4 Mart 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

4 Mart 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: SULEYMAN KANI — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Mağ Ye eğ ME ay - Me akn Gi li Mi v - CAKŞAM : 4 Mart 1434 m Abdikami, Rar —— Vabided. devirlerinde Tefrika No. 4 4 Mart 934 Tefrika No. 247 ırağanın bütün lâğımları ati müthiş taaffün başladı Sultan Muradın baş kadını Mev- hibe hanım anlatıyor: «Sultan Muradın hal'inden yir- mi sene geçtiği halde Çırağan sa- rayının hasırları değiştirilmemişti. Döşemede görülecek hal kalma- mıştı, Müracaatlardan bir fayda « yani hasır döşenmesi i im kadın- “lar bir yerde toplu caktı, Tam o günlerde Murat li Ayr paya Gi, Edebsizin biri © (Kaçan Murat bey Men Sul- tan Murattır! hi Diye saçma bir jurnal vermiş. Sıkı tahkik ediler hasır işi de , bırakıldı, gitti! i ultan Muradın kızları evlen- © miyordu. iler gönderildikçe © Abdi — Ne payım! Almağa kimse talip olm Cevabını lek Hatice Sultan 32 yaşına gelmişti. Bir ir gün: — Nadir ağanın bir uşağı da yok mudur? Diye haber gönderdi. Bu söz üş; nihayet kız! iz sa- rayına celbedildiler de orada ev- “lendirildiler. Hatice sultanın damat Kema- münasebette bu- ri telehhüfte bulundu. uradın vefatında vü- Kuki iğne batırıldığını ben gör- medim, Sultan Muradın vefatından 25 gün sonra Nadir ağa gel geldi. .— Padişahı göreceğin gelmedi iye si , Ben de gidip Ab- dkenidi Rl Ayda 125 lira tahsisatım var idi. (Üssü inkılâp- ta yüz elli gösterilir.) Çırağandan çıkmama müsaade- sini ve dört odalı olsun bir ev ih- san eylemesini istedim. Sarayda gördüklerimi, bildik- müsaa- ltifat- larda bulundu. Hattâ bir, iki defa tiyatroya davet citi. — Fakat sonra bu iltifatlar da ke- sildi.» Sultan Muradın Çırağan sara- yında geçirdiği hayat hakkında yaptı -(Dömek arel ra Belleğin. «Türk müsahip- ilhamit kendi müsa- hipleri ile iltibas vukuuna mey- almaması için bunlardan iki- sinin isimlerini değiştirtti. Bunlar gn başına giderken baş mü; Cevher ağa A Pa ğ ii ağ li RE vü “bulunmasını Çırağan haremi baş kadın Mev- hibe hanımefendinin idaresinde idi, Sultan Murat namına mutfağa pla üzere hazinei hassa an in lira tahsis edilmiştir. Kılıcali eh Çırağanın mutfağı idi. Öteki paralar valide sulta; namına gelirdi. Sultan Murat için Yıldız sarayından bir tabla yemek geldiği gibi şehzade Salâhaddin efendiye de hususi bir tabla gön- derilirdi. Elbise gibi şeyler ancak bir verilirdi; o da hayli patırtı ile... Maaşlar er einen kalfalar kapılara e — Pad zı Gaia Diye gürültü ederlerdi. orta lal; maaşamı- li iz gürültü edilse yedi, & 3 d A kabil aman ağa yanından gelme olan küçük a üz kuruş muş de edilmişti. Maaş tediye- si uzadıkça bunlar hazinei ha: muhasebecisi Halis efendinin yo- lunu beklerler, görünce sıkıştırır- lardı. Maaşlarını kırdırmağa razı olan- lar da olu Çırağanda sekiz harem ağası vardı, Sait ve Hacı Asım ağa gibi eskiler Sultan Muradın bendegânı lerinden memnuniyet beyan ederdi. Bazı- larının: — Allah sizden razı olsun! Diye omuzlarını sığardı. müsahip olan Cevher ağanın elin- de idi. Cevher ağa Çırağanın mu- hafaza memuru idi. Çırağanın sıkı tarassut tertibatı mucibince geceleri rıhtımda dört tüfekçi gezerdi. Haremin mut fazasında iki tüfekçi var idi; — di bekçi de nöbette J iki baltacı giyim eşyası gibi e zımı hariçten alıp harem ağaları- na verirler, onlar da hareme isal eylerlerdi. Dört külhancı hamam, ardı, Gelen yemek ee ren tablakârl etmemesi lâzımdı. ağaları bunlara refakat ederken harem tüfekçileri hallerini taras- w sa bulundururlardı. tan Murat hareminde 18, 19 ve hizmette bulunmuştur. Sul- an Mi geti- kimse ile ihtilât harem bilgisine meçlâp Sultan Murat Abinin aley- hinde hiç bir söz söylemez, hu- zurunda kimsenin bu yolda tefev- da jiste- 1314 te Çırağanın bütün lâğım- ları su yolları gidiş müdürü sansar Mahmut efendi alez kapat- tırılmıştı, Bir müddet sonra eği ta- affün bittabi ziyade! Haremde vn ie Tar bahçede çukurlara, oraya, bu- raya dökülüyordu. , Taaffün tahammül edilmez de- receye varınca şikâyetler de per- de, perde yükseldi. Nihayet Ab- dülhamit insafa geldi. Tüfekçi kü- çük Tahir bey Yıldız tarafından gelip denize giden mecrayı açtırdı. üthiş taaffün zail olunca Suk lhancı paraca çekilen sıkıntıları düşün- miyerek 100 lira ihsan verdi. Çırağanda su mebzul değildi. ber kaim efendi yüz paralık darik elimi. “Neden sonra bir Hamidiye v De da su sıkıntısı biraz zail oldu Suli urat namaza PN met md Gündüzleri ya kitap okumakla, yahut ufak tefek marangozluk iş- lerile uğraşırdı. Sandıklarla ma- ii takımları, edevatı var- “Sultan Muradın Çırağanda ser- külhanına atarak Saka Cuma Sultan Murat (paşa dairesinden) kalkar, mebu- san meclisi olan dairede Bü- Hazinedarları da kendisini eğ- ala için yanında bulunur- lardı. Bayramlarda — ae efendi dairesini iki faslı y. pılır, kendisi de in Bugünlerde baklalar bazan er- kek elbiseleri em taklit oyun- Tarı da yapar! Fakat mi Murat kendi hu- susi dairesinde böyle eğlenceler tertip etmezdi. Hayatta neşesi kırıldığı, mah- pusiyetten kurtulmak ümidi kal madığı için gamı ve kasaveti içki ile geçiştirmek, unutmak isterdi. (Arkası var) AKBA-— Kitap Evinin birinci şubesi karşısında lerinde ae yenir. nizi en ucuz. olar; urada temin eders i; Telefon Yi 0: Zü ikinel şube: Gümü Sl | me AKŞAM b neşriyatı AKBA müessese- Binbaşı; iri kestane rengi göz- lerini kendi gözlerinden bir an ayırmıyan genç mülâzimin yanı a doğru yürüdü. Gülmeğe de- vam ederek dedi ki: Maamafih bu teklifiniz ho- uma gitti. Çok cesur bir zabite Yoruldunuz, oturunuz b: kalım biraz görüşelim. bininin musunuz? — Evet binbaşım. Gl var mı? Ge reci bi uzat- tığı Yan eyi tıktan sonra, şöy. le bir ündü. Cevabı çok ko- lay SA gibi görülen bu sual mülâzimi bir hayli meşgul etti. Bir iki dakika daha düşündü. Sonra: — Öyle tahmin ediyorum ki ölürsem arkamdan gözyaşı dö- alnız bir ihtiyar annem kecek yi vardır. Vm © kadar binbaşım. Kumandan: — «Tahmin ediyorum, dediği- nize gi Genç şa, Bu akeğe da cevap Bizhaşı o sırada gene yerin- den kalkarak pencereye doğru yürüdü. Tam bu sırada kapı da yi açıldı. İçe e girdi. Topuk- ari irani vurup şırak diye bir ses çıkardı. — Binbaşım filo avdet ediyor. larla birleştiği yerlere doğru par- mağını uzatâral ie EDİR a geliyorlar diye g aa Bir dakika sonra tayyare danının in elektrikleri törleri yi 1. O havalinin, bek ki ee gündenberi gece- leri ışık yüzü görmiyer sırtları bir- denbire gündüz gibi aydınlandı. Kurşuni renkli kanatlar, projek- altında parladı. uş bir a sü- mey- törlerin ge Yağ yaresine motosiklete atladı; doğruca ken- ge mb bekliyen bin- başının odasına gitti. Kumanda- nin ilk suali şu Hold — Yaralı var mı? lâzim Sermet bey göğ- sünden bir kurşun yedi. — Kalp tarafında mı? — yi — A Ez ei kaybetmedi. Ma- kinesini idare etmeğe muvaffak astane pavyonuna aldılar. nbaşı masanin üstünde duran şapkasını kaptı, “RİN, | lerinde bulabilirsiniz. niz. Evvelâ. DAĞLARI BEKLİYEN KIZ mm Yazan: Esaf Mahmut nra verirsi- blm lim dedi, odadan fırladı. Yüz- De da fr gittikçe coşu- r, dağlardan korkunç sesler ge- ww du. Yollar birer ii yatağı halini almıştı. Suların içinde büyük çoban kö- leri oynaşıyordu. Binbaşı, arkasından diğer iki zabit hastane pavyonundan içeri girdiler. e. dört bir tarafı zabitlerle (o çev- rilen şabahaği yatağına doğru koştu. — Sermet oğlum nasılsın?. de- i, Sy vekğ sarı saçlar alti ında pr ril piril İN barlıyan bir çift lâcivert göz binbaşıya doğru çevrildi. İn- ce ve şeffaf ili dudak kımıldadı. — Teşekkür ederim Kuianda- nim, iyiyim, Binbaşı yarayı saran dok- tora döndü. — Kurşun içeride mi dedi? — Hayır, çıkmış, Hiç bir like yok. Yalnız fazla kan zayi etmiş. Doktor bu sırada yaralıya bak. tı, elini avcunun içine aldı, — Hayatını a med un oğlum e. sonra bar m i netice feci ola “Binbaşı vene duran mandanına 80i — — mi Sini — Evet — Yere caktı. filo ku- ç yaralı ni kafası» kaldırdı. Yerinden kalkmak di gibi ayaklarını oynattı. — Binbaşım durun ben anlata- yım Sc Ve söylemeğe başladı, Genç zabitin tettağeirlğ hakikaten bir vr mevzuu eri edecek de- de parlaktı, Anl ge filo ma söze arıştı: — Artık yeter öbür tarafını ben anlatırım. Bak yüzün sarardı. Fazla ko: 'orgunı konuşma!.. Doktor da müdahale etti: — Yüzbaşının hakkı var. Fazla yorulmağa gelmez. Mendi artık süre apa ve uyul. enç zabit gülümsedi, iri, la. civert gözlerini yüzbaşıya doğru çevirdi: — Asıl işin sonrasını binbaş veya li rahat rahat sik 2 e kumandanı, uzun ve sarı bıyıkları altında haklı bir gururla udakla titriyen ı, manalı bir tarzda kıvırarak binbaşıya doğ- ru döndü, dedi ki: eyi sayesinde işin bun- n sonraki kısmını yarım saat- harbi açtık. icinde neye uğradıklarını şaşıra- lerine rak dağ * oğru kaçma- ğa başladılar. m. geldikleri, “ne istedikleri İmiyan bu yabancı sürüleri a kayaların al- im in kadar takip et-

Bu sayıdan diğer sayfalar: