— Sahife 6 Sahife 6 Tarihi roman tefrikamız: 117 24 Nisan 1931 | | Deliler Saltanatı | | Deliler Saltanatı | İİİTELLi HASEKİ : İskender Fahrettin Zerefşan, Hamzanın die eli: “Ben seni kaç senedenberi seviyorum!,, dedi, fakat, Hamza başkasını sevdiğini söyleyince.. Sultan, Hamza'yı dinle- Çelebizade'nin bu Kösem dikten sonra, mden çıkarken Vin çita hiddetinden ateş pie ordu. Bir tesadüf eseri olarak kelle- lerini anma olan bu kadınla- rın Kösem sere uğraşmalarına imkân mı vard Eskisarayda diri diri mezara gömülmüş esirler gibi ümitsiz ve parasız yaşiyanj Hasekiler, şehir dahilinde olup biten in haberdar bile değildi. ir sui ka: kuvveden fi'le çıkarsa - Kösemin akibeti çok feci ünik, bu günden ziyade cburdu. BE E $ a eden bir kadın, Çelebizade gibi maruf inkılâpçılardan b elde edecek olursa, n derisi yüzülecekl - Kösem Sultan değil miydi? * (Zerefşan) ia başbaşa geçen bir gece “... Ben bugun ; düne kadar nefret ettiğim bir kadının esiriyim. Hayatta oyup uyumak!.. Hem de Sağ daha uyanma- mak şari e li er taraf ind gibi e Herkez uyku: Aarasıra v kubbesin- den yükselen poğuk bir baykuş sesinden başka e bu vahşi sükünunu il a e bir ses, ne bir e e hareket yok. a he sindeki uzun kavak aşşlarn yaprakları bile kı ya il tabi başbaşa uyu- yerlar Eibiyak Eskisarayın mn katında es- ve bir mezara benziy Ham: odasın di, 2 e beri dizdize oturan ve kâh birle- şen, kâh ayrılan iki gölge konu- şiyordu: — Fazla israr etme, Zerefşanl serhoş oldum.. Başım döniyor. artık ii jem. — Hat için bunuda iç Hilali iel ye başka istesen — verm. ben kadın sinden ağ kii zehir bile Z — ein hiç bhoşlandın mı Hamza? — Kadından hoşlanmamak mümkün mü?).. Hele böyle senin gibi şen, GA olursa..! — Ben seni kaç senedenberi seviyorum... “biliyor musun, Hamza — eni mi seviyorsun?! imdiye kadar sana bu sev- giden bahsetmediğime şaşıyorsun, değil mi? — Elbette.. çünkü, benim bu hususta hiç sabrım yoktur. Bir kadın sevdiğim . ona derhal malik olmak isteri — Ben Sultan İbrahim'i in göz- desinden.. aşkından sana nasıl a — Birini sevdiğim zaman, kal- binde ne liyakat n? — Günler geçtikçe, yani, aş- kım derin! eşik, ona biraz daha yakla: Ri hissederdim. 7» Ke e... — Gi bahçede sana karşı ali m esizce hareket ettiğim için, şimdi, bu samimi in itirafın karşısında NR bir ma cubiyet hissediyorum Ay ışığı altında Mile göl- a 1 ğe ayrıldı. n yüksek sesi işidildi. aş £ mı? yleya.. beni sevdiğini itiraf Saim mi — Hayır.. Ben başkasına olan sevgimden bahsetmek istedim. Sen üzerine alındın! — Beni beğenme edin mi? — Senden sadece hoşlandığımı söylemiştim! Sen beni | sevmiş olabilirsin, Zerefşan! Fakat, bn seni sevemem.. Çünkü, bim enden evvel bir başka İd eğilim | (Arkası var) Akşam . GELE Garip bir intihar Nazırın bahçesindeki İlimonluğun camlarını kırdı A.) — Dahiliye ah banyo- sunu yaparken ve karısı da sabah kahvaltısını kol rken (birden b bahçe a İRİ ilmi bir am şangırtısı gel Bütün ev halkı ça koşuş- muşlar ve burada elindeki çekiçle limonluğun in birer birer kıran bir kai örmüşlerdir. a ptığı kendisine içinden bir türlü anuni e nazı an yardım istediğini ve bu ine kendisinden esirgediği için intikam almak üzre nazırı zarara sokmağa karar verdiğini söylemiştir. Kadın polise teslim edilmiştir. dıni nı Bunu niçi sorulunca kadin, Zencileri Londra otelleri kabul ar Londra 19 — Ava azasından Vilkins. otelcilerin otellerine abul etmemelerine nazarı dikkati celbederek siyah ırka mensuj Britanya tebaası arasında büyük hiddet ve infiali mucip olan bu tarzı hareketin oteller ve pansi- yonlar hakkındaki nizamata mu- halif olduğu kanaatinde bulundu- buna nihayet buna c vel istemedikleri adamları kabule icbar için elinde hiç bir kuvvet ve sali biyet bulun- madığını söylemişti 25 Nisan 1931 Her akşam bir hikâye a Beyin, Cavide İsimli ve artistlikle alâkadar bir var. Sefahat hayat sıkıldığı bir sırada, çocukluk arka- daşlarından biri tarafından yak mış bir mektup alıyor. Arkadaşı Galip Lemi, İstanbul'a gelmiş. kendisinden bir a bu teklifi tıraş addediyor. Gerçi Rana, Galip Lami, hak- kında A epi besle- mişti. Birlil mükemmel mektep ği etmişlerdi. Fakat, bu birşey ifade etmezdi On sene evel, (o Galip Lemi, ile mektep arkadaşlığı ettiği için, şimdi, bu canımın sıkıldığı günlerde Anadolu'dan yeni gelmiş bir karı kocaya şehirde rehberlik etmesinin manası var mıydı? vaktile, şişman, lâgar zamanda sas ardı de herhalde, ie nis- betle daha parlak olmasa gerekti. Karısı hiç de alâkayı calip bir mahlük olmamalıydı. Aca süküt etse, oteline sem da iyi, daha hayırlı olmaz mıydı 7 , Lâkin, hayır! Bu, EE ki hışırlık olurdu. Ayıp olurdu. İşenyenlk olurdu. Galib'e karsı eski lan pek güzeldi. Galip, mek- tepteyken, küçük Rana'yi, ken- disinden büyük ve kaba talebinin Ankara istasyon büfesi kiraya veriliyor Devlet demiryolları umumi idaresinden:| Ankara istasyon büfesi 1 mayıs 931 tarihinden itibaren iki sene müddetle ve açık artırma usulile kiraya verile- cektir. Şartnamesi Ankarada idare vezne- sile Haydarpaşa ve Kayseri işletme müfettişlikleri veznelerinde birer lira fiatla satılmaktadır. Talip olanların ihale günü olan 27 nisan 93İ pazartesi günü saat on beşte Ankarada umumi idarede müzayede misyonunda hazır olunur. ve münakasa ko- bulunmaları ilân | Cinnet yahut aklühikmet | kaba taarruzlarına karşı himaye etmişti. Şimdi ne —— Varsın e bul'u bilmiyen karı caya e pek uyan bir elbise giydi; ve, öğleye doğru, al adrese telefon etti. Galip, ote- lindeymiş. Bizzat telefona geldi. Rana'nın sesini duyunca, sevinçten çıldırdı; ve, id aşının davetini büyük bir memnuniyetle kabul etti. ıl Yemek, Rananın br eller nazaran pek az can sıkıcı Beyoğlu'nun en şık İalamıtie emek yiyorlardı. Bittabi, Ana- dollu'ların tavır ve hareketleri, zarif dekorla pek o kadar da uygun düşıniyordu. Galib'in sır- tınden fena biçilmiş bir elbise vardı. Gene eskisi gibi şişman ve m bir oğlandı. le basit ki, insanın rikkatini EİBUGORMU Karısı et Hi nim, 'başına giymişti. gayet ciddi ve çekingen duruyordu. ana: “ Tıpkı düşündüğüm gibi, Si manasız bir kadın olacak. - diye düşündü e ne gülünç, ne âdi, ne nahoş. M ik, yavaş yavaş, yök ucile seyrede ede, genç taşralı kadının hali ve kali hoşuna gitmeğe başladı. — “Pekde okadar manasız rn diye düşündü. vi Taillcur (<tayyör)ü içini en ia dının vücudu epi çalâk, tendiirieiti Si ye LR kloş) er kasının turre ne de gi ak sb yumuşak, me a Tıpkı gözlerinin (| siyahlığında, (o par- ak bEMR ve e km çi lu, Kn bir yeşillikteydi. Boyasız kırmızı ağzı ihtiras ve şehvet nedi ordu. Rana, bütün bunları birer birer keşfetti. Genç kadın, yabancı erkeğin meclisine yavaş yavaş a Açıl- dıkça açıldı samimileşi ana: Bu kadın hakkında, yl bimer söylenebilir: nefisl, diy a Z akla rağiiseer ei İstanbul'da e bir gün * zarfında, b il ağı, me hayatın bütün GÜYANUZA alıştır- mak! Ooool Şüp Ke ki, bu çok mükemmel iy olacaktı. Rana'nin sıkıntısını geçir- pal onu eğlendirecekti | Yarın cek. | Nakili: (Hatice Süreyya) Tefrika numaras :24 Yazan: Hikmet Feridun kolonya .geldikten sonra po uzandım, eski karım yanı koloj oğmağ; başla: B: durduğu ve mi . Üst dudak alta nazaran bir az geriye ram run bir hat gibi gözüküy. dn sadlği şakaklarımı oğarken başımı dizine koyardın. Birdenbire ye altından yukarıya doğru bir openbelik dolaştı lafı ileri Şakakla- rım pe > ince kolonyalı parmi bir an e bütün e lğ bütün baş ağrı- İarımı aldı; — Teşekkür ederim Semiha tamamile iyileştim. Eski karım âdetle, rimi, vücudu- mun ihtiyaçlarını benden çok iyi biliyordu.. — Dur dedi.. Şimdi birdenbire kalkmak olmaz. Balk Lvl açtı, kapının önüne bir "kğ ltuk çekti. m. başımın altına yazli sıkıştırdı.. ini girmeden e: azete al ıştım.. Onlara el attım.. — Sen bırak, ben a sesle urum.. Gazeteleri aldı, okumağa baş- ladı, yattığım yerde onu dinle- yordum... Balkon denize karşı. ibi.. Güneşten il yalnız sesini iştiyordu Güneşli yüzünü seyrederken ba- şımı daha ziyade ia yapış- ıyor, (o parmağ olanyalı şakaklarımı ayol rdum. Bir aralık gazeteyi elinden bıraktı... — Bu otele gelmene öyle kız- dım ki.. Bu kızgınlığın ekini anlaya- madım, o devam — ei Vicdan e “Tarab- yada yim,, : demişsin, otelde; otelin ismini söylememişsin, fakat ben senin bu otele indiğini bar anladım ve hemen buray. Semihanın a ii bir şey m ordum, o uzi irpikle- i bir birine kavuşturan hide bir Le öz süzüşü ile 1! Hele bu yanardı sai ge la n yok mu? u da kii çıktı. ai İten alay mı ediyorsun? 0 zaman meseleyi kavradım.. Biz Semiha ile Ka bir ay el bir balo burada ay aşk santizei gemi Şimdi de ben hiç ında olmayarak bu- raya le Semihanın son sözü üzerine: — Alay değil Semiha, dedim, ayaklarım beni buraya kendine getirdi... kendi renk ve neşe geldi. a b di da kahkahalarla Zülie e başi Mütem en gülü; hadan ali YARAR Nihayet neden — Biliyor ve dedi, evlen- iki k valarken bir vazo Kr GE sonlar görmesin diye ppi aynalı dolabın re mist tık. ahi.. Sahi.. Birdenbire beş sene eveline dönmüştük.. Birden nereden de aklına geldi bilmem ki: — Haydi dolabın arkasına bakalım.. Belki de vazo parçaları hâlâ oradadır, ( Mabadi var )