ç Sahife 10 AKŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ — Terehme, iktibas hakkı mahfuzdür — Teirika No. 373 Mektebe başlatma alayının yasak edilmesi, ilk tedrisat mecburiyeti Ahter gazetesinin mepriyati o zaman dikkat nazarlarını pek cek betmemiş, yahut buna şii İran ülemasının süküt ile geçiştirilmek tercih edilen yeni bir taşkınlığı zeteler (bu yeni yazı ihtiraı yabut davil hatların ıslah ve tağ- yiri) meselesini münakaşaya koy- mağa, uzatmağa amışlar! Ancak Saffet paşa bu işi elden birakmamış. Saffet paşanın bahseylediğim müsveddesi İbret gazetesinin 15 numaralı nüshasında KHentik) i im- zasile memlekette maarifin a ki edememesi sebepleri hakkında yazılmış bir makaleye cevaptır. Mümredlenin bir kenarında (bir at tarafından matbaamıza vürut b varakadır) kaydı “e Bundan cevabın isim i edilmiyerek neşredilmek üzere İb- ret matbaasına e ündeildiği yahut gönderilmek niyetile kaleme alın- anlı dığı anlaşılır. (Bu cevabın neşredilmiş olup olmadığı ancak benim bulamadı- ğım İbret kolleksiyonunu karıştır- ye mümkün olabilir. ale sahibi boa bey m 0 larile hıristiyaı germe tek sillerindeki farkı da şöyle gi arkı husule getiren la ler bizim Usanımızın tahsilin, ülâttan çıkıyor. Türkçe gerek ie gerek tahrirce nebi lisanın - arabi ve farisi - keli muavenetine mı tır. Üç lisanın sarf ve nahiv kai- deleri ise biribirine mübayindir. bet mi - Saffet pa- #âbiri - ulüm ve fü- Buna 5 dale kelimeleri de bulunma- tahsiline ihti- li ihaz olunuyor. -apça tahsili için ihtiyar olu- nan zahmet ve külfet ii ise arapça mektup ve kitap yazmak maksa- dına mebni değil, ve — kitabette arapça kelimelerin yan- lış kullanılmaması arzusundan ile- ri geli ip bir ni şakirdin» arabi kaide- lerin şekillerince olan müşkülâtı da hatırdan çıkarmamalıdır. Avrupa lisanlarında' bir şakirt 15, 20 günde dilinin bütün lügat e kelimelerini sıhhat üzere oku- meğa liyakat kesbeder; halbuki arabi, farisi, w. kelimelerden her biri aralarında hareke - sait - olmadığı için üç yöre (doğrusu wn Oz Smear ri reyi; b i pek çok suretlerle!) telâffuz olu- nabilir. Bu üç lisanda bir kelime- nin asıl vaz'ı üzere okunabilmesi ka işitilmeğe mütevakkıftır. Bu iki müşkülün halline çare ve tedbir bulunmadıkça, talim ve ted- ris usulü bir başka yola konulma- dıkça memleket mekteplerle dol- durulsa, devlet bu uğurda milyon- İar sarfını göze kestirse gene istenilen dereceye arifin mümkü bulunmadı manını tayin kabil e. ri çenin tahsilini U kolaylaştırmı arapça kelimelerin hatadan salim olarak kullanılmasını mümkün kı- sayi Kanlar bunu maarif li çıkar ümidile birçok defa res- men vade mpi dört ay müh- erilerek bu tarz ile tertip ve eri edilecek miner nazara şa- “. görülürse iplerinin mükâ- fata mazhar edilecekleri beyani- le pek çok teşvikler icra kılınmış idi. (Bu resmi ilânlar acaba gaze- telerle mi vaki olmuş idi? Bu söz- lerden bu ilânların Saffet paşanın maarif nezaretinde yaj ğını is tidlâl ediyorum. nezaretleri H. 1293 EE Paşanın 1284-1288 ve 1292- senelerine müsadiftir. Eski gezete kolleksiyonları olanlar bu noktayı tetkik zahmetine katlan- ar mı?) akat Ermeni milletinden Ca- bir imse tarafından bu yolda ne bir eri ne bir lâyiha Bu yolda eser vücuda e meğe kim muvaffak olur ii; e va- tan ve milletine namı ilelebet şükrü mahmedetle yadedilecek surette pek büyük bir hizmet et- miş ola Bir illetin ai ve izalesi ancak o illetin keyfiyetini ve sebeplerini etrafile da dediği gibi «ecnebi» iki lisanın tahakkümünden kurtardı. bul edilen lâtin harflerile türkçe bu- gün in dünyanın « en kolay okunur li- sanı be Şa e geldi, t paşanın 2 zilkade 1284 lı maarif tarihinde hususi ve mühim mevkii var Eskiden kibar arasında (bed'i di z B 5 > : > ii veya arabalarla sokak, “e m dirilirdi. Buna halk ında iye başlatma) denilirdi. saferinde neşrolı mi ii beyann! ame ile bu tekeli. n: yasak edilmiş, alı ee gel ari ilk defa 1 senesinde de ilân olunmuş ne bu sene içinde İstanbulda bize ark feriki eee rm konağı Ee ei mr “Dörüşme fa- katülislâmiye) mektebi inşaatına başlanmıştır. Darülmualliminde ıslahat yapıl- dığı gibi harbiye nezareti çivarın- da evvelce Matbaaia: az ş iken kaptan İbrahim paşa 1 rinde - bura: esstü ol tebi açılmış, İstanbulda ye: Ki kapadan slim 2 seyyar ve muvakkat muallim- r de gönderilmiştir. (Arkası var) AKBA, müesseseleri Ankarann modern RP fransızca ve ecnebi lisanlard. kitap, gazete, mecmua, fotoğraf levazımı ve modellerini temin eder. Merkezi: Maarif vekâleti karşısın- | 8 telefon 9377 Şubesi: Samanpazarında EN Yerirlere sahip önü ile kuvvetlendiriniz, bunun m olLA-G, | iel Hiç bir zararı yoklur ve alışık m ektir. Sağlam Sinirler müthiş hayat mücadelesinde muvalfakiyetin en iyi nel Binaenaleyh sinirlerinizi Brompeai «Knoll» ve mukavvi desiri her işte görülür, 40 ve 40 kompeimeyi havi tüp. Merde eczanelerde reçete le satılır. kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshafen siRhin. Zehranın perdeleri kapalı, a çük bir ampulle yarı dınlanan aa odasına ei rince, sikş derhal hük- metti ız odayı rsi adi Hani ye deği biri dinliyormuş gibi usulca konu- si ilk sözler kıza sahip oldu- uraya ihtara, iri gelmişti. Fakat gelir gel mez mestolmuş, kendinden geç- e Zehranın itirafı gönlüne bir lâv gibi akmış, kızın güzelliği onu çıldırtmıştı. tik emeline kavuşan Zehra, fabrikaya gitmek istemiyordu. 5 — Bundan iü ha bakamam, diyordu, utanırım.. Ve “biraz çenelerini âve ediyordu: — Hem de kıskanırım. Si kıskanır ? ası hisler — Uzun boyluydu. Şık ve zarif- Başındaki Okumral kıvırcık iğ bir aslan yelesini andırıyor- du. Beyaz tenin mavi damarla- tında kan kaynıyarak atardı. öm- rünü işinin başında ve karısile çocuklarının arasinda geçirmiş olan Tekini, Zehra gibi bir kızın sevdası çileden de Te- körkörüne a bağ- lanacak kadar ei ze Tekin gayri şuuri bir zevke düş- müştü, Vicdan azabı Dm sade mesti hissediyordu. Artık Zehradan başka hiç rü az dü- şünmüyordu. Sumeri de pa Fakat bu- na rağmen, ona İhiyanet ediyor- muş gibi NE Her.zaman- ki hayatına, hiç beklemediği baş- ka bir hayatı da ekleyi Krm Bu gizli aşkın mücrim bir gi duğuna ibtimal e aşkın günahı, ten eksiği gibi o bir otomobile atlar, her seferinde yolu uzun bulurdu. Evinden Zeh- ranın evine uzanan yol her sefe- rinde bitip tükenmezdi.. Zehra- nın odasına ayak basınca da, bü- tün dünyayı Başka bir olurdu. Ahşap bir evin zemin katında- ki kafesli odada sürdüğü hayat, i hayatının değişik bir deva- mıydı... Hani gym saatler. de, bir fikri sabi görülen rü- yalar vardı e bu hayat böyle bir res O da rüyada gezen bir insana benzemiyor süre Bazan gece- leri, Zehra; takar, zev- kin verdiği are içinde, İs- tanbulun ıssız — araların- Akşam'ın edebi tefrikası No. 15 NİKÂHSIZLAR | 18 Teşrinievvel 1934 Yazan: Selâmi İzzet şerdi. Tekinin uğruna kendini le atmış sanır Hair ihtiyatlı, ami. ek Pe sa > sık, rat, takip ars kasına dönüp er Sumeri anarlar, katilarak güler- derdi: — Şimdi, bir elinde fener, bir elinde kama kain se ne ya; Durur, 1verir- “oya yüzüne bakar- dı: — Korkmuyor musun? — Çılgın kız!., Olmıyacak ver ler söyleme, Hem den bahsetme. Senin yanı onu yok farzediyorum. Evli ol- duğ unutuyorum. Hayatım se- ninle başladı sanıyorum. Ya... Sumer dmnilllendi- “üs yanma gidince de tabii beni unutuyorsun, beni yok farzedi- yorsun... > var m? — Biliyor musun, ki ben kıs- kancım... Benim damarlarımda- ki kan kurumadı. Ben sevince se- yi nbr. . Neyse, artık bahset benimsin ben — HEingi — Ama eskiden Kürk Yaşıyor muydum pe yor Tekinin zo öyldiğine, sa- mimi olduğun: ne yeknasak Müreyi ve m rare hayat demiyordu, Yaşamak, yasağı bo- m hursızlama sürülen hayat ds- m artık her istediğini yap- tıracağına kdnaat getirmişti. Ak- lına geleni iatiyekilkei. Tekini z0- ra koşabilirdi. z bir evin zemin katı oda- nunla kanaat edecek tıynette de- gildi. Gözü yükseklerdeydi. Ne olursa olsun kendini halka tanı- e, Bir gün gazinoya girdi «Sarı gül» ün sahibini buldu. Konuştu, bir şarkı söyledi. Kızın usul bil memesi, dı meyhane sahibi- mıydı. Di ii — güzeldi, Müşteriye lâzım olan da buydu. Zehra da yat — Alacağım umurumda değ il Dn çnne verme. uu parasız bırakmıyor- du. Paraya ihtiyacı yoktu. akşamı «Sarı gül» bermutat doldu. Zehra ismi yeni müşteri celbetmiş değildi, fakat gedikli müşterilerin ağzında bu isim dolaşıyordu. s.. «Sarı gül» barının levhası cad- de üstünde, kapısı sokak içinde- da dolaşırdı.. anlar esna | dir. Dar bir enza, girilir, top- sında Tekin e esim kay- | rak bir koridor geçilir, minare beder, duvar diplerinde meçhul merdivenini andıran dolambaçlı bir yüyer e Nasıl gündüzün | basamaklardan çıkılır, geniş bif herkesi mn bu sokaklar, a oturulur. leri in aşklarını Ae Mi — ucunda tezgöb» mak istiyenlere melce oluyorsa, da küçük bir sahne Zehra da geceleri onun, sade onun sicile Masal duvar boyunca oluyordu. iki sır: a dans için avu$" em da geceleri kelle a içi kadar bir boşluk bırakılmıştır. aya kapılmış Arkası var) si e, ve çal Kİİ 5 lk yg