3 Mayıs 1933 Anadoluda Akşam bağ çok çalışkan bir gençlik var Küçük hastane bugünün ihtiyacına — kâfi gelmiyor Kasabada istiklâl meydanı ve belediye dairesi Kasaba (Umumi muhabirimiz- den) — Kasaba, İzmir havalisi- nin şirin kasabalarından biridir. Şel hirdeki imarat methali mini sukutu hay: : yerde vermiştir ki yazın ağaçların yap- raklandıkları zaman bir daha buraya uğrayıp şu letafeti doya karar verdim. methalinde mutevazi e ME ille olan bu hastane hiç şüphesizdir ki kazanın ihti- yacatına kâfi değildi. Fakat doktor Nedim beyin meslek kile bu şifa yurdu bir dereceye kadar tanzim olunmuş ve âhtiyacını oldukça tatmin etmek- Kg w dek- imse yoktur! Mev. cut iz Ea kya yk medi den mi makta ve üre van ni ölümle verme imdi temsil e vii a Ümit eni bele diye heyeti şu Kasabada gençlik yarn mensupları LX işaretli tubal Nazif beydir. >. vazifeler almışlardır. Bu cumhu- iyet çocuklarının i işinde — de gerli artist ve sai da var- a, natlarında pek kuvvetli olduğu gibi Halil ağabey denilen deli kanlı da klarnet ve “emek Ke- “ni al m resimde, Niyazi Bey'd şiirde, Hasan yek dünd pa elm keman çalmak ve resim -yaj şöhret almışlar. Ir, Bu emsalsiz çocukların hepsi de ilk tahsilden geçmiş ve fıtri zekâ- ları sayesinde bu sanatlarda işti har eyi ir! Niyazi Hicran B. ismindeki ilk mektepten mezun ği beli de bir tar İryepmen ile şiir- ler yazı halinde maksbel be tanesini de bana ver- miştir. Şimdi bu ateşin genç köy kâtibi sıfatile aziz yurduna hiz- ktedir. Yurt, temsiller vermek suretile halkın irşadına salışmaktadır. » Ya- z da (Mete) piyesi verilecekse a ere yapacak bir hanım mim lar, ne yazık simdilik mevcudu (120) > Bar gruplara ayrılarak ve irşat cep- Bi şükranla kayde seza bir faaliyeti ay mında (250) çocuğa baştan ayağa teki 1 elbiseler givdi. giydi- rilmiştir. Himayeietfalin yeni he- yeti 20 çocuğa her gün sıcak ye- mek. vermektedir ki şayanı tak: dirdir. Gerek bu himaye heyetl: ve gereki gençliğin başında bu- Tunan müddeiumumi Nazif bey bütün kazanın muhabbet ve iti- asa gin çok faziletli bir Ragıp Kemal ÇİÇEKÇİLİK: Gül yetiştirmek İlkbahar, çiçek mevsimi geldi. Bütün şarkta gül, çiçeklerin şahı addedilir. Bu sözel çiçeği acaba nasıl iştirmeli, ne suretle ter- bi iy& Ye a 8 kaç yazıda bunlari Büyük » hı lerde bü; ie yasta gül e ei için güllere ir ak ici rüzgüârlâ: mi almak $ için en iyi mevki cenubu garbi vaziyetidir. “Tetrika Jetrika No. 7 3 8 Mayıs 1933. 1933 GENÇLİK HATASI Aşk ve macera romanı Va- Nü) Nakili : Her z şu sözlerle ihtiyar adamı teselli erdi. se Sizin yin tecrübeniz, cesaretiniz, nuz nini? ben ne lida Bütün tahsilimin ne kıymeti ka- ? Darülfünunun birincisi ol- emme çiftçi EE efendinin 2» olmakla iftihar e: müthişmi babası da kim- seye 2 pi Hattâ, bana bile açmadı... Acaba bu suçu neymiş evlâdım?... 5 Bir saniye tereddütten sonra, Muhtar: ' — Orasını bilemem... - dedi. « Benim. bütün ümidim sende, Ke- nan efendiciğim... Bu kaba a barıştıracak biri varsa, o da sen- sin! İktiyar çifçi muhatabına öyle gal rip bi surette baktı ki, heyeca- nına rağmen, Muhtar, gülümse- meğe ba; di — Ah, efendim, sizin paşayı yemem ne belli!... Bu işi ükletmektense şi NA git ir benim için öze kolay!i, özlerin tesi Muhtardan ayrılmca, mai çökük Ee ya nina koşmuş, ve onu takdirle dalmıştı. ; Celâl, ne kadar büyümüş, ne kada r süzelleşmişti. Bakı yla nde tatlılık eee? Diğe taraftan da Ce- il v 1 il Güllerin dikileceği yer, evvelâ Büyür sd m nl kırk, elli santim derinliğinde ka» S0 sm sl, İĞ ve ii za iyi“ gökle, Günel iliki karşısında, sözleri dolara rat m kazılarak gübre ile ka- o gün, öpecek giz bir a ara- rıştırılır. emer suretle Di > . kızın ba sasmize? fidanlar dikilmeden silimi esmeğe muvaffak akal ki AR dört hafta evvel Ya- | olamadı. İkisi de yakal mile pılmalıdır.. | : ettiler. Fakat, genç kız, bir- Fidanlari iyi besliyen toprak Deer başını blne hayret ve humuzu havi tinli müte- kama vassıt topraklardır. Eğer ar un eşiğinde iki adam - if yani çok kumlu ise bu öz Muhtar beyle ismail toprağa kil ile inek gübresi şazade Celâl bey. raştırmalı, ağır yan piek a ie viye, bu çocukluk arkadaşını al eeiğmii Şi bi sevdiği Leylâ â rüntülü toprak ilâve, edilmelidir. rü yikırdı. Ki — | dikme mevsimi Kenan efendi, yerinden fırla- Güller, teşrinievvelden mart ni- | mi ği, imi, hayetine kadar dikilebilir. » genç kızı Dikme ameliyesi şöyle yapılır: | selâmladı: Gül dikilecek çukurlar köklerin Maşallah! yayılıp ilm. müsait de- şal Şimdi tam bir an recede geniş açılır, Kökleri gü Kırlar- ile rek > temas ederek yanmaktan mu: hafaza için evvelâ adi toprak ile biraz örttükten sonra üzerine çu- kurun kadar gübreli top- rak ilâve edilir. Çukur tamamen doldurulmadanı ve tüpruk vik doğru çekerek silkelemek sureti- da tavukları, ördekleri korkuta: rak ie ——— bir eda . —. MS adam, devam etti Nasıl?.. Hele ki beraber oy- nadıkları o çocuk bu hale gel işti... değişimişti... Ne Ned gü zel, ne zarif, ne hoş bir genç kız EDE aruz ve kızıyordu: Nasıl olmuştu da kendi âlemine dalmış, bir kere bile le ince köklerin aralarına toprağın — Ümit ederim ki bu yetişmiş | onları mektepte ziyaret etmek dolmasını temin etmelidir. > küçük efendi eski dostlarını unut- | ına gelmemişti. Bu, ne affedilmez. tamamen d. maz ve daima arkadaş kalırız... bir ihmaldi? ve —— ile basılarak m m — Tabii eti mi? Sonra, düşünüyordu: Hayatıni bolca sulanır. “ği benim bağladığı o eN bu genç kızi < gli şayan Mirc dar yakalamaya yordu. Ne azim bir ” Güllerin kökleri dondan ve ku. | rağmen, genç izm Jâfı kesmek ve fark > aktan Üye Güme E olklukdarı tale daha, vii “ gocektek. salan ep ar ia 1 vaya maruz basakamamanladır. Şu | farkına ni öreceğiz, değil mi Bilsen suretle dikilmelidir ki, aşi yerleri | & Gülerek: Lei meleğin ne e? mü- üç santim kadar toprakla örtülmüş | , Haydi, haydi, vinkeneyiniz İbesei Görüyorum ki, Celâlte konuşmak ile yerleri- yeğ ar aşı yı nin Samimi kep mesi izah ede- Tim: çı Spubadan, yeribeiiieiz güller- bodur ve- ya boylu olsun her ikisi'de yabani iki suretile yetişti- bodur güllerin ekilerek elde e. ——— bodur gül istihsali ii üç san- tim e ÇE pr Re bulundurulması isede ee olduğumuz güller hakkında bu 2 varit değildir. Çünkü çelik suretile ari bo- dur güller bizatihi dayeten saçak kk za yapıp bilâhare kalınlaştıkları ve esasen sekiz, on santim kadar toprağa gömülmüş bulundukları cihetle kökler daimi sürette toprakla kapatılmış bulu- nurlar. Yabani üzerine yüksek a: güller yirmi santim derinlikte Yi kilir. Şu kadar ki güllere müsavi bir boy temini yhaa daha az veya biraz daha çok gömülmek te caizdir. Gelecek yazımızda budama usu- lü ve aşılardan balisedeceğiz. Paşabahça: Asaf rek, kendisi, işleri hakkında görüşmeğe baş- Tadı. — İhtiyar çifçi, sevinçle: © — Ne iyirettiniz, Muhtar bey... Gin kal ni bir Paşa da artı evlâdının kabahat. arma göz yumaf üm el Hepimizin istediği de bu... Fakat ah efendim... Kendisinin ne kadar inatçı olduğunu bilmez- siniz... Hem de, bir mesele daha yarmış! » — Ne gibi Wi e. yaptığı bir çok ka- bahatlar içinde, bir tanesi pek ya.. va esnada tek atlı vaki, sını kendi idare ederek, bahçed içeri girdi. Yere ge Ve hafif adımlarla köşke doği yürüdü. Eşikte belirip te en oturanlari görünce, sevinçli bir feryat ko ardı: Pi — Ağabey!... Veiki kardeş, ani bir hareketle, ve i kucakladılar. iştiyak alevi m ami mi Muhtar, genç kızın yanınsi yakl — Affedersiniz, el Gnl ia Müsaadenizi' m edeceğim... Paşa len'nefret ei. ğinden belki ai konuştuğu: muzu duyunca kızacaktır.:, Onun için, gidiyorum f Genç ie hiç bir cevap verme d im etti. Fakat bu tebes- sümün içinde babasına hak ver mediği ve Muhtar beye mimiyet hissettiği görül enan efendi şanın aksiliğinden korkuyor, ona, bu işi nasıl açacağını bilemiyordu, Nihayet, bir karar verdi, , Muhtar beyi teşyi ederken: (Arkası eği: üşünüyor: ie?