ŞE p ğ © W Rk 2 8 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI iIRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tetrika No. 517 Cevad paşanın sadrazamlığı ve çekilmesine sebep olan hadiseler Abdülhamid ri kumandanlığı- ettiği Cevad paşayı ça” yetişiiserek lüle getir- meğe azmetmişti. Kâmil paşanın birinci sukutun- na tayin ine büyük teveccüh; ve iltifat gönteriyordu. Yeni sadrazamı ne istese pa- hazinei çö ödeniyor: du (1) © Cevad mesi mizacına u; « Paşanın sadaret Cevad paşa Grekofa şu cevabı verdi: — iz, ! Ben sade bir askerim! Şevketli efendimiz h ne icraya mi , Bu ceva; ii nın tabii olduğu devleti aliye si- yasetinin başı Babiâliye değil, > ği duğ sadrazamla bu muhaveresini an- latmıştı, Cevad paşa eşe hiç bir memuriyet ere va- i. Yeni aadrazamın bu nazarı Dediği gibi saraya gittiğinde de: — İradei seniyeyi alınca müste- rağmen icra ve ilân zam) diye imza etmek istemişti, at den yüksek olması hasebile un caiz ol gı kedisi tar edildi — (Şehriyari) tabirini sadrazam- dan sonraya bırakamam! Cevabını verdi. Nihayet (şeh- limesini: bu- ih- inin imzadan dırılmasına muvafakat hasıl ol u. paşa bütün sadareti şa paşanın (si- yaset padişahlara yakışır! Bunu 1) Z ide tuttuğu mesleği icmalen tas- getirdiği Cevad paşa gireiee Kek nın birkaç yalaka ini) etmiş, Osmanlı - Askerliğe dair ni sahibi idi. Abdülhamid Cevad paşayı sa- darete nâlide ken- disine askerce itaat edecek bir âlet ğına hükmetmişti. Dört yakın süren sada- Sadaret müsteşarı Tevfik pasa © (1308 - 1324) mabeyine celbedi- | Sen Padişahın teveccühünü. kay- lerek sadrazama et. | Petmiş, sarayın tutumunu ve Ba- mesi mahsusan tembih edildi. | brâlinin gidişini Kay devle- Ce: Biülniik zelemil gü en an, sini A de mini ari sından muvaffakıyetle ii delâletile Babıâli umurunun na- ini yese ka- sıl cereyan ettiğini ee « başlayınca ikbalinin. döndüğ Ermeni meselesinin dal, budak anladı! sarması Cevad paşanın sukutunu Padişahın iradeleri resmi veya | hazırlamıştır. hususi tezkerelerle tebliğ olunur- (Sultan Hamidin devri saltana- du. Sarayca tı) eseri paşanın infisali sebep- Re ve resmi maruzat ile padişaha arz ve istizan olunması istenilen m deler «tezkerei hususiye» ler ile sadaret makamına bildirildi. Bir defa iki defterdarın becayı- şi hakkında Cevad paşaya bir «tezkerei hususiye» geldi. Cevad paşa bunu kati bir irade telâkki- sile işi zaya koydu. Babıâli ve saray pe resmi ve © hususi tezkerel ndaki far- © ka vakıf eni müreşar İğ fik paşa işin ilânınd. o men padişahtan arz v: Me Li zumunu Cevad paşaya bildirdi; > iradesidir. resmi, ister hususi 5 olsun, iradenin mahiyetini de- ğiştiremez! lerini sukutund. bir gün evvel şu sözlerle izah eylediğini yaz- maktadır; (Üçüncü defa olarak istifa et- tim. Kabul cevabını bugün ala- harici politikaya aid bir mesele de değildir. Son vakalarla anladım ki biz dahilen kuvvet kesbetmedikçe ha- rice karşı bir veçhile kuvvetli olmıyacağız! Fakat dahilde her nız kendisini etrafındakilerin eli: (1) Başkâtib Tahsin paşanıu hatıratı, (2) Tahsin paşanın hatıratı, ne teslim etmiş olmasından iba- tekil r, Abdülhamid sakalmı kimse- nin eline tamamile vermemiş, her mukbile diğer bir mukbili karşı koymuştur!) Ben infisal ediyorum. Sadra- zamlık ta benim ile beraber gi- diyor! Yıldızın bu idaresi devam et- benden sonra gelecekler kuk- ladan ibaret kalacaktır. ber şeyi eline aldı, Son zamanlar- da ben bir mabeyinciden bile sjs- ği idim. âr beni gayet na- dir ahvalde huzuruna kabul edi- yordu. En mühim meseleler hak- kında baş kâtip Tahsin bey ya- hut ae le konuşuyor- dum, | maruzatımı mabeyinci Arif beye veya Bekir beye söylemeğe mecburdum. Hün- kârın cevabını bana bu delikan- lılar getiriyordu. Ben bu hallere artık tahammül iyeceğim kazanmağ m. Dr evvel se me izmet daha etmek ii m. Si ketin halini padişaha iyice anla- tıp kendisini ikaz etmek arzu et- tim. Çünkü halimiz tehlikelidir. Şu arzumun âkibeti ne va e da biliyordum, Fa- Ki e e ya ıslahat tekliflerini havi h veten tarafımdan da Analolu, Yemen, Rumelideki idai küm ve nüfuzu- nun takviyesi elzem bulunduğunu ledim. Bunun için Kamarilla > hünkâra hürriyet ve meşrutiyet ii olmak üzere bildirdi. Şi Tefrika No. 64 ALLAHA ISMARLADIK! Yazan: ESAD MAHMUD KARAKURD — İzzet bey, hâlâ bir düşman l ibi mi oğrü Mei? bir şey rica edeceğim!... Bu ir işi bana ğini ini — Vaziyet, şekil, manzara öy- le, Betil... Aksine imkân yı ki... — Ne yazık!.. — Sahiden öyle çok ŞAR ii Gemicinin sesi yükseli; . — Haydi Beti, yürüyelim, gi- delim artık!.. — Sen de erkekli. Gelme- ge mecbursun, seni burada yal- bi r... Zorla pinli ellerini avucunun . için- de sikiyor. avık içi yanı- yor.. mi aç ei Mx gi bi, suratımıza ran şu korkunç yüzlü toplarınız gümbürdese bile bizi buradan sö- ip alamaz... Biz uçarız, fakat iz! Ne demek istiyorsun İzzet bey? — Beti, van bir yolculuğa ka- rar verdik bi — Uzun yea yolculuğa mi ve ——. > verdiniz siz? Bu nı Y e bitmesine ancak iki saat kal- Gök ii mıydı?.. Zabit due ani kıvırarak acı acı gülüyor: — Yolmuzu değiştirdik Beti!... Şimdi başka Idan gideceğiz biz!... Kız heyecan içi: sarsılıyor; — Allah aşkına doğru söyle; ne demek istiyorsunuz... Çıldıra- ğım şimdi!... Uzun boylu kıvırcık saçlı bah- riyeli, o sırada ara- sından çıkıveriyor!... Yüzü gülü- yor.. — raaağimi> işte mektup, kı- za vereceğinizi vadetmiştiniz!... > yz alıyor... Kıza ime ii sı var Beti!... Memlekette tanbula gider gitmez bunu posta- ye b Bu kadar cağım âkibetten vala gam ye- mem. Fakat devletin istikbalin. den ve padişahın âkibetinden söylenmiş olduğunu yazmıyor. cak sözü ei bir beze ndiği ve tercüme edil. miş bulunduğu anlaşılıyor, (Arkası var) Satılamıyacak esya, ki- Talanamıyacak ev, apartı- 1 Ancak ye- İanu bilmeli: AKŞAM GAZETESİNİN KÜÇÜK İLÂNLARI İyi bir çocuk- Mei. az dua eder!.., Kız şaşkın bir halde yüzbaşı- nın, gözlerine Gü i dolu... — Fakat, siz benden evvel ka- raya çıkacaksınız!... Anlamıyo- anla; ne oluyor, et İzzet kızın ince, sıcak - larını avuçlarının içinde sıkıyor.. sıkiyor.. — Hattâ ben de sana şimdi İstanbula gider git . -- ablamı bir defa görmeni istiyeceğim!... Bik girisi bilir ne halde imdi! © Zavallı o kadar bedbaht bir kadınmış ki!... Kocası da e Bir ben vardım!. de! Zabitin erlakları ime | Se si kısılıyor... Boğulur gibi konu- şuyor: — Onu için iri, elâ “ lerinden öp > aielmen dar ai ayl vardır şimdi!... Bu uzak kms. uzak bir yolculuğa çıkarken, onun için kalbimin acı acı sız! ei söyle... (Kardeşini affetsin!.. Kader ne yapalım! Başını çeviriyor. deri; parlıyan iki damla a, 3 göğsünü dolduracak va okşa!... Küçücük, binlerce defa öp!... «Dayın dai- ma seni düşünüyordu. Son dalika- ya kadar hiç aklından çıkmadın» deemi?... Gemicinin boğuk, uğursuz sesi gene perde perde eye e e — Sandal hazır yüzbaşı Kız ME Zabit Elini kai yor ona — > allaha ısmarladık Be- il... Artık ayrılıy Sen de beni affet!... Sen çok 2 kızsın!... Şimdi daha iyi anlıyo- rum seni!... Ne tatlı parlıyor göz yaşların!... Saadet veriyor bana bu göz yaşları... yacaksın!.. larda, ERSİN. bile seni unutmı- Kız DE sa heyecanla sarsı- lıyor, konuşamıyo: du... Gözlerinden esmer la rına yaşlar dökülü; — Sus İzzet!... Beni öldüre- cekimi. aşkına sus!... Zabit kızın elini tutuyor... — Ha Beti!... miş ve karar vermiştir!... Ani bir karar!... Ağzından tek bir kelime çıkıyor yalnız!... — Gitmiyeceği E — Gitmiyecek — met cin, seninle mi — Uzun bir yolculuk değil mi? — Fakat!. — Bu uzun niyelealiği muhak- çıkman lâzım geliyorsa ben de o ar bulunacağım senin, anlıyor musun, beraber gidec* ğiz!... (Arkası var) siiri