinde tecrübe - Dahiliye nazırı Mi duh paşa (Esvati Sudur) da bunu şöyle hi- kâye ediyor: Halil Rıfat paşanın (artık hayatından ümid kalmadı- gı doktorlar lisanından saraya ifade olununca Abdülhamid inti- zara lüzum görmedi. Baş mabe- yinci Hacı Ali ve ikinci kâtip Ah- med İzzet paşaları göndererek sa- dık vezirinden mührü hümayunu istedi. Halil Rıfat paşa hasta ya- Sadi bila *k tl ve mi avenetle kımıldayabildi: ten bu hizmete ehil değildim! Diye tevazu göstererek mührü hümayunu teslim etti. Halil Rıfat paşanın torunu bay Fuad Simavi Serveti Fünunda intişar oOeden ( Ricali himmei osiyasiye ) nin bü- yök babası hakkınd-ki fıkrala- rına cevaben yazdığı makalede > u nel — hakkında şu izahatı ver- api Rıfat paşanın hastalığı iki aydan beri devam ediyordu. in başkâtil paşanın Gör e gitti; sa mührünün aldırılması için biri nin gönderilmesini rica etti, O güi baş mabeyinci Hacı Ali paşa ile seccadeci başı İzzet bey gelerek sultan Es tarafından şu sözle- ri iŞ — Efendimiz buyurdular ki yol- lamak istediği mührü emanet ola- rak saklayacağım ve iadei âfi- yet ettiğinde gene kendisine vere- ceğim!) Bay Fuad Simavi büyük baba- sının: — Zaten ben bu işin ehli de- ğildim! Dediğini tekzip eylemiştir , Mühür ne suretle ve kimler va- sıtasile alınmış olursa olsun bun- da dikkat edilecek nokta Halil Rıfat paşanın son demlerini yaşa- dığını bilen padişahın mührünü almak için ölüm vukuuna kadar intizar ve sabredememesidir. Mührünü almakta böyle istical eden padişah Halil Rıfat paşa ye- ös mesi üzerine Said ES ie defa bu makama geti Abdülhamidin böyle ye sira» da mührünü aldırması emniyet. sizlikten başka şeye. iz ede- mezdi; birazda | | | Arkadaş Karısı Yazan: Üçüncü Bölüm | Birinci kısım Üçü — Zamanı gelmedi, zamanı ge- lince söylerim, dedi. Mehmed Alinin ellerini öptü. Yanaklarından yaşlar akıyordu: — Ne oldu sana Salih?.. Sesinden Mehmed Alinin ağ- lamak üzere olduğu anlaşılıyordu. Salih yerinden fırladı, arkadaşı- nın boynuna sarıldı: Ağlama, benim için ağlama, bunu istemem! di sa bütün kalbini boşaltacaktı; fa- kat o başlayamıyordu: — mi Hasta mısın? — Bir « dadli mi var? — Evet. — Fena bir haber mi aldın? Mektup mu geldi? Gene bir ka- dın meselesi mi — Evet, — gitme, burada kal. Seni teselli ederiz. Kadın derdi çabuk unutulur. Ayakta duruyorlardı. Salih göz yaşlarını siliyordu. — Haydi haydi, kendini topla, beni öj Salih evvelâ itmek istedi, son- ra dayanamadı, Mehmed Alinin boynuna sarıldı, u sarmaşma, sanki ilk itiraf- mış gibi gönlünü biraz teselli et- ti. Eğre Mehmed Aliden başka biri olsaydı (şüphelenirdi; fakat öyle insanlar vardır, ki her hangi ü akıllarına siler hil kötü! azlar. Salik içinden: «Bir saat daha geçsin her şeyi söyliyeceğim» diyordu. — Haydi bahçeye inelim Sa- lib, orada daha rahat konu: Salih içinden and içti:. saat sonra...» se and Fatmanın içine doğ- şuruz. «Bir Evvli bu duygusuna ehemmi- sevdiğini düşünerek irkildi. Salih söyliye- bilirdi. O zaman hali ne eye Pencereye yaklaştı. nkü gi- bi iki erkeğin e dolaştık- larını gördü. Mehmed Ali sakin Selâmi Kayacan . Tefrika No. 27 yürüyor, Salihin adımları çekin gili sr lu... şağı inmeğe ir ler mi ei ii Merdivenlerden inerken dizleri titriyordu. Bahçeye çıkınca kak bi titredi. Şimdi de geri dönmek istedi. Fakat Mehmed Ali har“ kırdı: — İşte Fatma geliyor, Fatma ileriledi. Tam bu esn* da bir kadın, bir erkek, bir d9 Ne ik istedi, uzaklaştı. j Misafirler çok kalmadılar, git tiler, Eve giterlerken Fatma Salih? sordu: — Dün geceyi iyi geçirdini4 mi? öl eN hmed A! — ene “dedi, arkadaşımı4 kederli. — Ya... Affedersiniz!. Sonra kocasına fısladı: — Gönül dertlisi mi? — Bırak, bilmiyorum. Salih atıldı: — Bileceksin, acele etme. Fatma küstahlaştı: zaman söyleseniz çabuk söylemiş olursunuz! i «Çabuk a olursunuz!? Bu söz Salihin kulaklarında” gitmiyordu... Bu söz cesaretini kırmıştı. u sözü ta naz davranmak» lâzım diye düşü” nüyordu. İl Si dakikadan sonra yeisli gö ründü. Güya yesini belli etm tmek itemiyormun gibi bir tavır takı” dı. Arada bir gülüyordu amm! bu gülüşleri gi asabi idi. Çebi gelip Gepie geçiyordu. Salih kadının durum ne yapm zım geldiğini, vazifesini gene $# şırmıştı. Ölmek istiyordu gene.. emek yediler, kalktılar. Vakit l zaman geldi diye düşündü. (Arkası var), rede padişah namına şöyle de- niliyordu: (Halil Rıfat m irtihali za. tı şahanenin ziyadesi teessüf ve teessürünü mucip olmuştur. O Anadoluda ve İstanbuldaki iğ- tişaş - ermeni ihtilâli - esnasında olsun, sadarete memuriyetinden sonra olsun daima sadıkane hizmet- FE» bin iradelerine kr hareketle ve vefasızlığa basla i, O bu yüzden fena bir tesir hasıl olmuşsa bunu izale ile Halil Rıfat paşa ailesini taltif etmek is- tedi. Vefatın..' vukubulduğu 27 recep 1319- 8 teşrinisani 1901 gü an g - duğu Til Rıfat yea merhumun âilei muhteremesine). ağ alsin pie tezke- ti - bu sözler ii muhare- bede e e kendi irade- İgrine gi ü mutmain olduğunu bildirmek is- Abdülhamid bu sadık vezirinin vefatından sonra konağındaki ev- rakı irade ile mabeyine almakta hiç ihmal göstermemiştir! Kikmetinden sorulmaz! Mümtaz beye şu iradeyi tebliğ tti: — Pek âlâ bilir ki Halil Rıf?f paşa melün Mithat paşanın ad8” mıdır! Gözünü açsın! Nazır” hal ve hareketlerine son dere€” | dikkat etsin. En küçük bir uygu” sulhizüru? üp bana bildirme” kendisini nk mesuliyet? uğratırım. Amma diyecektir li al e emniyet edik eden dirildi?) ö EN başka! Onun pir metini ben bilirim! Buna kim ne diyebilirdi? (Arkası A