ai . aten — miramisin yanı ” Zaman, Zani "lerini uzatarak, (talih arın ümit etmi man mağlüp edilemiyeceği: renmişti, Meseleyi sulhen hallet büyük > ordu ile gel €decek bir kuvvet tasavvur etmi- > “yen delikanlı: — Bu kadın çok hoşuma gi- Ni... Meli esir alıp evime iii Ni - Ve iki bin atlı ile yo- la önemi de yanındaki adam: Jarına fikrini açıkça söylemişti. hükümdarın okçulari Se- ından döndükleri kiye: — Tam oğlunuza yaraşır bir A ii hazretleri mr “ beğense de Çok münasip olur, © Demişlerdi. Zanki, lenberi biricik oğluna bir türlü zevce olarak kaç sene- Tefrika No. 117 —— an Yazan: miramis, Hint prensinin mr gittikce büyü- “yordu. Aryalılar: “Nino m ind n 10 kânunuevvel 933 İSKENDER FAHREDDİN rine kadar, ka va Jehan & İn eytanın kızı nel 4, diyorlar e Sind e harpsiz geç- mek Sie nde Semiramis bir gün daha bekli- yecekti. Bir gün sonra vaziyeti tekrar müzakere edecek ve ilerilemek mi yeka sa birazdaha beklemek mi lâzım geldiği Mi kati bir karar verece! Asur m: ri Aryalıların gayri de, bü: azmakta ve her hangi bi mete uğramaktan korkuyordu. Aryalılar uzaktan o görünmüş- lerdi. Asuriler derhal silâhlarına sa- he kun rılarak düşman: dular.. ok hücumile İse biraz d lları müthiş bir şıladılar. yeli birdenbire şaşırmış- ardı. Ninovadan gelen Asuriler bu kadar kuvvetli bir orduya malik dın beğendiremiyor, kimin kı- wiydiler? teklif etse, Düğme ük e iğ etrafındaki sü- ruşturduğunu Li Küşisisbü iğ oluyordu. Zanki, e arkasından, el- ve saadet) gm ra Es mi sevindi- n, güldüren mabut! ADEM mın yegâne varisi olan oğluma merhamet et.. Genç- liğini yere geçirmesin.. On- dan rişsiz ve fi cuklarının güzel kızlarla evlen- iğini olduğ görüyo- Tum. e, biricik oğlumu: Ve rını da kırk defa prpla acağım. Sen dua: bul e ni reddetme!» a sur ordusu o geceyi büyül telâş ve helecan ir See Etraftaki ormanlardan akın eden ei rağ BEM korunmak çok güçtü.. Bunlar Tar ki ları kali munis değillerdi. Hücuı ikleri zaman ve Ni taş n- Ordunun konakladığı saha çok geniş ve sulaktı. Fakat etraftaki ormanlar vahşi hayvanlarla dolu e ker gece uyku uyuyamıyorlardı : irani bir gün evvel gelen iki yüz Jı ile Hint hükümda- rına e ak Se e tesir Binip) a mü cevap vereceklerini yordu: — Or tedbir almadan, yürü- yüp geçelim... Diyord Lu. Halbuki, Semiramis, Ni-Hama- dan, Aryalıların çok kuvvetli ol- Buğu ve Zankinin hiç bir za- ini öğ“ yaralanıp yere yuvarlandığını gö- rünce atının dizginlerini çekti. Biraz geride kaldı.. Ve askerleri- ryalılar, o inle s5 kadar, bu de- rece geniş bir cepheden munta- zam bir kuvv. Kin hai yi eden hiç bir düşman hücumun! kalmamışla; Ti Za nkinin oğlu, eğer (Semira- i görmek merakına düşme- biraz daha m iliş Bir kadın, ba kağ Tüyü ve am bir orduyu p- Sü Ninovadan Sind ie kadar nasıl gelebilirdi?! Tecrübesiz ve mağrur delikanlı hayret ve merakından aklını oy. Be ser Prensin yanındaki adamları da tıpkı kei disi gibi merak ve hay- retler sizinde biribirlerine ( bakı- şar: — 'Bu kadın muhakkak (şey- tan) ın Ea eni Diy: se eker büsbütün Tethiş etmemek için, muharipler- den iki kişi se — Aryal e lime benii h ee bek- lediğimi bildiriniz Dedi. iki veri atlarına bi- nerek silâhsız yola çıktılar.. Bir kaç dakika sonra düşman tarafı- Bee Zankinin oğlu Asur elçilerini görünce, heybetlerinden > muştu.. Muhari sr on mel tan görüşü ni md prensine hürmetle selâm verdiler Sö nike çadırında sizi bekliyor... Di Semiramisin .şözlerini Radyo ânunuevvel paz İstanbul : 17,30-18,30 Odeon WTO. 38 - Odeon 4 i K 6503, 21,30 nadolu ajansı, e baki saat ayarı. Ankara : 12,30-13,30 ER 18- 18,45 orkestra: Wagner, Ouvertüre, Tanhauser, Gluok, enis eteği Straus, Valse, ML oyionn. 5-20 inoii 12,30 sı haber 2 yik (3942 m.) —— 18 konser, 21 arkı 21,30 orkestra, 22 konferans, kon- e mi? eşte (550, 0,05 gi- 2,30 komedi, 23,30 gra- 2, 30 son haberler. Prağ (488,6 m.) — 20 havadis, in- şat, 20,55 konser, 23,10 son haberler, gramofon. Roma (441,2 m.) — 18 Rus sikisi, 20,30 me) jürnal, 2, 45 ire » 2 m) — 0,50 kon- 22,15 e 8 musikisi. m.) — 20 mu- sikisi, 2 in eg 23,15 e ai 23,30 gramofon. 11 kânunuevvel pazartesi İstanbul : | Mini Nedim | bir hikâye Handan öyle kadınlardandı ki onların hayatları muhtelif bir ta- tablolar silsilesi halinde ge- şer. Bu tabloların her biri başka Her akşam | ri andıran bi ça 6 ie kalbi üzerindeki nüfuzu vücut bis Tur bulmaz çok geçmeden bu ni ta şiddetli bir hâkimiyet derece nı gaşyede; r şeyi se- ve seve kabul etmeğe kâfi gelir- On sekiz yaşında iken uğradığı aşk sukutu hayali onun gözünü ve kulağını erkek aşkının tesirle- rine li ehe kapamıştı. arkadaşları, di 21-21,30| Zensi e 6522. ları rl tercih etti, Garip hal- 11728, 21; 30 Ali ajansı, bor: leri, haberi, ant ayarı Ankara : 12,30-13,30 gramofon, 18- 18,45 ir saz İ845-19,20 dane musikisi, 0-20 alaturka sa: ajans elm Bükreş (3942 m) — estra, A. 20 mi 13 301 Vr Tans, gi, 22,15 Saksofon, 23 halk e tudapeşte (550,5 m.) — e di ee saklar 20,50 koi m 22n , 22, 20 orkestri (328,2 m. e 1 gramofon, havadis. 22,30 müteferrik, 22 20 konser. Prağ (488,6 m.) — 25 pp , 22,20 konser, 23,05 s 41,2 m.) — 18,15 keman, İyo jürnal, pi e veye 22 dani re ik > ser, 22,35 radyo jürnal, 23,30 fon. Seyis B. takımı, Elefas takımı m 6-2 yendi S b a pm evvelki gün Elefas ını 6-2 mağ- lüp gerin larla B. takı- mı ,enç oyunculardan teşkil 1 edilmiş ve mi canlı bir oyun oynamışlardı. Yurttaş! Her Türk, yerli malı kullanmak savaşında gönüllü bir propagan- dacı olmalıdır. Milli iktisat ve tasarraf cemiyeti aynen ükrarlağlar (Arkası var) Alemdar semt ocağı kongresi Cumhuriyet Halk'fırkası Alem- ar semt ocağı senelik kongre- sini 8/12/933 tarihine omüsadif yn © Hasan Taksi alit im Ibra- gin kkı ii ai edik si a a va Görünmiyen kadın Hikâye Nuri yin Şafak külün ri Görünmiyen kadın isminde bir — süünkilik; Gençliğe ders olan bu kitabı okuyucu" leri etrafında dola- şanların daima kendisine alâkadar olmalarını, bir an bile onu düşün- ir geri durmamalarını temin ente erkekler onu Ve tecrübe cihetinde zengin et ye MD Bunlar Br iğa bir hükümdarın sadık tebeaları gibi ndan seli orlardı. Eyes de dünkü âşıkı ile bugünkü âşıkı ve yarınki aşka olanı var- Fakat bir genç şair ile tanışma- sı Handanda büyük bir değişiklik vücuda getirdi. Biribirlerine derin derin ni buna kâfi gel- Genç şair kadının hayatına dair hiç Tr şey bilmiyordu. e Artık güzelliğinin hazan başlangıcına yaklaşmış olan b ee ca- yer daha canlı ve yüksek- Büyük bir aşk . Handan kendisi için yâzılan b şiirleri okudukça o zamana ilmediği bedii bir zevke x kapılırdı. Handan ile Bülent bu aşklarını he si Büleni yatta yal ai ie bir Sal sürekli bir kalp rabıtası geçirmemişti. Şimdi yalnız biribirleri için duydukları leri hud k ie e vera ye getiriyors! terek ha canlanıyordu. e Bülende «Yavrum!» diye sarıldığı zaman- lar en iü bir istiğreki nı emni ediyor, işvektrliği, hilekârlığı, het şeyi bırakıyordu. Handanı küçük b ile ss Şanda tıraplar içinde çırpınıyor, ümide kapılıyordu. Bülendi kabul edeceği zamanlar yüzünü bir pe- çe ile örtüyordu. Bir akşam Bülerdin kolunda Handan kendi ümütsizliğini mey- dana vurdu: hiç bir li dedi, Bülendi yilndk zaklaştırmak, tekrar hayat içine uz: sevketmek istedi. Bülent bir türlü razı olmuyı n PM Cl şi e Şayet iyi olursam... O za- iter yöne birlike ölür! Halbuki yüzünün yarısı kabuk gibi siyah bir şey lir b kalmıştı, — Kendi li iğreniyo- rum! Git yanımdan! Git! "kendisi zorla Bülendi an uzaklaştırdı. İçeri sok- malarına müsaade etmedi. Yazdı. dan la haberlere & de Si. miyet v Bir gün niz telgraf Handana Bü. 'lendin intiharı haberini getirdi. talığı Sekli Mi anlat : — başka kabili teda vi olmıyan bir şey ! dedi. | Bu i işidi Handanin Fakat, kendisine biraz ümit vereni lardı. İstanbulda duramadılar. iz hayatında ilk defa canlanan bi hissi yeni, meçhul, gzel ufuklarda dolaştırmak istiyordu. Beraber bü- tün Avrupayı gezdiler. Hattâ Ame- rikaya bile geçtiler. Biribirlerini gittikçe daha çok seviyorlar, saa- detlerine gittikçe daha çok itimat şairin o güzel hayali uzaklaştı, Doktor söylüyordu: emre i edebil? Bien tavsiye cjeriz. ediyorlardı. rsi ettiği vaadi erme Bir erkekle bir kadının biribir. | gından sözüne lerini bu kadar e ze e- Başını öyle a > ei mira vr Sİ Rİ cekleri, tek bir cekleri hiç hayale sığmazdı. e sin muhefamı eden sağlam tara« lent bu rabıtaya gençliğinin o hay- | fını görebiliyordu... Hikâyeci |