Yazan: AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 73 .mi açar açmaz kahvaltı m Beyazıt, ağasının sözlerine inanmamıştı: “Sus, kara şeytan! haberler getirirsin! vr Gri sabah padişa- İkinci Sultan Beyazıt erken- den uyanmıştı. Cafer ağa padişahm yataktan kalktığ rhal kah- » Yatak odasından içeri girdi. P. Padiş ah ek- yorgun ve sinirli olduğundan nn mi ko- vaktinde getirdin. hal adil eziliyordu. Gözleri, Diyerek mutadı ri sü “Arkasından taze yum! çel yemeğe başladı. Bilimi yas yerinde idi. afer ağa: — Allah nazardan saklasın, şev- ketlim! Yumurtalar çok tazedir. Bir tane daha içemez misiniz? Ma- şallah iştihanız yerinde... Bu ge- şahaneleri için sabaha tim! nk böyle olur işte. Bugün si bi tavuk ve 1spa- nak a yemek istiyorum. Te öyle Yemekleri er- yi pir ine, ime, gevketii? Şimdi inince İzi arzederim, Karaman beyine de iştiha- min açıldığını irsi ! Kaç gün- dür, yemek yiyemediğimden ç merak ediyordu. Cafer, fırsatı kaçırmak iste- medi: — Müsaade ediniz de bunu kimseye söylemiyelim, şevketim! Kem gözlü insanların nazarından korkuyorum Sultan Beyait Cafer ağaya söz söyletmemişti: — İbrahim beni çok sever... Kaç gündür rahatsızlığımdan do- layı endişe ii arayda kem| gözlü insan yoktur. Haydi geve- zeliği bırak! Beyazrt gülüyordu... 'değildi. Zaten o, Çafer ağa ile her za- Hiddetli Cafer ağa ya çatmıştı, Padişah soj — Ne var, Sie Suratın bir- 'denbire asıldı..! Çok şeyler var padişahım, ce amma... Söylemeğe yok. — Can sıkmıyacak bir şey var- sa, söyle... uruyorsun? e du: Cafer ağa iri uzun dudaklarını sarkı tarak: — Bu İbrahim beye fazla yüz Bİ gözlerini açtı: — Sama, can ve ig Byimi demedim mi? Gene özmen başladın! saçmalamağa a başladın! Sen bana her zaman böyle korkunç » diye bağırdı.. adamı saraydan uzaklaş- tırmanız zatı yehaneleti için çok faydalı olacak..! Se hiddetlendi: — Sus... Bana Ke Tepeli ba a durur. ken, gözleri dalan ei mak için kendini zor tuttuğunu gördüm. Böyle bir adamın saray- 'daki misaferetinden hiç bir fena- lik çıkmaz. — Bu sabah iştihanızın açıl- masının sebebini benden başka he kn büy Bu adam müthiş bir büyücüdür... Sultan Beyazıt yü le güldü: Sen çıldırdın mı Cafer? O, lerin şiddetle dü: daima söyler. Bunu sana kim yumurtladı? Cafer tereddütsüz söyledi — Gözümle gördüm. Hattâ dün akşam rahatsız in ku- caklayıp er e a Bu adam in canımıza kıyma; çalışıyor, yrkkikai Onu eğ > — Söylediklerinin ağ birer saçmadan ibaret... Korkulu rü örmüş il adam gibi k - sun! Haydi, git. üz yıka. Gözlerin i > açılsın da öyle vi yanıma.. Cafer ağa bir şey söylemeden tepsiyi alarak padişahım huzurun- çıktı, — Bu ne itimat..! Diye söylenerek, ısmarlanan ye- meklerin çarçal ubaşıya yapa Karaman Kyle ydi uk laştıracaktı. K oskoca İstanbulda padişah mi- safirini EK başka bir yer mi yeki Baliç köşkler kimi bekli- yord b gülerek — İşte, şevketlim! dedi, yüzü- mü yıkadım... Rüyadan uyan dım... Ve Karaman beyinin efen- büyüleri elimle raşmıyacağına kani olduğu için: — Fellâhın maksadı ne- dir? Aş çivilere şöyle bir göz — Alelâde iki çivi. Bunların ve ye çocuklar bile inan led gök, bunlar çoktanbe- ka kurtuldunuz! Beyazıt omuzlarını silkerek sor- du: — Neden kurtuldum...? 4 bir tavır ile: akşam (5 bir. hikâye | Eski bir hesabın tesviyesi | Nurhayat, akşam çayını içmi mek Şii Feridun, şapkasını eğildi: çıkararak sus sizi görmek için... uz, girelim, rdiler, tenha bir köşi ye Me Nurhayat, erdi içinde lâkırdıyı uzatmak ii di, Açıktan açığa hücuma seçi — Evlendiğimi duydunu! m taj yapmağa geldiniz, değil mi öyle o ir a lanmayınız, Nur mek istiyordum, ee sai ber almak üzerimde derin bir te- — Bö sir yapi v.. — Bu teessür Ee — Bırakınız d iü tamam- la Aynacızade Fet beye- fendi ile evlendiğinizi işitince ga- t zengin bir kocaya çattığınız- 'dan dolayı n ve sevindiğimi tahmin edemez: — Şimdi şu lr bırakalım 'da beni neden dolay. tiğinizi anlıyalım. — Daima selini! Beş se- tahattur et- nedir İranı, Efganistani dolaşi- yorum. ne er a imi i memiş bir hesap bulunduğunu el- bette e — Ummu mu, canım? Ha- meselesi... Zengin değilim, fakat faizini ltödiyebiz lirim. ” Nurhayat sapsari kesilmişti. — Feridun, bende bu kadar pa- ra yok. Şu sırada eğ iade etmek elimden gelme: Fakat ga iğ amme evli değil misiniz? Doğru amma, Fettan sebe- bini sormadan bana e para bile vermez. Yalan da iyemem! — O halde.. demiki kocanız- dan istemiyorsunuz, Jâkırdıyı ke- lim, ben bu paranın retle tesviye edilmsinde katiyen ısrar edeceğim. — Fettan ile ko onuşarak NE re- zalet mi ze değil mi — Gülünç bir rezalete Ki rmek fikrinde e, Hayır, daha bu kadar aşağı düş- m ze, yemeğe üçümüz: Siz, ben, kocanız. nin geçmiş mesut günlerini hatır- lamak fırsatını buluruz. Bin lira- ukabil çok fazla bir şey isti- sayılmaz zannederim. Nurhayat biraz düşündü. Ters — Adresinizi veriniz, yarın bir davetname alırsınız, dedi. Feridun Nurhayatın mazisinde e bir kaza kabilinden bir KAZARA — Sus, kara şeytan..! Sen bana er zaman böyle korkunç haber- ler getirirsin! Haydi, defol kar- ımdan! (Arkası yari | e sergüzeğt idi. iki ufak bir zaman için i olmuş- lardı, sonra başka | bir evin Nur- hayatı Feridundan ayırmıştı. Da- ha sonra Aynacızade Fettan beye- fendi âşık olmuş, genç kadın bu ni serbes bırakıyor, ui tanıdık- Sadi kişi ses çıkarmı- ordu. Onun , Feridunu ko- Haylıkla yemeğe eri edebilirdi. Böyle yapmayıp ta pokerde kay- bettim gibi bir bahane ile koca- sından bin lira istese müşkülât çı- kacağını tahmin ediyordu. Çün- kü Fettan onun n poker oynamadı- ğını bilird Feridu; bl nasıl olmuş ta bu bin lirayı almıştı? Bir pek sıkıntı içinde idi ve Feridun pa- rası olunca eli çok açık bir gençti. Hattâ ona bir makbuz vermek için ısrar eden de kyhyasl gizi Ayin Fettan be- yefendini eşem apart nından ii el kira zaman, Nur- hayatı yalnız buldu. Genç kadın wi tini belli etmiyerek güler ikrama başladı: — Bir sigara buyurmaz mısi- 2? » — Teşekkür ederim. Geçmiş za- manları hatırlıyor musun, Nurha- Büyükdere esi tel- 'de yediğimiz öğle yemeklerini? ıma- yat? — zile yerini — Maamafih, şarapl old ekşi idi. — Ne mükemmel bir artist olur- dunuz, Nerhkiyezi Fettan bey geldi, Nurhayat mi- safirini kocasına takdim etti, Fet- tan beyin halinde bir garabet vardı, Dalgın gibi görünüyor, pek az konuşuyor, ei rem cevap bile vermiyordu. Dudakla- rında sahte bir een yapma bir nezaket dolaştı belli idi. Acaba bir şeyden çiğheleririz mi idi? Fakat Dr eee bile Feri- dun behemehal onun hasedini, şüphesini tahrik SN ister gibi davranıyor, muttasıl maziden bali sediyordu. Bir takım vesileler — moi eski hatıraları tazeliy: ia hanımefendinin evin- deki öğle b musunuz? e mesut günlerdi.. i o gece ne kadar lâtifti... Ne berrak bir mehtap vardı Sonra muşta geç vakit avdette... Nurhayat bunları işittikçe mah- volduğunu hissediyordu. Hep ha- ve oni da Srlerden mehtap lerden hatıralar... dokundu. Ne yi ağını bilmez bir hale gelmişti. Bayılacak gibi oluyordu. Nihayet saat on biri çaldı. Fe- ridun ayağa kalktı: — Lütfettiniz hanımefendi, de- di, sayesinde pek hoş bir akşam geçirdim... Fettan bey misafiri kapıya ka- dar teşyi da Salona ER za- man, Nurhayat şaşkın bir halde — Garip bir e . Fakat bi- raz.can sıkıyor... Adamcağız be- terbi: iyesiz bil zannetmiş ol ola- in mi güzelim, kendisine karşı nasıl davrandı. 5 Haziran 934 salı N İstanbul 18,30-19 plâk neşriyati, 1 » 30 Mesut Cemil bey tarafından ç0- uklara masal e 30-21, a em Ke * bey benleri NE 30- 0223 zet Nezih, Cemil beyler düründe oda Tenli iki (Bethov, Triy: Varsa (1414 m.) — 18,15 piya-” o, 19,15 teganni, 20,50 plâk, 21,12: bhmaya Bi Yİ 5 Me ei Roma (420,8 m.) — 18,15 kon” | «er, müsahabe, plk, 21,45 konser, 24 haberler. EB (364, — 19 balk seri, 20,20 Ein, 21 teganni, zi 20 (Hanri Düparın şerefine suvare), 21,35 konser, 22,15 konser, 23 habe: El i plâk. m.) — 18,25 Prağ (470,2 ii plâk, 20,15 o kuartet a seri, 'koro konseri, 22 teganni, habers 23 30 Çek bestekârlarının danslar udapeşte (65 m.) — 19 orkes ka 20,10 Mallar Gi büyük Si) 23,30 çiğan e Viyana m.) — 18, mari, 20,15 Holzer per > 22 nini 23 son İber 23,30 dans musikisi, 6 Haziran 934 çarşi : 18,30 - 19 » N , i 5 ğ la KE “dig LR m 3 m pg inden? Mu nsup ve mukayyet ini eği yoklaması 3 hazi- tehassıs olduklarını tevsik ed. lerdir. Fevkalâde mazeret d. yısile bizzat gelmiyeceklerle rada olanlar mektupla” müracaat ederler. Mİ e Öğe Beykez As, şölenler ihtiyat iN < ER: 3 B 5 z Li il 5 5 Ğİ K şembeden her gi Tm yaptırmaları ilân olunur. Si KE» e ğıma... Nurhayatın sesi iner Ba- yi bayır diye — etmedi ği memnü- num. İnşallah Feridun bey de dikkat etmemiştir. Hep o kon tu. zl sustum. Sana itiraf ede- i, söylediklerinin bir kel li. mesini ni bile du; ! Nurhayatın ağzı açık kaldı Hay» kırdı: ; — Allahaşkına Fettan, yetişir, bana işkence etme! Ağlamağa başladı. — Ne oldun, güzelim? Ehem- miyetsiz bir kaza bu. den çıkarken yanımızdaki ben- zincide bir kaza oldu. Kulağımın dibinde top gibi bir patlama... m a in GM Me e aaa, 2 z ni ? zi e ela: ed Üzerime muv: t bir sağırlık eldi... Sana söyliyecektim, mi: j safir vardı t 1 yim. Yavaş yavaş kulaklarım da- r ha iyi açılacak. 1 Nı yatın ağlaması dinmişti. Hiküyeci