İn (Bu Per rdenin Ark kasında “/ Yazan: Earl di “<< Ba sere kendimiz mah- rum etmemek için telâşi diye Şan cevap verdi. — Bütün plânlarım hazir. Şim- di saatin yama bekliyorum. an başile tastik etti, Sözünüzü tuttunuz ve ikide birde içine kafanızı sokmi İN 1 heri sin rr ve ve kılmı aşlık edi- niz. Ben pa e er sizi çağırı- " ğekeiil , — Beni tevkif mi ettiriniz? ri ” — Katiyen. Fakat 1 takip etmenizi e ii Anlaşıldı mı? adınız. Ben — Evet Pat... Sizi takip edi- yalnız Ballettim, be pa iktid. şti neri raf ederim. Demek size hiç ih- ran kalk ve kiii açtı. yasım yokmuş, keşke on gün inbaşı Dürand her zamanda; vvel memleketinize avdet etsey- > rişandı; ayakta sallanı- iniz. e Beni müteessir ediyorsunuz müfettiş bey; maamafih kin tut- esra im “ame için çabuk daha sakindi. i görmekle memnun ol- dum, 11 cevap verdi. Bir koltuğa otun — Size ne ne müfit olabi- leceğimi söyler misiniz? e SİN sizi. a . karşılaş. tıracaj Ko sl cebinden gümüş taba- kasını çıkararak, bir sigara kaş — Ben e avcısı değilim, Buna ra e ei lâkayt kala- mazsınız. — Sahi mi? ok seneler evvel birlikte pl etmiş, olduğunuz bir ka- dın mevzubahis. "ın esmer ve kemikli el- di. edi. nlıyamadım? Eğer yanılmıyoı sekiz ay deva geçip Acemistan etinize dönmüşsü- müz. , — Evet kitaplarımda yazdığım seyahatlerim. — Kimden bahsetmek istedi- ğimi pekâlâ anlıyorsunuz. On beş sene evvel Hindistan'dan nk ğınız Ev Dürand" : dan. Kimse den şüphe etmemişti değil mi ie lonel? Göğsü nişanlarla dolu, bü- öllekmke biliyordum. Binbaşı Dürand'ın karısını siz kaçırttınız; ispat edeceğim. Belki beni zah- mete sokmadan itiraf da edersiniz. Betham he, ğ il e ven bepsi 3s ediyorum. —K iz bilir. Bir kaç daki- kaya kadar > ak burada lacak. Kendisi i görmeniz belki hafızanızı harekete getiri r. Koca yorum, Betham başile tastik etti, — Bilseniz beni ne kadar se- windirirsiniz. Her ikisini de çok eskiden tanırdım. Birilerini > eğ olurlarsa ben herkeste; mesut rum. 5 © ez bir polis gö: — Binbaşı Dürand KER di- , ye haber verdi. — Çok iyi. Pat, kolonel Bet- or gibi idi. Flanneri derhal bir ike mle uzattı. — Oturunuz rica ederi e pimizi Gemiz değil ni? Si- ze mühim bir müjde vereceğim. Karın!7. zannettiğimiz kadını ni- hayet bulduk. Bir kaç dakikaya kadar burada olac. irand mahzun, mahzun — Ev'i mi buldunuz?... Acaba hakikat mi? le ise göreceksiniz. Şahsen karnı olduğuna eminim. Gelm ize — sualler li im Meşhi üğleizei i nl 3etham ai değil et. si Ma uzun bir seya- n hareket etti. — Evet, harkinde bulunma» dım; sonradan memleketi terket- tiğini aydan — Karınızı o adamın götürmüş olması sr nden kimse bah- setmedi Bu Mai Dede bir kurşun te- siri yaptı. Benzi sapsarı sarardı. — Hayır, ei en ufak bir imada bile bulun — O halde vaziyetin bu mer- kezde olduğunu ben size e yim. Dürend ayağa e odayı ar- şınlamağa başla: eri 1 inledi, Bet- Hayın, Dayi buna mukte- dir di dir. En iyi vadi iti- mat ettiğim bir adam, bana karşı böyle eği iş yapma: — Şimdi burada idi, kendisini tevkif si — Fakat inkâr etti değil mi? — Evet... İnkâr etti; lâkin de- lillerim var... — Delillerinizin a yaln e bağırdı. ri 'e karşı bir hakaret telâkki ede- . Beni sevdiğine eminim.. e çok Te yi isin miyorum, İnam: — Gö: ei aki kendisi- ne sorarsınız. Dürand kanapeye yığıldı, başı- nı ellerinin içine aldı. ili Vr. herkes susuyordu. Mis ları heyecandan Li rm if hiç EE ayy kel gibi donakal ve sig vam asa- bi bir hava içinde yaşıyorlardı. Petersen denilen polis, bei önünde göründü. Üstü başı toz di. içindeydi. — Jim ne haber? diye Flanneri > Yakalı mi? er sıkı yakaladım üs- tat, Eyer kapının bir tarafına çekildi. ; “(Arkasi var) üzeyyen e 2, 30 ber neşriyat, ajaı ber 2 30-22,30 radyo Em ans musikisi. çime 12,30-13,30 Ankara e Tastan nakil, e 18,40 orkestra ler Bela, ure, Romantigue, Rar berg, bele Robert le Pirate, Mi- ei Sİ b a e 20 ala- turka ıs habı Bükreş Gekü — “ls konser, 20,30 Dr udapeşte (550,5 m.) — kestra, 28, 15 İZ 20, 40 e 21 komedi, > havadis, çiğan musikisi; 12,30 cazban Paris G128 m.) — 21.10 havadis, e 22 komedi, 12,10*son ha- ber Pa (470,2 m.) — 21 dram, 23 e haberler, b , 23,30 konser. lama (420.8 m.) — 18 din ayin 20, 30 bavadii, nl abe, 23 konser 24 son ik er. Varşova m.) — 18,25 gra- mofon, 1820 el, 20,05 mütefer- zi 02 konser, 23 gramofon, 23,30 ik a (506,8 m.) — 18,10 konser, 20 e 20 3 radyo al 21 mu- ikili komedi, e 2 komer, 23,30 rad- yo jürnal, me 212, e a 30. Mi plâk e iğ M 30 Eiza hanım, İni iğ Önül Tamim Sevim hanı e ). 21,20-21,30 leri 21;30-22,30 ine Ya 12,30-14 Ankara Palastan 18- a 2) keman konseri (Ekrem sızca m 19,15-20 gramofon. ajans hab e 4,5 m) — 18 orkestra, 21 mi 22 inşat, e 30, 2) 19,40 piyano, 20,50 e 22 havadis, orkestra, 23 is, çiğan bü Paris (312,8 m.) — 21,50 gramo- fon, 22,10 konser, 12,10 son haberler. Prağ (470.2 m.) 19,25 Alman İyo: 0,05 i. 1,30 cazbant, 23 havadis, 19 havadis, ye 21, 45 bileni k konser, 24 ha- 18,15. oda 21,15 m (1414 m.) emi “20,25 Gam nser, 23,40 ii musikisi iyana (506,8 , 10 melo» 1855 dyo. düm ENİ kesi 23 yi havi incil yer iüreyya, in Asaf beylerin * yemi ia air ve yazılar yardır, tavsiyi nn veni KEA— sait şersitle AKBA müessese- eği a ırtasiye- cuz. li burada nizi a ire KBA men Telefon il ,, birinci şube: | , ikinci şu ii Te da AKŞAM kitaphanesi BE neşriyatını A müessese- u AKB, lerinde bulabilirsiniz. ala o | Her akşam bir hikâye Salonun vi köşesinde | kita; okuyan Zeynep hanımefendi bir You piyano çalıyordu. Selim onun kar- yi dir ağn mi Pi- yano, üzeri, yanan mavi bir abağ ncin yüzüne €srar- lı bir ei e Zeynep ha- nımefendi düşündü: Biribirleri- ne yakışıyorlar.. Ne güzel bir e olabilirler.. Selim tam istediği tarzda bir Vakıa daha ündü: ne on sekizine girmişti. Selim | tir itenberi evlerine sık sik müdde b silip geliyordu. Evde herkes ona eta müsti damat gözile ba- kıyordu. Güzel delikanlı idi, Ha- iye memuru idi. Ahlâkı çok iyi idi, İki evlendirmekti. Delikanlı; tan . Ve ın saadetinin büyüklüğünü anladı. Selim genç kızların rüyasına giren peri pa- dişahının en küçük oğluna ben- ziyordu. Onları uzaktan , seyrederken Mış iy» le piyano çalmıştı. erin böy- le bir rüya gibi gidişine hayret edi- kalfa: —Ne pek genç m Vicdan kak facığım... OKırkına yaklaştım!, Az mi?.. Odasına girdi. Vicdan kalfa- nın Ki süaleri Ml ukde olmuştu. ibi... 38 ya- yaklaştı. uzun yüzüne tı, Kiiikii "ki in SR 38 yaşında olduğ im: mazdı. Bol 1 bel dl sile dar gençken kayna- .. İçinden acı acı gü ps de!.. dedi, kızım için!.. ütün saadetim o de- ğil mi? gençlikte, güzel- nadet arıyacak değilim ya.. at aynaya baktıkça fikri emar Bir sene sonra belki de torunumu kucağına alacaktı. Bir an ai eski günleri düşü! On Kocasile beş sene ye ai cası öldükten sonra senelerce Y: yalnız kalmıştı. kat bütün erleri, ve e larına karşı ruhun anil si- kı sıkı kapamış, ilitlemişti, Hiç bir gençlik, hiç bir kadınlık fırtı- vi uu kapalı kapının aralık: mn içeriye süzü imei er şeyi kızına vermiş, onu ye eşi Emen di Belmanmn mürüvvetini receği (o sırada, aradığı Genç kaynana bir z e bulduğu günde bu garip he belen iyon. a .. Aynadaki henü ii kadın.. Te eri. İİK “Bani bunlar ri ham nelerde nberi n ve li ei rdu... m ittikten sonra Ze; han end Te girdi. Kızi m inde ona sarıldı. Bel -E iğim!.. O kadar meri ki!.. diyordu.. Zeyne; hanımefendi bu saadeti yetini çok iyi kay gittikten sonra: mahi- Kızı «Gençlik benim neme e > mesut ya.. bu zl ie o gece sabaha kadar yamadı. Sabaha karşı daldı. Rü- yasında 18 ri senelerden sonra ilk defa ce görüyordu. og #» Artık beklenilen nişan günü- nün eli ğında idi. ha- mımefendi hafiften hafife hazır- lıklara bile başlamıştı, Selim bü- da gördüğü şeyle- uyun © ie onlarda seçili , Hep birlikte deri yapıyor- lardı.. yane r kaç > mandani söy- Tiyecek insan! s bir hal gelmişti. eek Fakat tes zeddüt ediyordu. günü — eynep hanımefendi ne romanına dalmış, uzut n ağız liğı ile sigara içerken Selim gek elma biraz dışarı çıkmıştı. Delikanlıyı hanımefendi kabul etti. Selim: j nımefendi, dedi, size tülü bir haber mec- buriyeimderim. Bütün bir gece uyuyamadım. . Sabah olur olmaz buraya öyle hanımefendi heyecsiiğ doğruldu: — Ne var Allah aşkına... ee rum ise İzak bir sefarete akat İst iile e eski be- bir işkence e ie Ni Sizden ayrık hepimizi müteessir eder... Selim re içinde idi: © — Bana bir şey söyleyiniz ha- meal ee bir akıl öğreti-. Mi hanımefendi artık söy- lenecek sözün zamanı geldiğini anlamıştı: — Sevdiğinizi de beraber gön türün Selim bey.. Uzaklar yat arkadaşı olmadan vakit zar” Knk . Beraber gidiniz... terseniz zannederim rebilirsiniz.. Selim onun belir yumuşak eitli aldı: « Zeynep beni sevdiğini hissetmiştim. nim güzel Zeynebim!.. Ni elin değil mi? Benimle ai .. in edildim. ki buraya si- zi bağlıyan şeyi beraber götü. ğ in ve bu ev- klarda ha- gerek!. . İşte ti içimi <