Paris 1 (Hususi) — nema yıldızı Duglas bir kaç gündenberi Pariste bulu- nuyor... Duglas geçen seneden- beri Hollivutu mi ve İngil- ati yapmağı ve gezdiği yerleri kuşbakışı olarak filme çek- meği de düşünüyor. ,Duglas bir kaç gün evvel biraz tü beşle altı ara- sında Crillon ind görüşmek- liğimiz bae Akşam üzeri karalarda saatta bii bir saray salonu ka- ar şem t tar yıldızı — içerken buldum. Be- ni o meşhur şirin tebessümile kar- şıladı ve is elimi sıktı. zam m edeyim ki artistle ilk iğ ülâkat etmiye- ün kemi bir çok seneler ev- vel Pariste görüşmüş olduğum gi- bi Hollivutta da Ak; mütebessim, genç ve neşeli Dug- las... Kendisine #il lğ 1 şu oldu: — Mösyö Fairbanks size yirmi tin tesiri var diyebilirim, £ e bir erkek için bu da mevzuu bahso- lamaz! Esasen tebessüm eden artist bir kahkaha atarak şu cevabı verdi: — Esrarım spor ve neşedir. sanlar ne zaman sporun kıymetini rümü vr! an spor yapmakla geçirdim. sabahleyin erkenden kala bah- AKŞAM NEMA Duglas Fairbanks genç kalmanın sırrını AKŞAM'a anlatıyor “Mari Pikford ile ayrılmak hakkında kararı Mariye uglasın Akşama çeye fırlıyarak spor yapmaktır. Hollivut s; yap için muvafık bir yerdir. Hava daima güzel, güneş parlak, yağmur kor- kusu yok, cidden spor için ideal ir memlekettir. Size gülecek bir vaka anlata- yım: Bir gün bahçemdeki havuz- da yüzüyordum, ağzımda bir ta- vuklu sandüviç tutuyor ve bunu yemeğe hazırlanıyordum, birden- bire ağaçlar arasından bir büyük kuş çıktı, bana doğru uçmağa baş- ladı ve bir hamlede ağzımda tut- m olduğum sandüviçi büyük bir maharet ve süratle kaparak kaçtı, gitti. — mi Mari de balkonda idi. ne daha ister misin?» diye ai «Bana sorma kuşa 80i ME verirse!...» dedim, si ği çok eğlenceli zaman- hr güzel günler geçirdim. Bir za- snler Magi: de ben de o kadar k ki uktan geceleri yağ yattığımızı bilmez- dik. Vakit olurdu ki geceleri de fi- lim y: Bara hiç uykusuz geçirdi- ve, Bi Şarl Şaplen, Mari, z pek iyi anlaşır, çok eğleni dik. Mari Pikford ile ayrılmak- İığınız meselesi ne oldu? u husustaki kararı Mariye bıraktım. Nasıl isterse öyle yapacağım, diyor M hediye ettiği resmi zının biribirine sidir, Fikrimce aörtlnğa | bale li medikten sonra evli kalınmış, ya- hut boşanılmış, ehemmiyeti haiz deği ni ort Amerikada me- Bağuğe meali koyacakmış. diye işittim? — Mari mebusluğa a gibi gayet zeki bir kadındır. Ame- rikada büyük kredisi vardır. Çok dostları vardır ve böyle bir şey .yaparsa hiç şüphesiz dostlarının teşvikile yapar. — Siz politika ile iştigal etmek arzu etmez misiniz? ür ve serbest maz e seve rim, hiç bir suretle bi lanmak ve mesi uliyetli “elerle idi gal pr arzu etmem, Sanatımı severim ve onun terakkisine zak Maksa. eyer sinema el > hag üs , bu suretle gani ee Fik- rimce sinema sanatı lâzım olduğu kadar terakki etmiş değildir. Si- nema daha ziyade terakki edebi- lir ve insaniyete daha faydalı bir şekle girebilir. B.0. (Muhabirimizin Doglas ile mtlâkatının ikinci kısmını pazartesi nüshamızda neşredeceğiz. | Şarlonun filmi İlivuttan gelen hal e göre Şarlo yeni çevireceği filim Sahife 7 Her akşam bir hikâye beyefendi Ah Bütün emeli bu idi. Hele lıştığı konakta kn ali hydı ki o zaman tam beyefendi ğe > olsum. Bazan etrafına alıcı gözile ba- d bu ne ei şından fazla yok» derdi. Bü türecekti. Gümü n ne altın zarflı fincanı ea Kahvenin köpüğünü b için ike yavaş mesi dikk rüyordu. ük beyefendi salkalie idi. ki kapısına yaklaştığı zaman küçük hanımla geldi, Küçük ha- nım olgunlaşmağa yüz tutan gö güslerini titrete titrete koşu sağ Karşılaştıkları zaman kıvrak bi gülüşle durdu: y Recep s sana çarpacak | Ah bir beyefendi olsam.. j a ne kahve Bü indi fena halde tepsiyi bırakın eyefe hazmı Recep ca gürledi: — Yıkıl karşımdan. Recep süklüm püklüm dışarıya fırladı. Artık Recep iyiden iyiye pusu- layı şaşırmıştı. Zaman zaman ha- remde gözleri Nadidenin üstüne çivileniyor; öylece dalıp kalıyor- du. Nadide o göğsünü titreten güzel gülüşile: — Re e daldın!.. de- Na- şakalar ecep... Geni yince Katlliğküs Eril dide onunla garip garip şi şakalar, da- hp dalıp gitmeler fazlalaşıyordu. Küçük hanımın da d oldu luğu görü tün evden ölü lar, ### Recep kuruş biriktir- mişti, Say küçük bir el bir kaç li edin şekerleşmi özleri bibi Sli deki ai ilişti. Eyvahlar ol- suri köpük dökülmüştü. Küçük hanıma dikkat ettiği 2 zaman kö- püğü tekrar kahve oc: camı yıkamak, yeniden kahve ka- rmak ve selâm: hığa rmek, yük heyeti küplere Bindise- Elinde kekveilkmlağan Kendi gene bhâyallere kaptırmıştı. Mesel büyük ey şimdi kendisi- ne: — Oğlum Recep... Okur 1,8 öyle karşıma... Seninle konuycaa rım var!.. dese... Rece Haya ederim diler, fakat büyük beyefendi: — Sen bugünden sonra benim öz be öz evlâdım sayılırsın, otur yavrum !.. diye elinden tutup kar- şısına oturtsa ve şöyle söze başla- sa: — Oğlum Recep... Biliyorsun ki bizim kerime on sekizine bas- tı. On sekizine girdi amma bos cihetinden çok geliştiği için beşinde gibi. gösteriyor. ek . O seni sevmiş, eğer senin de b biraz gözün varsa gel seni evlât edip göğsüme ba- sayım... Recepte tabii bir geni naz.. — Bilmem ki beyefendi cevap vereyim... Beni Gi isti var amma.. — Oğlum srlkdıli etme eyle- in Son e aramiz- daki tamamile sı Paulette Goddard ndağ tır, © Filmin ismi (o «Sokak Ear a dır. Şarlonun (o se- ın, genç kıza olan e ve bu uğurda geçirdi- ği maceralar gösteriliyor, Maa- m vi Şevrilmesine ne 77 değildir. ar. p bunla dü nürken bazda bir ses re — Ulan Neredesin şimdiye kadar? Hem bu kahve- nin bali ne böyle... Tuuu Allah belânı versin... Bunda ne köpük İşini büyüttü. O zamanlar harp A lenin Bü yük ticaretlere girdi. Müthiş zen- gin oldu. Şimdi eskiden besledi- gi «ah bir beyefendi olsam!» rüyasına biraz erişmişti. Zengin- di. Yazıhai istiyordu. Nadidenin güzel göğsü ca m yle un dik ler e sonra kollarında illere yordu. Acaba ne halde idiler?., Ne nefis kızdi. i İçeriye hademesi girdi: — İki hanım sizi görmek isti- yor beyefendi!... dedi... «Beye fendi»... Bir daha Yala evet beysfendiydi Kadınlar içeriye girince hay- retle yerinden fırladı. Bu o mağ- rür hanımefendi ile küçük hanım- . Az daha beyefendi olduğunu unutup büyük hanımefendiyi etek- liyecekti, Fakat derhal beyefen- vk Emmi? Büyük hanıme- ile çökmüştü. hanımefendi şimdi ona karşı hiç mağrur de. ğildi: sarıldılar. . diyordu. Hiç koni ğa semeri. Halbuki ben de senin annen sayılırım. Bu cümle ei & titret nakta çe hayalinde hanımefen- dinin ağzından böyle cümleler uydururdü. ladide gene o güzel göğsünü titreten gülüşile : hi... Niçin ye in sunuz Röğiğ beyefendi. . Nadi- de tatlı tatlı akan bir suyun şırık ısı gibi konuşuyordu, O söyler- adidenin kolunda e iri dile tutuyordu. Tam eski günlere dönmüştü. PRE lar. Büyük beyefendi ölmüş. Bir (Devamı 9 uncu sahifede)