i l ir ama Tefrika No. © B Haziran 1 a d — N TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZiN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN Ihtiyar vezirin cesedi ırmağın kenarında bulunmuş. İmperator da samanların arasında yanıp kül olmuştu. Oktay, Kin rarihini Karakurumda kapamak istiyordu! a çare ips iye zler girmez im) pi mağa başlamıştı. an i yy burada saklan- a bir yere .kaçmadığı sl « Kaçar, bi tarafa EE çıkar- İdı.. imparatorun izini i bulamıyor« rdı. Nin-Kiyassu, düpalallkini e line düşeceğini anlayınca bir köy- İünün evine sığınarak, evin etra- fını ilemi e ve yanın- daki sadık uşağına — Moğollar i sehi girer gir- ya gm2 eşle! e ei kaleden içeriye girince, samanları işi, . Kin imparatoru ; yollari kapandı.. dan- mabudlara kurban. gitmeli- kendisini (saçlarından tavana astı.. ve vücüudü saman- ların arasında yanıp kül oldu. Demir bilekli Kaçar, uzakta bir ateşin dumanlar saçarak yandığı- hı görünce atını sürdü., ve etraf- takilere sordu: —- i imi ir ir? Bir in imparatorunun bu de. m biliyordu: — Nin-Kiyassu kendini yaktır- dı... Diye ai verdi. anmadı.. Mi m yere ızıl — İmparatorun yanında bir ka- dın yok muydu?. MR İzm salladı: yalnız am bir dr ni ili Başlta kimse gör- — eği da yandı mı?, — Hayır.. o, samanlari ateş ledi ve kaçtı, ei gittiğini biliyor mu- sun? — © Bilmiiyörüni amma., koşar. en: «Gidip vezire haber vereyim..» iliye söyleniyordu. Kaçar, Kin vezirini ve impara- torun gözdesini yakalamayı çok istiyordu. Oktay han, günü duyarsa canı lacaktı, Hiç olmazsa, (Çin yıldızı)nı ya- lamak gerekti. Uşağın gittiği yere koşarken, takip ediyordu. mes esie öldü- şın: geriye çevirdi.. biraz önce ki nuştuğu çoban kendisine sesleni- yordu: Ül (Moraja)nın «Kin efsanelerisnden alınmıştır, — Durunuz.. aradığınızı bul um! Kaçar atını durdurdu: .—— Ne söylüyorsun, ihtiyar?. Çoban, ği akıntıların rışan bir cesed göstererek: — İşte, dedi, nz adam suda yüzüyor. Kaçar suya baktı.. uzun sakal- lı bir adam, ırmağın pda bir kayaya irani durmuşt r, kayanın yanına ve rak bağırdı: — Bu adam kimdir? Çoban: — Aradığınız vezir budur, de- di, imparatorun öldüğünü duyun- ca, belli ki, kendisini ırmağa at- mıştır, vE imparatorlarının arkasından koşarlar. , kayanın ins eğik di.. ihtiyar adam yeni boğulmuş- tu.. vücudü henüz soğumam Ve sırtındaki cübbesinden anlaşı lıyordu ki, o, imparatorun veziri idi. m Oktay hana inandırmak n, cesedi kıyıya çekti ve sırtın- kiş sırmalı cübbesini (e çıkardı. atının üstüne atarak ırmağın ke- narından ayrıldı. Moğol Dnfam ırmağın ke- narından kale kapılarına döndü- yeri ihtiyar vezirin suya atılıp ğulduğunu işittiler.. ve Moğol- vik teslim olmamak için, el birli- gile kendilerini ırmağın akıntısı- ıraktılar, Irmağın alt başında Oktay ka- rargâhını kurmuş, bu kanlı sava- şın sonunu bekliyordu. Birdenbire yukarıdan aşağıya inen sularin m cesedler Oktayın g a, Kaçara haber gön- derdi. — Bu adamlari ey olarak neden yakalamad Oktay sahile ri cesed- ler arasında yakaları sırmalı ge- neralları görünce: — Biz ye merd ve döğüşken a- ları hizmetimize alır, kendi- emri istifade NE Kaçar vaktinde yetişemediği için, bu sa- vaşta sözterdiği serili neye arar?, Diye ai ae ir liler buna keme ii, suçu yol az İri öldüğüne inanmak i — Böyle, Li öğe; em kaleye kaçmağa alı: Ni > hapi buradan d ei yere su lieelag Dm üç Kaçar, Saysa)ya baştari böşü aradı.. taradı., yerliler imparato- — öldüğüne inanmışlardı.. ve es bu yüzden matem içinde erimi Oktay yerlileriü matemini gö- rünce: — ms dedi, şimdi mez (Kiyassu) ölmüş, u savaşta Binksi becerikdi çıktı, Kendini imparatorun, bir gün önce, (Çin- Lin)i kendi yerine hükümdar ilân a ka- (e sikle i di yavrucuğum, bu ak- yanl yetişir, benim başım ağri- — Bir parçacık daha anne?. — Hayır, rica mersi yavrum, Yeşitir diyorum sanı M 5 7 meden, cigarasını 'yakmış, Iş, miniminiyi anca şte bak, şu yi çevi- rirsin, şerde yakar, u kr mıldatırsın, istasyonu bulur Bu düğme ile de sesi düzelsin. Diyerek'ona radyo makinesi- nin nasıl kullanıldığını öğretmiş- een sokağa çıkmadan evvel, annesini okşamış, kendisini öp- müş, bir kaç kere aynaya bakar: boyun bağısını Eg sone bu kadar çabuk bıktığına akıl er- diremiyordu. — Anne, bu Amerikan makine- si mi?, — Evet, — Kaç meri Halbuki g genc kadın, üç gün enin bütün evsafını, ee biliyordu. Kocasının ağzından hep makine- nin methini deliyor. Evde baş- ka lâkırdı Kocasının gezi bu düş künlüğü onun yünü enin ye ee O zami yodan hiç patlar duğunu ana hoşlanmaz, harıltılı sinirine okun- öylerdi. Böyle bir gün bette bir sebep derdi. Genc kadın bu sebebi anlamak için kocasının kâğıdlarını karış tırmak çaresini dü; ü, İs ka, çok zahmet çekmeden, Mual- dı zlığını, kocasının ap- tallığını düşünerek hırslı hırslı el i mecmuayı tarı yazıl an bir şey nlamağa muvaffak iie yalniz gü- zel resimlerine göz g: ekl iktifa ediyordu. Bir araliM Şaşını kaldırarak sordu: Uykun var mı, yavrum? Ya- tırayım mı ami — Hayır, Genc bakir ne ye bik en beş saat olmuştu. Ağlama ile gül- me arasında kalıyor, bu işin neti- cesi ne olabileceğini e kestiremi- “anda muhakkak Olan bir şey varsa evin içinde bu mur- dar makinenin mevcudiyeti idi. Radyo makinesi ettiğini öğrenmişti, Oktay: lmazsa bu adamı diri olarak yakalayalım, Ben Kin im- paratorluğunun a Karaku- rumda kapamak isti um!, Dedi., irdeliğ > yandani (Çin-Lin)i, bir yandan da güzel (An-Kin)i aramağa koyulmuşlar. d Arkasi var), ) Odada biraz yi içi sıkıldı. içeriki odaya ek kendisini yatağın üzerine Ne gs Yatakta, ümid ettiği rahat ve ükü bulamamıştı. Zahm. etle nefer alabiliyordu. Sanki bo gazi na bir penc yordu. İçinden düşü: çocuğumu ela dak ie ev- den giderim». Fakat derhal bun- dan vaz geçti. Bu, işi büyük bir faciaya çevirmek olurdu. Böyle bir şey ee hissedi- yordu. Sonra, daha sade bir ka- rar verdi: Yarın radyo makinesi- ni geri ye ve kocasından izahat isti Fakat ba karı da genc kadıni lu. O Muallâ ha- re gözlerinin önünde canlanıyordu, O 2: EEE al kocasına bir ceza yap- mak arzusu, bir hırs: ve intikam ateşi içini İpi Ah, silâh kullanmasını bilse onun ta kalbi- ne ne iyi bir kurşun yerleştirebile- cekti!. İçeriki odada, çocuk, yerinden kalkmış tekrar radyo e a . Sözünü dinlemedi diy ie vE kızdı. Yerin. ranlıklar içinden birdenbire f1ş- kıran bu ahengin sihirile olduğu yerde mıhlanmiş gibi kaldı. Ke- man, dördüncü kiriş üzerinde üç nottan mürekkep bir mevzu te- rennüm eaiyard. Hatif Di Biye a bu idi. Genc kadın bu havayı nerde, ne zaman dinlemiş olduğunu dü- şünüyordu. Çünkü ona hiç yaban- cı ll Şimdi kocasını ii Muallâ hanımı da unutmuştu. içinde sebebini bilme- den, tatlı hi tebessümle düşünü- yordu. Hayatının muhtelif hatıra- de gördüğü bir güzel si, Lütfi ile iie hissiyat- üçük bir macera... Bir tayyareci vi ile teati edilmiş bir kaç m Şimdi ik keman ölüyor gibiydi. Sonra, birdenbire keman şarkı baş- o aki kahkaha söndü ve Jadı. Genc kadın hayalindeki par- e parça se enkazı ile eğle- yord ulağında bazi sesler Pi iyarlasdı. Genc kadın, e vetli si akıntıdan yukari çı gibi, daha eski zamanlara > lini rabe çalışıyordu. Mek- tep çağını, mektebin ilk heyecari- larını düşünmek istiyordu. Şimdi ona bir hatıra gü- lümser gibiydi. Bu, çok güzel bir mektepli gencin simasi idi. Kema- dördüncü kirişi üzerindeki hiçkirik gittikçe daha aci bir ha- le girerken, genc ke ön aksadı ya şindaki; aşkıni b yuzuhile hayalinde görmeğe Başlamişti. . Birdenbire görül mek korkasile; kendisini duvarın öbür tarafına atmış ve ayağı ki- rılmamış mıydı?. Fakat kimdi bu genc? Adi ne idi onun? Mazinin uçurumlari i- çinde kaybolmuş bu ismi bulmak için genc kadın zihnini yorup du- ruyordu. Birden, radyo makine- Radyo 5 Haziran Çarşamba ml e iz ders, Hm “ Jimnastik (Ba: de Tarcan) | Mah plaklar, 8 30 Habeler; 18, 0 e (Monoloğ), 20 Konfe- ve > Maarif bakanlığı namına, 20,30 Stüdyo sigan orkestrası, 21 Bayan A“ teş a 21,20 Son zi borsa? lar, 21,30 ize orkesi 22 Bayar Ea İhsan (şan) tango ork reş, 364 m. 13- orkestrası, ve ağa caz vö 15 Gündüz plâk 19,15 ,15 e 3,15 ka ML 45 Fransızca ve Ak manca 0 Plâk-sö: 20, 30 Al 2, “5 Karışık el ya yım, Zi, r, 21,30 Londrada nakil (Ga la keiki) 22,50 Londradan a li ne Plâk, 23,45 Fran» sızı 0 Beethoven sona ani 20, 2050. ikiler röle, 21,15 Genâ nesil yayımı, «Juni> adlı skeç, 24 Dans e 21,15 Genclere 2, 45 “Köylü yayımı, 22 Vm müzik, şenlikleri, (o 23,23 Müzikli pro, gram arası, 24 “Bü; iyük ope ret popürisi. Breslan, 3 m. 21,15 Genclere ulu- sal yayım, 21, 5 Haftanm yenilikleri, 22 Klâsik dan: 6 rn Perşmebe e l İmanca ders, 30 Sahne ii ib, ei 30 teki 19,40 Sa solo (Mi dan), a Ye namına tango orkestrası, ei 15 ren r, 21,30 Rad yo caz ve tango orkestrası ve Av. e elli Bükreş, 364 m. 13-15 Gündüz yayı mı (plâk ve duyumlar), vE Radyo or” kestrası, 19,15 Akşam konseri, 20,20 | Vagnerin «Gö ea operas lin hatlerde duyumlar). En Fi 30 Radyo siyatik. Schrammel ii mi. m. 20,25 «Boris Godu- rofi» "ad Memenin Operası, “24 Yeni 332 m. 20, 2 — 23,25 Dan: râ e 21,10 Dans, m. 20,20 Schrameml ee ku- arteti, 20,50 Salli eee 21,10 Büyük radyo orkestra: Küçük radyo orkestrası, 24 Yeni Fikir Hareketleri MECMUASI'nın aral bayilerine: taşra bayil müdürlüğüne sibcülli ede bilirler. sinde Spikerin sesi işitildi: — Şimdi bay Bülendin. çaldı- > ai Evet, o idi, sig Genc kadın yemek odasına dön“ dü. Çocuk koltuğun üzerinde uyur yakalmıştı. Onu uyandırmamek yaklarının ucuna basarak shE ister gibi, elini çi cevizin üzerinde gezdirdi, Bu ona garib bir zevk veriyordu. de e Ne yaptığıni pek iyi bilemi- ire oracıkta bir mektu, için her şey hazırdı. ki aldı ve yazdı: ra, hayatın mahzun dakika da tekrar buldum. Beni gör“ mek istersen artık duvardan ap” mecbur olmıyacaksın. Şim- di bir evim var. Gel! İçinde bir endişe ile, acaba Bü” lend gelecek mi diye soruyordu. Yerinden kalkti, uyuyan çocuğu uzun uzun öptü Gi 'Hikâyeci) -d