28 Nisan 1935 Tefrika No. 194 AKŞAM Sahife 9 BAR Yazan: ROS İskender Fahreddin Madam Kolet, Parisin güzel kadınlarından biri idi.. Ziyafet gecesi Ali reisi baştan çıkaramıyacağını anlayınca : “Evli misiniz.. bekâr mısınız?,, diye sordu. Masanın öbür tarafındaki ko- di. Madam Kolet Pariste geçen şen bm kahkahalarla bahsediyor 1 Fra Tansuva ppi Sanua e burnu kırıldığı 1 ve mem- leketi yağma edildiği için kim ren ne kadar çok memnundur. e Nisin Türkler tarafından re marea er Şar- lin Glee erişin: NN bülbül gi- bi lie bu güzel kadını me- rakla dinliyordu. adam Kolet sözüne devam et- iç — Şimdi Pariste ne ge > likler yapılıyor... kei tertib ediliyor bilseniz! Paris, ne- $e ve ateş kaynağıdır. Orada ya- $iyan insa ağ en büyük felâket- ler karşısında bile gülerler. Muz- sdhetizi niz bir memleketi elbette görmek isterim, Fakat, ıztırab gibi, ora- ya bizim de yolumuz düşmiye- cektir. k umuyja. — Barbaros, my başsız bırakmak isteme; — Türk enem, sayısız kahramanlar var. Baş, harp za- şam aranır, ie günlerde başa ne lüzum var — Bizi işimiz beli Ni terketmek niyetinde misiniz?. — Hayır.. henüz kati bir kara #ımız yok. Şimdilik Tulonda kala- cağız. Fakat, . İspanyolların et- rafta dolaştıklarını sezersek, ek ye burada kolları böğründe ka- a: erak e etmeyin, dostum! İs- çekildiği güne ha dar onların meydana çıkması imkân be ur. li reiş donanmaya taallük e. der e İ: elin ç ekindiği içi e mevzuu değiştirmek istemiş- — Siz Parisli misiniz, madam? Diye sordu. Madam Kolet gülerek başini salladı: — Evet Parisliyim. Babam da.. babamin babası Parislidir.. i £. Biz, yirmi yıl sre ne Lei ld bilmeyen sanlardık, 1525 yılındaki mağlübiyeti, bize de ağlamayı ve ıztırabı öğretti, O vakit de göz Pavia vaşme Türkler silmiş, imdadı- mıza Türkler yetişmişti. i il hiç belke arka lara esir düştüğü o meşum yıldan mı yeme t, Fakat, bu bahsi niçin ME ii bu gece gülmek, eğ- lenmek istiyorum... Haydi içelim, dostum, içelim! mi taptığımız Allah, şarap içmeyenlerin iğ nü kısaltır. Filozof bri de le söylüyor. O ayni zam rap içmiyenlerden n Nis fatihlerinin sofrasında insan, e bile şarap gibi içmek isti lise Kolet şarap kadehini kaldırdı: — Deniz kahramanlarının şe refine içelim... ve te elindeki şarabı bir yu- dumda ii Ali reis, e gizli tali- mat almıştı, «Ecnebi sofralarında insana zorla şarap ii ağzın- dan lâf alırlar!» dediğini unut- muyordu.. daima içer gö- rünüyor, şarabla dudaklarını 1s- lattıktan sonra, kadehini tekrar masanın üzerine bırakıyordu. Ali reis çoktanberi kadın yüzü görmemişti. Nisi işgal Patikleri gün, ârka mahallelerde güzel kadınla AE MED Fakat, Al reisin İstanbulda çok güzel bir ka- vardı, Donanma Saraybur- Sea ayrılırken, Ali reis karr- sına: — Senin üstüne fenalık yap- mıyacağım! Diye söz vw Ali reisi e ğa sözlü, dam olarak e sinden de sllideşiedi ki, reis donanmada mühim bir - siyetti, Madam Kolet de böyle bir ada- ma varan müsallât olmuştu!. reis n ucu ile bu gü- zel lele ak kendi kendi. ne v — Şu fındıkcı karı karşımdan def olup gitse de, geniş bir nefes al yı i baş- çıkarmak istiyor (oOamma. beyhude yoruluyor. Yel, kayadan ne alır!, Madam Kolet bir aralık uzun kirpikli gözlerini süzerek sordu: — İstanbulda evli misiniz, dos- A — Evet... Hem de çok güzel bir karım var. — Sahi mi Ben sizi bekâr zannediyordum! vi olduğumu nerden an- ladınız — ME hemen yüzde doksanı hanimi olur da... — Belki e öyledir, madam! Bizde de Mi yüzde doksanı evlidir. r kaptanlar mirage daşınız yok mı — Hatırlayamıyorum. Hepsi evlidirler adam “Kolet suratını ir rirsie düşünmeğe başlamıştı. Ali reis oturduğu yerde daha fazla duramiyacağını anlıyordu. Genc kadın birdenbire yerinden kalktı: — öteki arkadaşlarınız yarın Tulonu gezmeğe çıkacaklar, 'de- gil mi?. — Bu sualin cevabını ancak ! HASAN KREMİ ele asyçyal kremle- sıhhisidir. Me cildli kadınların hayat arkadaşıdır. İhtiyarları genç- leştirir ve gençleri güzelleşti- rir. İnsana ebedi D taravet linde 20 Türkiyede yapılıb a Avrupa etiketi oyapıştırı- Si ve halkı aldatan kremle- re, ve sair ıtrıyata aldanmayı- nız. Hasan markasına dikkat ediniz, Hasan Deposu: Ankara, İstanbul, Beyoğlu. işli Terakki lisesinde müsamere 23 nisan Çocuk haftası müna- sebetile cuma günü Maçkada li Terakki lisesinde güzel bir mü- mürekkeb bir koro heyeti dinlen- di. Korodan sonra «Hi oğlu» eseri, büyük bir muvaffa- kıyetle sahneye kondu. ısım immetin talebelerinin hari- kulâde denecek bir kabiliyetle oynadıkları altı tabloluk Peri masalı çok alkışlandı ve küçük- lerin perde aralarında söyledikleri ölçülü sözler çok beğenildi. Her akşam |) bir hikâye Radyoda | e — Olmaz, dedi bakmıyor musun? Bu bronşit ile rüzgâra çıkarsan çok fena hasta olabilirsin. Otomobil ae git- ktor! de- Fazıl. Havaya ize, bir çocuk şımarıklığı ile yüzünü buruşturarak kocası- na tatlı tatlı baktı. Gözleri yaşar- mıştı, Fazılın içi fena oldu. Fa- kat sebat ediyordu: apma cicim, Fahire yarışa gitsin, peki. Otombil kullanır, otomobil meraklısıdır, fakat se- nu bilmezsin. Vazgeç şu yarıştan zum... mendilini parmakları arasında sinirli sinirli sıktı, Bir müddet cevab veri girer durdu. Sonra sitemli bir adyoda ülke de bir arar rr yok ya? diye eğlendi. günkü yarışın öleli İstanbul radyosunun ve- receğini biliyordu. Makineye yak- laştı. Biraz tırdıdan nel merkezi buldu. Spiker: Müsabaka başlamadan ev- a size müsabakaya iştirak ede- ceklerden birini çağıracağım, ih- tisaslarını söylesin. onra yanında birine emretti; Naili çağırınız. Nail geldi. Ke çk müsâ- baka balye or. söylemeğe vaktim yok, DM size mü- sabaka bittikten sonra anlatırım. işli Terakki lisesi talebeleri davetlilerine eğlenceli, güzel bir gün geçi iler. üsamered izamdan, ço- cuklara ekilen geri ve ye rinde emekten ei mekteb idaresini tebrik ederiz, ARKASINDA BÜYÜK POLİS ROMANI Büyük formada 182 sahife Fiyeti: 40 kuruş AKŞAM KITAPHANESİ Adres tebdili için yirmi beş ie iki 24 — aşa 172 mame Yatsı 142 Va, iri e Pie ri m 20,43 İdarehane: Babıdli civarı usluk Sok. No. İs reisin yerinden kalkması- meydan kalmadan, madam Ko- ii masanın öbür başına doğru ya- vaş yavaş yürümeğe başladı. Ali reis terini silerek söyleni- yordu: — Oh.. işte şimdi bir kadeh şa- Tap 3 m — (Arkası var) ! makineyi Netice hakkındaki tahminlerime gelince, ben de bütün müsabaka- ya iştirak — gibi kendimin birinci geleceğimi ümid etmekte- yim. Halbuki Saçli yalnız bir kişi birinci gelecektir. Bunu ele geçirmek için hepimiz elimiz- a Fazıl, bu sesi Göte titremiş- ti, Karısına baktı. Genc kadının le, bari vi dinliyordu, li ei dedikleri bu genc dün akşam Fahirelerde tesadüf ettiğimiz delikanlı değil mi? — Evet. Onların pek dostudur. Makinenin bir hışırtısı genc kadının sesini kesti. Radyo söy- Tüyordu: — Arabalar harekete hazirla- nıyor. Pakize makineyi daha iyi ayar etmeğe çalışıyordu. Bu adamın sesini işittiği andan lının Pakizeni ayrılmadığını harga. Fahi- re ile” Pakize yet “Pak ül bile merakı biraz şüpheli bir şey değil miydi? Fazıl Zikihüşlen ge şeyleri koğmak istedi. yi okuma- ğa çalıştı. ve dil beyni u şüpheden şüp- ei ME samimi- sıkı üyordu. Fahirenin ailesile ile Pakizeni kadın arasın- bir dostluk bir imi aldatmak için teessüs etmez “ 5 Lİ z ğ z & s O zamana kadar Paiznin ez linde kendisine garib ve i edi- lemez gibi görünen eki şimdi birdenbire pek tabii, pek açık bir surette izah olunabiliyordu. Şim- di Pakizenin neden dolayı oto- 4 mobil yarışına gitmek için o kas det ısrar ettiğini, razı olmayınca ni kadar canı sıkıldığını, sonra sevgilisinin sesini radyoda işitince yüzünün neden güldüğünü anlıyor: Birdenbire başına kan çıktı. Hiddetinden yerinde duramadı. Salonâ çekildi. Pakize radyonun önünde otur- muş, elinde bir kurşun kalem sabaka hakkında verilen İzakaği # işaret ediyordu. Fazıl açık kapinın önünde ayak İk ta durdu. Dudaklarındı 5 bir sual vardı. madan radyo ladı: söylenmeğe — Şimdi bay EL ir, göreceksiniz. Makin: gürül tüsü geliyor. Amma kal müyor. Hayır, kırmızı araba. j enin içinden mitralyöz. takırtısma kam hızlı bir gü- rültü çıktı ve çabucak azaldı. Radyoda ses tekrar başladı: Nail ikmemek lâ- j zım.., ie ikinci araba sesi... Fas kat buda başka bir makine... j n sesler ra ğ Bir şeyler irin Anlıyamı- A ba a; ... da artık karma karışık | sesler ve gürültüler işitiliyordu. Sonra, spiker tekrar mikrofon ba ö i Nail derhal vefat etmiştir. Bu fe ci kazanın sebebi meçhuldür. birdei abire. makineye irdeki tem ha ü ellerinin arasına almiş, sessiz ses- siz ağliyordu. Fazıl kalbinin büyük bir elem- X çarptığını hissetti. Artık iste- ğ Pakize liler bile, Bunun üzerine, Fazıl ekleri gürültü. çu karmamağa dikkat ederek oda- dan çekildi, yazıhanesinin bafl j nın ucuna basarak, dyo makinesi, sessiz biçki rıklar içinde kederini gösteren zavallı bir kadına müsabaka ha- vadislerini vermekte devam edi- d yordu. Hikâyeci Berlinda sivema kongo erlin 27 (Hususi) — burada açılan sinema kongresi mil nasebetile 10 fenik (5 kuruş) vererek kongrenin sinemalarda 200 bin kişi bulun- E li