7 p A AKŞAM .. zan ; İSKENDER FAHREDDİN Yaz “ Dağlar, ağlamasını bizden iyi biliyor.. Ağaçların Kulaklârı insanlardan ço ok daha hassas. Onlar, iztı- rapları daha çabuk duyuyor. ( Kayaların kalbi yoktur ) diyen körlere ne kadar acıyorum bilsen..I,, ana - canımdan başka - ne istersen eğ Semiramis! güldü: — Bir had — şarapi daha . Bir e erkek — Şaşılacak ne var? Oğlunun elbiselerinden bize getir.. Sana ayrıca elbise bedelini de verece- dimi Yoas merakından çatlıyordu: — Erkek elbiseşini ne yapacak» sın; Semira? Diye sordu. hem de bir gibi pa emiramis: — Giyeceğim, dedi. m delikanlısı il n duymasın, Semiral Çıldırmış dk yakalatır. — Elin 4 geğirebilirse aşkolsun sna: Semiramis kolundaki altın bi- kesikler e mii ve bunlardan bi- rini a (Yoşe) nin önüne attı: j aydi, elbiseyi çabuk getir.. Bir a de De isterim. Dedikleri- mi'süratle yap Yoşe enli lerini isi çıkmıştı. Semiramis Yoasa d — Fazla korkacak bir şey pe baba! e bu gece beni gi olur: un ve biraz sonra ea ala gider, bir köşede yali sağ gözleri sulandı: sen yavrucağım... Sen ne sie bu elbise ile ne- reye gideceksin? — Askalon dağlarına.. sonra şu Biraz düşündükten sözleri ilâve etti: — Dağda doğan, dağda büyü- yen bir a iltica edeceği yer dağdan a neresi ol — Bu çocukluğu bırak, Semira! Önüne KER talihini ayaklarınla çiğneme! - Nino: yaptığını bilme; Be; olabilir?! s sarhoşken ne en şarap içtiğim zaman ak- hım başımdan gitmiyor, baba! N: yorum. Bi şan bir adamla evlenemem... inosun ayaklarına pek e i, bu Zalihlerden biri vla- anl hiddetliydi: — Benimi ayağıma sürünen kö- pekler, hükümdar kadar mağrur hayvanlardır, Yoas! Ben onlari Ninostan daha çok severim. Muz- tarip olduğumu anlarlar mi uzaktan hissederek Mil rinden eli başlarlar. Ni- nos bu hassas köpekler gibi hay- yanlaşsaydı, o onu belki affeder- dim. Biraz durdu.. Yutkundu: — Eğer o, benim ayaklarimi oğan bir hizmetçinin kolları ara- sında görünmeseydi.. Eğer bana: «Seni çok sevdim.. Sendi ii Seli “bir kadın sevmiyeceğim erhal li ona sarıldı, onu sever ve öperken gördüm... Ke: i gözlerim sönüp yiz alsaydı, belki Keski Ninosu hiç görmeseydim.. Yosi ei ri misi ei etmek istedi: ütün erkekler böyledir, ki- ei lm o alelâde bir erkek de- aşaran Semira- ardı: — Sevebilir.. e hiç kimse on- dan vim ——— Re mi? — Hüki zama: oi bütün Mi Li ve kud- retine sahiptir, yavrum! Asur hü- kümdarları hata ve günah işlemez- ler.. Mabutları ALA etmiş ol- salar bile, senede bir defa (gü- neş) in dünyayı ye ve ya lattığı bu mukaddes geceyi bek- lerler, sabahleyin dua ederler ve (güneş) kimdir bütün gü- a affeder. girin ram v ai m wimli e baba ! İğ Sala kadar h işlesin ve günahla- rını dileği affettire dursun. Dağ kulakları hassas... , Han- in- diye kadar insan kalplerinin çarp- tığını görmedim. Fakat, dağların kalbi titrerken, bu hazin manza- rayı gözlerim gördü; “Dağların di e erikli İM e e iş tırlıyorum... Dağlar, siman bizden iyi (Kayaların kalbi yoktur) diyen körlere şim- di ne kadar acıyorum bilsen.! Yoşe kucağındaki elbiselerle ni inmişti. oğlumun a İbiseleriii getirdim, yavrı Diyerek Semiramisin yanına oturdu. 'ahudi taciri, Semiramisin el- biseleri giyip dağa gideceğini ilmiyordu. (Semiramis soyun- mağa ram ş arı siz mi giyeceksiniz yel Ne ei Semiramis yavaşça başını sal- adı: — Evet.. Ben giyeceğim. Yoşe rel dizlerine vurarak güldü: — Şakayı çok seversin, Semi- rTamis! Seni bu iz İde sokakta gö- rürlerse taşa tutarlar. — Niçin? akl kaslari. zıda o yorlar? — Seni tanırlar.. Yahudi erke- ginin ir elbiseyi giydiğini Miçiüee, Salama hükmede- ekler. aşa mı tutu; Sem is loş ziyanın altında ipekli elbiselerin ni çıkardı ve Yo- — Bir'de okla yay e ne iyi olacaktı Yoşe! dedi Fakat yahudi taciri o güne ka- dar evine bir ok bile sokmamıştı. rin ok atmaları yasaktı. is ortalık ağarmadan ptü: tim için rabbine dua e.t Her akşam bir hikâye Genç kız kalbi Genç kız gerine gerine göze tan sinss Gözlerinin içi gülüyo: du. cedir arkası arkin. hep Ba Frölih rüyasına giri- yordu. ırtında bahriyeli elbiseleri var- dı. Bahriyeli pi kendisine ne güzel de yaraşmışi Hemen Si fırladı. Du- varda babasının resminin yanıma astığı ez Frölihin bir kartpos- talına ko — diner sine- ma artistinin sözüm ona çenesini şadı. ii sırada aşağıdan bir ses yük- seldi: — Kız Remziye... Oyuncuları tasvirlerile deli gibi konuşacağına aşağıya in de bulaşıkları yıka... a annesinin sesi idi. Riiisiyo omuz silkti: e ee ik BEY işleri de laşığı iii aklına mü- e bir £ fikir geldi. Güstaviözölülü lc tı, Fakat adresi?. Artistin adresi?. Onun da kolayını bul 1du. li lerden Güstav Frölihin adresini sol Bir kaç gün sonra cevap —. Mektup Berlinde, Super Flimde, Güstav Frölih adresine gönderileceki leme ü Şehzadebaşın- daki ku Ka birer birer do- ei en şık zarf kâğıtlardan bul- i yoruldu. Nihayet e 3 2 i e caktı, Fakat nasıl başlamı il ai «Güstav Frölih» diye al iki ismini birden yazmak “pe! mİ, pek soğuk olurdu. EL Fb ii - Oda o kadar cazip değil. Yalaz görükle ize ai lasa yavani.. Frölih Yy SESNIR zebil. Yalaz e » de e müvi sell başlangıç olarak «Cici Feri..» yi Kl Fakat bu başlangıç için sekiz sekiz ge- ce dördü dereli e Mek: tubun mlanması için bir ay sanal Lâzum geldi. Gi nema artistini uzun uzun tıraş et-” tikten sonra kendisine bir de im- zalı diri göndermesini ediyord Mektubu postaya verdikten son- ra artık Sa sarin | başladı. Evin her kapısı çalınışta — Ama K li erek mer- divenleri lir dür ei rica sim bir türlü Ee yi ri bir sü; cı, posta Ba ri, posta damga- ları, binbir memleketin pulları, isekiapier. milyonlarca m. lar, zarflar, kâğıtlar, imzal ğraflar hepsi biribirine karışmış larak rüyasına giriyordu. Nihayet 35 gün sonra bir gün postacı günlerdenberi O beklene; ik zarfı getirdi, geniş zarfın üstünde «Berlin» d rü posta- zarfı aç- tup yoktu. Fakat Güstav ön bir lk vardı. mi - da kendi el yazısı: «Rem hanıma... Güstav Frölih». — Ayol bana ne geldi! bana ne geldi!., Diyerek kapıdan çıktı, gitti, (Arkası var | o Diyezıp zıp siçriyor, ot minde- rin üstünde tepetaklak atıyor, bir takım manasız hareketlerle ve İK ala ağ kahkahalar atarak ellerini oğuş- turuyor, neler de neler yapmiyor- du. Biraz sonra giyindi. Fotoğrafi kapınca hemen arkadaşlarıma koş- tu. Hepsini birer birer dolaştı. B iyor: w İsmimi bile Gü te forum üzerine yazmış!.. Ah evlâ Bütün e hayrette idi. Hattâ içlerinde bu işe baset ve rgunlaştı. Fakat niçin mziye hanıma.» diye ciddi ciddi yazmıştı!.. İşte buna canı sı- kıldı. Aralarında ee kadar samimiyet n... Hele şu çapkın yediği — bakı poz re birisini gözü tutmuyordı rini sevgili Feriye gönderecek de- recede güzel bulmuyordu. Niha- A içlerinden birini beğendi. Ve rafın üzerine «Feriye.. beni htm için benden bir göl- 1. diye yaz iğ “e ktubunda, «Remzi iyeye!.» di- ye yazılı ai bir fotoğraf daha göndermesini rica ediyordu. İn- tizar ateşleri içinde geçen gün- lerden sonra kinci fotoğraf ta gel- di. Bu da arkadaş arkadaş dolaş- tırıldı. — samimi yazmış!. diyordu. «Remziyeye» diyor.. Ah evlâdım ikinci Hotöğrat tan sonra artık mektu; lü. Her hafta Frölihe bir ya- Zıyor, arası! resimler gönde- or, resim istiyordu. Frölihi «Remzi; » rem gün gazetelerde müthiş okudu. Güsağ Frölih Si tanbula geliyor!. Heyecandan fe- tale geçiriyordu. Bütün arka- Hi p nim geliyor!. diye haber n hep e irden, rıbtı- cak.. O bilir belki de rm bavulu- n üzerine yapıştırmıştır!. Aca- a beni görünce heyacan zap- > eri ek mi?. tin ol- ei im için geli- yor. e çekmek bahanesile.. pur rıhtıma a Za man heyecandan Aman bu kalabalık!, et artist vapuru! hay venlerinde göründü. Remziye ka- labalığı âdeta yırttı: — Efendim tanımıyanlar geri ai diyordu, tanıyanlara Si — Siz tanıyor musunuz — İlâhi. Hem'ne il. beri.. 'Nihayet Frölih önünde. — göz göze geldiler. Remziye bira; laha ileriledi. O kadar iş idi ki artistin ayağına bastı, Fi lih can acısile: — Ol, dedi.. Sonra ilâve etti. Matmazel rica ederim. Dikkat ” Sahife 9-10 bg Radyo 2 Teşrinievvel ii İstanbul : 18-18,30 gramo Pe in 0.25 - Odeon0.4 18, erler lanlar). 19-19,45 saz 45-20,30 saz Sesi hanım, im bar 20,34 021, “o Münir Nared- 1 din ve arl kini, 21,30-22 gra- geleni Ye DE 26 - Sah. Sesi K. 5961 - Sah. Sesi SR. © e xE ajansı, borsa hab beri, Ankara * 12,30-13,30 yramalan” 1 5 Adam, verture, Si rimevera, Bı Arc en geri 18, 45-20 alaturka saz, 20 ağ s haber- i leri Bükreş (394,2 vii — 18 a 20 ear e ; li (530,5 m.) — 19,45 pi; no, 20,50 müsahabe, 23,30 konser. Roma (441,2 m.) — 21 havadin, | gi 220 7 Gil m) 2 1755 Küme, 193 20'ba ayal in 25 müsahabe, Zİ, konser, 23,40 şilun, 12,05. dans mun isi, yiyen (518.1) — 20 şark 21.48 oda musikisi, 22,45 havadis, 23 kon: 38 3 Teşrinievvel salı İstanbul 18 - | Sah. re Handan hanım, 19,45 - 20,30 Saz Fazilet hanım. 20,30 - 21,30 EK talya hanım Sadi e a arı, 21,30.- 22. Gn Sah, Sesi C 1813 - Polidor R 24044 - Sah, Sesi K.:6248. 22 den itibaren Anadolu veee borsa ay, 12,30 20 ve r O: ini ie Norma, Chabrier Valse Espana, Billi Marche Lamour Reyient. 18,45 - 19,30 Alaturka saz, .19,30 Dans mu- ii 20 Ajı ai reş (394,2 m.) — 21, 0 0 Biyik kap ii 55 ki 22. 30 konser, 23,30 dini el öğ 5 Me şarkı, 21,30 EE — Hz alınan ğ 2480. Badi ş e ii a kem lis, ssk sa 21,15 kı , 214 ii işe 24 hi > arşova (İ4İ,2 şii 1,20 k dee ZI viyolonsel, 21, 18 Şaplar b) Ee e reşten o nakil, 23,50 dans (618,1 m.) — 20 konser, 21, O Bükreşter ei 23,40 radyo Jurnal, 23,55 gramı > e e m güni fe: rafından türkçe biktak Utalyada Türk tetebbülerinin tarihi ine umu- mi bir bakış) mevzulu bir konfe- rans verilecektir. Arzu edenler lebilir, kadaşları! e: Hain diyorün alçak.. © ii plaşalım.. | Eve gidince er «mm ike ii * Bir Yıldız S r mektu; 0 gönderelim... ben onun resimlerine