Sahife 6 AKŞAM * 20 Kânunusani 1934 Hazım beyle bir saat “En çok sevdiğim şey bulaşıkla çamaşırdır. Enfes pasta yaparım,, “Bacanın üstüne çıktım. Fakat birden bire baca yıkılınca kendimi havada buldum.,, Hazu amın elik her sözüne, e hareketine o kadar kahkaha mıştır, an. rydabme duvarları artist 1 süslü sai odadayız. m da il rum. çi rile kıyorum. Bakıyoru ahmin ede: ş yaşında ii delikanlı gibi!.. — Allah aşkına kaç yaşındasi- nız Hazım bey? Kaç ima edersiniz?.. ki iy .. Hiç te- öyle; Ka ik e lim ki belime e uyacak. ütlü, iyii e ya- 55 yaşımdayım dedikten son- y ağzı kp kaçırdı. iii yaşını belli e nca senedir kali, hiç ik ie mu?. iç oldum.. Çünkü evli- yi? Hem Si ka aç senedenberi evli- yim biliyor musunuz? 20 senede beri!.. 17 yaşında evlendim. O vakit kıymetli sanatkârın 37 yaşında olduğunu anladım. Şimdi u mühim sırrı alenen ifşa ettiğim için Hazım bey kim bilir bana ne kızacaktır. — 17 yaşında evlendim. On- in evvel de 3 sene karıma âşık > 8 8 komşunun bahçesine doğru uçu- yordum. Birdenbire o bahçedeki incir ağacının dallarından birine yapıştım. Öylece kaldım. İşte 20 senedenberi ayni dalda asılı du- ruyorum. Evlen: dın zaman çok VU d. - zacaklardır. İki çocuğum var. Biri şındi umla ve e ii ge sanatkârı laci ama lir mi e Hi ie bi ir şey ola- daşlara izin alır. a merakım olduğu için e hayata ut hocalığı ile baş- ve musiki dersi veri- Z A Bu sirada “ memurin kalemi es r yapar, mişti, oraya girdim. arın tavsiyesile Sinemayı nasıl buluyorsu- nuz?. — Çok sıkıcı, çok yorucu, . Zevksiz... Filmi iter ne li belli, ne sonu... Nasıl ol- urum. mağını, e ne ampi ” Hazım beş evde, Karaöz yalarken ve çok am ça gihuğile mu aj in az gördükten sonra anlıyorsunuz... Ben tiyat- ih ederim. Tiyatroda pi- nun: devam el iniz Sinema büle i e ve si zünden başın le yakalar » aldi ai 'eook!.. Bir kere her Akl daşlar muziplik. emk i is- terler. Hele bu yatta.. Mes. Şii içelim sonunda benim !» diye NR lâzımdır. Geçen gün tam bağıracağım, benden evvel birisi bağırdı. Ertesi gün başka ii daha ertesi akşam başka ye Geçenlerde İzmire gitmiştik, « zi Allah bir» orada oynanıyor- . Ben Behzat beyle beraber i kele gidiyoruz. Bir musevi, ba- haba... dedi, beni tani- Sk miı?, — Affedersiniz... Taniyama- dım. — Nasıl tanımazsın yahu!. Ben seni çok iyi tanirım. — Nereden tanıyorsunuz?. inemadan... Sinemada sey- rettim. Nasıl tanımazsın beni?!. vakitlerinizi nasıl geçi- 2 Boş rirsiniz?. — Vallahi e ei Çok a Gayet iyi m yaparım. Ku: Bir çok alet edevatım fesleri, teneke lehimi -apıveri arı var, ka- imi falan filân irim. Sonra kara, Kendime muhakkak bir apının oynıyan tok- İN game: Hiç boş En sevdiğim ş se bulaşıkla, ça- İ Askeri bahisler Iktisadi bünye değişikli- ğinin askeri ehemmiyeti Askeri muharririmizden: Bugünün kudrı tb orduları- nı hem sanat ve hem ziraat saha- a a i balnan memlek e ta teknisyen, mühendi. kimyager ve saire ve saire ister. fer bir mi büyük bir emare kalemi, anayiine ve en kudretli ordur Yabiyet « emaresi e daha x man orduları tamamen memleketinde kb Gi man milletinin hattâ bizzat ordu- sunun 1916 dan galibi- yetten sanının ve bu itibaren ümit kesmesinde gıda nok- yüzden düşülen fizi- ük yoloğik vee şüphesiz büyü İm cek techizat ve silâhlar ile harp kovalarla t sis deği i döndürmeğe benzer ki biz bunun çok acı misallerini biliriz. bizzat - Esasen harp ziraati de il ancak sanayie dayan mmakla Ğ derdiği çi iGle” insan ve hayvan kuvvetleri yerin: kabiliyetinde olan memleketin or- tasında İstanbulun ve cephedeki gekerlerin © ekmeksiz kaldığını Almanya alpların eteğinde Sam- izim vatanımızı müdafaa etmek için silâhımızı ariçten yalnız r. Keza öterapbil kıt kala - 1, tayyare kıtaları bir alinde muazzam bir fen or- tiy: gösterirler. Bir memlekette sanayi olmi bun- e e en yetiş z harbi umumide memlek Mekin en güzel makinelerin, en az sit bir parçasının bozulması yü- zünden aylarca işlemediğini, Al manyadan, Avusturyadan gelecek şir rimizin böyle fabrika, imalâthane, a a ln ziraat ma- kinelerinin muattal sürerek makineli ziraate düşman olduklarını da hatırlıyoruz. Fa- kat bunlar bir pire için bir yorga- n v yakmağa e; ne DE HAŞR e düşman olmaktansa o medeniye- ik: bi cat ve ibtiran kabiliyetli mühen- fen adamı ancak bu muhit içinde yetişebilir. Muhit olmazsa yetişen > söner, körlenir. Heli e mill a bakımın» dan ikinci büyük bir nimettir. Harp istihsalâtı yapan hususi sa- ayiin para nmak hirsile memleketleri lü; z harplere sürükledikleri iddialarını haydi bizim muhitimizin hakikaten böy- alınar: di tabi e ZA vardır ünlmeğ teşebbüs edilen eğil ik, yeni Tü ei sanayileşmx ğe azmeylemsi ve bi U programi dakiline elmalı Kor şeyden evvel milli müdafaa noktai nazarından kati bir zaruret ve selâmlanacak bir keyfiyettir. n bu kararın vekiller he- yetinin âli müdafaa komitesi ha- : edil; berveçhi peşin kabul emleketi ol sama a müdafaasına yapi n hizmeti yalnız bu silâh ve iş za yaviyesinden görme eki hatalıdır bil Bina : — buralarda çok genşi Sally cak; devlet eğe müm! dür. Esasen bugünkü ileri ie ğin icap ettirdiği mütem, rasyonel çalışan sanayiin ettiği mi da bizi Gmiği -ordular seviyesine yükselte- rek müdafaasını kati ve tam (bir zaman altına almış olacaktı iki gele ketimizde her şey, salışacak kol ve ei ie A evcuttur. Bu işi başaracak imizin malümu olan 1 dafaa sistemidir. merkiz, talep « zim memleke- ancak devlet ifa edebilir. . keser) de o kadar yine sahn: arım, Sıkıntı yü- zül zanlen şaribülleyli ve nasil oha. Kendimi içkiye veririm. EN de de sahnede olduğu gi- bi taklit filân yapar mısınız? eşem olursa yapar ev halki nı eğlendiririmi Eseri zamazi neşeliyimdir. ie 18 emekle ü laşldığımzi er L AA ram ettiğiniz kalaba in hayal Feridan'