© ii A Sahife 9 > Sn 1931 Tari | Deliler Saltanatı | TELLi HASEKi 14 Şubat 1931 : İskender Fahrettin Fazlı paşa: “ Padliarii. dedi, Giritteki kah- ramanlar, düşman silâhlarına etten kaleler kurarak, memleketi müdafaa ediyorlar. Biraz da onları hatırlasanız a..l,, Gene mi Girit ei O gece sadrazam Ahmet paşa tarafından tertip edilen ailece 7 ve mühim bir hâ madiyen imdat talep ediliyordu. Kahraman askerlerimiz kayaları yarıyor, aç susuz kalarak muzaffer olmağa çalışıyordu. Giritteki ümera ile Beylerbeği- lerin ve eşi ateşi karşısında gece -arpışan mücahitlerin li İstanbulda başkala- rna satılıyor, bir vilâyete kim tercihen o alarinı musadere ederek kor- katiğe rlardı. i yi ve sefalet v uretle servet memleketin e: dei ediyorlardı. Bir sokakta: — Ben aç kaldım. bir dilim ekmek verenin Kölesi olacağım! Diyen bir fakiri müstolar vekdiiş, cesedini saray kapr- denize atmak in Jâşesini ktirl retle igfal ederken, Sadrazam shake e da Girit meselesini ehem gibi (o gösterirek, gem Min yı tauldn deri, gr ai Fazi vrinin en namuslu selini ilan İbrahime, hiç es ri temas edemediği mevzu- lardan bahsederek, devletin bun- dan daha tehlikeli devirler yaşa- madığını söylemiş: — Padişahım!- demişti- Düşman gemileri Boğazda bizi tehdit edip işi dilen söyleyip > tekdiri hatır etmek makul müdür? Diye mırıldandı Sultan İbrahim esasen Ear gemilerinin uzun zamandan Buğazda lengerendaz m) haberdar değildi. Padişaha bundan bahssetseler bile, Sadrazmla Cinci Hoca der- > ye vi > ve tehlikenin ğını ize. me gin ve; ir . Cinci Hoca Padişahı bu su- — Sizi iğfale çalışan bu bed- hahlara inanmayınız, Şevketlim! Derlerdi. Sultan mm son günlerde, veziriazam Ahmet paşa ile Cinci ocaya lü eee fazla itimat ettiği için, onlard. bayi ilin sözlerinini odinlemeğe (tenezzül etmezdi. Fazlı paşa, Sultan İbrahime Girit harbinden bahsederken çok acı sözler söylemişti: — e ia Mr düş- man silâhların: en kaleler arak müda iç orlar. Oradaki müdafleri elin klar? Padişah, o gün, ilk defa Girit Pre alâkadar olmağa ve Gitit seferi rzmğa malümat m mağa başlamı: Fazlı paşa mpi ai sadrazam da arkasından koştu. Pa dedi, mademki ii meselesile yakından alâkadar olu- sizi memuren oraya im. Fazlı paşa kendisine hazırlanan liz keşfetmekte gecikmemişti. Başka kulunuzu sn ie runuz, dedi, ben perişan göz yaşlarına ve sefaletine — mül edecek kadar e yürekli bir devlet adamı değilim! Veziriazam, Fa: e ı biran evel İstanbu ilde aklen ve etrafındaki engelleri birer birer imha etmek azmile derhal hattı şerifini aldı ve Fazlı paşaya tebliğ etti: — Paşam, ve padişahın fikrini slmek ve gazebe getir- mek büner değil. Ma li vatan- perverlikte bu derece ileri gitti- niz! o halde Girit em emi başında evvelâ sizi görmek iste- rim. Yarın hemen yola çıkınız! Fazlı p — Kitm tmem.. Diye israr etti Ahmet paşa ee ki elini vurdu ve perde çavuşuna hitaben bağırdı: — Paşayı alın.. Kapı arasında hapsedinl ( Arkası var ) Akşam Kari'lerimizin | mükğfatlı fıkraları | AKŞAM ABONE ücretleri — Türkiye Ecnebi SENELİK “1400 kuruş 2700 kuruş GAyım 750 450 > 3AyLık 400 00 > Ramazan 26 — Kasım 98 — 174 — ey ED Biraz eksik ya ELER ni mz Mus “yz “. Mg İZ tafayı ere Ça- rar ne günü Mustafanın canı alir en sıkılmıştı. O sırada onbaşı emir ver İN — Ral Mustafa, e ndan silâhıni atarak yere sırt üstü uzandı. Nöbetçi hiddetle ağırdı — öne ne yattın ulan? is rahat dur, demedin Beni iri nöbetçinin, Ri dur olduğunu anlatmasına Kizik m ii desene. a Tü ikm m resmi sahici ii ederek gelip tabi avr konarak ie başladılar. Ac resim nedir? Tahran'da ME biri bir kış resmi a kl tablonun yanına m mİZ n hararet sıfıra düştü! dem Ömer beğile oynuyor Sn dilile mü madiyen ii bi sl duruyordu. Orun bu f: evezeliğinden sıkılan blası akn nihayet dayanamıyarak: artık, dedi, koca karı gibi silik e Küçük Jâle bu azar üzerine ağlamağa başladı ve o sırada odaya giren anne- sine, aynen tekrar etmeyi beceremiye- ceğini anladığı için eee ei anlatabilmek için bir elile gözi oğuş- a eee eid GL altuktaki i göst Cum anne esim) ee mami (Şükran) bana işte bun vi Yü ılmaz iz Kekemenin biri nını doyurmak için işkembeci dükkâ girmiş, işkembe çor- bası istemiş. Garson sormuş m > — ii koya yım a e , Ve de: elik MIŞ. ibayek ki sirke ile olunca in sabrı kal mamış ve 2 ED .. koyma be herif! ei İhs Galat I sesinde be: ler bir gün bir musevi talebeyi Ulümu diniye allim ya» hudi Bige LELE sormuş Oğlum ismin nedir? — Nesim. — 0... Besim efendi, söyle bakayım, islâmın binası kaçtır? — Beştir. — ii oğlum, o beş tane Mk amam, apartıman, Kred Otomanl Mehmet Fuat hi Di “Bank Fıkra mükâfatları raları dercedilen racaatla mükâfat- anne mü: larını almaları rica olunur. sarsma Hilâliahmer merkezi umumisinden: İlân sahiplerinin nazarı dikkatine zan ma çıkaca! ara caddesinde n iki sa ide santimi 30, k Hilâliahmer mek İSTANBUL İLÂNAT ODASINA sondan bir veya iki r gazetesine ilân sahifada santimi 40 dar ruştur. Üç, dört renkli e için ayrıca ücret takarrür ettirilir. (8 iie vaz kum serpen 2) ğini sanıyordum. ” Bazan, uzun geceler evimize elmezdi; bazan da ziyaretlerini LİE m imtidadınca, u hal böy sürdü. lu gece ziyaretle- alışamıyordum; n korkunç hayali, eğe slukleşamyördu. Babamla e olabileceğini bir tü hağdemiyordum. Babamdan imi işi maklığıma ne geçilmez Ea simgenin mesi ol yard. Kum adami un maliye Kai bir Siir edinmek a ak meş'um rine bir türlü v mağa a a; peri salları (zihnimi . Amma, bizzat , bütün bu oku- dalarlar daha müthiş görü- ordum. Her fırsat düştükçe, iz kalemle, Sebeiler Himüirle, onun korkun: salar: dolaplara, nr yapmağa uğraşıyordum. yaşına o bastı vakit annem, beni — öde enli yırdı; ve, ri kapısı koridora ln Keçik a verdi. Bu oda, baba si yanındaydı. Ri kuz olup da meçhul şah- — gel İlme zamanı yakılamıca; Bi at babamızın odasını derhal ter- Fame Küçi 3. odamda kulak kabartır, herifin babamla başbaşa kaldığını ri ele evi, baştanbaşa, garip (o kokul buharin kapladığını Kumlu adamı, her ne b. olursa olsun, hususundaki çoğalıyordu. (OE gittikten sonra, koridora usulcacık iy verirdim, fakat bir şey gör- m kabil ii azdı. Kumlu adam, Habari odasına du. Nihayet, artık sabrım tükendi. Babamın odasına e onu oradan gözetlemeğe karar verdim. yak bulunur- Babamın sükütunu 2 farkedince, Kumlu adamın ce geleceğini anla- dım. Yarmliğumi bahane ede- rek, dokuzdan evel odadan ayrıldım; kapının yanında bir köşeciğe gizlendim. Sokak kapısı gıcırdadı. e annemin ağır bir ayaksesi, sofayı geçi merdivenlerden tırmanmağ; Viz ladı. em, alelâcele kardeşle- rimi alıp ai götürdü. Usul usul ia oda kapısını açarak içeri EN Babam, âdeti üzere, hareketsiz, sessiz, sırtı kapıya önük, oturmuştu, Girdiğimin far- kın Derhal kapıyı örttüm ve kapının yanında bulu- nan portmanto perdesinin arka- na gizlendim. lei mb gittikçe o yaklaşı- yordu. şardan, biri, öksür. öksüre gidiyordu. Kalbim, inti- dan çevirdi. Kap açıldı. Tekmil Sayek t rak, kr ip an aralığından dışarı Kum! m, odanın ee da, e ila a ndaydı. Mum: ların bol ışığı ile yüzü ayı el. nıyordu. Meğer Kumlu adam kimmiş biliyor omusunuz? OBazan yemeğe gelen avukat Coppelius değil mi mi Faki en korkunç bir surat bile, ei bu Coppelius'un kor- orkutamazdı. e geniş —.. gaye ee kafalı, esmer be- m kır ve kosl bui Lil bir herif! AŞIN Halin bir ib daima mütekallisti. Yal rinde koyu bir Coppelius, her zaman, e: eng ani Çe elbise giy: sr A e vi veren bir hâl li vardı. Biz ar, bilhassa, terli, ellerle tiksinirdik Bir yerinize değmesin ji e yapacağım, mezdik. Herif, bunun farkın: dığı için bize azap vermek için, sofrada tekmil tatlıları, yemişleri teker teker yoklardı. Ondan öyle iğre- mile ki, Kbeelleiği, tatlıları ne ka- dar e de yemekten se Bize: “Küçük sı, alar e hitap etmeği itiyat line, mişti. meclisteyken ağzımızı açıp teki söz sarfetmezdik. Her zevkimizi istiye istiye bozan bu adamı görünce şeytan görmü- e dön un neş'esi bize keder. harf Babamız ona karşı, mafevke yapılan muameleyi ya- pardı. Herifin bir işareti üzerine, evimizde en mükemmel ziyafet ep sofraları h Coppelli ruhumu bir haşı ei e ve Kumlu adamın e kimse olamıyacağını anladı Kumlu meğer; b selale ri felâket doğuran bir ahlükm ” Siilemmi gibiydim. Yakalanıp cezalanmam tehlikesine şiddeti aldırış iLE len, dışarısında, ö dum. Babam e ciddiyetle k kaan een vE se kısık fa- ta i akalım; iş başınal - edi. Babam, tek söz Ke rob- düşambrı çıkardı; ikisi de siyah dai er giydi. Bu önlükl reden gkariklarm uvardan bie aldır Tahin arkasında o kadar liğe hiç İarketmediğim derin bir ocak yi iş bulunduğunu "gördüm. Coppoe eld e “> kta arladı. Ş den, vardı. Ah, aman yarabbi! Bab. ateşin üzerine iğildikçe yüzü Dani da bambaşka ve korkunç bir hâl alıyordu. Sanki, asil tatlı hututlu bei Daya Co pri, uzun ma- şalarla, dumandan ateşin madeni ai çıkarıyor; e çekiç- liyordu. Etrafında g; olmıyan, im le ve m bir sürü insan görür gibi oluy dum. nn korkumdan bir çığlık Ödüm içinde birşey patladı. — A gözlerim!-diye haykırdı. Coppelius: — Kim o? Polis mi? Polis m bastı? - diye beni çiğniyerek odadan — fırdadı... Bayılmı; Dek rtesi 3. babamı. Kiye vi kaza neticesi kör olduğunu öğ- rendim Fa ir VE olması da, altı a sören muhakemeden sonra, CON olius'la birlikte, alkan LA hapse gime! . keman Nü) : (Va.