8 Mart 1938 eee em AKŞAM m N T irika No, 146 R R O Ss i öm | Bir gençlik macerası İ HASAN | BA Türk donanması Venedik acak W nını artarak için denize Keli caktı, gemicileri, suya atılanları birer birer toplıyorlardı. Amiral em denize atıl- mak sırası kürekçilere yn Fakat, e dörder dörder ba- yorlardı. oBulund yerden merdivenle güverteye çıkmaları lâzımdı. miral gemisi çi taraftan ateş alınca, Barbaros — mam idi Turgudu kur- tarı ri Türk P al. ge Forsalar arasında esir edilmiş Türklerden bir başka kürekçi da- vardı. Bı m alevlerin ara- sından haykırdı: — es beyhude aramayı- nız. a kaçarken onu da birli Le Hayreddin pasa bu sözleri işi- dince beyninden vu a dön dü. Başını ellerinin arasına ala- başi A EM doni ânasile mağlü; ve perişan olmuştu. Fakat, Bar- baros hasmını bu ps de elden kaçırmıştı!. drea amiral gemisinden Sie, ka bir galona a iğ kaça: manevrası» Diye bağırmıştı, Düşman kaçarken, büyük gemi- lerin hepsini harb meydanında bı- rakmıştı, Bunların işe yarıyanları birer birer zabt edilerek donan- diğerleri a- medi. a bu eler de Türklerin lina, kartulmuşt Türk donanması Venedik vps rına doğru gidiyordu. Artık d. üstünde Türklerin karşısina ilm cak bir kuvvet yoktu. Barbaros, Oo Venediklilerden (Andrea)yı ve (Turgud)u dan sulh yapmıyacaktı. Güzelce Mehmed reis fırkası elli parçadan ibaret bir donanma ile önden gidiyordu. Barbaros donanmanın sayısı iki ça ya yakındı- biriz Midri eli amiral gemisinde, Ta arkada urgud)u kurtarama- sunam müteessirdi, Zaten bu yüzden müteessir ol tu, Her- ol gemicilere söz ver- Barbaros mişti; Turgudu almadan Venedik —mmmıı Yazan: İskender Fahreddin Barbaros, Preveze muzafferiyetinden sonra, Venedik sularında demirlemişti. İlkönce Turgudu, sonra da tazminat olarak beşyüzbin altın istedi.. sularından dönmiyeceğiz... Avrupalıların (Preveze muha- rebesi) namını verdikleri bu müd- hiş mağlübi yetten sonri şinci Çarlis ile Papa arasında he- yecanlı muhaberel ğe şlamı Beşinci Çarliş ee gönder- diği bir mektubda — Mal bedlerde yapılan âyin- er ve kardinallerin duası neden göklerin kulağına erişmedi? Ne- den Türklere mağlüp olduk?» Diye soruyordu. Papa bu mektuba verecek ce- vab ai aştı, Günlerce höceresinden ya mam, çocuk gibi dışarı- ağlıya- «— Kristos! Bizi neden işitmi- sabahlara ka- Avrupayı hayret ve heyecan için- de bırakmıştı, Ya Türkler Venediğe hücum ederlerse? !. Bu tehlikenin vene hangi kuv- vet imes eceki vrupada e yar- dım kr hiç bir, devlet meni Hepsi de kendi ğa çalışıyor, yeniden Hilmi düzmeğe gayret ediyordu. Bu mağlübiyet meniz da B z â e 5 ğ g $ gu yanmış, bir Ve da Türklerin eline di Birleşik Pk nmanın başarama- dığı bu işten en ziyade İrade çi kan İspanya, Türkle! mıyacağını anlayınca yeni bir donanma hazırlıyarak Berberis- karar lursa, bütün plânlar suya düşebi- i. Çünkü Venedik sularında yn İspanyollar, Türklerin biran ev- vel Venediklilerle uzlaşıp İstan- bula gri. bekliyorlardı. Hi lm gizlice al e bir haber- e: — Türklerin tekliflerini bilâ- kaydi şart ri edin! Sonra acı. sını çıkarır: Demi ilerdi. Türkler fazla taz- minat istedikleri takdirde beşinci Çarlis de Venediklilere nakden yardım edeceğini vadet- rbaros Venediklilere ilk sulh ee şunları bildirdi: — Andrea Doryanın delimi : — Turgud reisin hemen ia. desi, 3 — Harb tazminatı olarak beş yüz bin altın verilmesi (1) ağ Yaz) enedik — suların Türkleri; yaptığı sa sd e İngiliz mü- Powl'un “eserinden aldık. müddet sefaret kâtibli- ği ve A lily, ile Pariste ya- şamış olan bir dostum başından geçen Pala bir vakayı bize şöy- le anl ipl gün Rl gazeteyi karıştırır- açmak için bir arkadaş arı- yor. a güzel bir aşk münasebe- ti hazırlıyacak bir şey olduğunu tahmin ettim, telefona sarıldım. Bir erkek sesi, Kardeşiyim de- mar! kadındı. Bir iki sonra gözüme ye bütün güzel göründü. gece ilerler pey karar ta iş “e yolunda gitti. ıyorduk, kendi- sini evine lir ötürüyor, ayrı- İıyord. ga- yet iyi vakit geçiriyor, eğleniyor- a açmak lâkırdı- ir akşam Mekik e duk. Aile ba dele Gr düğünü kay Neticeye vai mak lâzımdı. ilin bir sar- sıntısı bizi birbirimize doğru at- tı ve dudaklarımız birleşiverdi. ile bu püse sonuncu değildi, Nihayet bu zarif ve ie kadın bana: iniz, bizi ka: deşim Jorjun ren? götürsün, dedi. Kendisi burada değil, Evin anahtarı bende. Orada rahat rahat bir viski içebiliriz. Çok hararetim var. Sevincimden sıçramak istiyor- adresi verdim. Jor- jun kanapeleri pek Kaba hele viski nefis idi. Bir aralık kolum uzandı, kadını göğsüme doğru çektim, Dudaklarımız tek- rar birleşti. Bu sırada, odanın içinde kalın bir ses hiddetle gür- ledi: — Ne e yapıyorsunuz burad. Hayretle yerimden En Kadın haykırdı — Jorj, ben Dari Pariste değil sanıyordum. — Görüyorsun ya, buradayım. ön işi şakaya dökmek iste- E essim buraya gelib bir ka- deh şey Höheldn kabahat işlemiş değiliz ya! dedim. O hiddetle hemşiresine söyleni- yordu; Ep bir adam getiriyor. namusumu mu berbad eünk iatiyorsim?. Ne diyeceğimi ermeni için susmayı tercih ediyord Fa- kat herif bana da çıkışmağa baş- ladı: ae Başkasını: m karısını buraya ek madara size kim verdi? dedi. ve e karısı mı? Mat- mazel evli mi? Genç kadın ağlar gibi bir sesle b eessüf ederim, dedi. gar ei sizden saklamış- m, Doğrusunu söylesem beni lir kabul etmezsiniz diye düşünmüştüm. Kardeşi söyleniyordu: Hem enim en iyi dost- larımdan birinin karısı... burasını gösterdim. bir fikre düşmeyiniz diye karde- şiyim dedim. Garib e karşısında v hizda Genç kişi halkası taşımıyor mu- sunuz?. — Taşımaz olur muyum? İşte burada. Arkasını döndü, sonra tekrar elini çevrilerek sol bana uzattı: — İşte, Karşımızdaki herif benimle şimdi eğleniyordu: — Bunu yarın kocasından öğ- renirsiniz! Artık sizinle mede görüşürüz, delikanlı! — Koğli agi benim gayet iyi dos hem de ben onun İç mi çalışırım. alm olursa son derece ei mi kalacağım, Bana ekmek temin eden bir adama kn edemem. Ekmek parası lâkırdısını işitin- ce meselenin nereye varacağını anlar gibi oldum. — Eğer iş ekmek parasına kal- dı ise... dedim. Bu lâkırdılar herifi mvp kâfi .— Ben fakir bir adamım, de- di. Kendini bir iş göremem, Çün- kü on param yı Artık rahatca imi çekebilir- dim.“ Ri ihtimalini atlatmış- tım. Herif sordu: niz!, Eğlenmek istedim — Manteeeisli hiç bir şey ya- yumuşat- ım edebilir misi- pamam — ör ise her şeyi dostuma anlatırım Ben cigaramı içer gibi görüne- rek hem hem erkeği ince- den inceye tetkik ediyordum. Mâ- nalı mânalı sal ee na meydan vermeyiniz, dedi. en sordum: — Yüzüğünüzü kaybettiniz mi, madam?. — Hangi yüzüğü? — Hani her zaman sağ elinize taktığınızı., — el > elime hiç yüzük — mm şey! Buna emin misi- niz?. Bu güzel eli kay? sıkalı daha çok zaman geçmemişti, Ba- na a nikâh halkası fn, ire n yüzüğü sol geçirmiş, halkayı tersine enli Bu hi- lesi gözüme çarpmıştı. Şimdi o- nu yüzüne istiyordum. Benim bu sözlerim üzerine ayağa kalktı: — Jorj, dedi, ei uğraşma. Her şeyin farkına vardı. Sonra bana faali — Çok al dedi. Ga- zeteye bu ilânı imiz zaman bir budala genci ele irerek tüyünü yp ümid et- dama tesa- İşte az budur. Şimdi n. kirdes iinaeyibe ara KOLONYASI NIN BENZERİ. Nİ BÜTÜN DÜNYADA Bulamazsınız asan kolonyasını Fransa, İri ve İngiltereye bera- berce götürüyorlar. Orada bulunan ecnebi dollar bu dünya piyasasında tesadüf e birlikte öde ediyor! an esans fa a me im Suhdürmon bile bu hu: seli kat'i olarak “Hasan kolonyası dar nefis bir kolonya yok- tur, ir. Meb'uslar, Vekiller ve her istimal irene rinden sakının: şubemiz yokt dan istifade nek kele den sakınınız. Hasan deposu Bahçekapı ve Beyoğlu. Hilâliahmer Beyoğlu kaza sem den: Marmara zelzelesinden Omütessi dım olmak üzere Beyğli şu şubemize vermiş- vatan. yavrularının insani duygü- elin ötürü teşekkür olunur. isteyenlerin cins, mil son fiya! . süreriz birlikde (“AKŞAM a A, M.) adre- sine keli bildirmeleri. ttiha dına dahi a di dad Beneliği 8600, ii altı avlığı iri üç ıylığı 1000 kurustu; Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Zilhiç — Ruzukasım 121 İmsak eş Öğle İkindi eri Yatsı E. 1041 0 a9 618 9,32 130 Va, 445 6,25 12,25 15,39 ati 1936 e si kadını feda etmekte yoktu, Ben meseleyi ” eemmiyetiz gibi telâkki eder | göründi vi bele var? dedim, Jorj sordu: — Ne yapacaksını: olacak, per komili ie evime götüreceğim Elimi Pe sokarak yavaş- ım. Bu parayı ca bir bankont yavaşca Jorjun en tekerlemeğe başladı. Kadın ile beraber oradan çık- ak Ertesi akşam gen; kadını vine gittiğim zaman; odada yoktu, bir daha da gözüme, iğ ünmedi, Hikâyedi tutuştur- Herif teşekkürler etmeğe; Eİ e