oyak Tadi gir e “Bu gece bana mis! Ben ara NİNOS HÜRRİYETE Sr UNCA.. Nin gece, dört duvarın arasında silimemli Zevk ve ne- inde coşan rekkaselerin sesi- Pi ü işi e maklığına başını vuruyor.. Ağlı- yor.. emin Hiç kimseden yardım görmüyordu. Odanın ia dışarıdan cirle bağlanmış ve yi Kilidin o anahtarı miramisin odasında saklıydı. Bu anahtarın yerini, Semiramisin odasına ba- kan cariyeden başka kimse bilmi- yordu. udanlı cariye sabah akşam Se- miramisle beraber hükümdarın yanına gider, ona yemek götürür- dü. Semiramis, o gece cariyesine: damdan bir yere ay- rılma..! Demişti, Sudanlı cariye Semiramisten ziyade Ninosa merbuttu. Zaten ül e den neden mahrum kek Sudanlı cariye, hükümdarı, Se isti w miramisi, ibdat ve tahakkü- münden kurtarmak istedi.. Oda- in anahtarını aldı.. Kimseye 8ö- rünmeden, aş sıktı. Sarayın zemin katına in- di.. Kulağını kapıya dayadı... Hü- Kimdaran Sryadını işittiz iramis..! Semiramis.! Beni bu gece bu li azat et.. Yanma 'geleyim.. Sessiz bir sün.. Kul vuzda yıka- nan kızl ak sesini işitsin. Bundan sonra yaşıyacağım haya- ta 1 varların arasından beni kur- Gi cariyenin : tüyleri ür- edi Hükümdarın iniltisini işitince itidalini, i.Efendisinin aklı ında bir insan gibi konuştuğu- e iç oldu.. Kapı- gın ve kilidi aça- 'ukarı Nilde ng — ce mir parmaklıklara sa- lam Kia nın açıldığını bile duymamıştı. Sudanlı cariye, eteğinden çekti, — Müteessir olmayınız. Kapı açıktır., dink yere gidebi- lirsiniz! d. efendisinin Nimes | bnm arka; ya çevirdi.. Kendisin; hergün getiren Tetrika No. 97 kendi la bir ye şarap ver.. Sabaha sr Beni bu sa yanıp > olayım, Semi ından kei 000 am a ır duvarların zenci kadını gördü.. Sonra kapıya baktı.. Dışarıdan içeriye süzülen sarı, mavi ışık dalgalarını görün- ce sevindi. Zencinin boynuna sa- rıldı: — Semiramis sesimi işitti, de- gil mi? udanlı - cariyenin dudakları büküldü. Ağlamağa başladı — Anahtarı çaldım.. eee) yanal Kapıyı madım. tım. Haydi Bike çıkıp ile niniz! Zenci kadın bu sözleri söyler- ken korkudan titriyordu. Ninos, kapının açılmasına *se- yinmişti. — Korkma.. şey yapamaz! z! e Kapıdan dışarıya fırla- Merdi venlerden bir zindan bam gibi süratle inmeğe baş- Sana kimse bir ee aklı er idi. F mii zaman zaman müvazene- aybediyor, ne iie ne söylediğini bilmiye yi Bahçeye çıktığı an temiz bir hava e karşılaştı. “Bu yı anlı cari- yenin fedakârlığını düşündü. Diz- eri titredi.. Bu ne hazin bir mace- a idi! — Sözün misin oda hizmetçisi, Ni- nos gibi ez bir hükümdara hürriyet veriyor, onu hayata ka- vuşturuyordu.. Ninos, kâh akıllı bir adam tav- çılgın bir âşık edasile Se po ruyordu. sz maf yebiti ayakta zi Saki dilberi yeni hükümdara diyordu. Ninos, Ninovayı kurduğu gün- ei Ke böyle muhteşem insanı coşturucu bir sahne gör- iii Biraz daha yürüdü... Hükümdar tribünün önüne geldi.. rdu. wvelâ Semiramis gör- müştü, Kaşların ee yanın- daki zabitlere pri apn açan eli bili- yor musul Zabitler rNinonu bahçede görün- ce şaşırmışlı Ninos lerini ağzına götürerek Ninosi 20 Teşrinisani 933 EE e. m e ıkarıyor, Her akşam : ziya als e onu sipsiyri & bir bikâye | Burun İ havaya ei um. Eski | ç da durduğu için birde, Daha bir ay evveline kadar | ki bende yep > burun | re güneşe çıkınca biçarenin ucu ne me ne kasavetsiz, ne me- | doktoruna giti şöyle şahı hrem yarıldı. Yeni yeni sut bir adamdım ii . Neşem | bir göz atar az Ki ko. | Yaralar, yarıklar, kabuklar hasıl yerinde idi. Velhasılı kelâm yen pardı: ka başlayınca arkadaşlar lahın bahtiyar kullarından biri de — ei Il ameliyat e hep birlikte meraka düştü- bendim. Tüccar olmadığım içi n yarabbi!.. e kararını : iktisadi buhran bana viz geliyor- Si kraliçe Mari o Antuanet — Acaba mühim bir şey ok artıman yaptırmadığı, ibi yerimden fırladım. Doktor | masm... 3 için kimseye borcum yoktu. Kı- halka heyecanlı bir hitabe irat — Sakın bu güzel burnunu ım olmadığından «kerime ha- | eden bir hatip gibi sesini perde aaa i m asker olacak» diye heye- | perde titreterek tekr li . Doktora EL canda deği! — Derhal ameliyat! Yani sizin in alaycı. e şen ereket versin ki kendimi dı- e — Gaya ciddi bir 2 kar- rkes gibi ben- | sarıya dar at Eğer Ameliyat!.. Yoksa ni pal » dar sakil bir burun... ni siz buruncuk işte endi, m ki burnum e kalâde olsun... Böyle saça böyle tıraş, Demli bir burun... ıları için «burnu büyüdü» der- k im mütevazi bi » ne büyür, Z MUY... en gün aynada güzel çeh- remi seyrederken bir de ne ba- a; Burnumun tam üstünde bir sivilce... «Olur a..» deyip ge- çecektim. Fakat sağ olsunlar, eş dost, ar- kadı kabil me sin fevt etmezler. İnsanı bin raka düşürmek için si lam âdeta çene müsabakasına girişir- ler: — Ne duru; mühimdir. ma a İn lere el de — Ami ze cima birader, E Yoksa helin haraptır. Öyle müthiş e söylediler ranlar birdenbire Semiramisin ya- ni imli görünmüştü Tribünlerden neşeli ei yük- seldi sai in ve âfiyeti şe, > ii o gen şen , Semirai e sıhhat son: 2 vi Silan Sağım göğsü açık ve ayaklari çıplal iramis ia be halde gö- rünce hiddelenmişti... Cali tebes- sümlerle teessür ve infialini gizle- meğe çalışıyordu. Davetliler arasında dedikodu- Gözleri yaşlıydı. — Bu gece seni görmeden uyu- yamazdım, Semir: amis! Dedi ve elindeki kadehi etraf- taki misafirlere uzatarak: — Karımın şerefine sizleri $â- rap ini lke mi Diye bağırdı.. Tribünlerde Seni görmeğe | lar başlan bir kadel delilikt, eldim! z is, galiba, kn davetli karşı tam ley oturmak içi ak ve bir rezalete | bu damgayı vurdu. için, kocasını — Ben de öyle ala yanına aldırdı. aa a bir ses: birine gözil Dür —. dara şarap verilmesini şar *| dı, Semi ORA ike taş kö; Ninos şarap kadehini eline aldı.. | casını öldürtebi lirdi! u da doğru bir fikir. rum... Karısına, yiyecek gibi ba- kıyor, — Aç kurdun, midesi dı kediye baktığı gibi... ei (Arkası var) sonra m verdim. yat olacaktım. Evde ai Ne kucaklaştık, helâllaştık. resmim ipsiz olmaz!.. di eli: de iken ri bir de ezleye nsun.. bir de resim çi ai Altına - «bir hatıra» diye yaza- rak tarih attım. Resimde bur- numui e bir «X» işareti bd işaretinin ya- Hye Tıpkı «X» işaretile gös- erilen O «cinayetin vukubulduğu ei gibi.. Neyse e Lâfı uzatma- en hazik bir Şark: Mesbah kapısın- dan giren koyun gibi içeri girdik. yalım. Biz oktora — Kes doktor ire silmeğe geldim!.. lal ka ameliyat ai bir musyene gözlerini açtı ey öm diye . Ne diyosunuz?.. . Ke- . Mut Şöyle eliyat Viz Katiyyen!-. Katiy- iz ve katıbeten el sürmeğe gel- ... Yalı da banyo alnız soğuk pi i ih dostum Efendica Biz billür kâseyi tık güneşli su . Amma su gireçli falan ver... Hoppala... Öp see elini... bahce a e haline bakı- , gülümsiyo: pek id a isa- bir çok meş- bur bir doktordu. begi dedik, ğızma | söyliyeyim... attık. Burnu havaya ve güneşe verdik. Ar- günlerde burnumu ındayı hayız e en sa vereceğim. Onü kadar fazla da icabına baka- Bük, içime kurtlar düştü. Git- tik. Lüpen yaptırdık. ei pis bir şey.. la lâpa bir gün bahçe- ler ike seslendi. Baki K un burun ül dileğin katiyyen unutmuştum. çeleri ayır; teli; tarafından konuşmağa B de Fi yazmış aklı başında bö A hareket etmesi.. Şaşılacak doğrusu. al burnu; Si yapıştırmalısın... Hem liyat mı?. Katiyyen... Yakı ya- kelâm mirim efen- «Sakın bir daha bu pudra bu- N . Elektrik te- davisi» dediler. Elektrik tedavisi başladı. Akrabadan bir mütehas- NEY: en müsta- i kı, Öyle de ME bir Dern güteirdnlai tehlikede... Velhasıl kelâm bu bi run saa“ mans çenli "mak mücade ; şar | ekiyetn detimi, neşemi, zevkimi sildi sü-