19 Haziran 1933 AKŞAM > Tefrika No. 69 19 Haziran 933 İstanbul S Edirne e e 4 ” 3 Her akşam . Mi Deleileği | bir hikâye | Varietede... a A SYADA Ne Yeni ve ucuz tarifenin Büyük bir tiyatronun arkasn- Ve, herifi palas pandıras sürük- B İ R g İ ği F D 0 ğ U Y 0 R tatbikine' başlandı deki gelaşkeğiyişinlezi liyerek, sahnenin. ortasına çikar- Ş Şark arya ana e « Yazan: İSKENDER FAHREDDİN Bilgütay babi sebeplerini araştırıyordu. Bir gün kadın ona: “ de hastamızın ağzını ve gözünü açacağını yg - demişti - Halbuki e gözü açıldı.. Nede dili. ,, Bilgütay, — gözünü ve — Öyle oldu.. Birdenbire dili —. açmak için üç gün müsaade | tutuldu ve bir kaç gün sonra da mişti. gözleri kapanı li Günesi b — Belki iyileşir.. Dil ve gözleri açılır... Diyorlar ve her sabah güneş do- Karl lerini göğ Eval uğramak: tan korkarım... Bilgütay bu muhavereyi işitince, Earl yanına sokuldu. Has- anın iç yüzünü çok iyi bildikleri sl di bu kadınlardan birine sol — Reisin anası güneşi neden sevmiyordu? adın evvelâ çekindi. Önüne baktı. Arkadaşı başını çevirdi. : Hastanın ayak tarafında duran di 1 yarıyorlardı: — Tanrım, sen ihtiyar anamı- ü aç. Onadü zın dilini ve gözü yayı bir daha göster! — O, oğlunun bir kaç kabileye , Onlar için in m e başka kurtuluş çaresi yoktur.» (Güneş, Bilgütay, hastanın başında otu- Türken, babasının sözlerini hatır- ladı. . «Gözü ve dili tutulanlar için: (Güneş) in yardımından ba: kurtuluş çaresi yoktur» sözünden yeni ve kurtarıcı bir ilâç keşfet- miş gibi sevinen ihtiyar Bilgütay ayağa kalktı.. Ve Kala çadır- 1, lu bir ocak- tan dökülen alevler gibi, ortalığı yakıyordu. Reisin ihtiyar anasını o güne kadar e çıkarmamtışlardı. Hastaya bakan kadınlar (Bil "gütay) ın bu sebitde memnun kalmamışlardı. Çadırın kapısı önünde (Sarı- su) lu İ kadın konuşuyordu: am, hastamızı öldü- trecek.. — Bil gütay. kendi yurdunda bir rmiş.. Fa- l. — Doğru.. Ben de duydum. Oğ- lu, çadıra güneş girmesin diye pencerelerini kapatmış, tavanını iki katlı bezle ördürmüştü. — Zavallı ihtiyar, beş yıl evvel ne neşeli, konuşkan bir kadındı. — Onun bir kusuru vardı: Gü- Bir akşam neşten hoşlanmazdı. batıya karşı yumruklarını sıkarak yüksek sesile haykırdığın kulak- Tarımla işitmiştim. — Ertesi günü yatağa düştü, değil mi? | a ateşle neş görmedi. Ona kabilenin ihti- Eş — Sen güneşsiz ölürsün!» di- lm Hiç kimseyi dinlemedi. Bir gün (güneş) e isyan ederek gr si ve grtesi gün gözleri irmedi; a düş — ve birdenbire neden ei? — üneşi ve dünyayı görme- mek için gözlerini ilâçlamıştı. Balgmtağı hayretini gizlişeme i gözünü patmıştı. Bunu gözleri- O neden tutuldu? — Gözlerini kapayınca dünya ile alâkasını kesmek istemişti. Di- yaktı... Ondan sonra imse ile ni ei — Kafasının ii çime ne oldu? Ne- den uyanmıyor — Bilmem. Ötesini de sen keşfet! Üç günüü ağzını ve gözünü açacağını söylemiştin! Meydanda bir şey yok. Hastamız eskisinden beter... Ne gözü açıldı.. Nede Arkası var) Darülfünunda istenografi imtihanları Ayın 22 inci perşembe güni öğleden ra sınıfında muhtelif derecede istenogra- fi Ma yemini mthan - Bir temle bir versyondan ierik olup yanlışları sı her iki kısımda (10) u ni 2 — Hafif sürat imtihanı (Dakika- da 120 hece) - Bir temle üç dakika ve 360 hecelik bir dikte ve bunun tercümesi. yanlışların sayısı (8) diktede de.(15).i çmiyecektir. — 2 3 — Orta sürat ni (dakikada 160 hece) - bir temle üç dakikada 480 hecelik bir dikte ve b Kal tercümesi, Yanlışların sayı mde (5) diktede yısı tez (20) yi geçmiyecektir. 4 — Mesleki sürat ri (dakika- a 200 hece) - Bir temle üç dakikada 600 hecelik bir dikte ve in ter-ümesi, vo — seyde (Ğ) diktede de Kam igi a hariçten is- vk gi ili hukuk fakültesi m memürü Adem beye müra- kumpanya- yaz- dam EEE 19 da hareket ed üzeri saat 18,45 de Edirneye var- maktadır. Yeni terife ile İstanbul - Edir. ne arasındaki embe günü yeni Gn göre ilk defa olarak kal- kan trene aaapznd - davet etmiştir. Bu seyahate iştirak eden muharririmiz — üze- rinde gördüklerini ve tren, oto- büs vokabeti hakında sa tehlikeli bir şekil alır, Otomobil- ler; çamurlu yollarasaplanır, insan ir, a etmesi hatıra gelmez. Çünkü otobünleri işleten bir irk de- ğildir. Bunlar-ferdi sermayeler- dir. Daha emniyetli ve rahat bir yolculuk yapmak istiyenler, her zaman ker tercih ederler. etekim İstanbul - Edirne ara- sında yeni açılan serviste yolcu- luk daha ucuz, daha rahat bir hale gine İstanbul “yeni tarifeye göre ucuz tren kalktığı halde, otobüs seferleri gene dur- mamıştı. Perşembe günü sabah- leyin Sirkeciden Edimeye, Dr öpküye : bi etmişti. Çerkesköyünde, o Uzunköprüde, kaldırmağı aklından geçir- miştir. Uzun hatlarda şimendifer ve kam; arasında nizam iie özeli şark demiry. mücadelesinde mak, hem güç hemde pahalı Ur. Şark demiryolları ayi her sene İtye fabrikasına 18 bin e id akdi Alpulludan Sir. keciye 2000. vagona re SEM. Bu kadar nakli- ye işini başarmak için İ: ul - Alpullu arasında binlerce kam- yonun işlemesi lâzımdır. Bugünkü şerait altında tezini mesafelerde, büyük leri şimendifer işidir, Şimendifer - iş kamyon e kavgasında, o kamyon, şimendiferlerin bu pâyinı henüz alamamıştır. Fakat ortada bir hakikat var. dır: Otobüs kısa hatlarda şimen- difere rekabet ediyor. Bir çok kimseler zannediyorlar ki, otobüs « şimendifer rekabe- tinde, otobüs şimendileri orta» dan kaldıracaktır, Şimendifer if- beli an ayran lunca diğerin ar- kasında bir ii ikilnde Bu “gölge, e a yaklaştı. Meğer, bu, bir a: ki MEP mezi sını, arman pl İtosunu çıkardı. Bunları, ez bir fener direğinin Grevi biriken gölgeye sakladı. Sırtında, balolarda, yahut ti- bir do- alk camdan mamul kocâ- anoz duruyorda; amma kikük bir oda oda İçinde kırmızı balıkların ra görünüyordu. . Rejisör, ahaliye hitaben: — Hanımlar ahali tiyatroyu seyre: Ak- ağ eyükları e. —— > örlerin kimi marifet i te- | çüğme ii i li temin için bir ağırlık astılar. riyorlar, kimi de, z Ve lop! kendilerini şönbişledd Kalde “dinnidleidenli dalin Herifi suyun içine attılar... Hi e irkrğ kle aki Gürallar. Bir takla... Bir . daha... fından açık u. Vi Boru; deliklekindem mera. #Edi kim bilir, kları çıkıy: Meçhul adam koridor: işare adam, kırk kırk dee Kimseler yok... ye Baki elliyi bulacaktı! Vücudu, «cip ha- bilmiyordu. Fakat ona, kasanın | #eketlerle ü DE, bulunduğu odayı tarif yirmi Garaz, Saran litinbi star; İşte, tarif üzerine yürüyordu. Ve tulamadı ve atılmağa m Mei yine, aldığı tavsiye neticesi bü kı. | heyya bir gi aa gibi dJığa bürünmü: ırtına siyah do- ami kaldı. rklenisten ken- mino mayo, en lâstik başlık | disini seyredenler ei piyale z diyorlar. - bu 1 ek EĞİ sesi Ya Eki re oi larda görürse tanımaz ve şüphe- maharetler gösterdi doğrusu.. As- lenmez!.. - demişlerdi. la bu derece yapamıyordu... Sey- Kapıları saydı: İki, üç, dört, beş. | reden hak boğuluyor Maymuncuğu uydurdu. Gürültü cak... etmeksizin usulla açtı. İçeriye bir Her. kasalı oda MİRİ olacaktı. Fakat eşikten içeri adımını atar atmaz, sn kendi boyunda ve kendi gibi giyinmiş bir adama ras- Tadı. Hırsızı görünce, bu adi — Vay!, !. Rakip ha... am: .- diye hay- k Üzerine yürüdü. Hırsız nefsini müdafaa vaziye- tinde kalarak, Fakat tam bu .esnada, es er | lkta giynmiş nozun içine atladı. dalıştan sonra, kazazedeyi ölüm- yox ine e elli numara değişmiş ali dediler. Ve — siğui bi imamdan sonra salladı. | ayılınca, Odadaki ile kapıştılar. Biribirle- Sen banal. » diye sor- rine veriştirmeğe başladılar. Bu | du. - niçin atmış bana yumruk?.. kavga, belki on dakika devam et. | Sen su içinde iyi oynamak?.. ti. Bu esna dışarıda bir ai sa Hırsız, ıyordu. EH H içindi aa doğrusu, ehemmiyet verme- | Karada .. » diyerek, elile vava meydan kalmadı. saz işareti yaptı. - yanlışlık ihayet, bir yumruk, birdaka, | birsder; ğini hırsız, benzerini bayılttı. elinden alacak değilim!... Ben oy- «— Hazır şu işi yapmışken, ka: | Dıyamam, çalarımı. z sayı da soyayım!» diyerek etrafı- Nakili : (Hikâyeci) Dale ? ai ye mr yakl, ki ne görsün? “Yayı NEŞRİYAT «— Tüh Allah müstahkını ver- Yolların sesi sin! Yanlış yere girmişim!» Dışarı çıktı. idorda ü iki adım atmıştı ki, rejisörle iki akinist, kendisine doğru hızla ! Perde açılmasına ya- rım dakika bile kalmadı! Nerede- sin? Az daha ahaliye karşı rezil olacaktık. lâs etmiştir. eray on do- kuzuncu asrın bir tasıydı, Dizel motörü, buhar makinesinin yerine kaim olmuştur. Artık şi- mendifer yapacağımıza asfalt yollar yapalım, otobüsler Apleler difer ve otobüsler de nakliye i m lerinde ayrı ayrı sahalar işgal we. sesi imecmuasının 9 un- sayısı çıkmıştır. Okuyucuları- mıza tavsiye ederiz. e. baş mühendisliği Idak maden müdüriyeti Gülin Bedri bey, iktisat vekâleti maden müdüriyeti baş- mühendisliğine teyin edilmiştir. etmektedirler, Uzun yollarda, bin- lerce ton eşya taşılmak, uzun me- safelerde yolcu nakletmek işi şimendifer işidir. Kısa ve iyi yollarda otobüsler, şimendiferle- re tercih edilmektedir. ses | Bize kalırsa, ne şimendifer bir | takım tedbirler itihaz edip — | büsü ortadan akldıracak, ne m | otobüs şimendiferlerin ida Ves zifelerini “im alacaktır, | ” Hüseyin Avni |