26 Haziran 1933 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

26 Haziran 1933 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ve ASYADAN E BİR GÜNEŞ DOĞUYOR İ Yazan: /SKENDER FAHREDDİN gz Çinli kızın verdiği ilâçla bir kaç gün sonra eğini umuyordu. (Elâgöz Han)ın oğlunu rk nasıl ve nerede bulacaklardı? Buran, genç kıza: — Bu doğru mu? e sordu. gn kız içini çekerek . Gelen ünl söy- G5 Dedi ve gözleri yaşardı. Buran, Çinli kızın endişesinin sebebini anlamak istiyordu: — Yeni Türk akıncıları > seni ve senin köyünü cağım. Hiç merak etme. Yalaz, bana açıkça söyle bakayım: Bu haber seni neden kederlendirdi? O güne kadar kim olduğunu belli etmiyen Çinli kız; — Artık her şeyi söyliyeceğim, dedi, mademki Ha affediyorsun! Mademki köyümü: ve yurttaşları- yacaksın! gi ne varsa hep- sini boşaltacağ e odanın kapım İş kapa dıktan a: — Çene Ti setaş geçerken, bana: «Ölmiyen adamın an sen bükeceksin!» köylülerin ümidi bende eye Fa- kat, ben, seni ilk gördüğüm gün . Ba erilen zehir! sevmiştim. ediliklerik zehirini atıyordum. Böyle yaptığım e senin ya- tağa düşmene mani olamadım. — Beni niçin bir günde öldür- müyorlardı? — Etraftaki nöbetçilerden çeki- |, niyorlardı. Yavaş yavaş öl daha tehlikesizdi. Uzun zamanda dizlerinin de: i keser ve im- yatağa düşürürdü. Eğer sen bu bus ilden kullanma: başkaları- nın gittiği gibi, senin de gideceğin yer mezardır! Demek sen Çong-Ti ile gö- rüştün, öyle mi? — Evet.. Bana çok itimadı var- iü ben köyümü akıllı bir kızıyım... Elâgöz 'ıanın hain anası hakkında çok esaslı malümat alı- yordu: — Yavrum, dedi, sen Çong-Ti- nin yanında küçük bi çocuk gör- medin mi Genç kız — Gördüm ve merak a acaba bu çocuğun kimdir? u: — Ah, e çocuğu bir ele geçire- il — İhtyinr; e bu çocuğu eden yanında taşıyor? — Soyumuzu şi için. Fakat, savaşıyoruz. Biz ondan çok kuvvetliyiz. Ço-Uları her halde yer — Anlıyorum ki ç “dan birinin oğludur. gr mi? — O çocuk Elâgöz hanın biri- tik oğludur, yavrum! Ben onu a kadar çalışacağım. .— ne e yal, ço li Fakat e ie yanın- da çocuk — Bana ihtiyar bir Çinli, onun ya ında bir küçük çocuk gördü- günü söylemişti. Çong-Ti, Elâgöz Mi oğlunu buraya kadar getire miştir. i Çinli kız bu sözden şüphelendi. Buranın yalan söylemediği mu- hakkaktı. iBr müddet biribirlerine bakı- şarak sustular. Genç kız, ç nerede ol- duğunu keşfetmiş gibi sevindi: — Ben, aradığınız ın bu- ralarda bir yere bırakıldığını zan- nediyorum. — Yerini e söyle.. Beni uğraştırmı çok iyi biliyorum. Onun gittiği rdan küçük çocuklar geçe- mez. — Yollar tehlikeli mi? Kavalık bir dağ sım..! öyü baştanbaşa araştır ve bana akşa- ma im hayırlı bir haber getir! (Arkası var) Radyo haziran pazartesi 18-18, 30 gramofon, 18,30- 0,30 Zeki bey saz, 20.30-21.30 Safi ye hanım ve arkadasları, 21,30-22 gra- fon, 22 ajans, borsa haberleri ve saat ayan. Ankara : 12. ei in 30 Mi 18- 18,45 2, Ou- verture, > Se aucasienme, Sova | 18,45-19.30 pimin m 20 & tar solo (Sadrettin bey tarafından), ajans haberleri, Bükreş (394,2 m.) — 168 cazbant, 21,30 konser. Budapeşte (550,5 m.) — 18,30 sa- lon orkestrası, 20,15 konser, ZI çiğan musikisi. Paris (328,2 m.) — 20,30 cazbant 21.30 30 rev, 22.15 kesi muzika; 22.45 e (355,9 m.) — Zi ozi. 21.40 kame 22 askeri muzika, 23,29 dans 88,6 > — 1925 e 0 Bründen 2 Roma: (441.2 m.) — 2130 ope Varşova (141.2 m.) — 18,15 ke mi | opera. Viyana (518,1 m.) — 20 askeri mu- yi 20,35 yere. ermek 22 ke konse: an yard - yes Gramafon. er Çilerlemiş Gi 1013 SA Se (Cennet ha- nm), e 30 - 20 Saz eN ha- m). (Nihal Te banım 20,30 Saz x 2 ee SO Enki rinin, kemani 130 . Ni 7 den Bikini edi Borsa haberleri ve saat ayarı. Ankara — 12,30 - 13,30 Grahofon. Flarmonik Orkestrası: Balfe 18. 18,45 Ouverture Die rin. Lendelibes Lakme, İvanovi reine .di “e 18,45 - 19,30 Alaturka rildi Dans musikisi, 20 . ve başka yerlerden yumurta alıp yekeizey BAHÇE ve ÇiFLİK yerli tavuk iddiacıları da müder- ris Salih i edi etrafında e her iki ta- rafın birleştiği vi vie nokta var, da: Tavukçukağız bir memleket tavuğun mili bir servet kir atmak istemezdim. Yazılarını tai nazar farklarına seyirci kal. makla iktifa ederdim. Fakat Bağl ee henüz henüz başlangıçta, kuvvetli se ve kanailar edinmemiş.. Binaenaleyh bir gün «yerli sözel tezine ali Legornları > Kömesinden mağa e bir müddet sonra A i propagandasına tu- pimi ü li tavuklarını ğe başlıyor ve her iki şekik de de luyor. Bu yen, uzun kamet delillere, vesikalara isti- ettirilmek lâzım gelen bir ie Söylemekte, ortaya kanaat at- makta istical ayl ve noktai nazarlarda raz da hodbinlik olursa - bu iş nk, olmaktan çıka- cak ve memleket tavukçuluğ tereddüde mi kile iye ağla yöre klâvu- zunun, müderris Sali ve lee Kadri beylerin Parla başka istikametlerdedir. Biri, Salih Zeki bey, mutlaka yerli tavuk der ve Avrupa tavukları - tecrübeleri! mıştım. O zamandanberi tavuklarımda beyaz ishal diye bir hastalık gör- medim. Ne Halil bey ne de ondan siye erki ağ bir şey duymadım. Nitekim gün İstanbulda binlerle de tavuğu sahibi vardır ve çoklarile de tanışırım, şimdiye kadar İstan- tavuğun 72 ve 185, 187, 1 numa» ralı tavuklarımın 68 gram asgari akşam ber hikâye Fikriy: kalmak betbahtlığına uğrıyan bu sevimli kızı çök seviyordum. O: iyi bir izdivaç yapmasımı, kendi- sine dost, destek ve müzahir ola- cak bir kocaya varmasını istiyor- dum. Fikriye, e güzel ve şa- kaciydi. İnsanı ha; mühendisti. ve ciddiyeti ile temayü Bu iki i genci iri elendi meği para a EE Bire de Fikriyen şöyle, böyle ufak ifeği vardı. Elele - leri zaman mali muzayaka Bu iki eğim evlendirdim... Pek ans sl, gül. işimeigi kaç ay sonra, emek yiyor- dum. Fikriyeye ii ani neşeliydi. Şen etmiş açılmıştı. içiyor, gülüyor, konuşuyordu. şunu farkettim: Kemal Fehim, Bü damla bire ma- sanın üzerinden alıp karısına ver- di. Gözleri parladı. Aklına bir | sey gelmiş gibiydi. Birden bire seslendi: LL Pilriyet Bileği. Genç kadm, şaşırarak — “Eyvah... Ul ei te ge yoktu! - — ina Fikriye! - diye haykırdı. fr. bin ve Fİ Tıklar yi sini ilem ee KİR iğ düşürdü- günü, unutkanlığını meydana çı- yet — Ber liraya kadar Fikriye, behi' bir köşeye çeke- mi Kozasine sİRCEği hediye hak kında fikrimi sordu. İki kem alabileceğini söyledim. Ve alay i inci iğ iğnesi eksik pi varmış, alin ari li sad sürdükçe Salih Zeki beye bunu bir kaç vesile ile süytedime ik disini ne isterse tavukha- nemi > eri kendi kömesi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: